19 Kasım 2014 Çarşamba

Nazardan nasıl korunuruz?


Nazardan nasıl korunuruz?


 

Geçenlerde yedinci sınıfa giden Urfa’daki yeğenim İrem’le telefonla şöyle konuştuk:

 


Celal: Amcacım matematik sınavın nasıl geçti?

İrem: 97 aldım amcacım

Celal: Aferin sana amcacım, maşallah

İrem: Aslında 100 alırdım ama bir sorunun cevabını yazarken, -bilmeme rağmen- bir harfi heyecandan yanlış yazmışım, 3 puan kesmiş.

Celal: Olsun canım amcam, o da inşallah nazarlık olsun.

İrem: Nasıl yani nazarlık amcacım?

 

Celal: Sen çok başarılısın maşallah. Arada böyle minik hataların olsun ki, sana nazar değmesin. Çünkü birşey kusursuz ve çok güzel olursa nazar değebilir.

İrem: Nazar ne demek, nazar değerse ne olur amcacım?

Celal: Nazar, bir kimsenin bakışlarıyla, farkında olarak veya olmayarak karşındakine zarar vermesidir. (Bazen anında, bazen zamanla...)

 

İrem’e nazarı anlattıktan sonra birazcık kusurlu olmanın aslında şer değil hayır olduğuyla ilgili Kuran’dan bir kıssa anlattım.

 

İnsanı tesir altına alan, hasta eden bazı vak’alar vardır ki, tıp ilmi bunlar için kesin teşhise varamamıştır. Gerçek sebebi hakkında da açık bir bilgi verememektedir.

 

İşte bunlardan birisi de “nazar etme” “göz değme”dir. Nazarın gerçek olduğu, nazar edilen kimsenin hastalanmasına, hattâ ölümüne sebep olduğu da bilinen ve kabul edilen bir hakikattir.

 

Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor:
   Göz değmesi (nazar) gerçektir. (Buhârî – Müslim – Ebû Dâvûd – İbni Mâce – Ahmed İbni Hanbel)

 


Gözdeğmesi (nazar) illetine yakalanmadan önce korunmak için şu tedbirler alınmalıdır:

1) BİRİNCİ TEDBİR: Sabah ve akşam koruyucu dua, evrad ve zikirlere devam edilmelidir.

Onları okuyan kimseyi Allah (c.c.) nazardan muhafaza buyurur. Okunacak sure ve dualar çoktur.

Bazıları şunlardır: Fatiha Suresi, Ayetü'l-Kürsî, Felâk Suresi, Nâs Suresi,

 

2) İKİNCİ TEDBİR: Nazar değmesinden korunma yollarından biri de, korktuğu ve şüphelendiği kişilerin yanında güzelliklerini teşhir etmemelidir.

Hafız el-Bağavî "Şerhü's-Sünne" eserinde anlattığına göre, Hz. Osman b. Affan (r.a.) çok güzel bir çocuk görmüştü.

Bunun üzerine, onu nazardan korumak için çocuğun velisine şöyle dedi:

"Bu çocuğun çenesine siyah boya sürerek onun güzelliğini kamufle ediniz."

3) ÜÇÜNCÜ TEDBİR: Gözdeğmesinden korunma yollarından biri de, görüp beğendiği bir şey hakkında, gören kişinin bereketle dua etmesidir. Maşallah, Barekallah gibi…

 

Kuran’da anlatılan Hz. Hızır ile Hz. Musa kıssasını bilirsiniz. Hani onların yolculuğunun hikayesi... Hz. Musa, Hz Hızır’ın yaptıklarına itiraz etmeyecekti. Malesef üçüncü itirazında da yolculuk bitiyordu.

 

İlk itirazı şuydu: Hz. Hızır, onlara acıyıp gemilerine bindiren iyi insanların gemisini deliyor ve su alan gemi karaya oturuyordu. Hz. Musa şiddetle itiraz etti. Onlar bize iyilik yaptı, sen gemilerini deldin, diyerek...  

 

Yolculuğun sonunda Hz. Hızır olayların hikmetini anlatmıştı., Deldiği gemi hakkında şöyle diyordu; ”Bir korsan gemisi yaklaşıyordu. Allah’ın bildirmesiyle gördüm. Bütün sağlam gemilere el koyuyordu.

 

Ben gemiyi deldim ki, kusurlu olsun, korsanlar ilişmesin. Korsanlar gidince gemiyi tamir edip yollarına devam ettiler, ben kötülük değil iyilik ettim” diyerek olayın hikmetini açıklıyordu.

 

Bu kıssadan pekçok ibretler alıyoruz. Birisi de, nazar illetine yakalanmamak için alınacak tedbirlere bir örnek olmasıdır. Cenab-ı Hak aşağıdaki ayette de başka bir tedbir yöntemini bildiriyor.

 

Hz. Yusuf Aleyhisselâm'ın kıssasını anlatan şu ayetin mânâsını derin derin düşünmeliyiz:

"(Hz. Yakub Mısır’a giden 10 oğluna nasihat ediyor) Ayrı ayrı kapılardan (şehre) girin (ki size nazar değmesin.) Yine de Allah'ın takdir ettiği bir şeyi ben sizden gideremem. Hüküm ancak Allah'ındır. Ben ona güvenip dayandım. Tevekkül edenler de yalnız ona güvenip dayanmalıdırlar." (Yusuf suresi, 67.ayet)

 


Bir tanıdığımız bize akşam gezmesine gelmişti. İki çocuğu da sınıflarının birincisiydi. Babam, maşallah ne zeki çocuklarınız var deyince, Yok İsa abi yaramazlar hiç çalışmıyorlar, demişti.

 

Şimdi anladım ki, nazar değmesin diye öyle söylemiş. 





 


Yazımıza bir siteden alıntı yaptığımız önemli bir bilgiyle bitiriyoruz.


 

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, İslam inancında, nihai etkiyi Allah'tan başkasına atfeden tutum, davranış ve inanışların yasaklandığını, bu kapsamda nazar boncuğu ve benzeri şeyleri medet ummak amacıyla boyuna veya herhangi bir yere takılmasının caiz olmadığını belirtti.

Kurul, nazar boncuğu takmak yerine Felak ve Nas Suresi okunmasını tavsiye etti.

 

Bir vatandaşın "Göz değmesine karşı nazar boncuğu takmak caiz midir?" sorusunu değerlendiren Yüksek Kurul, tüm tedavi ve korunma yöntem ve sebeplerine başvurduktan sonra sonucun yüce Allah'tan beklemenin İslam inancının gereği olduğunu açıkladı.

 

Nazarlık Koruyamaz Allah Korur!

İslam inancında, nihai etkiyi Allah'tan
başkasına atfeden tutum, davranış ve inanışlar yasaklandığına dikkat çeken Din İşleri Yüksek Kurulu şu ifadelere yer verdi: "Nazar boncuğu ve benzeri şeylerin, bunlardan medet ummak amacıyla boyuna veya herhangi bir yere takılması caiz değildir.

Bu tür davranışlarda bulunanlar hakkında Rasulüllah (s.a.s.), 'Kim nazarlık takarsa Allah onun işini tamama erdirmesin' (Ahmet b. Hanbel, Müsned, IV, 154) buyurmuştur.

Diğer bir hadiste ise nazarlık takan ve nazarlığa koruyucu etki atfeden kimsenin Allah'a ortak koşmuş olacağını ifade edilmiştir (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 156).

 

Nas ve Felak Surelerini Okuyun!

Nazardan korunmak amacıyla böyle hurafeleri terk edip Hz. Peygamber'in (s.a.s.) öğrettiği duaları yapmak gerekir.

Bu çerçevede Felak ve Nas sureleri yanında Hz. Peygamber'in (s.a.s.) torunlarına yaptığı şu dua da okunmalıdır:
"Her türlü şeytan ve zehirli hayvanlardan ve bütün kem gözlerden Allah'ın eksiksiz kelimelerine sığınırım."

 

 

Celalin Penceresinden

 

 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder