Aile hekimi böyle
olmalı
Geçenlerdeki
büyüklerde, büyüklüğün alameti Tevazu yazısını hatırlarsınız. O yazıyı yazmama
sebep Ereğli müftümüz Yusuf Eseroğlu hocamın tanık olduğum mütevaziliği idi. Yine
bu yazıyı yazmamdaki sebep, aile hekimimiz sevgili Gülcan hanımın samimi
bulduğum ilgisidir.
Hükümetimizin
başarılı uygulamalarından birisi de 2005 de yürürlüğe giren aile hekimliğidir.
Allah devletimize zeval (yok olma) vermesin.
sitesinde aile
hekimliği incelenebilir. Türkiye'de aile hekimine düşen hasta
sayısı 3 bin 500 - 4 bin civarındadır. Bu uygulama başladığında devletimiz bize
aile hekimimiz Gülcan Alaşahin hanımı
atamıştır. Nasibimize onu çıkaran Allah’a binlerce hamdolsun. Keşke tüm
doktorlar öyle olsa ...
Engelli
kadrosundan emekli olduktan sonra yine dünyadaki imtihanım devam etti. Mart
2011 de şeker komasıyla bir ay hastanede yattım. Aslında yattık.
Yoğun bakımdan servise alınınca son on gün babamla kaldık.
Hastanede ve
eve geldikten sonra da annem ve babam bana bebek gibi baktılar. Babam bu sırada sık sık
evimize üçyüz metre uzaktaki sağlık ocağına gidiyor ve bazı ilaçlar ve
problemler konusunda aile hekimimiz Gülcan Alaşahin hanımdan sürekli bilgiler
alıyordu.
Ben serumlardan şiştiğim için tansiyon sorunum için babam hastaneye
götüremedi. Yine bir yol göstermesi için Gülcan hanıma danıştı. İsa amca,
hükümet aile hekimliği ile beraber Celal gibi yatalak hastalar için Evde
Bakım Hizmeti başlattı. Mahallemizdeki merkezi arayıp ziyaret etmelerini rica
edebilirsin, demiş. Babam aradı. Üç gün sonra bir doktor ve hemşire geldiler.
Fakat doktor bey beni muayene etmek yerine sorular sordu ve elindeki
formu doldurdu. Hemşire birkez tansiyonumu ölçtü ve sorun yok dediler,
gittiler.
Hastaneden çıktığımızda doktorumuz bir ay sonra kan tahlili yaptırın,
demişti. Babam yine kan almaları için evde bakım merkezini arayıp randevu aldı.
Fakat bir hafta geçmesine rağmen arayıp soran bile olmadı. Babam gidip durumu
aile hekimimiz Gülcan hanıma anlattı. İsa amca, 250 bin nüfuslu semtimizde
binlerce yatalak hasta var, sanırım yetişemiyorlar, gelirler demiş.
Ertesi gün öğlen arasında hemşiresiyle birlikte Gülcan hanım bize geldi.
Sohbet ederek güzelce muayene etti. Hemşire hanım üç tüp kan aldı. Binlerce
hastası olan ve bunca meşguliyetinde öğle arasında dinlenmek yerine hastasına
gelen Gülcan
hanımdan Allah binlerce kez razı olsun.
Şimdi bu hastalığım düzeldi. Fakat imtihan bitmedi. Zaten dünya
hayatındaki imtihanımızın paydos zili ölümdür. Bu yaz(2012) yine problemli
geçti. Üç dört saatten fazla tekerlekli sandalyede oturamıyordum. Babam eylül,
ekim ve kasım ayları boyunca kalça arasındaki akıntılı yarayı iyileştiremedi. Denemediği
krem, ilaç kalmadı. Sonunda Gülcan hanıma durumu anlatmış. Hocam bu akıntı
durmuyor, napacağız, bir yol gösterin, demiş.
Gülcan hanım, İsa amca burdaki devlet hastanesinde çok iyi genel cerrahlar
göreve başladı. Bir gösteriver, demiş. Genel cerrah İbrahim Elverdi yarayı
görür görmez, bu kıl dönmesi, yatış yapalım hemen ameliyat edeyim, dedi.
Kasım 2012 sonunda ameliyat oldum.
Onbeş gün sonra dikişler alınınca üç saat kadar oturunca yara açıldı. İyileşme
süreci uzadı. Açılan dikişler çok yavaş kapanıyordu ve babam çok uğraşıyor ve
kafaya takıyordu.
Çünkü 2008 de vefat eden Fahri amcamında şekeri varmış ve O da böyle
bir yaranın kapanmaması üzerine yapılan ameliyattan sonra vefat etti.
Geçtiğimiz 23 ocak Çarşamba gün kapımız çaldı. Babam kapıyı açınca, gelen
aile hekimimiz Gülcan hanım ve hemşiresiymiş. Kapsamlı bir muayene yaptı
sağolsun. Tansiyon, nabız ölçme, şeker ölçme, sırt dinleme, boğaz iltihabına
bakma ve en önemlisi hastaya moral verdiler.
Babam,
annem ve beni çok mutlu etti. 250 kişilik dua listeme Gülcan hanımı da ekledim.
Özellikle sabah namazlarımda baklava yiyerek yaptığım dualarımda o da var
inşallah... (Ağlamak bana baklava gibi lezzetli)
'İşini kendin yapıyorsun, sen Müminlerin
emirisin’ diyen dosta Hz Ömer'in cevabı: 'Yapınca Ömer'den hiçbir şey
eksilmedi.’ Böyle tevazu örnekleri, böyle insanlar günümüzde de var
hamdolsun.
Babam İsa Çelik, Konya Ereğli müftüsü Yusuf
Eseroğlu, Komşum lisede Müdür Başyardımcısı Efkan Vural, aile hekimimiz Gülcan
Alaşahin bizzat tevazularına tanık olduğum alçakgönüllü insanlardır. Allah
sayılarını artırsın. Zaten bu yazıları kaleme alarak sadece sözle değil, fiili
de dua olsun diye bu insanları anlatmayı görev biliyorum.
İnşallah bütün doktorlarımız Gülcan Alaşahin gibi mütevazi,
bilgili, işine aşık, insan sevgisi ile dolu olur.
Celal Çelik Ankara
( Konya-Ereğli )