Nereye
gidiyoruz böyle?
Alışveriş merkezlerinde gördüğüm kimliksiz
gençler, seviyesiz kız-erkek ilişkileri ve laubali konuşmaları duyduktan sonra bu
yazıyı yazmak geldi içimden... Henüz Anadolu'da yaşıyorken...
Garip Anadolum,
Sen neler yaşadın? Şu toprağın
dili olsada bir konuşşa... Nice savaşlar, nice devletler, nice milletler
gördün. Ne ocaklar tüttü ve ne aşklar
yaşandı üzerinde...
Ey Anadolu! Üzerinde bugüne
kadar Türk milleti kadar yüce bir millet yaşadı mı?
Tarihi bir inceleyin;
Geçmişine ve kültürüne sahip çıkmayan inançsız toplumlar hep yok olmuşlardır.
Türk milleti ne zaman zora düşse Allah
bu yüce millete bir önder göndermiştir. Milli mücadele de zafer, Avrupalı
medeni ! bir komutanın deyimiyle “ölmeyi en iyi beceren millet” 'in olmuştur. İnançlı Türkler için ölmek, dünya
zindanından, cennette gül bahçesine girmektir.
150-200 yıl önce dünyanın
süper gücü değimliydik? Ne oldu da böyle olduk? Ne zamanki dinimizi yanlış
uyguladık, gerileme başladı. Bu gerileme hala devam ediyor. Tembel ve saygısız
bir millet olduk. Nerdeyse yılın yarısı tatil.
Trafikte arabanın burnunu
çıkarmazsanız kimse yol vermiyor. Kornalar, küfürler; şerit değiştirmek bile
mümkün değil. Yayaysaniz ışık olmayan bir geçitten mümkünü yok geçemezsiniz.
Kimse islam dinini namaz ve
oruçtan ibaret sayamaz. Bunlar kişisel görevimizdir ama birde toplumsal
davranışlar yani güzel ahlak var. Hoşgörü, sevgi,
temizlik, dürüstlük, saygı, ...vs dinimizin önemli kurallarıdır.
Yolsuzluk, torpil, tembellik, rüşvet, terör gibi kavramlar asla dinimizde yoktur. Günümüzün
tabiriyle, dinde reform yapmaya gerek yok, biz dinimizin özüne dönelim yeter...
Ne yazık ki bugün, geleceğimiz
gençler, yavaş yavaş milli benliklerini unutuyorlar. Aslında çokta geç kaldık
sayılmaz. Büyük bir inançla diyorum ki;
Bugün gafletle dünyaya dalmış
gençlerimize, biraz tarih ve inanç tohumu atılsa, Atatürk'ün dediği gibi,
damarlarındaki asil Türklük kanıyla, kısa zamanda yeşereceğine inanıyorum.