Ziyarete bahane
gerekmez
Ben liseden
mezun olalı 22 yıl olmuş. Geçen haftaki ziyaret beni çok mutlu etti.
Komşum ve dostum Efkan Vural hocam Ankara Sincan – Fatih İbni
Sina Lisesinde Müdür Başyardımcısıdır. Efkan hocam engelli dostuna yani bize
haftada en az bir kez gelir, sohbet yaparız. Allah razı olsun.
Efkan hocam ile kışın bir sohbetimizde, Bülent Yolcu hocanın okullarında engellilerle dayanışma kulübü kurduğunu söyledi. (Efkan hocamın okulunu ziyaretimde
tanışmıştık) Mayıstaki engelliler
haftasında öğrencilerle seni ziyaret edip röportaj yapmayı düşünüyorlar, demişti.
Geçtiğimiz 10 – 16 Mayıs arası engelliler haftasıydı. Ve işte 16 Mayıs
2013 Perşembe günü öğlen Efkan Vural hocamla birlikte Bülent Yolcu hoca, İlkgül
Çelebi hoca ve altı öğrenci beni ziyaret ettiler.
Bülent hocam ziyaretlerinin amacının
engellileri ziyaret etmek, sohbet etmek ve sorunlarını dinlemek olduğunu
söyledi. Sohbete başladık.
Yirmi yaşında hasta olduğumu ve onbeş yıldır tekerlekli sandalyede
olduğumu anlattım. Hastalığıma asla isyan
etmedim, hatta bir defasında, sarhoş gibi yürüdüğüm
zamanlar işyerinde merdivenden yuvarlandım.
Etrafıma üşüşen dostlarıma espri yaparak: Dikkat etmeseydim az daha
düşecektim, diye rahatlattım. Bunu anlatınca hepberaber gülüştük.
Öğrencilere hayatta asla
ümitsiz olmamaları konusunda yaşamımdan bir örnek verdim. 1993’te
hastalığımın teşhisini koyan doktor yüzüme karşı: Sen hiçbir
zaman düzelemezsin, asla çalışamazsın, bugünlerin iyi günlerin, ilerde yatalak
olacaksın, dedi.
Ama bana düşen çalışmaktı, Allah’ın takdiri işe girdim. Ve Allah’ın bana
imandan sonra nasip ettiği en
büyük nimetim annem ve babam... Babam beni 16 yıl işe götürdü,
getirdi. 2010 yılında emekli oldum elhamdülillah.
Hayatta azimle sabırla ümitle çalışınca
üstesinden gelinemeyecek iş yoktur. Gençler dün gitti. Geçmişe keşkelerle
değil, ibretle bakmalıyız. Yarın daha gelmedi. Elimizde bir bugün var.
Kıymetini bilip an’ı yaşamalı...
Efkan hocam bana yazılarımı çok
uzun tutmamamı tavsiye eder. Ben de yazıyı kısa tutmak için
öğrencilere verdiğim mesajlarla yazıyı bitirmek istiyorum.
Ben hayatımı anlattığım bir kitap yazdım. İnternette bir blog sayfasında bu kitabımı yayınladım. Arkadaşlar inşallah
minik kitabımı okursanız pek çok mesaj alacağınıza inanıyorum.
Google’a “Celalin penceresinden“ yazarsanız, çıkan ilk sonuç
sayfamdır.
Ayrıca bazı gazete
blog sayfalarında her hafta yeni bir yazı yayınlamaya çalışıyorum. (Milliyet blog, Moral Haber, Yazete.com)
Öncelikle gençler Efkan Vural ve Bülent Yolcu gibi bilgili, azimli, merhametli, dürüst, çalışkan,
dinine bağlı hocalarınız olduğu için çok bahtlısınız. Eminim İlkgül Çelebi hocanızda öyledir.
Anne ve babanızın,
ailenizin kıymetini bilin. Benim annem ve babam yanımda olmasaydı, ben hiç bir
şey yapamazdım. Kendim sağıma soluma
dönemiyorum. Her ihtiyacımı babamın yardımıyla yapıyorum.
Sağlığınızı koruyun, sahip olduğunuz sayısız nimetler
için Allah’a şükrediniz. Ve bu gençlik yıllarınızı iyi değerlendirin.
Ben bu halime bile şükrediyorum, çünkü benden daha zor durumda olanlar var. Onları
görünce ben halime şükrediyorum. Çünkü ben görüyorum, işitiyorum, konuşuyorum,
yiyor ve içiyorum vb.
Gençlere mesaj vermem istendiğinde o an aklıma fazla bişey gelmedi. Efkan
hocam farketti ve hatırlattı. Celal iş görüşmesine gittiğinde babası oğlumun ingilizcesi de iyidir deyince şirketin patronu bir
sayfa tercüme ettirmiş ve iyi ingilizce bilmesi işe girmesinde büyük etken
olmuş.
Evet arkadaşlar ingilizceyi iyi bilmek çok önemlidir. Derslerinizi iyi dinleyin, devamsızlık
yapmayın, öğretmenlerinizin tavsiyelerine uyun, derslerinize çok çalışın. Size lisedeyken yaptığım ders
çalışma yöntemini söyleyeyim.
Ben vasat bir öğrenciydim ama hiç zayıf getirmedim. Çünkü dersi derste dinlerdim. Derste dinlediklerim ile
öğrenirdim.
Arkadaşlar ne iş yaparsanız yapın uzmanı olun, aranılan bir eleman
olun. Ayakkabı bile boyasan, işini öyle güzel yapmalısın ki herkes sana gelsin.
Biz engellilerin tek isteği toplumun normal bireyi olmaktır. Engelli gördüğünüzde selamlaşın, sohbet edin. Bazen sınıfta engelli
arkadaşınız olursa ona engelli gibi değil normal biri gibi davranın.
Engelli olmak bana Rabbimden bir
hediyedir. Hayat öylede böylede geçecek ve hepimiz öleceğiz.
Fakat Allah’ın engellilik verdiği insanlar isyan etmeden sabrederlerse, bir de üstüne şükürle ibadet ederlerse, sonsuz gençlik diyarı cennette çok
yüksek derecede olacaklar inşallah.
Allah beni de o bahtiyar engellilerden
eylesin.
Öğretmen ve öğrencilerin bu ziyareti beni çok mutlu etti. Ama ziyaret
için engelliler haftası olmasına gerek yok.
Her zaman beklerim. Ziyarete bahane
gerekmez.
Celal Çelik Ankara
( Konya-Ereğli )