Ankara’ya “Nur” geldi
26 Aralık
2015 Cumartesi günü son Mesnevihan (Hz. Mevlana’nın eseri Mesnevi’yi her yönüyle en iyi
bilen kişi)
sevgili Hayat Nur Artıran Hanımefendi’nin sohbet ve imza gününe katıldık.
Sabah uyanınca annem, aa kar yağmış, apartmanın arkasındaki parkta bir parmak kar var, dedi.
Çünkü odamdaki pencereden dışarısı görünmüyordu. Yeğenime teyit ettirdim ve gidemeyeceğiz diye korktum.
Muhterem H. Nur Artıran Hanımefendi Ankara
Congresium'daki UYANIŞ Fuarı'nda 26 Aralık 2015 Cumartesi günü saat 15:00
-16:30 arasında, "İnsan, Kainat ve Ötesi" konulu bir sohbet verdiler.
16:30 -17:30 saatleri arasında da imza günü
yaptılar.
Kendisi
ile sohbetin yapılacağı üçüncü kata çıkınca Allah nasip etti elhamdülillah, tevafuk
karşılaştık. Beni hemen tanıdı. Celal kardeşim deyişi gönlüme ferahlık verdi.
Sevgili Nur
hocamızla zahiren de görüştüğüm için çok bahtiyar oldum.
H: Nur Artıran, anneciğim Nuriye Çelik ve fakir |
Şimdi iki şeyi merak ettiniz sanırım. Nasıl
tevafuk ettiniz ve seni nerden tanıyor? Kısaca bunları açıklamak ve sonra
hocamızın yaptıkları sohbetten kısaca bahsetmek istiyoruz.
KAR
Öncelikle
şunu belirtmek isteriz. Acizane her olayda bir hikmet olduğunu düşünürüz.
Annem, sabah bir parmak (1cm) kar var, dedi ya,
öğlen dışarı çıktığımızda hiç kar göremedik. Bunu, Nur hocamızın Ankara’ya
gelmesine bir işaret olarak algıladık. Yazımıza başlık oldu.
ALLAH’IN
JESTİ
Ankara Congresium’a 14:30 civarı geldik.
Yoğunluktan eksi ikinci (-2) kattaki otoparka indik. Abisi Celal’e hizmet için
gelen kardeşim Faik hemen rampayı kurup beni arabadan indirdi.
İmza gününe üç yakın dostum, kardeşim ve annem
olmak üzere altı kişi gelmiştik. Aceleyle asansöre yöneldik. Bindiğimiz geniş
asansör, zemin katta inecekler için durdu. Biz üçüncü kata devam edeceğini
düşünürken eksi ikiye tekrar indi.
Anlayamadık ve bu ne acayip asansör dedik o an. Sonra
direk üçe çıktı. Sohbetin olacağı salona doğru ilerlerken Nur hocamızla
karşılaştık. Sanırım kulis odasına doğru ilerliyordu. Bu tevafuk çok ince bir
kader planıydı.
Yazılarımdan tanıdığınız Sevgili can dostum ve
ahlakını örnek aldığım Efkan Vural hocam ricam üzerine beni kırmamış ve yalnız
bırakmamıştı. Ve tabi çok sevdiğim dostlarım Mustafa Alkaş ve Kadir Yılmaz’da
yine beni kırmayıp eşlik etmişti.
(Soldan - Efkan Vural, Kadir Yılmaz, Mustafa Alkaş, Faik Çelik ve bendeniz) |
Görev yaptığı ilçeden beni hazırlayıp oraya
götürmek için bize gelen kardeşim Faik’ten Allah razı olsun. Ve tabi canımın
yarısı anneciğim de ısrarıma dayanamadı, bizle geldi.
Dostum Kadir tekerlekli sandalyemi iterek
götürürken birdenbire tam köşede sevgili H. Nur Artıran hocamızla karşılaşınca
heyecandan ne konuşacağımı bilemedim.
Samimice Celal kardeşim, Sen bizim canımızsın
diyerek sarılıp alnımdan öpmesi beni çok duygulandırdı. Kendimi ağlamamak için
tuttum ama hocamız gidince birkaç dakika sonra annemin gözü yaşlandı.
Asansörün bizi oyalaması tam o köşede
karşılaşmamız içindi şimdi anladım. Ben Rabbimizin bu jestini Nur hocamızın
samimi niyetine bağlıyorum.
NEDEN
CENAB-I ALLAH JEST YAPTI?
Bir süre önce yazdığım email ile kendisine 26
Aralıkta orada olacağım inşallah çünkü sizinle yüzyüze görüşüp tanışmayı çok
istiyorum, dediğimde, bana yazmıştı ki;
“Sevgili Celal Kardeşim, ne kadar mutlu, kutlu,
bir haber bu çok teşekkürler bizleri bahtiyar kıldınız..
Sizinle zahiren olarak da karşılaşacağımız, görüşüp
konuşacağımız anlar bizim içinde çok değerli anlar, demler, safalar olacaktır.”
H. NUR ARTIRAN HANIMEFENDİ BENİ
BLOG SAYFAMDAKİ RESİMLERDEN TANIYORDU
Birkaç cümle ile H. Nur Artıran Hanımefendi ile
tanışmamızı anlatayım.
Ben, Ocak 2014’te yazdığımız “H. Nur Artıran -
Ab-ı Hayat” isimli yazımıza gelen bir yorum ile Aşk Bir Davaya Benzer isimli
Facebook grubuna katıldım.
Nur Hocamıza yakın olan Sevcan Vatansever hanım,
birgün Facebook’la telefon numaramı istedi ve ertesi gün H. Nur Artıran Hocamız
arayarak doğum günümü kutladı.
MANEVİ
UYANIŞ SOHBETİ
H. Nur Artıran Hanımefendi samimi dille, Kuran-ı
Kerim’den ayetler, Efendimiz’den SAV hadisler, Hz. Mevlana, İbn-i Arabi, Necmeddin-i
Kübra, Yunus Emre, Hacı Bayram-ı Veli, Şefik Can gibi ulu sultanların sözleri
ile çok üst seviyede lezzetli bir sohbet verdi.
Nur Hocamızın yaptığı ruhumun keyif aldığı bu
güzel sohbetini telefonuma kayda almıştım. Yazı çok uzamasın diye kısaca
bahsedelim izninizle…
“İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar.” Der Efendimiz
SAV.
Konumuz olan uyanmak ise yaşarken gaflet
uykusundan uyanıştır.
Bu uyanmanın yolu Efendimizin hadisinde gizlidir.
“Nefsini bilen Rabbini bilir”
İnsanın nefsini bilmesi çok kitap okumayla değil;
ben niye bu dünyadayım, niye yaşıyorum, diyerek manevi ilimleri öğrenmek ve
uygulamakla olur.
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendin bilmezsin
Ya nice okumaktır
Okumaktan murat ne
Kişi Hak'kı bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru ekmektir
Yunus Emre
Ankara ve Ankara yakınındaki şehirlerden çok
sayıda dinleyicinin ilgi gösterdiği sohbette Muhterem H. Nur Artıran Hanımefendi
"mânevî uyanıklık" ve "insanın kendini bilmesi" arasındaki
bağı ve bunun önemini Mesnevî beyitleri, âyetler ve hadis-i şerifler ile
açıkladılar.
Büyük bir ilgi ile takip edilen bu özel sohbet
sonrasında ise Muhterem H. Nur Artıran Hanımefendi imza günü etkinliğinde
okuyucular ile buluştular.
Yazıda
geçen anlatımların zahir ve batın uyanıklığımıza vesile olmasını niyâz
ediyoruz.
Yazımızı bu şiirin devamıyla bitiriyoruz:
Okudum bildim deme
Çok taat kıldım deme
Eğer Hak bilmez isen
Abes yere gelmektir
Dört kitabın mânâsı
Bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsin
Bu nice okumaktır
Yiğirmi dokuz hece
Okursun uçtan uca
Sen elif dersin hoca
Mânâsı ne demektir
Yunus Emre der hoca
Gerekse bin var hacca
Hepisinden iyice
Bir gönüle girmektir
Yunus Emre
Sevgili H.
Nur Hocamız bin kez Hac yapmaktan daha sevaplı bir amel yaptı.
Zaten
gönlümde ve dualarımdaydı ama artık gönlümdeki yerini sıkıca perçinledi.