Şükretmemeye Alıştık Malesef
Merhaba
sevgili gönül dostlarımız,
Allah'ın,
Resulünün SAV ve de sevdiklerinin selam ve bereketi üzerinize olsun.
Bu hafta Suriye’li
bir alimin hatırlatmasıyla şükür ile ilgili duygularımızı paylaşacağız:
NİMETE ALIŞMA
HASTALIĞI
Suriye'nin
önde gelen alimlerinden Prof. Dr. Muhammed Ratib Nabulsi (1938)
Hoca'dan:
En şiddetli hastalıklardan biri SİNSİ
hastalıktır.
Belirtileri görülen yahut hissedilen türden
değildir. Yakalandığınızda çok ciddi zarar verir.
Bu hastalığın adı “Nimete alışma hastalığı” dır.
Dört
şekilde kendini gösterir.
1- Allah'ın nimetlerine alışmak.
Adeta nimet değilmiş gibi görmeye başlamak.
Nimetin nimet olduğunu hissetmeyip müktesep hak
gibi görmek.
2- Evine giren kişinin, ailesini sağ salim görmeye alışması.
Onları iyi halde görüp bunun için Allah'a hamdu
sena etmemek.
3- Alışverişe gidip market arabasına dilediğini koyup ücretini ödeyerek
evine dönerken nimeti vereni ve ona şükretmenin gerektiğini zerre miktar
hissetmemek.
Bunu gayet normal bir durum olarak görüp adeta en
tabii hakkı gibi telakki etmek.
4- Her sabah güven içinde uyanıp sağlığı yerinde, bir şikayeti ağrısı
sızısı olmadan kalktığında Allah'a hamd etmemek.
***
Dikkat!
Sen bu durumlardan birisini yaşıyorsan tehlike
altındasın.
Evine girdiğinde;
Allah sana anne baba yahut eş çoluk çocuk nimeti
vermişse,
sağlıklı ve iyi bir durumda isen Allahu tealaya
bol bol hamdet, şükret!
Hayatının nimetlere alışmanı sağlamasına izin
verme.
Sen hayatını bu yüceler yücesi İlaha hamd ve
şükre alıştır.
Nasılsın diye sorduklarında "Aynı be, ne
olsun" deme!.
Sen sayamayacağın nimetler içindesin,
Allahu teala sana onları yeniliyor.
Güncelliyor...
Hem de hergün.
Niceleri o güne senin sahip olduğun nimetlerden
mahrum başlamıştır.
Nicesi güven içindeyken o gün korkarak
kalkmıştır.
Nice çalışan o gün işsiz kalmıştır.
Nice zengin o gün fakir düşmüştür.
Nice gözü gören o gün kör olmuştur.
Nice sağlıklı insan o gün sağlığını kaybetmiştir.
Sana ise nimetler yenilenmiştir!
O zaman de ki:
Allah'a hamd olsun...
-------------
HERŞEY BİR
MUCİZEDİR
Evet aslında çoktan biz bu hastalığa
yakalanmışız. Kurtulmanın yolu herşeyi bir mucize olarak görmek ve halimize
sürekli şükretmektir.
Ama ne yazıkki kaybedince o nimetin değerini
anlıyoruz.
Malesef biz engellilerde şükretmemeye alıştık.
Geçenlerde ateşlendim, grip oldum ve her sabah hasta olmadan uyandığıma
şükretmediğimi farkettim.
Herşey bir mucizedir, nefes almak, yürümek,
görmek, müzik dinlemek…
Sadece Elhamdülillah
çok şükür, demekle şükretmiş olmayız. Elbette demeliyiz ama birde dille şükürle
beraber:
Gücümüzün yettiği şekilde nimetlerimizi
paylaşmak, insanları mutlu etmek te şükretmektir.
Fakiri, açı yedirmek, bir yoksul akrabayı
giydirmek, Hayvanlara iyilik yapmakta şükretmektir.
“O size kendisinden
isteyebileceğiniz her şeyi verdi. Eğer Allah'ın nimetlerini sayacak olursanız,
onları bitiremezsiniz. (Buna rağmen) kuşkusuz insan çok zalim ve çok nankördür.” (İbrahim Suresi, 34. ayet)
Saymaktan aciz
olduğum nimetlerim için binlerce ELHAMDÜLİLLAH. Çok şükür bugünüme...
Allah
bugünümüzden geri koymasın inşallah.
Cenabı Allah’a
sürekli şükredelim, ki O’da nimetlerini sağnak sağnak yağdırsın inşallah. Çünkü
buyurmuş ki;
“Ve
düşünün ki: Rabbiniz şöyle ilan buyurdu: ‘Eğer şükrederseniz, Ben nimetlerimi
daha da artırırım, ama nankörlük ederseniz haberiniz olsun ki azabım pek
şiddetlidir!’ "
(İbrahim
suresi, 7. ayet)
Celalin Penceresinden