26 Şubat 2018 Pazartesi

Tüm Hastalara Deva Kitabı


Tüm Hastalara Deva Kitabı

 

Merhaba sevgili gönül dostlarımız,

 

Allah'ın, Resulünün SAV ve sevdiklerinin selam ve bereketi üzerinize olsun.

 

Bu haftaki yazımızda geçen hafta (Şubat 2018) Egemen Yayınlarından çıkan ikinci kitabımız “TÜM HASTALARA DEVA KİTABI” ndan bahsetmek istiyoruz.

 




Efendim bu kitapta büyük islam alimi Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin benim gibi engelli ve hastalara moral ve teselli veren, Hastalığın kazanımlarını anlatan “Hastalar Risalesi” isimli eserindeki 25 Deva’yı daha kolay anlaşılması için açıklamaya çalıştık.

 

 

FAHRETTİN YÜKSEL BEYLE TANIŞMAMIZ

 

Uzun yıllar emek verdiğimiz, hayatımızı hikayeleştirerek anlattığımız “İçimdeki Bitmeyen Özlem” kitabımızı hiçbir yayınevi kabul etmemişti. Eski komşumuz dostum Efkan Vural hocam kitabı internette yayınlamamı tavsiye etti. 41 bölüm olarak internette yayınlamıştık.

 

Sonra kitap olarak satılıp Ereğli Engelsiz Yarınlar Derneğine gelir olması ve geliriyle de tekerlekli sandalyeler alınması için 41 bölümü kısaltarak 16 bölüme düşürdük.

 

Fakat yine gönderdiğimiz hiçbir yayınevi kitabı basmayı kabul etmemişti. Ocak 2017’ye geldiğimizde ise aylardır ettiğimiz duamız kabul olmuştu. Allah’ım niyetim şöhret ve para değil, fakir engelli kardeşlerime yardım, nolur bu kitap basılsın….

 

Derken Egemen Yayınları sahibi Fahrettin Yüksel beyden 23 Ocak 2017’de bir email aldım. İnternette rastladığı kitabımızı basmayı teklif ediyordu.

 


Sonuç itibarıyla Fahrettin Yüksel bey, satılmama riskini göze aldı ve Mayıs 2017’de Egemen yayınlarından hayat öykümüzü hikayeleştirerek anlattığımız “İçimdeki Bitmeyen Özlem” kitabımız çıktı. Pekçok hayırlara vesile oldu. Engelli Celal’in hayalini gerçekleştirdi, Allah binlerce kez razı olsun.

 

Sonrasında Fahrettin beyle irtibatımızı hiç koparmadık. Fahrettin beye, iyi ki tanıştık, çok iyi birisiniz, çok iyi kalplisiniz, deyince bana dediki; esas ben senin hayatından çok etkilendim ve artık Egemen Yayınları’nın engelliler konusunda kitapları olan bir yayınevi olmasını istiyoruz, dedi. Sen yine yazmaya devam et, ben senin yazdığın her kitabı basarım, diye ekledi.

 

Şubat 2018’de de sağolsun bize güvendi, tüm hastalara teselli olarak yazdığımız “Açıklamalı Hastalar Risalesi” olan yazının başlığı olan “Tüm Hastalara Deva Kitabı” isimli kitabımızı yayınladı.

 

 

BU KİTABI NEDEN YAZDIK?

 

Yıl 2004, Rabbim Kuran meali okumaya başlamamla hidayet nasibetmiş, adeta günlerce çölde kalmış, susuzluktan yanmış, kavrulmuş insan misali internetten dinimi araştırmaya koyuldum. Araştırırken büyük islam âlimi Rahmetli Bediüzzaman Said Nursi’nin (1878-1960) Hastalar Risalesi’ni keşfettim. İsmi bile beni çok cezbetmişti.

 

Hastalar Risalesi, 6000 sayfalık Risale-i Nur Külliyatının içinde küçük bir kitapçıktır. Aslında, Risale-i Nur Külliyatındaki Lemalar isimli eserin, ‘Yirmibeşinci Lema’ isimli bölümüdür.

 

Hastalar Risalesi, yirmi beş adet Deva isimli kısa yazılardan oluşur. Bediüzzaman Hazretleri eserin önsözünde, hastalara bir geçmiş olsun ve manevi şifa olsun diye yazdığını ifade eder.

 

Aslında Bediüzzaman Hazretleri Hastalar Risalesi adlı eserinde, hastalığın nimet tarafı olan manevi meyvelerinden bahseder ve insanların keşke hasta olsam diyeceği bir eser olduğunu belirtir.

 

Evet Fakiriniz de yıllar içinde defalarca okudum. Gerçekten de hastalığın büyük bir nimet olduğunu, Rabbimin bir iltifatı olduğunu anladım ve hasta olduğuma çok şükrettim.

 

İlk okumam da Risale dili biraz ağır olduğundan sıkılmıştım ve yarısına gelmeden bırakmıştım. Aslında bu kitap gibi hem Osmanlı kelimelerinin anlamını veren, hem de açıklayıcı bilgiler olan bir kitap olsaydı, elimden bırakamazdım ve tam bir teselli olurdu.

 

Bu sebeple böyle faydalı bir eserin lüzumunu hissettik ve Allah’ın izniyle yazdık elhamdülillah.

 


İnşallah mahsun hastalara teselli olacaktır. Evet bu hastalık bana Allah’ın hediyesidir. Çünkü Hz. Mevlana, Allah sevdiği kuluna dert verir, Firavun’un bir kez bile başı ağrımadı, der.

 

Kitapda çok kısa olarak Bediüzzaman Hazretlerinin ve fakirin hayat öyküsü vardır.

 

Yıllar önce bu eseri insanlara faydalı olmak için, bir blog sayfası açarak yayınlamıştık. Linkteki 6. deva ve açıklamaları kitaptakine benziyor. Kitaba örnek olur inşallah.

 


 

Şimdi ise Allah’ın izniyle, pek çok yakinen tanıdığımız hasta insanlara ve kanser gibi zor hastalıklarla mücadele eden kalbi kırık hastalara bir moral ve bir teselli olsun diye kitap olarak yazdık inşallah.

 

Şimdi başlıkta adı geçen son kitabımızın arka kapak yazısını kopyalamak istiyoruz:

 

 

ARKA KAPAK YAZISI

 

Bu kitapta büyük İslam alimi Bediüzzaman Said Nursi (1878-1960) Hazretleri , Ehl-i iman yani iman sahipleri için hastalığın kazanımlarını anlatıyor.

 


Birkaçı şunlardır :

 

          Hastalık ömür dakikalarını birer saat ibadet hükmüne getirebilir.

          Hastalık ölümü ve ahireti düşündürür, dünya sevgisini azaltır.

          Hastalık sabun gibi günah kirlerini yıkar, temizler.

          Şükrederek sabreden hasta, takvalı insanın on yılda elde ettiği kârı iki yılda alabilir.

          Eğer hastalığın mânâsı güzel birşey olmasaydı, Allah, başta Hazret-i Eyyuba A.S hastalık vermezdi.

          Hastalık kalbi yumuşatır, şefkat ve empati hislerini artırır.

          Hastanın duası makbuldur. Hastalık acizliğini hissettirip içten dua ettirir.

          Hasta insan çocukluğundaki gibi aile ve akrabasından sevgi, ilgi görür.

          Hasta/Engelli insan gaflete ve nefsin arzularına düşmez.   .  Vs.

 

Hastalığın çok daha fazla kazanımlarını ve hepsinin açıklamalarını bu kitapta okuyabilirsiniz.

 

 

HASTAYA GÖTÜRÜLECEK EN GÜZEL HEDİYE BU KİTAPTIR

 

ACİZANE FİKRİMİZ BİR HASTAYA GÖTÜRÜLEBİLECEK EN GÜZEL HEDİYE,

TESELLİ VE MORAL OLMASI AÇISINDAN BU KİTAP OLACAKTIR inşallah.

 

Sigaradan ucuzdur. 10 TL. (Kargo ücretsiz) İnsan hastalanınca bir teselli arıyor, bir moral bekliyor.

 

Belki ilerde hasta ziyaretlerine giderken hediye olarak çiçek yerine bu kitap götürülecektir inşallah.

 



Fahrettin bey ve fakirin tek isteği okunması VE engelli ve hastalara manen şifa olması inşallah. Bir hastanın moral bulmasının sevabı bize yeter. Bizim niyetimiz para kazanmak değil, Allah rızası…

 

İNTERNETTEN KOLAYCA ULAŞMANIZ İÇİN sağolsun FAHRETTİN BEY n11.coma YÜKLEDİ.

 


 

(n11.com’u tıklayınca ‘tüm hastalara deva kitabı’ diye aratabilirsiniz.)

 

İnşallah Allah’a ve ahiret gününe inanan imanlı hastalara moral olacaktır. 

 

Cenab-ı Allah tüm hastalarımıza acil şifa ihsan eylesin inşallah.

 

Not:

Fahrettin Yüksel bey önceki kitabı da merak edip okumak isteyenler için “İçimdeki Bitmeyen Özlem ve Tüm Hastalara Deva Kitabı” nı beraber aşağıdaki linkte kampanya yapmış.. 2 kitap beraber sipariş fiyatı 18.90 TL. (Kargo ücretsiz)

 


 

 

Celalin Penceresinden

 

 

19 Şubat 2018 Pazartesi

Mesnevi Okumaları – 21 – Dikenli Çalı Diken Adamın Hikayesi


Mesnevi Okumaları – 21 – Dikenli Çalı Diken Adamın Hikayesi


Merhaba sevgili gönül dostlarımız,

Yüce Allah’tan hayırlarla dolu güzel bir HAFTA geçirmenizi niyaz ederiz.


Allah'ın, Resulünün SAV ve de sevdiklerinin selam ve bereketi üzerinize olsun.




Efendim bu hafta yine Hz Mevlana’nın asırlardır Hak aşıklarının gönlüne ılık meltemler estiren Hikmet pınarı bir Kuran tefsiri olan eşsiz eseri Mesnevi’den alıntılara devam ediyoruz.


Geçen sene, 2017 başında yılbaşı gecesi sevgili arkadaşım Hülya Keleş Hanımın tavsiyesiyle Youtube’dan Hz Mevlana ile ilgili bir film izlemiştim.


Filmdeki rehber genç Hz Mevlana ile ilgili bişey bilmiyordu ve turiste mahcup oluyordu ve “şu yabancı Mesnevi’yi biliyor, ben kendi değerimizi bilmiyorum”, diyerek kendini kınıyordu.


Filmden etkilendik ve o gece Mesnevi okumaya karar verdik. Sonra sevgili eski komşumuz ilahiyatçı Efkan Vural hocamın tavsiyesiyle okuduklarımızdan etkilendiklerimizi yazmaya başladık inşallah. Bu yazıların kısaca hikayesi budur.


Şimdi sözü çok uzatmadan 21. Mesnevi yazısına başlamak istiyoruz:



DİKTİĞİN DİKENLERİ SÖK AT


Bir valinin yola dikenli çalı dikene "Diktiğin dikenleri sök." diye emir vermesi


® Tatlı sözlü, fakat sert huylu adamın biri yol üstüne dikenli çalı dikmişti.


® Yoldan geçenler onu ayıpladılar; "Bunları sök at." dediler. Fakat o dinlemedi, sökmedi.


® O dikenli çalı her an büyüyor, çoğalıyordu/Halkın ayağı diken yarası ile kanlara bulanıyordu.


® Geçenlerin elbisesi dikenlerden yırtılıyor, yalın ayak gezen yoksulların ayaklan paramparça oluyordu.


® Vali o adama; "Bunları sökmelisin!" diye emir verince, o "Evet." dedi. "Bir gün sökerim."


® Bir müddet yarın öbürgün sökerim diye vaadde bulundu. Bu müddet içinde de diktiği dikenler kökleşti, kuvvetlendi.


® Bir gün vali ona; "Ey vaadini yerine getirmeyen, sözünde durmayan; beri gel, buyruğumuzu sürüncemede bırakma." dedi. "İşi yerine getir."


® Çalıyı diken adam; "Amca, önümüzde hayli günler var, merak etme günün birinde sökerim." dedi. Vali de "Çabuk ol, işi savsaklama, vaadini yerine getir." diye söylendi.


® "Sen yann bu işi görürüm diyorsun ama, şunu iyi bil ki gün geçip gittikçe



® O dikenler daha çok yeşeriyor, kuvvetleniyor. Onu sökecek olan da ihtiyarlıyor, kuvvetten düşüp kalıyor.


Mesnevi’nin Farsçadan dilimize çevrilmiş en güzel tercümesi olan bu kitapta Sertarik Mesnevihan Hz. Şefik Can (1909-2005) dedemiz bu beyitle ilgili sayfanın altına şu dipnotu yazmış:


Aziz Peygamberimizin "'Bir şeyi sonra yaparım' diyenler helak oldular." hadisi bu konuyu aydınlattığı gibi "Bu günki işi yarına bırakma." atasözü de aynı konuyu ifade etmektedir.



HER KÖTÜ HUYUMUZ BİR DİKENDİR


® Diken güçlenmede, boy atmada; diken sökecek ise ihtiyarlamada, gücü kuvveti eksilmede.


® Diken her gün, her an yeşerip tazelenmede; diken sökecek her gün daha da perişan olmada, kuruyup gitmede...


® O daha da gençleşiyor, sen daha da ihtiyarlıyorsun. Çabuk ol, vaktini boşa geçirme..."


® Sen de her bir kötü huyunu bir diken bil. O dikenler kaç keredir senin ayaklarına battı, seni yaraladı.


® Evet; kaç kere kötü huyun seni yaraladı, perişan etti. Sen kendi tabiatından hastalandın. Fakat sende duygu olmadığından, hastalığın sebebini anlamıyorsun. Sen çok duygusuz yaratılmışsın.


® Çirkin huyunun başkalarını rahatsız ettiğini, yaraladığını bilmiyorsan


® Kendi yarandan da haberin yok mu? Bu durumunla sen, hem ken dine, hem başkalanna dertsin, azapsın!



İYİ HUYLARINLA NEFSİNLE SAVAŞA GİR


® Sen, ya baltayı al, erkekçe vurup Hz. Ali gibi Hayber Kalesi'nin kapısını kopar.


Yine Şefik Can dedemiz sayfanın altına bu beyitle ilgili şu dipnotu yazmış:


ibâdet ve iyi huylarınla, nefsinle savaşa gir. Hz. Ali'nin Hayber Kalesi'nde gösterdiği yiğitliği, sen de kötü huylarını bozguna uğratarak göster. Nefs-i emmârenin kalesine hücum et. Kapısını kopar... Cihâd-ı ekber sevabı kazan.



® Yahut şu dikeni gül fidanı hâline getir. Yâni gül fidanı ile aşıla. Kötü huyunun ateşini dostun nuru hâline sok.


® Böylece dostun nuru, sendeki şehvet ateşini söndürsün; onunla buluşmak senin dikenlerini gül bahçesi hâline getirsin.



ATEŞİ SÖNDÜREN MÜMİNİN NURUDUR


® Sen cehenneme benziyorsun, mürşid ise mümindir. Bir müminde ateşi söndürmek imkânı vardır.


® Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) efendimiz cehennemden bahsederken buyurdu ki: "Cehennem, korkusundan mümine yalvarır da der ki:


® 'Pâdişâhım, benden çabuk geç git ki, senin nurun benim nârımı, ateşimi söndürecek.'"


® Şu hâlde; ateşi yok eden müminin nurudur. Çünkü bir şeyi, zıttından başka bir şeyle gidermek imkânsızdır.


® Adalet günü olan kıyamette nâr (=ateş) nurun zıttıdır. Çünkü nâr kahrdan meydana gelmiştir. Nûr ise Hakk'ın lûtfundan, kereminden yaratılmıştır.


® Eğer sen nârın şerrini gidermek istiyorsan, ateşin gönlüne Hakk'ın rahmet suyunu dök.



® O rahmet suyunun kaynağı mümindir. Âb-ı hayat ise; ihsan ve iyilik sahibinin tertemiz olan ruhudur.


Yine Şefik Can dedemiz sayfanın altına bu beyitle ilgili şu dipnotu yazmış:


İhsan nedir? Ve nıuhsin kimdir? Çoğu zaman iyilik anlamına kullandığımız ihsan kelimesinin lügat mânâsı: Bir şeyi iyi ve güzel yapmaktır. Bir hadiste şöyle buyrulmuşiur: "İhsan senin Allah'a, onu görüyormuş gibi ibâdet etmendir. Eğer sen onu göremiyorsan. o seni görmektedir." Cenâb-ı Hakk'ı görüyormuş gibi zevkle, huşu ile ibâdet eden, namazını ihlas ile kılan, orucunu riyasız tutan mümin de murisindir.



NEFSİN ATEŞİ SÖNÜNCE GÖNÜL BAHÇESİNE NE EKERSEN YEŞERİR


® Senin nefsin o tertemiz olan müminden kaçar. Çünkü sen, ateş tabiatlisin, o ise ırmak suyu gibidir.


® Ateşi su söndürdüğü için, ateş sudan kaçıcıdır.


® Senin duygun, düşüncen hep ateştendir. Şeyhin, mürşidin duygusu, düşüncesi ise; o latîf, o hoş nurdandır.


© Mürşidin nuru suyu, ateşe damla damla düştükçe, ateşten cız, cız ses çıkar.


© O cızladıkça sen ona: "Derde bat, öl geber!" de de şu cehennem gibi olan nefsin soğuşun.


© Soğuşun da, nefsinin ateşi senin ruhunun gül bahçesini yakmasın. Adaletini, ihsanını yok etmesin.


® Nefsinin ateşi söndükten sonra, gönül bahçesine ne ekersen biter. Lâleler, ak güller, güzel kokulu marsirnalar yetişir.




® Yine anayoldan (yâni konudan) ayrıldık. Hocam konuya gel, bahsimiz nerede idi?


® Şunu anlatıyorduk: "Ey hasetçi kişi! Eşeğin topal, varacağın yer ise uzaktır. Çabuk ol, tövbe ve istiğfarı yarına bırakma!


® Yıl geçti, ekin vakti de değil, sende ise yüz karalığından, kötü amellerden başka; bir şey yoktur.


® Beden ağacının köküne kurt düştü. Onu söküp ateşe atmak, kulluk ederek, iyi işler yaparak onu öldürmek gerek.


***



DÜŞÜNCELER


Hz. Mevlana, Mesnevi’nin 2. Cildinin bu bölümünde çalı dikeni benzetmesiyle nefsin kötü huylarını kastediyor ve o huylardan vazgeçmedikçe, zamanla kökleşeceğini ve yaşlandıkça o kötü huyları terketmenin imkansız olacağını anlatmış.  Allah razı olsun.


O kötü huylar ta çocukken başlıyor ve önemsiz görünüyor ama o dikenler büyüdükçe insanları yaralıyor. Yalancılık, iftira, dedikodu, kin, nefret, küfürlü konuşma, pis şakalar yapma, vs…


Bir de acizane bu hikayeden NAMAZa başlamayı hep erteleyenleri hatırladım.




Şefik Can dedemizin tercümesinden alıntılar yapmama izin veren, Rahmetli Şefik Can Hocamızın talebesi yaşayan son Mesnevihan Hayat Nur Artıran Hanımefendiye çok teşekkür ederiz.

 
Egemen Yayınları sahibi sevgili Fahretttin Yüksel bey
İkinci kitabımız "TÜM HASTALARA DEVA KİTABI" nı bastırıp getirdi. 
Hastalara teselli, moral ve Hayırlara vesile olsun inşallah. 
Maddi manevi desteğiniz için çok teşekkür ederim Fahrettin bey,
İyi ki varsınız. Allah razı olsun. (16 Şubat 2018)

Bu yazıdan tek gayemiz Allah rızası için faydalı olmak.

Allah Mesnevi’yi okuyup anlamayı ve uygulamayı cümlemize nasip etsin.



Celalin Penceresinden