Hüngür Hüngür
Ağlatan film: ‘Birleşen Gönüller’
Bu film,
tamamen gerçek bir hikayeden alınmış... Aşk, dram, romantizm, savaş, aksiyon,
vefa, sadakat, fedakarlık, hüzün, vs. herşey var bu filmde ...
“Bu hayatta gurbet
olmadan sıla olmuyor, Sevdiğini beklemek yormaz, sevince beklersin...” Bu söz
filmdeki beni etkileyen bir replik...
İnsan
hayat arkadaşına verdiği sözü ne kadar tutabilir? Bir yıl mı, beş yıl mı, on
yıl mı? Filmin sonunda öğreniyoruz...
Hiçbir
şeyin tesadüfen olmadığını düşündüren, kitabımda anlattığım yaşadığım o saf
aşkı hatırlatan, yaşadığımız bu dünya hayatını sorgulatan muhteşem bir filmdi...
Yazıyı (filmi izledikten sonra) ertesi gün
yazmaya başladım fakat hala etkisindeyim.
Çocukluk ve gençliğim hastalıkla, çalışmakla
geçti. Emekli olduktan sonrada birkaç ameliyat ve şeker koması ile geçti. Son
iki yıldır kısmen iyiyim hamdolsun... Babacığım,
Allah razı olsun, tekerlekli sandalyemle Cuma günleri namaza ve arada da
sinemaya götürüyor.
Milletimiz özünde çok duyguludur. Ağlamayı çok
sever. Acizane bende de bu his galiptir. Ağlamayı çok severim. Ağlamak bana baklavadan lezzetli geliyor.
Geçen hafta radyoda “Birleşen Gönüller” filminin galasına gidenlerin sohbetini
dinledim. Hepsi de, sinema tarihine damga vuracak müthiş bir film, salon
dakikalarca hüngür hüngür ağladı, dedi.
Meraklandım ve babama rica ettim, dördümüz bu
Salı günü (28 Ekim 2014) Ankara
Eryaman’daki Optimum alışveriş merkezindeki sinemada filmi izledik.
Annemi de getirdik filme... Babamla ikisi eski
Türk filmlerine bile çok ağlarlar. Annem önce nazlandı, ben sıkılırım sinemada diye
ama sonra ısrarlarıma dayanamadı, gelmeyi kabul etti.
Yakın
dostum Aydın Kaynarca bey de sinemada bize eşlik etti sağolsun. Filmi ben tekerlekli
sandalyemde sahnenin önünde izledim. Aydın bey, babam ve annem salonun
ortalarındaki koltuklarda izlediler.
Filmden çıktığımızda gözlerim ağlamaktan
kıpkırmızıymış. Gerçek aşk işte budur, dedim. Annem bana: “İyi ki bu filme getirdin beni, hayatımda izlediğim en güzel Türk
filmiydi” dedi.
Film çıkışında alışveriş merkezinde yemek yedik
ve üstüne Aydın bey tatlı ısmarladı. Babam ve ben şeker hastasıyız ama hafif birer tatlı yedik; çünkü filmde
ağlayıp üzülmüştük.
Geçenlerde
radyoda, Muharrem ayı ve Aşure hakkındaki bir sohbette Ömer Tuğrul İnançer Hocaefendi
açıkladı: Aşurenin olmazsa olmazı, şeker, bal veya pekmez katılarak
tatlı olmasıdır...
Çünkü
eskiden, Muharremin 10’u olan aşure gününde dergahlarda, öğle namazını müteakip
Hz Hüseyin’in Kerbela’da şehadetiyle ilgili mersiye ve ağıtlar yapılırdı,
herkes hüngür hüngür ağlardı. Sonunda da aşure dağıtılırdı... Neden biliyor
musunuz?
Çünkü
üzüntü, insan bedeninde kimyevi, biyolojik değişimler yapıyor. Bunu dengeleyip
enerji almak için tatlı yiyoruz. Aslında cenazelerde helva ikramı yapılmasının
sebebi budur, dedi.
İşte, bu yüzden filmden sonar biz de tatlı yedik :)
Sahip olduğumuz insanî değerler erozyona uğramaya yüz tutmuş,
sınırsız bir dünyevîleşme ve maddileşme benliğimizi kaplamış durumda...
Bireysellik, bencillik, çıkarcılık, çekememezlik ve
tahammülsüzlük gibi olumsuz değerler de ilişkilerimizde öne çıkmış durumda...
Bütün bu beşeri zaaflar toplumumuzda mutsuz, umutsuz, olumlu
düşünemeyen ve paylaşamayan kişilerin sayısını artırmıştır.
İşte bu hal kalbimizi katılaştırıp öldürüyor. Kalbi yumuşatan en
iyi ilaç gözyaşıdır. Gözyaşı kalbe abdest aldırıp temizleyen bir hayat suyudur.
İşte ağlayıp
kalbinize abdest aldıracağınız harika bir film: “Birleşen Gönüller”
Güzeller güzeli hüzün peygamberi, Efendimiz SAV buyurmuş ki:
“Benim bildiğimi
bilseniz, az güler, çok ağlardınız.” (Hadis-i Şerif)
“Ağlamayan gözden, huşû
duymayan gönülden Sana sığınırım.”
“Sinek başı kadar bile
olsa, gözünden Allah (CC) korkusuyla yaş çıkan ve bu yaşı yanak yumrusuna
değecek kadar akan hiçbir mümin kul yoktur ki, Allah (CC) onu (ebedi) ateşe
haram etmesin!” (Sahihi Buhari ve Müslim)
Filmle ilgili söylenecek çok şey var ama ben bu kadar
yazayım. Şimdi filmin bir sinema sayfasından birkaç yorum paylaşmak istiyorum:
*** Kesinlikle müthiş
bir film muhakkak izlenmeli. Türk sinemasını çıtasını yükselten, başyapıt
olmaya aday bir film. GERÇEK bir aşk hikayesi ancak bu kadar güzel
anlatılabilir. Hikaye, kurgu, kostümler,çekimler ve oyunculuk harika. Sizi
duygusallığın zirvelerine taşıyacak
not: mendilsiz salona girmemeniz tavsiye edilir...
not: mendilsiz salona girmemeniz tavsiye edilir...
*** Film harika
olmuş.Gerçek bir hikayenin olması da insanı fazlasıyla etkiliyor.Son zamanlarda
izlediğim en iyi TÜRK filmlerinden biri. Kesinlikle izlenilmeli.
***
Filmin
konusu, izleyici yorumları ve fragmanı:
Celalin
Penceresinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder