Çürümüş
kemikleri kim diriltecek?
Hepimiz
bunu iyi biliriz ki; Allah bu dünyayı imtihan etmek için yarattı.
İmtihanımız bitince Allah bizim ruhumuzu alıp, bedenimizi öldürüyor ve de ölenleri
toprağa gömüyorlar.
Ve dünyanın ölümü olan kıyametten
sonra ise, Allahu Teala hazretleri,
bütün ölüleri yeniden diriltip mahşerde toplayacağını Kuran’da pekçok ayette
bildiriyor.
Buna
inanmak zorundayız. Zira imanın 6 şartından birisi de, öldükten sonra yeniden
dirilmeye inanmaktır. Bunu inkar eden dinden çıkar.
İşte günümüzde pekçok
genç bu olayı aklıyla çözemiyor. Sonuçta ateist
olup inkara saplanıyor ve kendince buna izahlar getiriyor. Geçtiğimiz
yıllarda bununla ilgili bir sohbet izledim.
Yetmiş küsür yaşına
rağmen, yıllardır hala heryerde Risale-i Nur’dan aldığı derslerle, Kuran’ın elmas iman hakikatlarını anlatan
Çantacı Necmi Abi’nin bir sohbetiydi.
Necmi abi sohbetinde,
kırk yıl önce, otuzbeş yaşındayken bir üniversitenin bahçesindeki anısını
anlattı. Şinasi isminde öldükten sonra
yeniden dirilmeye inanmayan biri varmış.
Şimdi sohbetteki
anlatımları aynen yazacağız. Sonunda genç şüphelerim gitti, deyip inanıyor. İnşallah böyle şüpheleri olan gençlere ışık
olsun bu yazı...
Çantacı
Necmi Abi: Neden inanmıyorsun abicim, öldükten sonra dirilmeye?
Şinasi: Ben
öldükten sonra toprağa gidecem, Toprakta benim atomlarım, nötronlarım,
protonlarım, elektonlarım toprakla karışacak... Ben artık toprağa karıştım,
tarlalaştım.
Çantacı
Necmi Abi: Evet haklısın Şinasicim
Şinasi:
Zamanla o tarladan otlar çıkacak. Ordan geçen bir inek, o ottan
yiyecek, benim bir kısmım ineğe geçecek. Bir keçi yiyecek, bir kısmım
keçileşecek.
Çantacı
Necmi Abi: Çok doğru söylüyorsun Şinasicim.
Şinasi:
Bir koyun yiyecek, bir kısmım koyunda faaliyet gösterecek, Ben
tekrar nasıl insan olacağım?
Çantacı Necmi abi sohbeti
dinleyen gençlere antiparantez gülerek dedi ki; Risale-i Nur okumayan eski
hocalar, bre kafir, sen cehenneme gidip
topuzu yedin mi görürsün :) , derlerdi. Gençler gülüştü.
Çantacı
Necmi Abi: Çok doğru söyledin, sana katılıyorum. Peki kaç yaşındasın
Şinasicim.
Şinasi:
Yirmibeş
Çantacı
Necmi Abi: Yirmialtı sene evvel neredeydin?
Şinasi:
(Durdu, biraz düşünüp
hesapladı ve) Yoktum.
Çantacı
Necmi Abi: Vardın!, vardın sen gene ama hatırlamıyorsun.
Şinasi:
Nasıl yani?
Çantacı
Necmi Abi: Sen bir ıspanaktın! (Gülüşmeler) , Sen bir keçiydin!
(Gülüşmeler) , Sen bir inektin! (Gülüşmeler)
Şinasi
hayretle dinlemektedir...
Çantacı
Necmi Abi: Baban olacak adam ıspanak yemeğini yedi. Koyunun sütünden
içti, etinden yedi. Keçinin kızartmasını yedi. Babanın damarında sperm oldun.
Gençlere,
biz de ilmi konuşuyoruz dedi, gençler yine gülüştü.
Çantacı
Necmi Abi: Sonra annene intikal ettin. Annen börek yedi, hoşaf yedi.
Kayseri’den gelen pastırmayı yedi. Almanya’dan gelen çikolatayı yedi. Simav’dan
gelen fasulyeyi yedi. Amerika’dan gelen neskafeyi içti. Sen, annenin karnında
küçücük bir Şinasi oldun.
Çantacı
Necmi Abi: Şinasileşirken haberin oldu mu?
Şinasi:
Olmadı.
Çantacı
Necmi Abi: Gördün mü bak, Şinasicim. Ne kadar dağınık yerlerden seni
Cenab-ı Hak topladı. Güzel bir Şinasi yaptı. Yine dağıtır, yine toplar. Bir işi ilk kez yapmak mı daha zor,
ikinci kez mi?
Şinasi:
Tabiki birinci defa yapmak daha zordur.
Çantacı
Necmi Abi: Hah işte Şinasi, Birinci defa yapan Allah, ikinci defa
daha güzel bir Şinasi yapar. Zaten ona herşey kolay ama...
Şinasi:
(Biraz düşündü ve) Sizin bu
fikrinize katılabilirim. (gülüşmeler) , değişik bir yanıt verdiniz.
(gülüşmeler) , Bana kanıt verdiniz. (gülüşmeler)
Çantacı Necmi Abi
lakaplı Necmi İlgen hoca, sohbetin
sonunda, Risale-i Nur’un pekçok bölümlerinde Üstad’ın neden hayali inkarcıları
alıp, inandım, teslim oldum, dediğini anlattı.
Çünkü Üstadımız (Bediüzzaman
Said Nursi) böyle örnekleri vererek, bizlerin de bunlar gibi
inkarcılarla karşılaşabileceğimizi ve nasıl cevap vermemiz gerektiğini
anlatıyor. Şinasi gibi...
Yoksa bu gibi sorulara,
zındık, münafık, kafir dersek; o da
bize gerici, yobaz, mürteci der... O,
o tarafa, sen, bu tarafa gider, hiçbir şey olmaz. Ama böyle yakınlaşma ve
muhabbet oluyor.
YASİN SURESİ 77,78,79.
AYETLER
77- “İnsan şunu hiç
görüp düşünmedi mi: Biz kendisini bir nutfeden yaratmışken, yaman bir hasım
kesildi Bize.”
78- “Kendi
yaratılışını unutarak ve “çürümüş kemikleri kim diriltecek?” diyerek bize örnek
vermeye kalkıyor.”
79- “De ki: ‘Onları
ilk defa yaratan diriltir, hem O, yaratmanın her türlüsünü bilir.’ "
BU HOŞ SOHBETİ BURADAN
İZLEYEBİLİRSİNİZ:
Celalin
Penceresinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder