Hutbe
gerçek oldu
Facebook’ta
her şey arşivleniyor ve hergün bize “anı” diye geçtiğimiz yıllardaki
paylaşımlarımızı hatırlatır. Bende ordan esinlendim, ara ara eski yazıları
güncelleyip tekrar paylaşmak istiyorum. Aşağıdaki olay yedi yıl önce Temmuz
2012’de yaşanmıştır.
Çoğunuz biliyorsunuzdur, ben 2010 da emekli oldum.
Allah nasip etti hamdolsun memleketimiz Konya – Ereğli’den ev aldık. Şu an
yazları Ereğli’deyiz. Ankara’dan komşumuz Efkan Vural hocamgil (Hocam
diyorum kendisi lisede Müdür Başyrd.)
sağolsunlar ramazan öncesi (2012) Ereğli’ye bizi ziyarete
geldiler. Beraber Ereğli’nin gezilecek yerlerini gezdik. Efkan hocam Ereğli’yi
çok beğendi. Hem havası hem suyu güzel şehir.
Efkan hocamgil Ankara’ya dönmeden bir gün önce Cumaya
rastladı. Ereğli’de Selçukluların yaptırdığı 567 yıllık Ulu Camii var. (1445
yılında Karamanoğlu Mehmet bey yaptırmış. -İstanbul fethinden sekiz yıl önce- )
Efkan hocam ve oğlu Fatihle birlikte tabi babamla beraber Ulu Camiye gittik.
Ben akülü sandalyemde olduğumdan babamla cami avlusunda kıldık. Efkan hocam ve
Fatih camiye girdiler.
Bilirsiniz, Cuma namazlarında farzdan önce hutbe
okunur. Ereğli’de Ulu Camimizde Hasan Çınar hoca var. Çok iyi bir hatip.
Ayetlerle ve hadislerle ve verdiği örneklerle hatırda kalacak çok güzel bir
hutbe irşat etti. Uzun uzun hutbeyi anlatmayacam yalnızca bir kaç başlığını
özetleyeceğim.
Hasan hoca, hiç bir günahı küçümsemeyelim. Yaptığımız
küçük günahlar kalpte bir siyah nokta bırakır... Damlaya damlaya göl olur,
imanımız gider Allah muhafaza, dedi. Hasan hocam küçük günahlara örnekler
verdi.
Mesela dedikodu, gıybet, küsmek, eşek şakası, küfür,
surat asmak, ... daha çok uzar gider... Hocam birçok misal verdi. Birinde dedi ki:
Bir kazan kuru fasulye pişirdiniz. İçine bir -afedersiniz- fare
düştü. Tiksindiniz değil mi?
Fare küçücük nolcak ki canım demez, koca bir kazan
yemeği dökersiniz. İşte küçük gördüğümüz günahlar da böyledir. Fare
örneğini verince naptın hocam mı dediniz, diyerek şu ayete bağladı.
Cenabı Hak buyuruyor ki: Hucurat suresi / 12. ayet
:
"Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan kaçının.
Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz
diğerini arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten
hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah,
tevbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir."
Cumadan çıkınca, Efkan hocam hutbeyi çok beğendiğini
söyledi. Verdiği örnekler çok isabetli dedi. Ertesi gün Efkan hocamgili
Ankaraya uğurladık.
Yolda giderlerken Efkan hocamı vardınız mı diye
aradım. Celal hutbe gerçek oldu, dedi. Ankara’dan ertesi gün yazdığı mailin o
kısmını kopyalıyorum:
******
Sevgili Celal
Ankaraya dönerken Aksaray'a 35 km uzaklıktaki IHLARA
Vadisine gittik, Oradan da ÜRGÜP-(NEVŞEHİR)'e gidecektik. Hava çok sıcaktı
vazgeçtik. Ihlara Vadisinde dinlenmek üzere çay demledik. Ihlara da unutulmaz
bir an yaşadık, Celal Burada çok ilginç bir şey oldu:
TAM ÇAY İÇERKEN
FATİH'İN BARDAĞINA SİNEK DÜŞTÜ. İLK BARDAĞI İDİ, MİS GİBİ İÇEÇEKTİ, ÇAYI
DÖKTÜ, YENİSİNİ DOLDURDU.
Fatih’e
dedim ki, oğlum dün Cuma Hutbesini hatırladın mı, hutbede verilen örnek
burada gerçek oldu. İşte gördün sinek yüzünden çaydan vazgeçtin, Çayı döktük,
çünkü midemiz almadı. Bunun gibi günahlar, haramlar da böyle hayatımızı ,ibadetimizi
Allah korusun imanımızı yok edebilir.
İşte Celal, Allah'ın hikmeti Cuma Hutbesinde anlatılan
gerçek oldu. Tabiiki etkili oldu.
İnşallah Fatih meseleyi anlamıştır.
Tekrar Her Şey için teşekkürler Allah Razı olsun.
EFKAN VURAL
******
Allah son nefesimize kadar imandan ayırmasın.
Sevgilerimle
...
Celal Çelik Ankara
( Konya-Ereğli )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder