Mesnevi Okumaları – 54 – İçini Düzeltki Sıkıntı Gelmesin
Merhaba
sevgili gönül dostlarımız,
Yüce
Allah’tan hayırlarla dolu güzel bir HAFTA geçirmenizi niyaz ederiz.
Allah'ın,
Resulünün SAV ve de sevdiklerinin selam ve bereketi üzerinize olsun.
Efendim bu hafta yine Hz Mevlana’nın asırlardır
Hak aşıklarının gönlüne ılık meltemler estiren Hikmet pınarı bir Kuran tefsiri
olan eşsiz eseri Mesnevi’den alıntılara devam ediyoruz.
Şimdi yine sözü çok uzatmadan 54. Mesnevi
yazısına başlamak istiyoruz:
RÜZGAR
NEDEN TERS ESTİ?
Süleyman(a.s.)'ın küçük bir kusuru yüzünden rüzgârın ters esmesi.
® Rüzgâr, bir gün Hz. Süleyman'ın tahtına ters
esti. Süleyman; "Ey rüzgâr" dedi. "Ters esme!"
® Rüzgâr da; "Ey Süleyman!" dedi.
"Sen de çarpık yürüme; çarpık yürüyünce, benim de ters esmeme kızma!"
® Allah; ders alalım da insafa gelelim,
doğruluktan ayrılmayalım, birbirimize haksızlık yapmayalım diye, teraziyi biz
insanların arasına koydu.
® Cenâb-ı Hakk buyurmuştur ki: "Sen,
terazide tartılacak şeyi eksiltirsen, ben de, sana verdiğimi eksiltirim; bana
karşı doğru olursan, ben de sana öyle olurum!"
® Rüzgâr ters estiği için Süleyman'ın başındaki
tacı da eğrildi. Böylece onun sultanlığı sarsıldı, aydınlık gündüzü gece gibi
karardı.
® Hz. Süleyman; "Ey tâç!" dedi.
"Başımda eğri durma! Ey sultanlık güneşi olan tâç; başımda doğru dur,
başka yöne meyletme!"
® Süleyman eliyle tacı doğrulttukça tâç yine
eğilmekteydi.
® Tam sekiz defa tacı doğrulttu; tâç da eğrildi.
Süleyman dedi ki: "Ey tâç; bu hâl nedir? Artık eğrilme!"
® Tâç tekrar dile geldi de; "Ey güvenilir,
inanılır kişi!" diye cevap verdi. "Sen beni yüz kere doğrultsan, yine
doğrulmam! Sen eğri gittikçe ben de eğrilirim!"
® Bunun üzerine Hz. Süleyman içini düzeltti,
gönlüne gelen nefsanî istekleri gönlünden attı.
© Süleyman doğrulunca tâç da doğruldu ve istediği
gibi başında durdu.
SANA NE GELİRSE
KENDİNDENDİR
® Bu defa Hz. Süleyman, tacı kendi isteği ile
eğriltti, fakat tâç eğri durmadı; kendiliğinden doğruldu ve tam tepesinde karar
etti.
® O büyük Süleyman, sekiz defa tacı eğriltti, tâç
yine de başında doğruluyor, doğru duruyordu.
® Derken tâç dile geldi de; "Ey
pâdişâhım!" dedi. "Övün; mademki kanat açtın, çırpındın,
kanatlarındaki tozu toprağı silktin, artık mânâ âlemine yüksel!
® Buradan ileri gitmeme; bu işteki gayb
perdelerini, gizlilik perdelerini yırtmama izin yok!
© Elinle ağzımı kapa da beğenilmeyecek,
sevilmeyecek bir söz söylemeyeyim!
® Sana da dertten, kederden, gamdan ne gelirse,
onları kimseden bilme, kendinden bil!"
® Ey gafil; sen de dışmdakilerle kötü olmuş,
onlarla uğraşıyorsun da, içindeki en büyük düşman olan nefsinle dost olmuşsun,
onunla hoş geçiniyorsun!
® Senin asıl düşmanın nefsin olduğu hâlde sen onu
şekerle besliyor, sonra tutuyor, dışında bulunan herkesi töhmet altma alıyor,
onları suçlu-yorsun!
® Sen de Firavun gibi körsün, kör gönüllüsün; bu
yüzden can düşmanınla hoş geçiniyorsun da, suçsuzlan aşağılamaktasın!
® Ne vakte kadar Firavun gibi suçsuzlan
öldüreceksin de, suçla, suçlularla dolu olan bedenini okşayacaksın?
® Aslında Firavun'un aklı, başka pâdişâhların
akıllarından üstün ve fazla idi; fakat Allah'ın hükmü, takdiri, onu akılsız ve
gönlü kör bir hâle ge tirmişti.
® Allah bir kimsenin gönül gözüne, gönül kulağına
mühür vurursa, o kişi Eflatun bile olsa hayvanlaşır!
DÜŞÜNCELER
Mesnevi’nin
4. Cildindeki bu bölümde Hz Mevlanamız, başımıza gelen sıkıntıların, içimizin
suizan kötü düşüncelerle kirlenmesinden kaynaklandığını beliirtti, Allah ondan razı olsun.
Muhterem
Hayat Nur Artıran hocamızın “Aşk Bir Davaya Benzer” isimli kitabındaki
Düşüncenin Önemi bahsinde bu hikaye geçmektedir.
Aklımızdan
geçen, karşımızdaki insan hakkındaki kötü düşünceler suizan olarak
adlandırılır. Bu kötü düşünce yani suizan, cezası gereken bir günahtır ve kul
hakkıdır.
Mümin
insana bu suizan günahının cezası, musibet sıkıntı olarak dünyada gelir, ahirete
kalmasın diye. Hz Mevlana o yüzden içini düzelt, diyor.
Yani
suizan yerine hüsnüzan edersek, herşeyi iyiye yorarsak, Allah bize ne diye bela
versin?
Hz. Şefik Can dedemizin tercümesinden alıntılar yapmama izin veren,
Rahmetli Şefik Can Hocamızın talebesi, yaşayan son Mesnevihan muhterem Hayat
Nur Artıran Hanımefendiye çok teşekkür ederiz.
Bu yazıdan tek gayemiz Allah rızası için faydalı olmak inşallah.
Cenabı Allah Mesnevi’yi okuyup anlamayı ve uygulamayı cümlemize
nasip etsin.
Celalin Penceresinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder