22 Ekim 2014 Çarşamba

Osmanlı’da Ticaretin 5 Altın Kuralı


Osmanlı’da Ticaretin 5 Altın Kuralı


 

Eskiler çarşı pazara gitmeye çekinirlerdi. Çünkü hertür yalan, hile, aldatma ile doluydu. O eski insanlar bu ahir zamanda yaşasalardı naparlardı bilemiyorum.

 


Günümüzde dürüst esnaf bulmak hayli zorlaştı. Geçen bataryası biten akıllı telefonuma garanti dışında olduğu için babam Kızılay’daki (Ankara) bir tamirciye 120 tl’ye orjinal ! bir batarya taktırdı.   

 

Fakat üç ay geçmeden yine şarjı az gitmeye başladı. Elektronik cihazlara meraklı bir dostum -Allah razı olsun- Çin’den kargoyla 10 tl’ye bir batarya sipariş etti. Geldi, takınca şarjı o değişenden daha uzun gitmeye başladı.

 

İnsanları aldatmak kolay, ya alemlerin Rabbi Allah’ı nasıl aldatacaksın. Ben hakkımı o tamirciye helal ettim ama belki bu yazımı okur ve düşünür ve de inşallah tövbe eder.

 


 

Linkini verdiğim bu yazıda seksenlerde gecekondu mahallemizin bakkalı Nurettin amcanın dürüst esnaflığını bir anımızla anlatmıştık. İnşallah tekrar okuyunuz...

 


Evet peygamberimizin SAV kul hakkı ile ilgili pekçok uyarıcı hadisi var ama sadece birkaçını aktarıp başlıkta bahsettiğimiz 5 altın kuralı paylaşacağız:

 

Peygamber Efendimiz SAV buyurur ki:

 

“Kıyamet günü, hak sahibi, hakkından vazgeçmezse, bir dank (yarım gram gümüş) hak için, cemaat ile kılınmış, kabul olmuş yediyüz namazı alınıp, hak sahibine verilecektir.” (hadis: Dürr-ül Muhtar)


Yine Peygamber Efendimiz SAV şu iki Hadis-i Şerif’te buyurdular ki:


“Üzerinde kul hakkı olan, ölmeden önce ödeyip helalleşsin! Çünkü ahirette altının, malın (paranın pulun) değeri olmaz. O gün, hak ödeninceye kadar, kendi sevablarından alınır, sevabları olmazsa, hak sahibinin günahları buna yüklenir.” (Buhari)


“Müflis (iflas eden), şu kimsedir ki, kıyamette, defterinde pek çok namaz, oruç ve zekat sevabı bulunur. Fakat, bazılarına çeşitli yönden zararı dokunmuştur. Sevapları, bu hak sahiplerine dağıtılır. Hakları ödenmeden önce sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları, bunun üzerine yükletilip Cehenneme atılır.” (Müslim)


Ahilik; temeli yardımlaşma olan Osmanlı Devleti’nde ticari hayatı canlandıran ve ticari hayata yön veren en önemli esnaf teşkilatıdır.

 

Ahilik teşkilatının benimsediği Ticaret Ahlâkında 5 Altın Kural

 

1. Hileli ve çürük mal satmayacaksın,

 

Esnaf veya satış temsilcisi sattığı üründeki kusurları alıcıya ziyadesiyle ifade etmelidir. Bu aynı zamanda sizin dürüstlüğünüzü ortaya koyacak ve müşterinin size olan itimadı daha fazla artacaktır.

 

Maldaki özrü belirtmeyen esnaf müşteriyi aldattığını düşünse bile asıl aldanan kendisi olacaktır. Bir müşteri bu durumu bin yerde anlatacak ve ziyana uğrayan satıcının kendisi olacaktır.

 

2. Müşteriden fazla para almayacaksın,

 

Müşteri malın piyasa değerini sürekli takip edemeyebilmektedir. Onun bu durumundan yararlanarak çok afakî değerlerde ürünü satmak asla etik değildir.

 

Bu durumu vicdanlar da kabul etmez. Hak edilen kadar ücret almak satışınızdaki bereketi arttıracak ve sizi gönül huzuruna ulaştıracaktır.

 

3. Bir başkasının malını taklit etmeyeceksin,

 

Ustalık ve zanaatkârlık uzun yılların birikiminde oluşan bir değer taşıdır. Yeni buluşları kendimiz yapmaya gayret etmeliyiz. Sabırla yapılan çalışmalar bir gün kesinlikle meyvesini verecektir.

 

Velev ki farklılığı bulamadık ve bir ürünün aynısından üreteceksek, patent sahibi bilgilendirilmeli ve onun mali emeği ve hakkı gözetilmelidir.

 

4. Noksan tartmayacaksın ve bozuk terazi kullanmayacaksın,

 

Ölçü, tartı ve kesim işlerinde kesinlikle alıcının hakkına girmemeliyiz. Bu aynı zamanda kul hakkıdır ve vebali çok ağıdır. Tartarken 5-10 gr, keserken 3-5 cm fazla kesmek bizlere kar olarak geri dönecektir.

 

Unutmayalım “Bizi aldatan bizden değildir.” hadisi bizler için en güzel ölçüdür.

 

5. Sahte ve kalitesiz mal üretmeyeceksin,

 

Sattığımız ürünü kendi ana babamıza, eş ve dostumuza gönül rahatlığıyla verebilecek şekilde müşterimize aynı kalitede verebiliyorsak hiç sorun olmayacaktır.

 

Kaliteyi yakalayabilmek hiç de kolay değildir. Zor başarıldığı takdirde bundan ötesi markalaşma olacak ve satış potansiyeliniz yerelden ziyade genele yayılacaktır. (Eğitimci Yazar Mehmet Baştuğ)

 

Bugün bu teşkilatın yüzyıllar önce benimsemiş olduğu altın kurallara ne kadar ihtiyacımız var değil mi?

 

Tüm esnaf kardeşlerimize hayırlı, bol ve bereketli kazançlar, halkımıza da iyi alış verişler dileriz.

 



Celalin Penceresinden


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder