27 Şubat 2013 Çarşamba

Celal Çelik'in Hayat Hikayesi Kitabı



 

Yazılar ve gönderdiğim maillerden sonra seni tanıyabilir miyim diye sorular geldi/geliyor. Efendim ben Karel Elektronik’ten 2010 da emekli olmuş bir engelliyim. Emekli oldum olmasına da şeker koması ve en son üç ay önce kıl dönmesi ameliyatı ile umduğum gibi rahata eremedim.

 

Ama yine de çok şükür bugünüme... Yatarak da olsa laptop bilgisayarım veya android telefonum ile güzel yazılar ve mailler nasip eden Rabbimize binlerce hamdolsun.

 

Turgut Özal Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Battal, İslam dünyasında cihad anlayışının değiştiğini ifade ederek, bundan sonra cihadın silahla değil, kalemle ve lisan-ı halle olacağını söyledi.

 

Bir yolculuk dönüşünde herkes hurmalıkta istirahate çekilmiş dinlenirken bazıları yemek yapmaya hazırlanıyorlardı. Biri, ben yemekleri yapayım, biri, ben de su getireyim, derken biri de, ben de ateş yakayım, deyince, Efendimiz SAV Hazretleri de istirahat ettiği ağacın gölgesinden doğrularak, “Öyle ise ben de yakacağınız ateşe odun toplayayım.” buyurdu.  “Biz hizmetlerin hepsini de yaparız, siz dinlenin” diyenlere de:

- Bilirim ki siz hizmetlerin hepsini de yaparsınız, ama siz hizmet ederken ben seyirci kalmaktan mutluluk duymam. Hizmet edilen değil, hizmet eden olmayı tercih ederim.” dedikten sonra kalkıp odun toplayarak hizmete seyirci kalanlardan değil, hizmete iştirak edenlerden olmayı tercih etme örneği verdi bizlere...

 

Ben boş durmayı, televizyona bakıp oturmayı bir türlü sevemedim. Ömür çok kısa. Ben de acizane, Efendimizi SAV örnek alarak, Allah rızası için yazılar ve mailler, facebook, twitter paylaşımlarım ile okyanusta bir damla olmaya çalışıyorum.

 

Bunları, acizane dine hizmetim olarak kabul etmesi için Rabbimize niyaz ediyorum. İmanlı ölen müminler nasılsa kabirde yeniden dirilme (mahşer) gününe kadar bol bol dinlenecekler. Allah’ım bizlere, kabire imanla girmeyi nasip et...

 

 


 

 

Blog sayfamda yazın (2012) yayınlamaya başladığım yazıları okuyabilirsiniz. (şu ana kadar 43 yazı) Ayrıca -bu yazının başlığı olan- sayfanın üzerindeki Hayatımı anlattığım KİTABIM sekmesine tıklarsanız, bu fakirin hayat öyküsünü okuyabilirsiniz.

 

Yaşadığım hayat serüvenimin özeti şudur : “Hasta olduğumu, hayallerle geçmiş ondokuz yılın sonunda öğrenmem. Ve yıllardır aradığım gerçek aşkı bulmam” diyebilirim.  İnşallah bu kitabı okuyunca AŞK’a, engellilere, dinimize bakışınız değişecek.

 

Bu minik kitabıma çok akıcı diyorlar, inşallah sıkılmadan okuyabilirsiniz. Sayfayı açtığınızda göreceksinizki, sıkılmayasınız diye kitabı 102 başlığa böldüm.

 

Her başlığa tıkladığınızda sadece birkaç paragraf kısa kısa yazdıklarım vardır. Yazının altına gelince oradaki “Sonraki kayıt” butonuna tıklarsanız kitaptaki bir sonraki başlık ekrana gelecektir.

 

Kitaptaki her başlığın içindeki yazıların arasına konuyla ilgili resimler ve youtube’dan şarkı ve güzel videolar ekledim. Aslında bu haliyle hem görsel hem işitsel bir kitap görmedim diyebilirim. Adeta, hem konusu hem de şarkı videolarıyla eski bir Türk aşk filmi izler gibi olacaksınız.

 

Tavsiyem kitabı okurken -vakit bulursanız- oradaki şarkıları da dinlemenizdir. İnşallah yanınızda peçete bulunsun, çoğu okuyan ağladığını söyledi. Sayfayı “Sık Kullanılanlar” a eklerseniz belki daha sonra tekrar okumak istersiniz.

 

Bir de bana şunu sordular. Bu sayfayı dostlarımıza kolayca nasıl söyleriz, diyorlar. Çok basit. Google’a “Celalin Penceresinden” yazın, çıkan ilk sonuç.

 

***

 

(Kitaptaki 102 başlıktan bir örnek)
 
 
 
 

 

   Konya'da o öğrenci yurdunda kalırken sevdiğim o kızla mektuplaşırdım. Bilseniz ne güzeldir mektup yazmak, sonra cevap beklemek. Kitabın sonlarına doğru bir mektup örneği olarak, bir şehit kızının ölmüş babasına yazdığı mektubu paylaşacağım. Birgün o kızdan mektup aldım. Benden ayrılmak istediğini, kafası rahat bir şekilde okumak istediğini ve beni unutmayacağını belirtmişti. Bu mektubu okuya okuya ezberlemiştim. Adeta cümle ve kelimeleri tahlil ediyor ve kendimce bir anlam çıkartmaya çalışıyordum. Ahmet, Erkan ve Metin bana teselli veriyorlardı. Ama içimde kopan fırtınaları bilmiyorlardı. Günlerce telefonlarıma çıkmadı. Ben büyük üzüntüyle sigara içmeye ve uykusuz gecelere başladım. Sanıyordum ki yürümemde ki (o zamanlar öyle sanıyordum) küçük dengesizlik benden ayrılmasına nedendi.

 

 

        Bir defasında Konya'dan epeyce maceralı bir gece yolculuğuyla onun yaşadığı şehre gitmiştim. O zamanlar o şehir bence dünyanın en güzel şehriydi. Çünkü içinde O vardı. Bir çay bahçesinde karşılıklı oturup çay içerken bile, içimde tarifsiz bir hasret vardı. Gözlerine bakamazdım. Bakışları beni büyülerdi. Gözlerim onun gözlerine değdiği an başımı öne eğer heyecandan bakamazdım. Şimdi anladım ki içimdeki aşk, ilahi aşkmış. Ben beşeri aşk ile ilahi aşkın stajını yapmışım.

 

         Yaşamayı seviyorum. Yaşanan sıkıntılar beni hayata bağlıyor. O kızı bir daha görmedim. Kavuşmak Allah’ın izniyle mahşere kaldı. Aldığım duyuma göre sözünü tutmuş yani okumuş. Öğretmen olmuş, evlenmiş ve çocukları olmuş. Allah mesut etsin. Bana ilahi aşka ulaşmamda vesile oldu. O’nu şu an sevgili olarak değil kardeşim gibi seviyorum. Kardeşlerim gibi onunda üzülmesine dayanamam. Her iki alemde mutluluğu için namazlarımda ona da dua ediyorum. İyi ki beni bırakmış. Yoksa ilahi aşka nasıl ulaşırdım. Hani derler ya: Oğlan kızı istemiş. Babası vermemiş. Aşk başlamış. :) Ona hakkımı helal ettim.

 

***

 

 

DÜNYA SÜRGÜNÜM BİTİNCE YANİ ÖLÜNCE BU YAZILARI VE KİTABIMI BENDEN BİR İZ KALMASI İÇİN –önce yeğenlerim sonra herkes için- RABBİMİN İNAYETİYLE YAZDIM İNŞALLAH.

 

Gerçekten biz ölüleri diriltiriz, onların önceden yapıp gönderdiklerini ve bıraktıkları  eserlerini yazarız. Zaten biz her şeyi açık bir kütükte, bir "imam-ı mübin"de (ana kitapta, yani Levh-i mahfuzda) sayıp tesbit etmişizdir.”  (YASİN SURESİ, 12. AYET)

 

 

BU KİTAP OKUNUP KISSADAN HİSSE ALINDIĞI MÜDDETCE BANA MEZARIMDA SEVAP GELMEYE DEVAM EDECEKTİR İNŞALLAH…

 

 

BU SAYFAYI HERKESLE PAYLAŞIN İNŞALLAH. DUAM, ÇOK OKUNMASI DEĞİLDİR, MÜHİM OLAN TÜRKİYE’MİZİN -ENGELLİ VE ENGELLİ OLMAYAN- TÜM GENÇLERİMİZİN, OKUDUKLARI ZAMAN BU FAKİRİN HAYATINDAN KENDİLERİNE DERSLER ÇIKARMASIDIR.

 

Google’a “Celalin Penceresinden” yazın, çıkan ilk sonuç :

 


 

Celal Çelik              Ankara  ( Konya-Ereğli )

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder