20 Şubat 2013 Çarşamba

Allah için dost muyuz?


Allah için dost muyuz?

 


 

Yaşım kırk oldu. Benim birinci duam, ‘Allah’ım beni, bu hastalığım varken annem ve babamdan başka bir sebebe muhtaç etme.’ dir. Bir dostumuzun yakını vefat ettiğinde sabret, hayat devam ediyor, napalım emir Allah’ın başın sağolsun, deriz; demesine de bu acıyı yaşamayan bilemez sanırım.

 

Bu acıyı ben yaşamadım fakat pek çok dostumun anne veya babası ahirete göçtü. Hastalığım, empati duygumu çok geliştirdi. Yani kendimi karşımdakinin yerine koyup, onun duygu ve düşüncelerini hissedebiliyorum hamdolsun. Bu empati sayesinde anne babasını kaybetmiş -eskiden sadece arkadaş olan, şimdiki gerçek- dostlarımı daha iyi tanıdım. Onlarla arkadaş olmayı nasip ettiği için Allah’a şükrediyorum.

 

Bu dostlarımdan biri Mustafa Alkaş’tır. Mustafa’mla 1994 te Karel’de altı ay beraber çalıştık. Sonra o astsubaylığı kazandı. Yıllarca –kardeşim Faik gibi- Anadolu’yu dolaştı. Fakat her hafta telefonla görüştük/görüşüyoruz. Ailesi Ankara’da yaşıyor. 2006 da babası Muharrem amca vefat etti. Babamla köyüne cenazeye gittik. Beraber sarılmış ağlamıştık. O an sanırım dünyanın geçici olduğunu daha iyi anladık. Birbirimize daha da bağlandık.

 

Efendimizin SAV dediği gibi sevgimizin artması için hediyeleşiyoruz. Ben ona arabasında dinlemesi için müzik CDsi, okuması için kitap hediye ederim. O da bana Ankara’ya her gelişinde uğrar. Görev yaptığı şehirden bir meşhur hediye getirir. Mesela, Malatya’dan kayısı kurusu, Balıkesir’den meşhur tatlısını getirdi. Zamanı darsa telefonda durumu anlatır ve hakkını helal et uğrayamadım, dua et dostum, seni seviyorum, der...

 

Diğer gerçek dostlarımdan biri Aydın Kaynarca Bey’dir. Önceden sadece aynı işyerinde beraber çalıştığımız bir mühendis arkadaşımdı. 2005 yılında babası, yaklaşık bir yıl sonra da halası yangında vefat etti. O zaman hayatı hakkında bilgiler öğrendim. Annesi, Aydın Bey altı-yedi yaşlarındayken vefat etmiş. Babası evlenmemiş, onu ve ablasını büyütmüş. Ama bir yardımcısı varmış. Aydın Bey’in halası… Aydın bey’in bu hayatta babası, halası, ablası dışında hiç yakını yokmuş.

 

Aydın bey, Odtü mezunu bir mühendistir ve çok nazik ve mütevazidir. Ben de yalnızım. Yukarıda anlattığım gibi empati yaparak Aydın bey’in duygularını hissettim. “Sol yanım acıyor anne” şiirinde hep ağlarım. Aydın bey kimbilir okurken annesizliği nasıl hissetti. Bu şefkat duygusudur acıma değil. Aydın bey’in babası ve halasının vefatından sonra sık sık görüşmeye başladık. Birbirimizi tanıdıkça daha çok sevdik.

 

Aydın beycim, beni sevdiğini söyleyen pek çok akrabamdan bana daha yakındır. Ziyaretiyle beni mutlu eder ve –duası makbul denilen- bir engellinin duasını alır. Aydın bey de Efendimizin SAV tavsiyesi gibi bana her gelişinde hediye getirir. Çok cömerttir, pek çok kitap, CD, tişört getirmiştir. Bazen değerli hediyeler aldığında mahcup oluyorum. Alçakgönüllüğü ile diğer gelişinde hiç bahsetmez bile…

 

Bende Aydın bey gibi Fenerbahçe’liyim. Mesela geçen İstanbul’a Fenerbahçe maçına gittiğinde bana Forma almış. Bize geldiğinde getirdi. Allah razı olsun. Ben de anneme, dostum annesiz, babasız yalnız yaşadığından her gelişinde sıcak ev yemekleri yaptırırım. Bizim Aydın beyle dostluğumuz Allah içindir.

 

Hediyeleşmek sünnettir. Gerçek dostluk, menfaat olmaksızın birbirini Allah için sevmektir. Birbirini samimiyetle arayıp hal hatır sormaktır. Dostum seni seviyorum, diyebilmektir.

 

Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarında yaşamış bir İslam ilahiyatçısı olan Karamanlı hemşehrim Şeyh Edebali, Osmanlı devletinin kurucusu Osman Bey’e verdiği -yarım sayfalık- öğüdünün bir yerinde şöyle der: “…Sevildiğin yere sık gidip gelme, kalkar muhabbetin itibar olmaz…”  Ben bu öğütte yazanları uygulamaya çalışıyorum. Bu nasihate uyarak dostlarımı telefonla ararken en az bir hafta geçmesini beklerim.

 

Mustafa’m, Aydın bey sizi Allah için çok seviyorum. Allah sevdiklerimizle birlikte bizi cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin. Efendimize SAV komşu etsin. Yalnız dünyada değil, ahirette de sonsuza kadar dost olmayı nasip etsin. Amin

 

Celal Çelik              Ankara  ( Konya-Ereğli )

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder