6 Kasım 2017 Pazartesi

Einstein’in Sevgi Mektubu


Einstein’in Sevgi Mektubu

 

Günaydın sevgili gönül dostlarımız, güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle…  

 

Allah'ın ve Resulünün SAV selam ve bereketi üzerinize olsun.


Rasûlullah (sav) buyurdular:

“Siz îmân etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe îmân etmiş olamazsınız. Size işlediğiniz takdîrde birbirinizi sevmeye vesîle olacak bir amel göstereyim mi? Aranızda selâmı yayınız.” (Müslim, Îmân, 93; Ebû Dâvud, Edeb, 131; İbn Mâce, Edeb, 11; Tirmizî, İstî’zan, 1.)
 
 
 



Kıymetli dostlar, bugün size bir mesaj verip yazıyı başlıktaki mektupla bitireceğiz:

 

Hz. Mevlana’ya göre Aşk, dünyaya ait bir duygu değildir. Aşk insanlara ait değildir. Aşk Allah'a aittir. Ancak Allah, insanı halifesi olarak ilan edip ruhuna üfledikten sonra, kendisindeki bu duyguyu, insanın da mayasına karıştırmıştır.

 

Mustafa Ceceli’nin şarkısında dediği gibi, aşk için gelmişiz biz bu cihana…  

 

Nedir o aşk? Ezelde, ruhlar aleminde Allah’a verdiğimiz sözdür. Biz Allah’a, Evet sen bizim rabbimizsin, seni çok seviyoruz, sana aşığız, dedik. (bkn: Araf suresi, 172)

 

AŞIK OLMAK BİR İDDİADIR

 

İşte biz bu dünyaya o sözü, seni seviyorum, aşığım sözünü ispatlamaya geldik. Aşk için, Aşık olduğumuzu ispatlamak için. Aşık olmak bir iddiadır, kanıt lazımdır.  

 

    (Hz. Mevlana - Mesnevi, cilt 3, 4008): “Aşk bir davaya benzer, cefa çekmek de davanın tanığıdır. Tanığı olmayan her dava mutlaka kaybedilir. Ben, cefaya uğrayıp kemale ereceği ve safa bulacağı zaman kaçan, sonra da safa, huzur dileyen kişinin aklına şaşarım.

 

   Zamanın kadısı senden tanık isterse, sakın ona incinme. Cefayı, kederi, ıstırabı güleryüzle karşıla, onları bağrına bas da hakikat definesini elde et. Çünkü onlar, senin aşkının tanıklarıdır.”

 

Evet sevginin ölçüsü fedakarlıktır. Fedakarlık yapmayanın sevgisine inanılmaz.

 

Annem beni seviyor, hasta olsa bile 44 yıldır çayımı yemeğimi hazırlıyor.

 

Babam beni seviyor ki, her gece defalarca uyanıp tuvaletimi yaptırıyor.

 


Kardeşlerim beni seviyor ki, beni hergün arıyorlar. Erkek kardeşim her hafta gelip beni tuvalete götürüp banyo yaptırıyor, kızkardeşim ve eniştem gelince beni gezdiriyorlar.

 

Evet sevginin ölçüsü fedakarlıktır. Kim ne kadar çok fedakarlık yapıyorsa o kadar fazla seviyordur. Ve tabi o kadar da sevilir.

 

Hz. İbrahimi ateşe attılar yine de Rabbinden vazgeçmedi. 80 sene evlat için dua etti, ümit kesmedi. Sonra Allah ona hayırlı bir evlat verdi. Ve evladını kurban et, kes emri geldi.

 

Allahı çok sevdiği için yüreği kan ağlayarak emri uyguladı. Daha önce ateşin yakmaması gibi bıçak kesmedi. Ve sonunda Allah, Hz. İbrahim’e Halilim, yani dostum dedi.

 

ŞUNU DÜŞÜNÜNCE AĞLADIM

 

Peygamber Efendimizin SAV neler çektiğini düşününce gözyaşımı tutamıyorum. Annesiz babasız bir ömür geçirdi. Altı evladını, ilk aşkını kabre indirdi.

 

En yakın arkadaşlarını, akrabalarını kaybetti, taşlandı, yaralandı. Allah için her sıkıntıya rızayla sabretti ve hep şükretti. Ve Allah’ın habibi, sevgilisi oldu.

 

Geçen şuna ağladım. Biliyorsunuz Miraç gecesi hüzün yılında yaşanmıştı. Yani Hz Hatice ve Ebu Talibin vefat ettiği yıl.

 


Miraç gecesi yaşananlar anlatılıyor ya, Efendimiz SAV semanın katlarında Hz Adem AS …, Hz Musa, Hz İsa’yı gördü konuştu, Cebrail AS cennet cehennemi gösterdi diye…

 

Geçen şöyle bir şeyi düşünürken TSM dinliyordum ve gözyaşıma hakim olamadım.

 

Cebrail AS Efendimizi SAV sessizliğin hüküm sürdüğü bir sarayın önüne getiriyor. Kapı açılınca Hz Hatice görünüyor. Efendimizi SAV görünce sevinçten ağlamaya başlıyor.

 

BENİMKİ AŞK İBADETİ İNŞALLAH

 

Anti parantez anlattım bunu. Sevdiğimizin hatırına sıkıntılara sabredersek sevdiğimiz, bizim onu sevdiğimizi anlar. Çünkü Allah kalplerin özünü bilendir. 

 

BEN DE ALLAH’I çok SEVDİĞİM İÇİN HER SABAH uyanıyor NAMAZ KILIYORUM.

 

Evet sevgiden, aşktan… Abdülkadir Geylani Hazretleri ibadeti üçe ayırıyor.

 

1-KÖLE ibadeti: Allah’tan korkusundan, cehennemde yanmaktan korktuğu için ibadet yapmak.

 

2-TÜCCAR ibadeti: Cennetteki köşk, huri için ibadet etmek; şu kadar Esma zikir yapayım bana şifa ver, şu derdime çare ver, gibi karşılık bekleyerek ibadet…

 

3-AŞK ibadeti: Allah’ın rahmeti, büyüklüğü, lütuf ve ihsanları karşısında şükür ve minnet hisleriyle dolup aşk ve şevkle severek ibadet etmek…  

 

Allah hepimize aşk ve şevkle ibadet etmeyi nasip etsin.

 


Yazıda vermek istediğimiz MESAJ anlaşılmıştır inşallah.

 

EİNSTEİN’IN SEVGİ MEKTUBU

 

Yazımızı sevgi konusunda Einstein’in kızına yazdığı mektubu ile bitiriyoruz:

 

1980’lerin sonunda ünlü dehanın kızı olan Lieserl, Einstein’ın yazdığı 1400 mektubu Yahudi Üniversitesine bağışladı; tek bir şartı vardı: babasının ölümünün üzerinden 20 yıl geçene kadar içerikleri yayınlanmayacaktı.

 
1879'da Almanya'da doğan Yahudi asıllı Einstein 1955'te ABD'de ölmüştür...



Bu okuyacağınız mektup Lieserl Einstein için olanlardan bir tanesi…

 

İzafiyet kuramını açıkladığım zaman çok az kişi beni anladı, şimdi insanlığa ulaşması için yazacaklarım da bu dünyada yanlış anlaşılma ve önyargıyla çarpışmaya mahkum.

 

 Mektupları gerektiği sürece korumanı istiyorum, ta ki toplum şimdi açıklayacaklarımı kabul edecek düzeye gelene kadar.

 

 Bilimin açıklayamadığı son derece kuvvetli bir güç var. Bu güç herkesi kapsıyor ve yönetiyor, evrenin çalışmasını sağlayan her olgunun arkasında bile o var ve henüz bizim tarafımızdan tanımlanamadı.

 

Bu evrensel güç SEVGİDİR.

 

 Bilim insanları, evren için birleşik bir kuram ararken, görülemeyen en kuvvetli evrensel gücü unuttular.

 

 Sevgi Işıktır, onu alıp verenleri aydınlatan.

 

 Sevgi yer çekimidir, çünkü insanların birbirine çekim hissetmelerini sağlar.

 

 Sevgi kuvvettir, çünkü bizdeki en iyiyi çoğaltır ve insanlığın kör bencilliklerinde tükenmemesine izin verir.

 

 Sevgi için yaşarız ve ölürüz.

 

 Sevgi Tanrıdır ve Tanrı sevgidir.

 

 Bu güç her şeyi açıklar ve yaşama anlam katar. Bu bizim çok uzun süredir göz ardı ettiğimiz bir çelişkidir, çünkü belki insanın evrende kendi özgür iradesiyle kullanamayacağı tek enerji olduğu için sevgiden korkuyoruz.

 

 Sevgiye görünürlük verebilmek için, en ünlü denklemimde basit bir yer değiştirme yaptım.

 

 Eğer E=mc2 yerine, dünyayı iyileştirecek olan enerjinin ışık hızının karesiyle çarpılacak sevgiyle sağlanabileceğini kabul edersek, şu sonuca varıyoruz: sevgi en kuvvetli güçtür, çünkü sınırı yoktur.

 

SEVGİ HAYATIN ANLAMIDIR

 

İnsanlığın evrendeki bizim düşmanımız haline gelen diğer güçleri kullanmakta ve kontrol etmekte ki başarısızlığından sonra kendimizi başka çeşit bir enerjiyle beslememiz zorunludur.

 

 Eğer türümüzün hayatta kalmasını istiyorsak, eğer hayatta bir anlam bulmamız gerekiyorsa, eğer dünyayı ve içinde yaşayan her duyarlı varlığı kurtarmak istiyorsak, sevgi tek ve biricik cevaptır.

 

 Belki bir sevgi bombası, gezegenimizi harap eden açgözlülük, nefret ve bencilliği tamamen yok edebilecek kadar güçlü bir cihaz, yapmaya hazır değiliz.

 

 Buna rağmen her bireyin enerjisini açığa çıkartmayı bekleyen küçük ama kuvvetli bir jeneratör var.

 

 Bu evrensel enerjiyi almayı ve vermeyi öğrendiğimiz zaman sevgili Lieserl, sevginin hepsini yendiğini, her şeyin ötesine geçtiğini doğrulayabileceğiz, çünkü sevgi hayatın en özlü kısmıdır.

 

 Bütün hayatım boyunca kalbimin içinde sana dair sessizce atanları ifade edemediğim için çok derin bir pişmanlık duyuyorum. Belki artık özür dilemek için çok geç, ama zaman göreceli olduğu için sana söylemem gerekiyor: Seni seviyorum ve nihai cevabı bulduğum için sana teşekkür ederim.

 

 Baban Albert Einstein

 
4 Kasım 2017 Cumartesi sinemaya Ayla filmine gittik. Canım kardeşim Faik beni akülü sandalyeme oturttu arabayla götürdü, canım dostum Aydın Kaynarca bey bana sinema ısmarladı ve eşlik etti. iyiki varlar. Allah razı olsun.
Ayla filmi, yaşanmış bir hikayedir.
1950'de Kore harbine gönderilen Süleyman astsubay bir gece ormanda ana babası savaşta ölmüş beş yaşında bir kız çocuğu bulur.
Kıza savaş boyunca sahip çıkan Süleyman astsubaya G. Kore Hükümeti kızı Türkiye'ye götürmesine izin vermez, yetimhaneye yerleştirilir.
Aradan 60 yıl geçer ve filmin sonunda kavuşurlar.
Gerçek görüntülerde çıkınca gözlerim yaşlarla doldu.

 
 
SEVELİM SEVİLELİM, DÜNYA KİMSEYE KALMAZ.

 

 

Celalin Penceresinden

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder