8 Ağustos 2016 Pazartesi

Yusuf Suresinin İç Manası


Yusuf Suresinin İç Manası

 

Youtube’dan Cemalnur Sargut hanımın bir sohbetini beğeniyle defalarca dinledim. Sonra o sohbet videosunu indirdim. Bugüne nasipmiş o sohbeti yazıya aktardım.

 



 

Sohbetin konusu Yusuf suresinin iç manasıydı. Nasıl kamil insan olunacağını anlatıyor.

 

Sohbeti aynen aktaracağım fakat önce Yusuf suresinde nelerden bahsediliyor, kısaca bilmek gerek.

 

YUSUF SURESİ ÖZETİ:

 

Yusuf Peygamber AS ,Yakup Peygamberin AS oğullarındandı. Yusuf küçüklüğünde bir rüya gördü. Bu rüyasında 11 yıldız ,Güneş ve Ay'ın kendisine secde ettiğini görmüştü. Bu bir peygamberliğe işaretti. Bunu duyan abileri onu kıskandı.

 

Birgün kardeşleri Yusuf'u gezmeye diye kandırarak  öldürmek için götürdüler. Fakat yine kardeş olduğundan ötürü böyle bir cesaret bulamadılar . O yüzden gömleğini alıp onu bir kuyuya bıraktılar. Gömleğini de kana bulayıp babaları Yakup Peygambere getirdiler.

 

Bu sırada Yusuf'u ,Mısır'a giden bir kervan buldu ve onu kurtarıp Mısır'a götürdüler. Burda Yusuf'u köle olarak  Mısır Azizine sattılar. Yakup Peygamber yıllarca Yusuf için göz yaşı dökmüş ve kör olmuştur. Yusuf ise zekası ve yetenekleri ile Mısır Azizinin gözüne girmeyi başarmıştı.  

 

Yıllar yılları kovaladı. Yusuf büyüdü ve serpildi. Mısır Azizinin eşi Züleyha,Yusuf'a aşık olmaya başladı.
   
        Yusuf 'u elde edemeyince ona iftira attı. Yusuf'u zindana koydular. Yusuf yıllarca zindanda kaldı. Birgün kralın iki hizmetlisini  de zindana getirdiler. Yusuf bu iki hizmetlinin de rüyasını yorumladı ve biri öldü. Birisi bağışlandı.
 

Bagışlanan kişi Kralın bir rüya  için yorumcu arayıp durduğu zaman ona Yusuf'u anlattı. Kralın rüyasını Yusuf şöyle yorumladı: - 7 yıl bolluk ve bereketle geçecek. Ardından 7 yıl kıtlık gelecek. 7 yıl biriktirip depolayın .
 
Depolamalarda da siloları inşa  ettirilmesi fikriyle kralın gözüne girdi. Kral ona yanında yer verdi. Onu danışmanı yaptı. Zamanla zekası ile Mısır Azizi oldu. Bu zaman içinde kıtlık Yakup peygamberin yurdu olan Kenan'ı da vurdu.

 

Yakup'un oğulları Mısır'a gelerek buğday satın alıyordu. Yusuf peygamber , babası kendisini çok sevip Allah'a şirk koşmuş  olmasından dolayı verilen bu ayrılığı sona erdirmek için kardeşi Bünyamin’i yanında alıkoyup babasının Mısır'a gelmesini sağladı. Kardeşleri tövbe etti. Ve  Rüyasındaki Güneş olan Babası , Ay olan Halası (annesini küçük yaşlarda kaybetti.))  ve 11 yıldız olan kardeşleri ona secde etti. 

 


SOHBETİ AYNEN AKTARIYORUM

 

[Hz. Mevlana der ki: “Kur’an’ın görünen kelimelerinin ve zâhirî mânâsının altında, pek derin bir de bâtınî iç mânâ vardır. O bâtınî mânânın da altında bir iç mânâ vardır. Ondan sonra üçüncü bir iç mânâ daha vardır ki, onu anlamakta akıllar kendilerini kaybeder. Kur’an’ın dördüncü bâtınî mânâsını ise, eşi benzeri olmayan Allah’tan başka kimse anlayamadı.” (Mesnevi, III, 4244-4246. ) ]

 

(Cemalnur hanım heyecanlı ses tonuyla, elini anahtar çevirir gibi yaparak:) Yusuf suresi, Kuran’ın anahtar suresidir. Bir anlayınca herşey çözülüyor arkadaşlar! Neden?

 

Yusuf suresi nasıl kamil olunacağını anlatır. Allah kamil insanı Yusuf’la tasvir eder. Nedenini anlatayım size; Yusuf suresinde şöyle anlatılıyor: (iç mana)

 

Yakup ruh’tu. Yusuf kalp’ti. Yusuf’un kardeşleri nefsimizin kötü huylarıydı. Kin, nefret, vs gibi. Birtek ortak ana-babadan olan kardeşi (Bünyamin) İman’ı temsil ediyordu. Hani onu sonradan yanına alıyordu.

 

Şimdi; nefsimizin istek ve arzuları vücutta hakim olduğu zaman biz kalbimizi kuyuda tutarız. Neden, Kalp aydınlanmasında, nefse kızmasın, diye…

 

Nefis, kendi yaptıklarını güzel görerek, kendini herşey zanneder. İşte anlayınki, o sırada kalbimiz kuyudadır. Vücut kuyusundadır. Şimdi, kiminle kalp kuyudan çıkar?

 

Kuran’ın ipiyle. Kuran’ın ipi kalbe doğru uzandığında kalp kuyudan çıkar. Kalp kuyudan çıkar ama bu sefer hakiki nefsin, vücuttaki dişiliğin, Züleyha’nın eline düşer.

 

Züleyha  kalbe aşık olur. Yani nefs. Kalp çok güzeldir. Fakat Züleyha dünya ile evlidir. Onun için kalbe olan aşkı gayrımeşrudur. (Cemalnur hoca ellerini birbirine vurup, Ay bu kadar güzel olabilir, diyor. Dk 01:57)

 

Yani sen dünyaya aşıksan, dünyayla ilgiliysen, kalbindeki aydınlıkla ilişkin gayrımeşru oluyor. Ve ne yapar, Yusuf’u zorla kendine çeker, yani Yusuf’u da kullanıp ben hakim olacam, yani kalbide kullanıp, nefis kendini hakim kılmaya çalışır.

 

O sırada Yusuf der ki: (Burası da çok etkiliyor beni) İyide Allah’ım, -Allah’a sığınır- Bende Züleyha’yı beğeniyorum. Ama yaptırma bana…

 

Çünkü Sen diyorsunki Kuran’da; Haram işleme demiyorsun, harama yanaşma, diyorsun. Şimdi bu beni çekiyor, ben harama yanaşıyorum, harama beni yanaştırma.

 


O sırada Züleyha, yani nefis, kendi putu olan taptığı şeyin –harama yanaşırken, bakın Züleyha, nefis bile- tahtanın yüzünü örter. Örtünce Hz. Yusuf AS der ki:

 

Sen putunu örtebilirsin ama benim Allah’ımın yüzü örtülmez. Ben gelemem. Onun üzerine zindana atılır. Nefsin vücutta hakimiyeti boyunca kalp zindanda kalır. (3:08 dk)

 

Nefis kalbe aşık olmuştur birkere. Nefis aşkından yavaş yavaş yok olmaya doğru gider. O sırada akıl olan vücut padişahı Yusuf’tan etkilenir. Akıl kalpten etkilenir.

 

Neden? Kendi bilemediği hakikatleri Yusuf rüya tabiriyle ortaya çıkarıyordur. Ve der ki: Ben bu Yusuf’u bu vücuda kral yapıyım, o benden daha akıllı.

 

Ve O’nu zindandan çıkarır ve vücuda kral yapar. (Burası çok etkileyici) Ne zaman, kalp vücutta kral yani hakim olursa, kardeşleri ona muhtaç olduklarından gelip eteğine yüz sürerler.

 

O zaman kendi gördüğü bir rüya ortaya çıkar. Birgün kendisine güneşin, ayın ve onbir yıldızın secde ettiğini görmüştü. Yani, babası olan ruhun ve nefsin kötü huylarının ona secde etmesidir.

 

Kalp, vücut içinde hakim olduğu zaman, insan, kamil insan makamına yükselir. Yusuf suresi bu hakikati açıklar.

 

(Cemalnur hoca, hüzünlü ses tonuyla:) Ama harika bir sonu var. Kuran’da diyorki: Yusuf dedi ki: Keşke birde müslüman olsaydım.

 

Demekki tamamlanmamış. Onun için Allah’ın üçüncü makamdaki tasviri, tamamlanmadan önceki kamil insanı anlatıyor. Anlatabiliyor muyum acaba?

 

**YORUM**

 

Yazıyı çok uzatmadan acizane birkaç yorumumu yazmak istiyorum :

 

İmanın kalbe yerleşmesi için önce kalpteki putları kırmak ve temizlemek gerekir.

 

Para, kadın, şehvet, masiva (günah işlemek) , malayani (faydasız işler) gibi…

 

Bendeniz öncelikle samimi tövbe-istiğfar ederek kalbimi gözyaşlarıyla yıkadım, sevgiyle boyadım ve artık kalbimin zirvesİne Allah’ı yerleştirdim. 

 

Bu yaptığım işi, konuştuğum sözü Allah beğenir mi diye hep teyakkuz halindeyim. Çünkü Allah herşeyi görür, duyar, bize şah damarımızdan yakındır.

 

Yani ben 2003’te darbe yaptım ve kalbimin idaresini nefis ve şeytandan geri aldım.

 

(Nefis vücutta hakim olursa kalp kuyudadır. Ve Kuran’ın ipiyle kuyudan çıkar. )

 

Kuran’ın Türkçe mealini merak ettim ve Allah’ın nelerden bahsettiğini okudum. Altı yedi ayda bitirdim.

 

Ama defalarca okudum ve ayetlerdeki emirleri yapamaz mıyım diye nefsimle savaşa girdim.

 

Bir söz vardır: “Oku, düşün, uygula, neticelendir” Uygulamaya tam olarak başlamam iki sene sürdü. 2006’da teyemmümle namaza başladım.

 

***NETİCE***

 

Fakat nefis ve şeytan beni gaflete düşürtüp tekrar bir darbe yapıp kalbimi ele geçirmek için fırsat bekliyor. Buna fırsat vermemek için namaza devam ediyorum ve sürekli Efendimizin SAV duasını tekrarlıyorum.  

 

“Allah’ım göz açıp kapayıncaya kadar bile olsa nefis ve şeytanla beni başbaşa bırakma!”




 
Nuriye İrem (14) , İsa (9) , Ceren (8) , Azra (5) ile...
Ağustos 2016 hatırası.

Dünya hayatındaki Allah’ı sevdiğimizi ispat etme imtihanı sona erinceye, ölene kadar kalbimizin iman iktidarımızı korumalıyız.

 

Bunun için fakir her namazımın sonrasında Hz Yusuf’un AS duasını ediyorum:

 

“… Allah’ım müslüman olarak canımı al ve beni salih kullarının arasına kat.”

(Yusuf suresi, 101. ayet)

 

 

YUSUF SURESİ MEALİ:

 


 

 

Celalin Penceresinden

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder