Mesnevi Okumaları – 49 – Izdırap Ruhu Kuvvetlendirir
Merhaba
sevgili gönül dostlarımız,
Yüce
Allah’tan hayırlarla dolu güzel bir HAFTA geçirmenizi niyaz ederiz.
Allah'ın,
Resulünün SAV ve de sevdiklerinin selam ve bereketi üzerinize olsun.
Efendim bu hafta yine Hz Mevlana’nın asırlardır
Hak aşıklarının gönlüne ılık meltemler estiren Hikmet pınarı bir Kuran tefsiri
olan eşsiz eseri Mesnevi’den alıntılara devam ediyoruz.
Şimdi yine sözü çok uzatmadan 49. Mesnevi
yazısına başlamak istiyoruz:
DERTTEN DEĞİL
DERTSİZLİKTEN ŞİKAYET ET
Hakikatte her düşman, bizim için bir dosttur.
® Kul, dertlerden, uğradığı zulümlerden, başına
gelen belâlardan, aldığı yaralardan sızlanır, feryâd eder. Hastalıkların
getirdiği ağrılardan, sızılardan Cenâb-ı Hakk'a yüzlerce şikâyette bulunur.
® Cenâb-ı Hakk da buyurur ki: Ağrı, sızı, dert,
zahmet sonunda seni yalvaran, yakaran bir kul etti. Seni gafletten uyandırdı.
Doğru yola düşürdü.
® Sen ağrıdan, sızıdan değil, asıl senin yolunu
kesenden, seni bizim kapımızdan uzaklaştıran çeşitli nimetlerden, zenginlikten
şikâyet et.
® Hakikatte her düşman senin ilâcın, kimyandır.
Onun kötülüğü, zulmü seni faydalandırır. Seni içine kapanmaya, gönlünü bulmaya,
"Aman Allah'ım!" demeye zorlar.
® Bu yüzdendir ki, sen onun şerrinden ve
zulmünden kaçar, yalnızlığa sığınırsın; Allah'ın lûtfundan yardım dilersin.
® Hakikatte senin en yakın dostların, senin en
belâlı düşmanlarındır. Çünkü dostların tatlı dilleri ile seni oyalarlar.
Hakk'tan uzak düşürürler.515
Mesnevi’nin
Farsçadan dilimize çevrilmiş en güzel tercümesi olan bu kitapta Sertarik
Mesnevihan Hz. Şefik Can (1909-2005) dedemiz bu beyitle ilgili sayfanın altına şu dipnotu
yazmış:
515 Büyük mütefekkir, büyük şâir Şirâzlı Şeyh Sadi hazretleri Gülistan adlı kitabının "Susmanın Fâideleri"ne ait IV. bölümünde der ki: dil
"Dostların konuşmalarından azap çekerim, çünkü onlar, çirkin huylarımı güzel gösterirler. Kusurumu hüner ve olgunluk sanırlar, dikenimi gül ve yasemin yaparlar.
Nerede o pervasız, küstah düşmanlar ki bana, benim ayıbımı, kusurumu gösterirler. Hatâlarımı çekinmeden yüzüme vururlar."
BELA IZDIRAP RUHU
KUVVETLENDİRİR
® Hani porsuk adlı bir hayvan vardır. Dayak
yedikçe şişmanlar, semirir. Dayak yedikçe daha iyileşir, sopa vuruldukça daha
semirir.
® Müminin canı da porsuk gibidir. Hastalık, dert,
mihnet ve ızdıraplarla kuvvetlenir, semirir.
® Bu sebepledir ki peygamberler, dünyada yaşayan
bütün insanlardan daha fazla zahmetlere düştüler. Izdıraplara katlandılar.516
Yine Şefik
Can dedemiz sayfanın altına bu beyitle ilgili şu dipnotu yazmış:
516 Nefsin acz ve ızdırap içinde bulunması, ruhun kuvvetlenmesine ve yükselmesine sebep olduğu için, peygamberler, velîler gibi büyüklerin hepsi de ibtilâya maruz kalmışlardır.
Bir hadîste şöyle buyrulmuştur: "Belânın en şiddetlisi önce peygamberlere, sonra velîlere, sonra manevî derecesine göre sâir halka gelir."
® Onların başlarına gelen ızdıraplara, belâlara
başkaları katlanamadıkları için, peygamberlerin canlan bütün insanların
canlarından daha üstün, daha büyük bir hâle geldi.
® Hayvan derisi, terbiye gördüğü sıralarda acı
ilâçlarla belâlar çeker, dertlere uğrar, ızdıraplara katlanır da sonunda
"Tâif derisi" gibi hoş bir hâle gelir.
® Eğer onu o acı, o keskin ilâçlarla terbiye
etmeselerdi, pis hâlde kalır, fena hâlde kokar dururdu.
® Sen de şu insan denilen mahluku tabaklanmamış,
terbiye edilmemiş, rutubetten nem kapmış, çirkinleşmiş, ağır kokulu, ham bir
deri gibi bil.
® Sen ona, keskin ve acı ilaçlan bolca sür de
temizlensin, arınsın, güzel ve parlak bir hâle gelsin.
ALLAH’TAN GELEN
BELALAR SABRETTİKÇE İNSANI TEMİZLER
® Bu acılara katlanmaya, yâni Allah'tan dert
istemeye gücün yetmiyorsa, sen istemeden Allah sana bir dert, bir musîbet, bir
ağn sızı verirse, hiç olmazsa buna razı ol. Ses çıkarma, şikâyet etme.517
® Çünkü dosttan gelen belâ, musîbet sizi
temizler, onun bilgisi sizin tedbîrlerinizden üstündür.
® Belâya uğrayan kişi onda safa görecek olursa, o
belâ ona hoş gelir. Bir hastayı iyileştiren acı ilâç da hastaya tatlı gelir.518
Yine Şefik
Can dedemiz sayfanın altına bu beyitle ilgili şu dipnotu yazmış:
517 518 Hz. Mevlâna da Dîvân-ı Kebîr'in VI. cildinin 2675
numaralı şiirinde; "Gamdan, ızdıraptan daha tatlı, daha mübarek bir şey olamaz. Karşılığı sonsuzdur." diye
buyurmuştur. Bu
sebepledir ki arifler, dertten belâdan şikâyet değil de, daha fazlasını isterler.
Nitekim büyük şâir Fuzûlî Cenâb-ı Hakk'a yalvarırken: "Az eyleme
inayetini ehl-i dertten, Yâni ki; çok belâlara kıl mübtelâ beni." buyurmuştur.
Başka bir şâir de: "Yârin cefâsı; cümle safadır, cefâ değil Yâri cefâ eder diyen ehl-i vefa değil."
® Cenâb-ı Hakk'ın verdiği belâlara, musibetlere
mağlûp olduğu, yenildiği hâlde, kendini galip görür de; "Ey benim
güvendiğim kişiler, beni öldürün." diye söylenir.519
Yine Şefik
Can dedemiz sayfanın altına bu beyitle ilgili şu dipnotu yazmış:
519 Nefsin zayıf olması ruhu kuvvetlendirdiği için, arif nefsin zaafını yumn-i kuvvet görür. Hallâc-ı Mansûr gibi; "Dostlar, beni öldürün, çünkü benim ebedî hayâtım ölümümdedir." der.
DÜŞÜNCELER
Mesnevi’nin
4. Cildindeki bu bölümde Hz Mevlanamız, başımıza gelen belaların aslında bela
değil, bizi Allah’a çeken kement olduğunu ve sabrettikçe bizi günahsız hale
getirip temizlediğini açıkladı. Allah ondan razı olsun.
Ben Allah’ı
çok seviyorum. Bana bu canım hastalıklarımı verdiki, sabrettikçe temizliyor
inşallah.
Hz. Şefik Can dedemizin tercümesinden alıntılar yapmama izin veren,
Rahmetli Şefik Can Hocamızın talebesi, yaşayan son Mesnevihan muhterem Hayat
Nur Artıran Hanımefendiye çok teşekkür ederiz.
Bu yazıdan tek gayemiz Allah rızası için faydalı olmak inşallah.
Cenabı Allah Mesnevi’yi okuyup anlamayı ve uygulamayı cümlemize
nasip etsin.
Celalin Penceresinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder