1 Ekim 2018 Pazartesi

Mesnevi Okumaları – 35 – Donmuş Ejderha ile Yılancının Hikayesi


Mesnevi Okumaları – 35 – Donmuş Ejderha ile Yılancının Hikayesi

 

Merhaba sevgili gönül dostlarımız,

Yüce Allah’tan hayırlarla dolu güzel bir HAFTA geçirmenizi niyaz ederiz.

 

Allah'ın, Resulünün SAV ve de sevdiklerinin selam ve bereketi üzerinize olsun.

 

Efendim bu hafta yine Hz Mevlana’nın asırlardır Hak aşıklarının gönlüne ılık meltemler estiren Hikmet pınarı bir Kuran tefsiri olan eşsiz eseri Mesnevi’den alıntılara devam ediyoruz.

 

Şimdi yine sözü çok uzatmadan 35. Mesnevi yazısına başlamak istiyoruz:

 

 

DONMUŞ EJDERHAYI ÖLÜ SANDI

 

Yılancının donmuş, uyuşmuş bir ejderhayı iple bağlayıp Bağdat'a getirmesi.

 

® Bir yılancı, efsunları ile yılan tutmak için dağlık yerlere gitti. 995

 

® O, karda kışta, dağlarda iri bir yılan arayıp durmada idi.

 

® Orada pek büyük bir ejderha gördü. Ejderha ölmüştü ama, şeklinden, yılancının gönlü korku ile doldu.

 

® Yılancı, halkı hayrete düşürmek için o ejderhayı aldı, Bağdat'a getirdi.

 

® Zavallı, birkaç kuruş kazanmak için o direk gibi olan ejderhayı sürükleyip duruyordu.

 

® "Ben size ölü bir ejderha getirdim ama, onu yakalamak için çok zahmetler çektim." diyordu.

 

® Yılancı onu ölmüş sanıyordu. Hâlbuki ejderha diri idi. Dikkatle bakıp onun canlı olduğunu anlayamamıştı.

 

® O sağuktan, kardan donmuş, kaskatı kesilmişti. Ölü gibi görünüyordu ama diri idi.

 

® Onu Bağdat'a kadar getirdi. Çarşıda dört yol ağzında bir gürültü koparmak, halkı başına toplamak istiyordu.

 

 

ÖLÜ EJDERHAYI GÖRMELERİ İÇİN HALKI TOPLADI

 

® Sonunda o yılanı aldı, Dicle Nehri kıyısında bir peykenin üstüne koydu ve kocaman bir ejderhanın getirilmiş olduğu haberi Bağdat içinde çalkalanmaya başladı.

 

® "Bir yılancı" diyorlardı. "Görülmemiş, kocaman bir ejderhayı avlayarak Bağdat'a getirmiş!"

 

® Yüzbinlerce ahmak toplandı. Onlar ahmaklıklarından onun gibi donmuş bir yılana av oldular.

 

® Ejderhayı görmeye gelen kişiler de, yılancı da, şehirde işini gücünü görmek için dağılmış olan halkın toplanmasını bekliyorlardı

 

© Yılancı; "Seyre gelen halk çoğalsın da, eline geçecek para daha da artsın." diye düşünüyordu.

 

® Yüzbinlerce meraklı kişi toplandı. Onlar halka olmuşlardı. Herkes ayak parmaklarının uçlarına basarak boyunu yükseltiyor, ejderhayı görmek istiyordu.

 

® Kalabalıktan, heyecandan erkeğin kadından haberi yoktu. Kıyamet günü gibi, halkın ileri gelenleri ile cahil ve avamdan olanları birbirine karışmıştı.

 

® Yılancı yılanı sardığı kilimi kımıldattıkça, toplanan halk boyunlarını uzatıyordu.

 

® Soğuktan donmuş, uyumuş olan ejderha, bir takım paçavraların, kilimin altında idi.

 

® Yılancı ihtiyatı elden bırakmamış, onu kalın iplerle, halatlarla bağlamıştı.

 

 

DONMUŞ EJDERHA GÜNEŞİN HARARETİYLE CANLANDI

 

© Fakat, halkın toplanması beklenirken iyice zaman geçmiş ve Irak güneşi yılanın üstüne vurmuştu..

 

® Sıcak memleketin güneşi ejderhayı ısıtınca, onun bedenindeki soğukluk, uyuşukluk gitmişti.

 

® Ölü sanılan ejderha dirilmiş, kımıldanmaya başlamıştı.

 

® Ejderhanın kımıldanışı yüzünden de, halkın şaşkınlığı bir iken yüzbin oldu.

 

© Seyirciler, şaşkınlıktan naralar attılar. Ejderhanın kımıldanışını görünce, hepsi de bağırışarak kaçışmaya başladılar.

 

® O bağırışmalar arasında yılan iplerini,-bağlarını kopardı. Kopan iplerin çatırtısı her taraftan duyuluyordu.

 

® O çirkin ejderha, kükremiş arslan gibi bağlarını kopardı ve örtülerinin altından sıyrılıp çıktı.

 

© Ejderhanın korkusundan kaçışan seyirciler arasında, bir çok kişi ayaklar altında kaldı, ezilip öldü. Yere yıkılıp kalanlardan, ölenlerden yığınlar meydana geldi.

 

® Yılancı; "Ben; dağlardan, kırlardan ne getirmişim?" diye korkusundan olduğu yerde kaskatı kaldı, kaçamadı.

 

® Ejderha yılancıyı yuttuktan sonra, kendisini bir direğe sardı ve direği sıkarak yuttuğu yılancının kemiklerini kırdı.75

 

 

75 Bu hikâyedeki yılancı; nefsin hevâ ve hevesine uyan, dünyalıktan başka bir şeyi düşünmeyen gafil kişiyi göstermektedir. Ejderha ise; Hz. Mevlâna'nın buyurduğu gibi "nefs-i emmâre"yi göstermektedir.

 

 

SENİN NEFSİN BİR EJDERHADIR

 

® Ey insanoğlu; senin nefsin de bir ejderhadır! Ölmüş görünse bile ölmemiştir; günah işlemek için eline fırsat geçmediğinden ötürü, gamdan uyuşmuş bir hâlde, donmuş gibi beklemektedir!

 

© Nefis güçlense, fırsat bulsa hemen Firavunluğa başlar; yüzlerce Musa'nın, yüzlerce Harun'un yolunu keser!76

 

Mesnevi’nin Farsçadan dilimize çevrilmiş en güzel tercümesi olan bu kitapta Sertarik Mesnevihan Hz. Şefik Can (1909-2005) dedemiz bu beyitle ilgili sayfanın altına şu dipnotu yazmış:

 

76 Şu'arâ Sûresi'ııin 27'nci âyetinin meali şöyledir: "Eğer Allah kullarının nzıklarmı genişletseydi ve insanlara her istediğini verse idi, insanlar yeryüzünde azar, isyan ederlerdi."

 

Keza Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadîslerinde; "Allah bir kulunu çok severse, sizin hastanızı çok su içmekten koruduğunuz gibi Allah da o sevdiği kulunu dünya malına sahip olmaktan kurtarır." Hz. Ali de bir şiirinde; "Servet sahibi olma, yüksek mevkilere geçmek için didinip durma; onları elde etmemen, günah işlememene sebeptir." diye buyurur.

 

 

® Nefis ejderhası; yokluğa, yoksulluğa, fakirliğe düşerse, küçük bir kuvvet hâline girer. Fakat mal mülk, yüksek mevki yüzünden nefis sivrisineği çaylak kesilir.

 

® Sen nefis ejderhasını ayrılık karları altında tut; akimi başına al da, onu güneşin altına getirme!

 

© Dikkat et ki, ejderhan donmuş bir hâlde kalsın; eğer o canlanırsa, sen onun bir lokması olursun!

 

® Onu mat et de, mat olmaktan, manen ölmekten emin ol! Ona acıma; o, acımaya ve iyiliğe lâyık değildir!

 

® Çünkü üstün şehvet güneşinin harareti vurunca, o pis baykuş kanatlanır uçar!

 

® Onunla yiğitçe savaşa giriş de, buna karşılık Allah, sana manen kendisi ile buluşmayı ihsan etsin!

 

® Sen o nefse cefâ etmeksizin, riyâzatlar ve mücâhede çektirmeksizin, onu uslu, vefalı bir hâlde tutmayı mı umuyorsun?

 

® Her soysuz ve aşağılık kişiye nefsi zabtetmek nasib olur mu? Ejderhayı öldürmek için Mûsâ olmak gerek!

 

© Hz. Musa'nın ejderha şekline giren asasından korktukları için, yüzbin-lerce kişi kaçarken ayak altında kalmış, Hakk'ın takdiri ile ezilmişlerdi.

 

 

DÜŞÜNCELER

 

Bu hikâyedeki yılancı; nefsin hevâ ve hevesine uyan, dünyalıktan başka bir şeyi düşünmeyen gafil kişiyi göstermektedir. Ejderha ise; Hz. Mevlâna'nın buyurduğu gibi "nefs-i emmâre"yi göstermektedir. Allah ondan razı olsun.

 

Şefik Can dedemizin tercümesinden alıntılar yapmama izin veren, Rahmetli Şefik Can Hocamızın talebesi, yaşayan son Mesnevihan sevgili Hayat Nur Artıran Hanımefendiye çok teşekkür ederiz.

 

Bu yazıdan tek gayemiz Allah rızası için faydalı olmak inşallah.

Cenabı Allah Mesnevi’yi okuyup anlamayı ve uygulamayı cümlemize nasip etsin.

 

 

Celalin Penceresinden

 
Her hafta olduğu gibi yine yazı 6 sitede yayınlanmıştır. 2 tanesi şunlardır:

https://www.ereglihaberleri.com/Kose_Yazilari-Donmus_Ejderha_ve_yilancinin_hikayesi-k16403.html

http://blog.milliyet.com.tr/donmus-ejdarha-ile-yilancinin-hikayesi/Blog/?BlogNo=595282





 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder