30 Nisan 2018 Pazartesi

Mesnevi Okumaları – 26 – Hastalık Bir Hazinedir


Mesnevi Okumaları – 26 – Hastalık Bir Hazinedir

 

Merhaba sevgili gönül dostlarımız,

Yüce Allah’tan hayırlarla dolu güzel bir HAFTA geçirmenizi niyaz ederiz.

 

Allah'ın, Resulünün SAV ve de sevdiklerinin selam ve bereketi üzerinize olsun.

 

Efendim bu hafta yine Hz Mevlana’nın asırlardır Hak aşıklarının gönlüne ılık meltemler estiren Hikmet pınarı bir Kuran tefsiri olan eşsiz eseri Mesnevi’den alıntılara devam ediyoruz.

 


Şimdi yine sözü çok uzatmadan 26. Mesnevi yazısına başlamak istiyoruz:

 

 

HASTALIK BİR HAZİNEDİR

 

Hastalık, ağrı, sızı; içinde merhametler bulunan bir hazînedir.

 

® Hastalık, ağrı, sızı; içinde merhametler bulunan bir hazînedir. Deri, ten, beden yıpranınca, bozulunca öz, yâni rûh tazelenir.

 

® Kardeşim! Karanlık yere, soğuğa, gama, ıztıraba, hâlsizliğe, derde sabretmek;

 

® Âb-ı hayat kaynağıdır, manen mest olmak kadehidir. Çünkü bütün yücelikler, yüksek ve manevî dereceler; tevazu ve alçalıştadır.

 

© Manevî bahar mevsimleri ve çiçekleri, sonbaharların içinde gizlenmişlerdir. Sonbahar da ilkbaharın içinde saklıdır. Bu sebeple sonbahar gibi olan hastalıktan, yoksulluktan ürkme!

 

® Gama ve kedere yoldaş ol, yalnızlığa alış! Yaşadığın müddetçe uzun bir ömür, yâni ebedî hayat isteğinde bulun!  524

 

Mesnevi’nin Farsçadan dilimize çevrilmiş en güzel tercümesi olan bu kitapta Sertarik Mesnevihan Hz. Şefik Can (1909-2005) dedemiz bu beyitle ilgili sayfanın altına şu dipnotu yazmış:

 

524 Bu Mesnevi beyti Fuzûlî hazretlerinin şu beyitlerini hatırlatıyor:

"Bu âlem kim; gönül kaydın çekersin mihnet ü gamdır;

Fena ser-menzilin seyreyle kim bir hoşça âlemdir;

Anup tenhalığı kabr içre nefret eyleme zinhar

Tarîk-ı insi tut kim her avuç toprak bir Âdem'dir."

 



® Nefsin sana "Bu hastalık, bu ızdırab, bu yalnızlık kötüdür." diyecek olursa, onu dinleme. Çünkü onun işi hep tersinedir.

 

® Sen aklını başına al da, nefsin dileğine aykırı iş yap. Dünyada bütün peygamberlerin vasiyeti hep böyledir.

 

 

ALÇAK NEFSİNİN DEDİKLERİNİN TERSİNİ YAP

 

Sonunda pişman olmamak için, yapacağın işlerde danışman, müşavere etmen gerekir.

 

® Sonunda pişman olmamak, hiç olmazsa az bir zararla kurtulmak için, yapacağın işlerde müşaverede bulunmak ve danışmak gerekmektedir.

 

© Peygamberlerin bu tavsiyelerine karşı ümmetler; "Kimin ile istişare edelim?" diye sordular. Peygamberler de; "Kendilerine uyulan akıllı kişilerle." cevabını yerdiler.

 

® Eğer sen kimseyi bulamaz da kendi nefsine danışırsan, o alçağın dediğinin aksini yap!

 

® Nefsin sana; "Namaz kıl, oruç tut!" diye buyursa bile inanma! Nefis hilecidir. Onun emrinden bir hile doğabilir.

 

® Yapacağın işlerde nefsine danışmak, ne derse onun aksini yapmak kemâldir, olgunluktur.

 


® Eğer nefisle başa çıkamaz ve onun direnmesine karşı koyamazsan, o zaman hakîkî bir dostun yanına git, onunla uzlaş!'

 

® Akıl, bir başka akıldan güç, kuvvet kazanır. Şeker kamışı da şeker kamışından olgunlaşır, güçlenir.

 

® Ben kendi nefsimden öyle şeyler gördüm ki... Nefis, büyüsü ile insandan aklı alır da, insan iyiyi kötüyü ayırt edemez olur.  525

 

Yine Şefik Can dedemiz sayfanın altına bu beyitle ilgili şu dipnotu yazmış:

 

525 "Hz. Mevlâna gibi büyük bir velînin de nefis hilesi, nefis mücâdelesi bulunur mu?" diye şaşmamalı. Yûsuf (a.s.) nebilerin büyüklerinden olduğu halde; "Ben nefsimi terbiye edemem. Çünki nefis hakîkaten kötülükle ve şiddetle emreder. Meğer ki Rabbim o nefsin sahibini esirgemiş ola. Çünki Rabbim çok yarlığayıcı ve çok esirgeyicidir." (Yûsuf Sûresi âyet 53) buyurmuştur.

 

Demek ki peygamberlerde de, velîlerde de nefsanî arzular vardır. Azîz ve eşsiz Peygamber Efendimiz de bir hadîslerinde; "Şeytan her insanın damarlarında dolaşmaktadır." diye buyurmuş. Sahabeden biri; "Yâ Resûlallah, senin de şeytanin var mı?" diye sorunca; "Evet benim de şeytanım var, ama ben onu müslüman yaptım." diye cevap vermiştir.

 

® Nefis; suret-i haktan görünür, iyiye doğru gitmen için sana yeni yeni vaadlerde bulunur. Sonra tutar o vaadleri tevbeleri binlerce kere bozar.

 

® Cenâb-ı Hakk sana yüz yıllık ömür bağışlasa, yine uslanamazsın. Bu nefis seni, her gün yeni bir bahane bulur, aldatır.

 

® Nefis; soğuk vaadleri, sonunda şeni perişan edecek arzuları, tatlı dille, güler yüzle, sıcak ve kabul olunacak bir şekilde söyler ve seni kandırır. O öyle kuvvetli bir büyücüdür ki, insanı büyüler ve kıskıvrak bağlar.

 

® Ey Hakk'ın nuru ve ışığı olan Hüsameddin Çelebi! Gel; sen olmayınca ham kişiler ıslah olmaz, doğru yolu bulamaz, nefsanî isteklerden kurtulamaz.526

 

Yine Şefik Can dedemiz sayfanın altına bu beyitle ilgili şu dipnotu yazmış:

 

526 Mevlâna'nın Hüsameddin Çelebi'ye karşı duyduğu sevgiyi, güveni ifade eden bu beyitler çok düşündürücüdür. Hüsameddin Çelebi Hz. Pîr'in halîfesidir. Cenâb-ı Mevlâna Hakk yoluna girmek isteyenlerin, terbiyesini Hüsameddin Çelebi Efendi'ye havale buyurmuştu. Bu beyitlerde onun şahsında insan-ı kâmili görüyor; "Bizi nefsin, nefsanî arzuların saldırısından ancak sen kurtarırsın." diye iltifatta bulunuyor.

 

® Ey nefesi denizin nefesinden de kuvvetli olan Hüsameddin Çelebi! Bir nefis cehennemî alevler saçmaya başladı; onun üstüne üfle de söndür

 

 

DÜŞÜNCELER

 

Hz. Mevlanamız, Mesnevi’nin 2. Cildinin bu bölümünde bize hastalığın asıl manasını ve nefsin isteklerinin tersini yapmanın önemini anlattı, Allah ondan razı olsun.

 

Şefik Can dedemizin tercümesinden alıntılar yapmama izin veren, Rahmetli Şefik Can Hocamızın talebesi, yaşayan son Mesnevihan sevgili Hayat Nur Artıran Hanımefendiye çok teşekkür ederiz.

 
Hayat Nur Artıran ve Hz. Şefik Can

Rabbim hepimizi o nefis yılanından kurtulmamızı nasip etsin inşallah.

 

Bu yazıdan tek gayemiz Allah rızası için faydalı olmak inşallah.

Cenabı Allah Mesnevi’yi okuyup anlamayı ve uygulamayı cümlemize nasip etsin.

 

 

Celalin Penceresinden

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder