25 Eylül 2017 Pazartesi

Neşet Ertaş’ın Gönül’ü


Neşet Ertaş’ın Gönül’ü

 

Günaydın sevgili gönül dostlarımız, güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle…  

 

Bugün 25 Eylül 2017. Neşet Ertaş’ın (1938-2012) ölüm yıldönümü.

 


Aslında bu hafta için başka bir yazı hazırlamıştık fakat iyi kalpli dostum Hülya Keleş abla şu yazısını paylaştı. Acizane onu erteleyip bu hafta Neşet Ertaş’ı yazalım istedik.

 

Öncelikle Hülya Keleş ablanın kısa ve güzel yazısını paylaşacağız, ardından da beş yıl önce yazdığımız “Neşet Ertaş’ın Gönül’ü” isimli yazımızı yeniden düzenleyeceğiz:

 

ACI VE AŞK İNSANI ADAM YAPAR

 

Eğer bir eser şöyle yüreğinize dokunuyorsa, altında ya bir acı yada bir aşk vardır. O acı ve o aşk, insanı adam yapar, Neşet Ertaş gibi...

 

Neşet Ertaş gazinoda çalıştığı yillarda bir kıza aşık olur. Babası memleketten gelir. Kızı Neşet'e uygun görmez. Ama gönül bu işte... Neşet Ertaş babasını kırmak istemez ama gönlüne de söz geçiremez.

 

Evlenirler, üç çocukları olur. Boşanırlar. Zaman içinde anlaşılır babanın haklılığı... Sonrası gönül yanık... Baba haklı. Sevgili gitmiş. Alır Neşet Ertaş sazı eline, vurur sazın teline...

 

Önce babasına seslenir: "Cahildim dünyanın süsüne kandım."

Sonra giden eşine: "Yazımı kışa çevirdin Leylam. " ...

 

İnsanın Kamil olma yolculuğunu; Hayatı, aşkı, acıyı yaşayıp, farkına varmış insanın güzelliğini yaşatır Neşet Ertaş’ın eserleri...

 

Ne bu eserler ölür, ne de bu insanlar...

 

Hülya Keleş

 

NEŞET ERTAŞ’IN GÖNÜL’Ü

 

Güne radyo dinleyerek başlıyorum. Dün yine her sabah olduğu gibi Radyo7'de kalbi güzel, samimi, sevgi dolu dost Erkan Koç'un programını dinlemeye başladım. Seçtiği güzel müziklerle çayımı yudumlarken o üzücü haberi paylaştı, büyük ozan Neşet Ertaş'ı kaybettik dedi, ilk ondan duydum ve çok üzüldüm herkes gibi... (25 Eylül 2012)

 

Erkan Koç radyo programına Neşet Ertaş'ı tanıyan bir çok ünlü ismi aldı. Fatih Kısaparmak bağlandığında bir cümle söyledi, gün boyu beynimde o söz yankılandı. "Size bir ipucu. Neşet Ertaş'ın hemen hemen her türküsünde "Gönül" sözü geçer" dedi.

 

Gerçekten de “gönül” kelimesinin Ertaş’ın şahsi lügatinde çok özel bir yeri var. O adeta, tıpkı Yunus gibi, Hacı Bektaş-i veli gibi kendisini ”gönüller yapmaya” adamış biri... “gönül”ün geçmediği türküsü yok dense yeri...

 


Akşam boş kalınca bunu araştırayım, dedim. Hemen her haber sitesinde kısaca hayatını anlatmışlar. Bir haber sitesinde rahmetlinin kendi ağzından hayatını şiir şeklinde anlattığı şiirde bir dörtlük dikkatimi çekti. Sonra internetten türkü sözlerini inceledim.

 

O zaman babamdan öğrendim sazı
Engin gönül ile Hakk’a niyazı
O yaşımda yaktı bir ahu gözü
Mecnun gibi çölde kaldın dediler


 

KİMDİ BU GÖNÜL?

 

Naçizane şöyle bir tahminde bulunduk: Neşet baba çocukken bir kıza aşık olur. Kız da ona aşık olur. Bu aşk yaşanırken kız -nedenini bilemiyorum- vefat eder. Ve Neşet babanın o gönül sızısı bir ömür geçmez ve bize muhteşem türküler olarak yansır.

 

Evet türkülerinde anlattığına göre ceylan gözlü, kaşı keman, kirpiği yay gibi, burnu fındık, ağzı kahve fincanı, tatlı dilli, güler yüzlü bir acem kızıdır. Ve o kızın ismi "Gönül" diye düşünmekteyiz.


Çok etkilenmiştim. Bu bahar (Mayıs 2017) yeni çıkan naçiz hayatımızı anlattığımız "İçimdeki Bitmeyen Özlem" isimli kitabımızda aşık olduğum kıza "Gönül" rumuzu verdim.

 

Şu dörtlükten de aşıkların henüz onbeş yaşından küçük olduklarını anlıyoruz:

 

Kar mı yağmış yüce dağlar başına
Merhamet eylemez gözlerimin yaşına
Daha değmemiştim on beş yaşına
Vurdu felek kırdı kollarımı dalından
Nerelere gidem arz edeyim halimden

 

İnşallah Neşet Ertaş şimdi o sevdiğiyle cennet bahçesinde buluşmuştur. Allah rahmet etsin.

 


********************************************

 

işte "Gönül" sözü geçen BAZI türkülerden O mısralar:

 

Kaşların karasına
Kurbanım arasına
Ancak sen melhem olun
Göynümün yarasına


********************

Söylerim sözüm almıyo
O yar yüzüme gülmüyo
Garip gönlümü bilmiyo (eyvah ey...)

Kendim ettim kendim buldum
Gül gibi sararıp soldum


************************

Kurusa fidanım güllerim solsa
Gönlümde solmayan gülümsün benim
Yaprakların gazel olsa dökülse
Daha taze fidan, dalımsın benim


*************************

Gönül Dağı yağmur yağmur boran olunca
Akar can özümde sel gizli gizli
Bir tenhada can cananı bulunca
Sinemi yaralar dil gizli gizli


*************************

Şu garip halimden bilen işveli nazlı
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen
Datlı dillim güler yüzlüm ey ceylan gözlüm
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen


**************************

Sözüm yok şu benden kırıldığına
Gidip başka dala sarıldığıma
Gönülüm inanmıyor ayrıldığına
Gözyaşım sen oldun kahırım sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin


***************************

Zülüf dökülmüş yüze
Kaşlar yakışmış göze
Usandım bu candan
Dert ile geze geze

Gün doğdu aştı böyle
Gönlümüz coştu böyle
Sen orada ben burda
Ömrümüz geçti böyle

 

***************************

Ben bu yıl yarimden ayrı düşeli
Her günüm bir yıla döndü gidiyor
Gine zindan oldu dünya başıma

Gönlüm ataşlara yandı gidiyor
Ömrüm boş hayale kandı gidiyor


****************************

Hep sen mi ağladın hep sen mi yandın
Bende gülmedim yalan dünyada
Sen beni gönlümce mutlumu sandın
Ömrümü boş yere çalan dünyada

Ah yalan dünyada yalan dünyada
Yalandan yüzüne gelen dünyada

Sen ağladın canım ben ise yandım
Dünyayı gönlümce olacak sandım
Boş yere aldandım boş yere kandım
Rengi gönlümde solan dünyada

Ah yalan dünyada yalan dünyada
Yalandan yüzüne gelen dünyada

Bilirim sevdiğim kusurun yoğdu
Sana karşı benim hayalim çoğdu
Felek bulut oldu üstüme yağdı
Yaşları gözüme dolan dünyada

Ah yalan dünyada yalan dünyada
Yalandan yüzüne gelen dünyada

Ne yemek ne içmek ne tadım kaldı
Garip bülbül gibi feryadım kaldı
Alamadım eyvah muradım kaldı
Ben gidip ellere kalan dünyada

Ah yalan dünyada yalan dünyada
Yalandan yüzüne gelen dünyada

 

Yalan Dünya türküsünü dinlemek için tıklayınız:

 

https://www.youtube.com/watch?v=P1jQ86ROJqM

 

**************************

 


Unesco tarafından “Yaşayan insan hazinesi” seçilmişti.

Bu yalan dünyaya bir Neşet Ertaş daha gelmez.

 

Kendimi şanslı hissediyorum. 2001’de Sincan-Fatih metro temel atma törenine Neşet Ertaş gelmişti ve konserini canlı izlemiştim, elhamdülillah.

 

Allah rahmet etsin. Bizi cennette buluştursun inşallah. Yazımızı sevgili Neşet Ertaş’ın en güzel sözlerini paylaşarak bitiriyoruz:

 

EN GÜZEL NEŞET ERTAŞ SÖZLERİ

 

GönüI kimi severse, aşk onda güzeIdir.

 

Kadın insandır. Biz erkekIer ise insanoğIu.

 

Ne güzeI özetIemiş usta; sen beni güIünce mutIu mu sandın, yaIandan yüzüme güIen dünyada.

 

Sevgi dünyasına yaIan girmez, gönüIden sevmeyen Hak’ka eremez.

 

Nerde bir türkü söyIeyen görürsen korkma yanına otur. Çünkü kötü insanIarın türküIeri yoktur!

 

Kendini biIen biImeyenin kusuruna bakmaz!

 

Kendi kendisinden utanmayan, yeryüzünde hiç kimseden utanmaz.

 

Biz doğduğumuzdan beri yoksuIduk. VarIığı görmedik ki yoksuIIuktan şikayet edeIim.

 

Bir de şu var; GönIün’ün eşini buIan garip değiIdir.

 

Aşk biterse yoruIur insan, ben ne zaman öIürsem Neşet yoruIdu desinIer.

 

Denizi seyretmek gibidir bozkırda gökyüzünü seyretmek.

 

İIimsizIik biIgisizIik yüzünden, cehaIet hortIayıp çıkar mı çıkar. SevgisizIik saygısızIık yüzünden, insan insandan bıkar mı bıkar.

 

GeI seveIim, seviIeni seveni sevgisiz suratIar güImüyor canım, nice gördüm dizIerini döveni, giden ömür geri geImiyor canım.

 

Can yakıp da kaIp kırma ey insanoğIu. Senin de güI benzin soIacak bir gün. Her canIının kaIbi AIIah’a bağIı. Herkes ettiğini buIacak bir gün.

 

Seviştiğimde mutIu oIurum, sevgisiz imanı nasıI buIurum, böyIe inandım böyIe biIirim, sevişmek ibadettir sevgi imandır.

 

Güneşe güIIe at, karartır mı hiç? AIIah sevmediğini yaratır mı hiç? İnsan oIan insan darıItırmı hiç? HaksızIık haksızın özünden oIur.

 *********************

Babacım bu yıl epey hastalık geçirdi, hala 5 hastalık var, eski tadı yok. 


Annem bana ve babama koşturmaktan belinin ağrısı nüksetti. 


Bu yaz TSK'ye çok teşekkürler, kardeşim astsubay Faik Çelik bize yakın Ankara Güvercinlik lojmanlarına taşındı. Engelli abisine daha kolay hizmet ederek babasının yükünü azaltıyor. 

Nitekim dün Faik ve eşi Değer yengem, bizi lojman içindeki piknik alanına pikniğe götürdüler, Allah razı olsun. (24-9-2017)

Ben, babam ve annem bu yaz bir kez çıkmıştık, dün iki oldu, güneş enerjimizi depoladık, çok güzel bir gün geçirdik. İyi ki varsınız, dedik. 


*********************

 

Celalin Penceresinden

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder