Hastalık
Neden ‘Sağlık Nimeti’nin Lezzetini Artırıyor?
Geçen
hafta, Arada, yazılarıma ilham olması açısından Bedizzaman Said Nursi
hazretlerinin eseri Risale-i Nur’dan çeşitli bölümleri okur ve üzerinde düşünürüm,
demiştim.
Bazen hastalığımın verdiği sıkıntılar artınca ‘Hastalar Risalesi’ni okurum. Minik bir
kitaptır. Herbiri kısa ama düşündüren Yirmibeş
Deva yazısından oluşmaktadır.
Geçen hafta olduğu gibi yine Risale-i Nur’dan bir
pasaj aktaracağım. Hepsi, insana manevi
ilaç olan ve iyi ki hastayım dedirten Hastalar Risalesi’nden, Yedinci
Deva’yı paylaşacağım.
Acizane iki yıl önce benim gibi engelli
kardeşlerim okusun teselli bulsunlar diye ‘Hastalar Risalesi’ni bir blog sayfasında
paylaştım.
Risale-i Nur’un dili biraz ağırdır, derler ama bu risale gayet sade ve anlaşılır. Yine
de bazı kelimeleri bilmeyenler olabilir diye, parantez içinde manalarını yazdım.
Şimdi, başlıktaki sorunun cevabını aşağıda bulacaksınız
inşallah... Okursanız sevinirim:
YEDİNCİ DEVA: Ey sıhhatının lezzetini kaybeden hasta! Senin
hastalığın sıhhatteki nimet-i İlahiyenin (sağlıktaki
ilahi nimetin) lezzetini
kaçırmıyor, bilakis tattırıyor, ziyadeleştiriyor. (arttırıyor) Çünki bir şey devam etse tesirini kaybeder. Hattâ
ehl-i hakikat (gerçeği bilen alimler) müttefikan (hepbirden) diyorlar ki: اِنَّمَا اْلاَشْيَاءُ تُعْرَفُ بِاَضْدَادِهَا yani: "Herşey zıddıyla
bilinir."
Meselâ, karanlık olmazsa ışık
bilinmez, lezzetsiz kalır. Soğuk olmazsa hararet (sıcaklık) anlaşılmaz, zevksiz kalır. Açlık olmazsa, yemek
lezzet vermez. Mide harareti olmazsa, su içmesi zevk vermez. İllet (dert) olmazsa, âfiyet zevksizdir. Maraz (hastalık) olmazsa, sıhhat (sağlık) lezzetsizdir.
Madem Fâtır-ı Hakîm (her şeyi bir hikmetle yaratan Allah) insana her çeşit ihsanını (bağışladığı iyiliklerini) ihsas etmek (hissetirmek) ve herbir
nevi (türden) nimetini
tattırmak ve insanı daima şükre sevketmek istediğini, şu kâinatta çeşit çeşit
hadsiz enva'-ı nimeti (sayısız çeşitte nimeti) tadacak tanıyacak derecede gayet çok cihazat ile insanı techiz etmesi (insanları, duygular,
hisler, göz, kulak, gönül gibi maddi ve manevi cihazlarla donatması) gösteriyor ki; elbette sıhhat ve âfiyeti verdiği gibi; hastalıkları,
illetleri, dertleri de verecektir.
Senden soruyorum: "Bu hastalık
senin başında veya elinde veya midende olmasaydı; sen, başın, elin, midenin sıhhatindeki
lezzetli, zevkli nimet-i İlahiyeyi hissedip şükreder miydin? Elbette şükür değil,
belki düşünmeyecektin; şuursuz o sıhhatı gaflete (bilmeden o sağlığı boş boş dünya işlerine) belki sefahete (eğlenceye) sarfederdin. (harcardın) " (Hastalar Risalesi – Yedinci Deva)
Lem'alar ( 209 )
Celalin
Penceresinden
Allah (cc) Razı olsun Abi, Yazıların bizlere ışık oluyor. Ben şahsım olarak yazılarını okuduktan sonra daha çok sabrediyorum ve şükrediyorum. Sabır Cennetin Anahtarıdır değilmi canım abim benim.
YanıtlaSilamin cümlemizden, Evet Erhan kardeşim. Allah sabrını artırsın, cennette makamın yüksek olsun abicim
Sil