Dünyayı Sen
mi Kurtaracaksın?
Anlamıyorlar.
Evet anlamıyorlar. Herzaman söylüyorum. Yıllar önce o yaşadığım beşeri aşk, 2003’ten
itibaren ilahi aşka dönüştü...
Yıllar önce arkadaşlarımla her konuşmamda o
kızdan bahsederdim. O şöyle baktı, şöyle gülümsedi, şunu söyledi. Beni sordu mu
gibi herkese ondan bahsederdim.
2003’te
Kuran’ın Türkçe mealini düşünerek okumam ve gerçeğin farkına varıp uyanmamla
birlikte, o
aşk, ilahi aşka dönüştü. O yaşadığım aşk, şimdiki ilahi aşkımın bir stajıydı.
Şimdi, her konuştuğum kişiyle sözü hep Sohbet-i Canan’a getiriyorum. Yani, Allahu Teala ve Peygamber Efendimiz’den
SAV bahsediyorum.
Mevlana Hazretleri karga ve kaz gibi iki farklı kuşun beraber uçarak, beraber vakit
geçirdiklerini görünce sebebini merak eder ve kuşları inceler. Ve farkeder ki, ikisi de topaldır.
Bunun üzerine Mevlana Hazretleri der ki:
“Aynı dili
konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.”
Evet
sanırım fakirin ilahi aşkını hissedemiyorlar ve sonuçta beni anlayamıyorlar.
Nefis ve Yalan Dünyanın cazibesine kapılmış, ölümü, ahireti, hesabı unutan gafletle
uyuyan insanlar, benim gibi gerçeği görüp uyansınlar diye, yazılar
yazıyorum. (Şu an 251 yazı)
Benim ilahi aştan gelen bu çabalarımı gören çoğu
kimse şunu diyor: “Celal, bırak herkese
namazı anlatmayı... Dünyayı sen mi kurtaracaksın? , bırak herkesin aklı, fikri
var...”
Evet benim
yaptığım, tam da bu aslında. Akla kapı açıp, İnsanların düşünmelerini sağlamak...
Zaten Cenab-ı Hak Kuran’ında, Dinde zorlama yoktur, Dünyayı imtihan etmek için
yarattık, diyor.
Çünkü,
Cenab-ı Allah nasip ederse, duyulan veya okunan tek bir cümle gaflet perdesinin
kalkmasına neden olur.
O güne
kadar duyduğunuz eksiklik, belki de o cümlenin içinde saklıdır...
Bana, yazılarından etkilenip namaza başladık,
imanımız artıyor, şeklinde teşekkür mailleri geliyor. Allah’a binlerce hamdolsun, naçizane fakiri
böyle hayırlara vesile ettiği için...
Hislerime tercüman olan, çok bilinen şu meşhur
hikaye ile yazımızı bitiriyoruz:
DENİZ YILDIZININ HİKAYESİ
Bir Adam Okyanus Sahilinde Yürüyüş Yaparken,
Denize Telaşla Bir Şeyler Atan Birine Rastlar.
Biraz Daha Yaklaşınca Bu Kişinin,
Sahile Vurmuş Denizyıldızlarını Denize Attığını Fark Eder Ve
"Niçin
Bu Denizyıldızlarını Denize Atıyorsun ?" Diye Sorar.
Topladıklarını Hızla Denize
Atmaya Devam Eden Kişi,
"Yaşamaları İçin" Yanıtını Verince,
Adama Şaşkınlıkla
"İyi Ama Burada Binlerce Denizyıldızı Var. Hepsini Atmanıza İmkan Yok.
Sizin Bunları Denize Atmanız Neyi Değiştirecek Ki ?" Der.
Topladıklarını Hızla Denize
Atmaya Devam Eden Kişi,
"Yaşamaları İçin" Yanıtını Verince,
Adama Şaşkınlıkla
"İyi Ama Burada Binlerce Denizyıldızı Var. Hepsini Atmanıza İmkan Yok.
Sizin Bunları Denize Atmanız Neyi Değiştirecek Ki ?" Der.
Yerden
Bir Denizyıldızı Daha Alıp Denize Atar,
"Bak Onun İçin Çok Şey Değişti," Karşılığını Verir.
"Bak Onun İçin Çok Şey Değişti," Karşılığını Verir.
Celalin
Penceresinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder