11 Ocak 2015 Pazar

İsteyen bir yolunu bulur, istemeyen de bir bahane!


İsteyen bir yolunu bulur, istemeyen de bir bahane!


 

Bu yazıda inşallah ‘Cennetin Anahtarı NAMAZ’dan bahsetmek istiyorum.

 

Cenab-ı Hak Kuran-ı Kerim’inde yetmişten fazla ayette, biz kullarına namazı EM-RE-Dİ-YOR... Evet emir; tavsiye veya rica değil...

 

“Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, peygambere itaat edin ki size merhamet edilsin.” (Nur suresi, 56. ayet) 

 


Peygamber Efendimiz SAV mahşerde kulun ilk sorgusunun namazdan olacağını bildirmiştir. 

 

 Resulullah SAV buyurdular:

“Kıyamet günü kulun hesaba çekildiği ilk amel namaz olacaktır. Eğer namazları tamsa mesele yok. Namazı tam değilse, kaybedenlerden olur. Şayet farzlarda bir eksiklik varsa, Allahu Teala:

– “Kulumun nafile namazları var mı bakın” der. Eksik nafilelerle tamamlanır. Diğer amellerinden de böyle hesaba çekilir.”
(Tirmizi, Salat: 188)

Hz. Ali (ra) der ki:

– “Allah Rasûlü’ nün (vefatı anında) son sözü “Namaza dikkat edin!” oldu.”

 

Namaz kılmamak için nefsimiz -şeytanın teşvikiyle- çok vesvese verir. Evet, uyanık olacağız, o -kötülüğü emreden- nefsi dinlemeyeceğiz.

 

Sevgili Mevlevi yazar Hayat Nur Artıran hocamız nefsi ateşe benzetmiştir. Yani onu kontrollü kullanmamız gerek. Ateşi kontrol edemezsek ısınırken veya çay demlerken evi yakarız... 

 

Mesela, acıktığımızda nefis beyne bir sinyal gönderir; hadi acıktım ya. Biz kontrol altında tutmazsak nefsin esiri olur, yedikçe yer ve çok kilo alırız, tembelleşiriz ve ibadet yapmak zor gelir. 

 

Hayat Nur Artıran hocamız bir sohbetinde de, insan nefsini bir bineğe benzetmiştir. Nefsin her istediğini yaparsak, zamanla ona esir oluruz, diye açıklamıştır.

 

Nur hocamız, aslında Nasrettin hocanın eşeğe ters binmesini de, bu manada anlamamız gerekir, dedi. Eşeğe ters binmek, nefis bineğinin isteklerine uymamayı temsil ediyor.

 

Yani kısacası, şeytandan ders alan o kötülüğü emreden nefsi dinlemeyeceğiz. Çünkü, o huzurdan kovulan kibirli şeytan, bizi ibadetten uzaklaştırmak ister ki.....  

 

Evet dinlemeyeceğiz, nefis çok bahaneler üretir. Vaktim yok, şimdi işim var, işyerinde hoş karşılanmaz, namaz kılacak yer yok, hergün beşer defa kılmak usanç veriyor...

 

Eğer insanın güçlü bir imanı varsa, bahane üretmek yerine çözüme odaklanır.

 


Güçlü bir imanı elde etmenin yolu (-doğru kaynaklardan- DİNİ) çok kitap okuyup, sohbet dinlemekten ve bol bol tefekkür etmekten geçer.  

 

Yıllar önce radyoda önemli bir din aliminden şunu dinledim:

 

“Var mısınız namazlarımızı değişmeye? Sizin o işyerlerinizde zor şartlarda abdest alarak gizli gizli kıldığınız namazlarla, fakirinizin kıldığı namazları değişmeye var mısınız? ... ”

 

“Ben, sizin gibi abdest alacak çeşme, namaz kılacak yer ve zaman aramıyorum. Sizin o zor şartlarda kıldığınız namazlara, Cenab-ı Hak çok büyük sevaplar yazıyor inşallah... ”

 

 

Bu yazı geçen haftaki “Boşuna namaz kılmayalım” yazısının dışındakiler içindir.

 

Yani hem namazımızı kılalım, hem de güzel ahlaklı olalım inşallah... 

 


 

 

Celalin Penceresinden

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder