Bu
bir siyasi yazı değildir
Seçime
çok az kaldı. (Yazıyı yazdığım gün
15 Mart 2014) Toplumda bir gerginlik
var. Dostane sohbetlerimiz devam ederken konu siyasete gelince neredeyse birbirimizle yaka paça kavga
edeceğiz.
Bugünler
gelir geçer ama o kırgınlıklar kalıcı iz bırakıyor. Hani duyarız ya, senin
görüşüne saygı duyuyorum diye... Aslında hepimiz öyle olmalıyız.
Ben uzun uzun düşündüm,
karşımızdakinin görüşüne saygı duymak nasıl olacak diye... Acizane ben şöyle düşündüm.
Allah
birbirinin aynı milyonlarca hayvan yarattı. Penguen, arı, karınca,
koyun, keçi gibi... Ama hem yüzleri, renkleri, gözleri, saçları, boyları, vs. farklı milyonlarca insan yaratmıştır.
Yüz olarak birbirinin
birebir aynısı olan insan hiç yokken, düşünce
yapısı olarak da birbirinin aynısı olan hiç insan yoktur. Onun için Necmeddîni Kübrâ Hazretleri buyurur ki: “Allâh’a giden yollar, mahlûkların
nefesleri kadar çoktur.”
O yüzden
karşımızdakine saygı duymalıyız. Sağcı da, solcu da hepsi huzurlu özgür bir ülke istiyor. Bizim
her görüşten komşularımız vardır. Hepsi
dürüst, çalışkan, ahlaklı, namuslu insanlardır.
Emin olun, vatan bölünsün, halk fakirleşsin,
gelişmesin diyen hiç kimse yoktur. Çanakkale’de,
Kore’de, Kıbrıs’ta şehit olan askerlerin kimisi sağcı, kimisi solcuydu.
Bugün bir savaş çıksa hepbirden cepheye koşarız. Dinimiz bir, kıblemiz bir, vatanımız bir,
köyümüz bir, camimiz bir, okulumuz, işyerimiz, milli takımımız bir, aynı
trafikteyiz...
Sohbetlerimizde
siyasi konulardan kaçınalım. Tartışmaya giren insanlar savundukları liderleri kendi güzel
düşüncelerine göre iyi olduğuna inandıkları için savunuyorlar.
Ben siyasi
asla yazmadım ve yazmam da. Diyelim ki, siz bir lideri,
sizce iyi olduğu için savunurken, karşınızdaki kişi de liderinin iyi olduğuna
inanıyor ki savunuyor.
Gerçeği
ancak Allah bilir. Liderler geçici, yarın o
komşumuzla, arkadaşımızla hep yüzyüze görüşeceğiz. Kabe yıkmaktan
beterdir mümin kalbini kırmak, değer mi
Allah aşkına?
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Bedene kolay ve hafif gelen ibadeti size bildireyim mi? Susmak ve güzel ahlâk sahibi olmaktır” (İbn-i Ebi’d-Dünya, Kitabu’s-Samt, No: 27)
“Bedene kolay ve hafif gelen ibadeti size bildireyim mi? Susmak ve güzel ahlâk sahibi olmaktır” (İbn-i Ebi’d-Dünya, Kitabu’s-Samt, No: 27)
Geçenlerde iki değerli komşu amca camiden ikindi namazından çıkınca beni ziyarete geldiler. Çünkü engelli ve hastaları ziyaretin sevabının büyüklüğünü biliyorlardı. Herneyse...
Odamda babamda vardı. Dördümüz sohbet ederken konu seçimlerden açıldı. Aynı kıbleye dönüp
yanyana namaz kılan iki insan birden değişti.
İkisi de
vatanın, milletin hayrını destekledikleri partide görüyorlardı. İkisi de parti liderleri
hakkında tartışırken hafif kırıcı sözler söylediler. Surat ifadelerinden kırıldıklarını anladım.
Sonra saate
baktılar.
Akşam namazı için tekrar camiye gitmek
için müsade istediler. Aslında ben de çok üzüldüm. Liderlerdeki bu gerilim cami cemaatini bile etkilemişti.
Aradan bir hafta geçti. İki gün önce, o amcalardan bitanesi yine bana uğradı. Ben, o olaya
çok üzüldüğümü söyledim. Biz onunla ogünden
beri hiç görüşmedik ama ben hacı abimi kırmış olabilirim diye hala üzülüyorum,
dedi.
Dedim ki, hadi
al telefonu eline ara, bir helalik al, kalp kırmaya değmez bu konuda.
Haklısın deyip yanımda hemen aradı.
Kalbini
kırdım, o günden beri hep düşündüm ama aramaya korktum, hakkını helal et, dedi. Meğer öteki amca da
o günden beri hep kafasına takıyormuş.
İkisi de telefonda birbirinden af dileyip helalleştiler. Sonunda giderken, Celal, Allah senden razı olsun, aramama sen
vesile oldun, sağol, dedi. Ben de çok mutlu oldum.
Allah’ım, ülkemize yönelik iç ve dış hain şer
odaklarının kurduğu tuzak, hile, oyunlarına bizleri düşürme… onlara fırsat
verme.
Allah’ım, askerimize, polisimize tüm güvenlik
güçlerimize işlerinde uyanıklık ve başarı lütfet. Milletimize basiret ve
sağduyu ver. Birlik ve beraberlikten ayırma.
Allah’ım, ülkemize bolluk, bereket ver. Miletimizi
hep veren el yap. AMİN
Celalcelik@gmail.com Ankara ( Konya-Ereğli
)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder