Dua nasıl kabul olur?
Bu yazının uzun olduğuna bakmayın. Önce bu Fenerbahçeli Christian Baroni’nin hakkındaki kısa haberi okuyun.
Haberin altında Peygamberimizin SAV anlattığı, Mağara Hadisi
diye bilinen meşhur bir kıssa var.
Yazının sonunda da, inşallah bu ikisinin arasındaki kurduğum
bağlantıya yorumumu yazacağım.
***
Gamze'nin büyük hayali gerçek oldu!
Dün akşam oynanan
Fenerbahçe - Kayserispor maçından önce Cristian Baroni'nin hareketi ayakta
alkışlandı.
Cristian maç
öncesi seramoniye lösemi hastası
Gamze Yagar ile birlikte çıktı. En büyük dileği F.Bahçeli futbolcularla
tanışmak olan minik Gamze'nin bu isteği kulüp tarafından gerçekleştirirken, Cristian'ın Gamze'ye sımsıkı sarılması
dikkat çekti. Maçtan önceki gün Can Bartu Tesisleri'ne giderek sarı
lacivertli futbolcularla buluşan Gamze, Volkan Demirel'in davetlisi olarak
dünkü karşılaşmayı izledi.
Cristian'ın kucağında seremoniye çıkan Gamze'nin
mutluluğu yüzünden okunuyordu. Sosyal sorumluluk projesi "Rüya Bir Gün" kapsamında maçı
izlemek için stada getirilen ve bir özel eğitim merkezinde öğrenim gören diğer
down sendromlu çocuklar da seremonide yer aldılar. Fenerbahçe taraftarı bu
görüntüleri sosyal paylaşım sitesinde 'Haftanın
En Güzel Karesi' olarak değerlendirdi.
***
MAĞARA ASHABININ KISSASI
İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor:
"Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Sizden önce yaşayanlardan üç kişi yola
çıktılar. (Akşam olunca) geceleme ihtiyacı onları bir mağaraya sığındırdı ve
içine girdiler. Dağdan (kayan) bir taş yuvarlanıp, mağaranın ağzını üzerlerine kapadı. Aralarında:
"Bizi bu kayadan, salih
amellerimizi şefaatçi kılarak Allah'a yapacağımız dualar
kurtarabilir!" dediler.
Bunun
üzerine birincisi şöyle dedi:
"Benim
yaşlı, ihtiyar iki ebeveynim vardı.
Ben onları çok kollar, akşam olunca onlardan önce ne ailemden ne de
hayvanlarımdan hiçbirini yedirip içirmezdim. Bir gün ağaç arama işi beni
uzaklara attı. Eve döndüğümde ikisi de uyumuştu. Onlar için sütlerini sağdım.
Hâla uyumakta idiler. Onlardan önce aileme ve hayvanlarıma yiyecek vermeyi
uygun bulmadım, onları uyandırmaya da kıyamadım. Geciktiğim için çocuklar
ayaklarımın arasında kıvranıyorlardı. Ben ise süt kapları elimde, onların uyanmalarını bekliyordum. Derken şafak
söktü:
"Ey Allahım! Bunu senin rızan
için yaptığımı biliyorsan, bizim yolumuzu kapayan şu taştan bizi kurtar!"
Taş
bir miktar açıldı. Ama çıkacakları kadar değildi.
İkinci
şahıs şöyle dedi:
"Ey
Allahım! benim bir amca kızım vardı.
Onu herkesten çok seviyordum. Ondan kâm almak istedim. Ama bana yüz vermedi.
Fakat gün geldi kıtlığa uğradı, bana başvurmak zorunda kaldı. Ona, kendisini bana teslim etmesi mukabilinde
yüzyirmi dinar verdim; kabul etti. Arzuma nail olacağım sırada:
"Allah'ın mührünü, gayr-ı meşru
olarak bozman sana haramdır!" dedi. Ben de ona temasta bulunmaktan
kaçındım ve insanlar arasında en çok sevdiğim kimse olduğu halde onu bıraktım,
verdiğim altınları da terkettim.
Ey Allah'ım, eğer bunları senin
rıza-yı şerifin için yapmışsam, bizi bu sıkıntıdan kurtar."
Kaya
biraz daha açıldı. Ancak onlar çıkabilecek kadar açılmadı.
Üçüncü
şahıs dedi ki:
"Ey
Allahım, ben işçiler çalıştırıyordum.
Ücretlerini de derhal veriyordum. Ancak bir tanesi (bir farak pirinçten ibaret
olan) ücretini almadan gitti. Ben de
onun parasını onun adına işletip kâr ettirdim. Öyle ki çok malı oldu. Derken
(yıllar sonra) çıkageldi ve:
"Ey
Abdullah! bana olan borcunu öde!" dedi. Ben de:
"Bütün
şu gördüğün sığır, davar, deve ve köleler senindir. Git bunları al götür!"
dedim. Adam:
"Ey
Abdullah, benimle alay etme!" dedi. Ben tekrar:
"Ben
kesinlikle seninle alay etmiyorum. Git
hepsini al götür!" diye tekrar ettim. Adam hepsini aldı götürdü.
"Ey Allahım, eğer bunu senin
rızan için yaptıysam, bize şu halden kurtuluş nasip et!" dedi.
Kaya açıldı, çıkıp yollarına
devam ettiler."
Buhari, Enbiya 50,
Büyü' 98, İcâre 12, Hars 13, Edeb 5; Müslim, Zikr 100, (2743); Ebu Dâvud, Büyû'
29, (3387).
***
Peygamberimizin SAV
anlattığı bu kıssadan benim aldığım hisse şudur:
Ölünce Rabbimizin huzuruna çıkınca, yanımızda getirdiğimiz –belki
de affımıza vesile olacak- ne gibi yaptığımız güzel işlerimiz var, diye
düşünmeliyiz. Her insan kendi hayatını gözden geçirmelidir. Rabbim bunun için beni affet diyebileceğimiz salih amellerimizi çoğaltmalıyız. Henüz daha ölmedik.
Günün birinde bizler de, o mağaradakiler gibi zor durumda
kalabiliriz. Öyle bir durumda olalım
veya olmayalım, anlatılan kıssadaki amelleri ve de hayırlı güzel işleri yaparak
bizler de, ettiğimiz dualarımızın kabulüne şefaatçi olabilecek Salih
amellerimizi artırmalıyız.
Yazının başındaki haberle alakasını merak ediyorsunuz. Resimde
Baroni’nin kucağında o kızcağızın gülümsemesini görüyorsunuz. Kızcağız galiba hem yaşlılık hastası hem de
lösemi hastası, Allah şifa versin.
Bu samimi davranış bence
Baroni’nin bir salih amelidir. Kimbilir belki de birgün çocuğu
hastalanır da, bu yaptığı güzel iş, yapacağı duanın kabulüne vesile olur… Doğrusunu Allah bilir.
Allah, hepimizi ahirete Salih amellerini çoğaltarak giden
kullarından eylesin.
Celal Çelik Ankara
( Konya-Ereğli )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder