22 Mayıs 2013 Çarşamba

Ziyarete bahane gerekmez


Ziyarete bahane gerekmez

 

Ben liseden mezun olalı 22 yıl olmuş. Geçen haftaki ziyaret beni çok mutlu etti.

 

Komşum ve dostum Efkan Vural hocam Ankara Sincan – Fatih İbni Sina Lisesinde Müdür Başyardımcısıdır. Efkan hocam engelli dostuna yani bize haftada en az bir kez gelir, sohbet yaparız. Allah razı olsun.

 



Efkan hocam ile kışın bir sohbetimizde, Bülent Yolcu hocanın okullarında engellilerle dayanışma kulübü kurduğunu söyledi. (Efkan hocamın okulunu ziyaretimde tanışmıştık) Mayıstaki engelliler haftasında öğrencilerle seni ziyaret edip röportaj yapmayı düşünüyorlar, demişti.

 

Geçtiğimiz 10 – 16 Mayıs arası engelliler haftasıydı. Ve işte 16 Mayıs 2013 Perşembe günü öğlen Efkan Vural hocamla birlikte Bülent Yolcu hoca, İlkgül Çelebi hoca ve altı öğrenci beni ziyaret ettiler.

 

Bülent hocam ziyaretlerinin amacının engellileri ziyaret etmek, sohbet etmek ve sorunlarını dinlemek olduğunu söyledi. Sohbete başladık.

 


Yirmi yaşında hasta olduğumu ve onbeş yıldır tekerlekli sandalyede olduğumu anlattım. Hastalığıma asla isyan etmedim, hatta bir defasında, sarhoş gibi yürüdüğüm zamanlar işyerinde merdivenden yuvarlandım.

 

Etrafıma üşüşen dostlarıma espri yaparak: Dikkat etmeseydim az daha düşecektim, diye rahatlattım. Bunu anlatınca hepberaber gülüştük.

 

Öğrencilere hayatta asla ümitsiz olmamaları konusunda yaşamımdan bir örnek verdim. 1993’te hastalığımın teşhisini koyan doktor yüzüme karşı: Sen hiçbir zaman düzelemezsin, asla çalışamazsın, bugünlerin iyi günlerin, ilerde yatalak olacaksın, dedi.

 

Ama bana düşen çalışmaktı, Allah’ın takdiri işe girdim. Ve Allah’ın bana imandan sonra nasip ettiği en büyük nimetim annem ve babam... Babam beni 16 yıl işe götürdü, getirdi. 2010 yılında emekli oldum elhamdülillah.

 


Hayatta azimle sabırla ümitle çalışınca üstesinden gelinemeyecek iş yoktur. Gençler dün gitti. Geçmişe keşkelerle değil, ibretle bakmalıyız. Yarın daha gelmedi. Elimizde bir bugün var. Kıymetini bilip an’ı yaşamalı...

 

Efkan hocam bana yazılarımı çok uzun tutmamamı tavsiye eder. Ben de yazıyı kısa tutmak için öğrencilere verdiğim mesajlarla yazıyı bitirmek istiyorum.

 

Ben hayatımı anlattığım bir kitap yazdım. İnternette bir blog sayfasında bu kitabımı yayınladım. Arkadaşlar inşallah minik kitabımı okursanız pek çok mesaj alacağınıza inanıyorum.

 

Google’a “Celalin penceresinden“ yazarsanız, çıkan ilk sonuç sayfamdır.

 

Ayrıca bazı gazete blog sayfalarında her hafta yeni bir yazı yayınlamaya çalışıyorum. (Milliyet blog, Moral Haber, Yazete.com)

 

Öncelikle gençler Efkan Vural ve Bülent Yolcu gibi bilgili, azimli, merhametli, dürüst, çalışkan, dinine bağlı hocalarınız olduğu için çok bahtlısınız. Eminim İlkgül Çelebi hocanızda öyledir.

 

Anne ve babanızın, ailenizin kıymetini bilin. Benim annem ve babam yanımda olmasaydı, ben hiç bir şey yapamazdım. Kendim sağıma soluma dönemiyorum. Her ihtiyacımı babamın yardımıyla yapıyorum.

 

Sağlığınızı koruyun, sahip olduğunuz sayısız nimetler için Allah’a şükrediniz. Ve bu gençlik yıllarınızı iyi değerlendirin.

 

Ben bu halime bile şükrediyorum, çünkü benden daha zor durumda olanlar var. Onları görünce ben halime şükrediyorum. Çünkü ben görüyorum, işitiyorum, konuşuyorum, yiyor ve içiyorum vb.

 

Gençlere mesaj vermem istendiğinde o an aklıma fazla bişey gelmedi. Efkan hocam farketti ve hatırlattı. Celal iş görüşmesine gittiğinde babası oğlumun ingilizcesi de iyidir deyince şirketin patronu bir sayfa tercüme ettirmiş ve iyi ingilizce bilmesi işe girmesinde büyük etken olmuş.

 

Evet arkadaşlar ingilizceyi iyi bilmek çok önemlidir. Derslerinizi iyi dinleyin, devamsızlık yapmayın, öğretmenlerinizin tavsiyelerine uyun, derslerinize çok çalışın. Size lisedeyken yaptığım ders çalışma yöntemini söyleyeyim.

 

Ben vasat bir öğrenciydim ama hiç zayıf getirmedim. Çünkü dersi derste dinlerdim. Derste dinlediklerim ile öğrenirdim.

 

Arkadaşlar ne iş yaparsanız yapın uzmanı olun, aranılan bir eleman olun. Ayakkabı bile boyasan, işini öyle güzel yapmalısın ki herkes sana gelsin.

 

Biz engellilerin tek isteği toplumun normal bireyi olmaktır. Engelli gördüğünüzde selamlaşın, sohbet edin. Bazen sınıfta engelli arkadaşınız olursa ona engelli gibi değil normal biri gibi davranın.

 

Engelli olmak bana Rabbimden bir hediyedir. Hayat öylede böylede geçecek ve hepimiz öleceğiz. Fakat Allah’ın engellilik verdiği insanlar isyan etmeden sabrederlerse, bir de üstüne şükürle ibadet ederlerse, sonsuz gençlik diyarı cennette çok yüksek derecede olacaklar inşallah.

 

 
Allah beni de o bahtiyar engellilerden eylesin.

 

Öğretmen ve öğrencilerin bu ziyareti beni çok mutlu etti. Ama ziyaret için engelliler haftası olmasına gerek yok.

 

Her zaman beklerim. Ziyarete bahane gerekmez.

 

Celal Çelik              Ankara  ( Konya-Ereğli )

 

 

1 yorum:

  1. maşaallah harika elhamdülillah Celal abim, Allahımıza hadsiz hamd olsun ki seni tanımak nasip etmiş...

    YanıtlaSil