24 Ekim 2012 Çarşamba

Kurban bayramı

Kurban bayramı

Kestiğimiz kurbanlar,  bir yıl boyunca bize, çocuklarımıza ve yakınlarımıza gelecek bela, kaza ve musibetleri önler.

Günümüzde aramızda çok yaygın bir söz vardır. "Arkadaşım, senin için çiğ tavuk yerim." Bu dünyayı ve kainatı yaratan Yüce Allah, bazen kendisine yönelen samimi kullarını dost edinir ve bu dostluğun samimiyetini ara ara test eder.
 


Hz. İbrahim peygamber'i, Allah kendine dost edinmiştir. O zamanki hükümdar, yani nemrut, Hz. İbrahim'i, halkı Allah'a ibadete çağırdığıiçin (çünkü nemrutun işine gelmiyordu.), şehir meydanında , etrafını odunlarla çevirip diri diri ateşin içine attı. Hz. İbrahim Allah'a güvendi. Dostum beni korur dedi. Ve ateşonu yakmadı...Allah ateşe “Yakma” emrini vermişti.
 


İbrahim Peygamber’in çocuğuda olmuyordu. Allah'a günlerce, gecelerce dua edip yalvardı.Ve sonunda duası kabul olmuş ve İsmail doğmuştu.
 

 
Hz. İbrahim Mekke'deydi. Rüyasında bir ses: "Ey İbrahim! Allah, oğlunİsmail'i kurban etmeni emrediyor." diyordu. Bu rüya Allah'tan mı, yoksaşeytandan mı bilemedi. Zilhicce ayının sekizinci günüydü. Ertesi gün, aynıvakitte aynı rüyayı görünce, rüyanın Allah'tan olduğunu anladı. Bu bir dostluk imtihanıydı. Allahu Teâlâ'nın dostluğuyla şereflenen Hz. İbrahim'den en sevgili varlığını kurban etmesi isteniyordu. En sevgilinin adı İsmail olduğu için, kurban İsmail'in adıydı.
 


Zilhicce'nin onuncu günüydü. Hz. İbrahim o sabah İsmail'e, ip ve bıçak almasını, oduna gideceklerini söyledi. İsmail hiç şüphelenmedi. Mina mevkiine gelince Hz. İbrahim rüyayı yavaş yavaş oğluna anlatmaya başladı. Hayatıveren ve alan Allah değil miydi? Allahu Teâlâ şimdi ondan emanet ettiği hayatıgeri istiyordu. Bu çok şerefli bir alışverişti. İsmail, babasına teslimiyet ve tevekkülle şu cevabı verdi:
 


"Babacığım, ne ile emrolunduysan o işi yap. Beni İnşaallah sabredenlerden bulacaksın."

   Hz. İbrahim uzun yıllar sahip olamadığı ve yıllar yılı yaptığıduaların kabulü olarak kendisine verilen oğlunu Rabbine takdim ediyordu. İsmail'in son sözleri şu oldu:
 


"Babacığım ellerimi, ayaklarımı bağla ki fazla çırpınmayayım. Elbiseni topla ki, kan sıçrayıp kirletmesin. Annem görür ve üzülür. Bıçağı şiddetle çal ki ölüm kolay olsun. Beni yüzümün üzerine yatır, yüzüme bakarsan bana acırsın. Ayrıca ben de bıçağı görmeyeyim, korkuveririm. Annemin yanına vardığında selâmımı söyle. (Kurtubi, 15-104)

 

Hz. İbrahim oğlunu sağ tarafına yatırdı, gözlerini bağladı. Bıçağı oğlunun boynuna olanca gücüyle sürerken "Bismillah" dedi, fakat bıçak kesmedi. Bıçağa baktı, keskindi. İkinci, üçüncü defa denedi, bıçak yine kesmedi. Hz. İbrahim yıllar evvel kendisini ateşin yakmadığını hatırladı. Demek ki bu defa da Cenab-ı Hak, bıçağa "Kesme!" emrini vermişti, kesmiyordu.
 


Bir ses duydu. "Allahu Ekber! Allahu Ekber!" diyordu. Başınıkaldırdı: Cibril-i Emin(Cebrail) yanında semiz bir koç olduğu halde inmekteydi. Hamd ve şükür duyguları içinde "La ilahe illallahu vallahu ekber" dedi. Durumu fark eden Hz. İsmail, Cenab-ı Hakk'a minnet ve şükranlarını dile getirerek "Allahu Ekber ve lillahil hamd" dedi. " (Kaynak:internet)

 
 

Kurban, kelime manası olarak, yaklaşmak yani Allah'a yakınlaşmak demektir. Kurban sadece Allah'ın rızasını umarak kesilir.
 


Farkındasınız herhalde değil mi? Yüce Allah, bir kurban edilen koç karşılığında Hz. İsmail’in hayatını bağışlamıştır. Kestiğimiz kurbanlar, bize, çocuklarımıza ve yakınlarımıza gelecek bela, kaza ve musibetleri de bir yıl boyunca önler.
 
 


Kurban bayramınızı şimdiden tebrik eder, Sevdiklerinizle beraber, sağlık ve afiyet içinde, nice bayramlar geçirmenizi Cenab-ı Hakk'tan niyaz ederim...



C.Çelik





"ÖĞRENMEMİZ GEREKEN İLK DİL, TATLI DİLDİR."
Barış Manço






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder