Mesnevi Okumaları - 8
Çok Kıymetli Gönül Dostlarımız,
Bu hafta Mesnevi’den epeyce okuduk ama Hz. Şefik Can dedemizin
ruhuna Fatiha göndererek sade ve anlaşılır Mesnevi tercümesinden bir kaç damla
tattırmak istiyoruz.
Şefik Can dedemiz bir dipnotunda yazdıkları bir şey düşündürdü:
Rûh, ezelde, rûh âleminde çok mutlu
idi. Oradan ayrı düşüp yeryüzünde topraktan yaratılmış olan bedene haps
edilince çok muztarip oldu. Güzeller güzeli sevgiliden ayrı düşmesi, sonra ten
hapsine girmesi onu perişan etmiştir.
Evet hepimiz elest bezminde iken (Araf suresi, 172) imtihan olunmak
için can kuşu olan ruhumuz ten kafesine, yani bedene hapsolmuştur. Genelde
kafesler ferah, geniştir.
Aciz engellilerin, Celal’in kafesi ise çok dardır. Ama gerçek olan
şu ki, dar, geniş, hepimiz ten kafesinde mahkumuz. Davayı kazanırsak hapisten
kurtuluruz inşallah.
Davamız ahiretteki büyük mahkemede… Bize açılan dava şudur; ezelde
verdiğimiz Allah’ım seni seviyorum, aşığım sözünü sabır ve şükür sergileyerek ispat
etmemiz…
Hz Mevlana derki: “Aşk bir davaya benzer, cefa çekmekte tanığa. Sen
hiç şahitsiz bir dava kazanıldığını gördün mü?”
Sabredip aktif şükrediyorum. (İbadet ederek) Bu Friedreich Ataksisi ve
Şeker hastalığım büyük mahkemede şahitlerim olacak inşallah.
Şimdi yazıyı kısa tutmak için etkilendiğimiz bazı beyitleri
paylaşmak istiyoruz:
NEFİS ÇOK ÖVÜLÜNCE FİRAVUNLAŞIR, ŞEYTAN BİLE ONDAN KAÇAR
Nefis çok
övülme yüzünden firavunlaştı. Sen, alçak gönüllü ol; hor, hakîr ol; ululuk
taslama.
Elinden
geldikçe kul ol; sultan olma. Top gibi zahmetler çek, mihnet lere katlan;
çevgen olma... (Çevgen,
oyunda kullanılan golf sopası)
Yoksa,
senin şu lûtfun, iyiliğin, servetin, güzelliğin kalmayınca, seninle düşüp kalkanlar,
senden usanırlar, yüz çevirirler.
Vaktiyle
seni övenler, aldatanlar, senin yüzüne gülenler seni görünce; "İşte
şeytan!" derler.
Bir
ihtiyaç için seni kapılarına varmış görünce; "Mezardan başını çıkarmış bir
hortlak!" diye bağırırlar; senden kaçarlar.
Şeytan
insanın yanına kötülük için gelir, şerre teşvik için gelir. İnsanlığını
kaybetmiş bir kişinin yanında şeytanın ne işi var? Böyle bir kişi şeytandan da
beterdir.
Sen insan
olduğun müddetçe, şeytan, senin arkandan koşar, sana gaflet şarabını tattırır.
Fakat,
sen, şeytanlaşınca, sende şeytanlık huyu hâkim olunca, hiç bir işe yaramayan
şeytan bile senden kaçar.
Sen, bu
hale gelince, vaktiyle senden ayrılmayanlar, eteğine sarılanlar bile senden
kaçar giderler.
VELİLER
Hz. Mevlana velilerden, yani insan-ı kamil olan evliyalardan
bahsediyor:
Şunu bilmiş
ol ki velîler, vaktin Isrâfilleridir. Ölüler, onların gönül nağmeleri ile
dirilirler.
Onların
seslerini duyunca her ölünün canı'* kefene bürünmüş bir halde, ten mezarından
sıçrar, çıkar.
O dirilip
kalkan ölü, der ki: "Bu ses, diğer bütün seslerden bambaşka. Diriltmek, Allah
sesinin yapacağı bir iş.
Biz
ölmüş, tamamiyle çürümüş idik ki Allah'ın sesi geldi, hepimiz, dirildik ve
kalktık.
Velinin sesiyle ölünün dirilmesi mecazi anlatımdır. Ölü, kalbi
manen ölmüş, hakikati görmeyen kişidir. Velinin sesi ise, o veliden çıkan
etkileyici sözleridir. Ki o da Ney’e üflemek gibi, Allah’ın veliyi
konuşturmasıdır.
Şefik Can dedemiz burada şöyle dipnot düşmüştür:
Velîler, gölge
varlıklarından kurtuldukları ve yokluk mertebesine erdikleri için, tam
manâsıyla Hakk'ın tecellîsine mazhar olmuşlardır. Bizler de kendi manevî
varlıklarımızı onların nuru ile, onların lütuf ve insanıyla idrâk
edebilmekteyiz.
Bu ermişlerin yokluğu
sayesindedir ki, manevî varlığımızın zevkini ve mânâsını tanımış olduk. Bir
bakıma da velîler yoklukta var olmuşlardır. Onlar bize yok gibi görülen gerçek
varlıklar, biz var gibi görünen yoklarız.
14 Mart 2017 Salı günü dostum Aydın Kaynarca bey uğradı. |
***
Bu yazıdan tek gayemiz Allah rızası için faydalı olmak.
Allah Mesnevi’yi okuyup anlamayı ve uygulamayı cümlemize nasip
etsin.
Celalin Penceresinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder