CGS içinde
YGS
Bugün
15 Mart 2015 Pazar. Üniversite imtihanının birinci basamağı bugün yapılıyor. Bu
münasebetle bugün eski bir yazıyı yeni düzenlemesiyle yayınlamak istiyoruz.
***
Meryemler Ankara’da yaşıyorlardı. Mehmetçik
Lisesine gidiyordu. Çok çalışmıştı. Nihayet
büyük gün geldi. Sınav yeri olarak gecekondu mahallesinde bir yıkık-dökük
İlköğretim Okulu çıkmıştı.
Üstelik ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin
küçücük sıralarında zor şartlarda sınava girecekti. Ama nasılsa sonunda iyi bir
üniversite ve mutlu bir ömür olmayacak mıydı? Şartlar zorda olsa önemli olan
sınavdı ve önemli olan başarılı olmaktı. Gerisinin aslında çokta önemi yoktu.
Üç saatlik sınav deyip geçmeyin, bir insanın
bütün hayatı bu üç saatlik sınavda belirleniyor. İyi bir iş, kariyer, iyi bir
eş, hatta çocuklar, iyi bir ev ve araba... hatta iyi bir çevre, belki de
başbakanlık, cumhurbaşkanlığı, hep bu üç
saatlik YGS sınavının sonucuna göre belirlenmiyor mu ?
Arkadaşlar,
Bu
dünya hayatı da bir YGS değil mi? Ortalama 60-70 yıllık ömrümüzde,
Yaradan’a karşı kulluk sınavındayız. ÖSS’de veya şimdiki adıyla YGS’de olduğu
gibi herkese aynı sorular, yani kim daha iyi kulluk sergileyecek?
ÖSS’de kazanç, dünyada rahat bir ömür;
dünya hayatımızdaki CGS’yi (Cennete geçiş Sınavı) sınavını kazanınca sonu
olmayan, ölüm, yaşlılık, hastalık ve çalışmanın olmadığı ebedi bir cennet
yaşamı... Kaybetme olayı çok vahim...
Hani demiştik ya, Meryem zor şartlardaki bir
okulda ÖSS’ye girdi diye. ALLAH bu dünya sınavına bazılarını zengin bir ailede,
kimisini fakir, kimini babasız, görme engelli ve benim gibi tekerlekli
sandalyede... gönderiyor.
Eğer dünyanın aslında, o LYS yapılan okul
gibi geçici bir sınav mekanı olduğunu anlayabilsek keşke; aslında herkes bir
gün öleceğini biliyor ama neden böyle hırsla mala, paraya bağlanıyor?
Biz
engellilerde hasta bedenlerimiz ile dünyadaki tüm insanlar gibi sabır ve şükür
imtihanındayız. LYS de engelli, engelsiz tüm öğrencilere aynı sınav olduğu gibi
dünya CGS imtihanında da tüm insanlara soru aynı:
HER AN,
HER OLAYDA SABIR VE ŞÜKÜR ...
Allah
mutlak adaleti ile tabii ki sabreden, şükreden ve ibadet eden engellilere
herkesten daha fazla sevap veriyor ama bize ayrı muamele yok...
YANİ
BİZ ENGELLİLER İBADETLER VE NAMAZDAN MUAF DEĞİLİZ.
ALLAH herkese dünyanın bir sınav oldugunu,
herşeyin ve herkesin bir sonu olduğunu görüp, dünyanın geçici ve fani olduğu
gerçeğini anlamayı nasip etsin. İmanımızı
artırsın.
Geçen yolda karşılaştığım
akraba bir genç meraklı meraklı hastalığımı sordu. Kısaca anlattım ama hayatımı
merak ettiysen diye internet sitesini söyledim.
Genç, abi çok merak ettim,
eve gideyim mutlaka okuyacam, dedi. Kendi kendime dedim o zaman: İnsanların
hayat hikayesini merak ettiğimiz kadar, Allah
Kuran’da ne anlatmış diye merak etmiyoruz, HAYRET!
Evinizde mutlaka vardır, Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali okuyunuz
inşallah.
Nelere vakit ayırmıyoruz
ki...
***
Evet
aslında hepimiz Cennete Geçiş Sınavındayız. (CGS) Bugün ise gençler bu sınavın
içinde YGS içindeler. Allah sınavlarında başarılı eylesin.
Geçen Prof Dr Canan Karatay’ı izledim.
Sınava girecekler için dedi ki:
Sınava girecek çoçuklarınıza şeker
yedirmeyin. Şeker beyni uyuşturur. Onların cebine ceviz doldurun, bol bol ceviz
yesinler.
Biliyorsunuz Allah cevizi beyne benzer
yaratmıştır. Evet ceviz beyne çok faydalıdır. Zihni açar, anlama ve kavramayı
geliştirir...
Gençlerimize sadece sınavlarında değil,
her sabah ceviz yedirelim...
Celalin
Penceresinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder