İyiliklerimiz
Nasıl Değer Kazanır?
1982 yılı…
Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda 2. sınıf öğrencileri Türkiye ekonomisi dersinin
hocasını bekliyorlar.
Sınıf, öğrencilerin gürültü patırtısıyla
sallanırken hoca tam bir ciddiyetle kapıda beliriyor. Sınıfa vakarlı bir bakış
atıp kürsüye geçiyor. Ardından tebeşirle
tahtaya kocaman bir “1” yazıyor.
- Bakın,
diyor, bu, kişiliktir. Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şey…
Sonra 1’in yanına bir 0 koyuyor.
- Bu, başarıdır. Başarılı bir kişilik 1’i 10
yapar.
Bir 0 daha…
- Bu da tecrübedir. Ona sahip oldunuz mu, 10’ken
100 olursunuz.
Sıfırlar
böyle uzayıp gidiyor; yetenek, disiplin, sevgi…
Eklenen her yeni 0’ın kişiliği 10 kat
zenginleştirdiğini anlatıyor hoca.
Sonra eline silgiyi alıp en baştaki 1’i siliyor.
Geriye bir sürü 0 kalıyor. Ve hoca diyor ki:
-
Kişiliğiniz yoksa gerisi bir hiçtir!
Sınıf, mesajı alıp sessizliğe gömülüyor.
Bu anlattığım internette
çok dolaşan bir hikayedir. Yaşanmış mı bilemiyorum, fakat fakire bazı Kuran
ayetlerinin ışığında bir gerçeği hatırlattı. Bahsedeceğim ama önce işte o ayetler:
"Kâfirlerin
faydalı işleri fırtınalı bir günde rüzgârın savurduğu küller gibidir. Ahirette
o işlerin hiç faydası olmaz. " (İbrahim suresi, 18. ayet)
" De
ki: Size en çok ziyana uğrayanları haber verelim mi? Onlar dünya hayatında iyi
işler yaptıklarını sandıkları halde, çabaları boşa giden kimselerdir. İşte
onlar, Rablerinin âyetlerini ve Ona kavuşmayı inkâr eden, bu yüzden amelleri
boşa giden kimselerdir. Onlar için, kıyamet günü, hiç bir terazi tutmayız. (İyilikleriyle kötülüklerini
ölçmeyiz çünkü amelleri boşa gitmiştir, tartıya girecek makbul şeyleri
kalmamıştır.) " (Kehf suresi, 103-104-105.
ayetler)
" Kâfirlerin
iyi işleri engin çöllerde görünen seraba benzer. Susayan kimse onu uzaktan su
sanır; ama yanına varınca, umduğunu bulamaz. " (Nur suresi, 39.ayet)
Evet, Cenab-ı Hak bu ayetlerde kafir olarak ölenlerin hayırlı işlerinin boşa gittiğini söylüyor. Kafir
demek, kefere kökünden bir kelime olup örtmek manasına gelir.
Yani, kafir
gerçeğin üstünü örtüyor, inkar ediyor. Derler ya, gözünü kapayan yalnız kendine
gece yapar diye... Kafirler, Allah’ın varlığına ve birliğine, ölüm sonrası
ahiret hayatına inanmasalar da, birgün
mutlaka gerçekle yüzleşecekler...
Baştaki
hikayede dendiği gibi bütün amellerimizin değeri sıfırdır. Yani okul yaptırmak,
fakir giydirmek, sadaka vermek, vs. gibi iyiliklerimiz birer sıfır’dır. Yani
belki yüzlerce sıfır...
Bu
sıfırlara değer kazandıracak şey sola konacak bir’dir. O bir ise, İman’dır. İman, şu altı şeye
şeksiz şüphesiz kalben samimiyetle inanmaktır.
Allah’a, meleklerine, kitaplarına,
peygamberlerine, ahiret gününe, kaza ve kadere iman...
Peki
insanın inanmadığı halde yaptığı güzel işler hep mi boşa gider, yani ölmeden?
Hz. Hatice'nin (r.anha) amcası olan Hakim bin
Hizam yüz yirmi senelik ömrünün altmış senesini cahiliyede, altmış senesini de
İslâm üzere yaşadı. Sahih-i Müslim'de Hakim bin Hazam'dan rivayet edilen bir
hadiste Hakim, Rasulullah'a SAV şunu
sormuştur:
"Ey
Allah'ın Rasulü! Benim cahiliyede yapmış olduğum sadaka, köle azad etme ve
sıla-ı rahimler için bir sevap var mıdır? " Bunun üzerine Allah Rasulü SAV:
"-
(Cahiliyede) yapmış olduğun hayırlar üzere müslüman oldun" buyurur.
Evet müslüman olarak ruhumuzu teslim etmek kurtuşumuzun
adına çok önemlidir.
Son bir hadis-i şerif ile yazıyı sonlandırmadan
şunu belirtmek istiyorum. Efendim,
bendeniz hoca veya alim değilim. Sadece dinlediğim,
okuduklarımdan önemli şeyleri özetleyerek paylaşıyorum ki, hepberaber
bilgilerimizi yenileyelim...
Canım dostum Efkan Vural hocamın fakire söylediği
şu söz gibiyimdir inşallah:
“Celal,
Efendimiz SAV şöyle der; Ahir zamanda ümmetimden öyle kimseler vardır ki, onlar
alim değillerdir fakat ilim taşırlar. Celal, sen çok iyi bir İLİM
TAŞIYICISISIN.”
Yine Ebu Sa'îd (radıyallau anh) hazretleri der
ki:
"Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle
buyurdular:
" Bir
kul İslâm'a girer ve bunda samimi olursa, daha önce yaptığı bütün hayırları
Allah, lehine yazar, işlemiş olduğu bütün şerleri de affeder...
Müslüman olduktan sonra yaptıkları da şu
şekilde muâmele görür: Yaptığı her hayır için en az on misli olmak üzere
yediyüz misline kadar sevap yazılır. İşlediği her bir şer için de, -Allah
affetmediği takdirde- bir günah yazılır. "
(Buharî
hadisi tâlik olarak kaydeder (İman: 31), Nesâî, İman: 10, (8, 105)
Celalin Penceresinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder