Dost içten olmalı
Geçenki Trabzonlular
yazımda: “Allah bana 2002 de hidayet vermişti. Yıllar önce radyoda dinlediğim
bir sohbette rahmetli bir alim, Efendimizin SAV bir hadisinden bahsetti. Allah
kime iman verirse ona salih dostlarda nasip eder, demişti. İşte ALLAH’ın bana
nasip ettiği salih dostlardan biri Efkan Vural hocamdır” demiştim.
Yıllarca kirada
oturduktan sonra hamdolsun 1998 de kendi evimize taşındık. Yeni taşındığımız
sitemizde, Efkan hocamdan başka Allah’ın nasip ettiği salih dostlarımdan biri
de avukat Ali Kırmızıgül’dür. Bütün komşularımız çok iyilerdir fakat
beni gerçek anlayabilen hem dost, hem komşum Efkan hocam ve Ali bey’dir.
Efkan hocam ile aynı
apartmandayız. Fakat Ali bey yan apartmanda oturuyordu. Ali bey de benim gibi Fenerbahçe’lidir.
Ali bey digiturk’e abone olmuştu. Maçları izleyebilmem için bazen dekoderi bize
getirir ve annem çay ve kısır yapar, maçı beraber izlerdik. Allah razı olsun.
Ali bey içten, samimi
dosttur. O da Efkan hocam gibi
herhafta gelir sohbet ederdik. Ali bey ve ben birbirimizden habersiz, 1991 gibi
Konya’da Selçuk Üniversitesinde, hemen hemen aynı dönemlerde okumuşuz.
Ben iki yıllık elektronik bölümünde okurken Ali bey Hukuk fakültesinde
okuyormuş. Birbirimizle karşılaşmadık fakat bazen aynı mekanlara gidermişiz.
Mesela, Kuru Fasulyeci
Kazım Usta’ya herhafta sonu uğrar kuru fasulye yermişiz. Belki de
karşılaştık ama hatırlamıyoruz. Fakat, Allah kaderde yıllar sonra bizi komşu
yaptı.
Ali bey, -baştaki
hadiste belirtildiği gibi- ergenliğinden beri her zaman imanlı olduğu için,
ALLAH ona hep salih dostlar nasip etmiş. Şu anda on sekiz yıldır avukatlık
bürosu UYUM HUKUK BÜROSU’nda sınıf arkadaşı ortağı ADEM ADIGÜZEL (Ali
beyin babasının adı da Adem’dir) bey ile beraber çalışmaya devam etmektedirler.
Allah bozmasın, nazardan korusun bu uyumlu ortaklığı…
Ali bey, Allah’ın bana
nasip ettiği salih dostlardan olduğu gibi, inşallah ben de Ali Bey’e salih dost
olmuşumdur. Ali bey’in her zaman işleri rast gitmiştir. Ben bunu baba duasına
bağlıyorum. Çünkü Resulullah “sallallahu aleyhi ve sellem”, (Ana babanın
evladına duası, peygamberin ümmetine duası gibidir, reddolmaz)
buyuruyor.
Ali beyin babası Adem
amca, arada memleketinden ziyarete gelirdi. Bir defasında açılan bir konuda babamla
konuşurken şöyle demiş: “Ali’mden çok memnunum. Ali’m namaza da başladı, artık
ölsem gözüm arkada kalmaz”
Peygamberimiz S.A.V.
şöyle buyurur. "Anne veya babası vefat ettiğinde evlatlarından memnun
olarak ölürse o evlatlar cennetliktir." Ali Bey'in babası oğlundan çok
memnundu.
Ali beyin babası vefat
ettiğinde, (2006) -yolculuk bana aşırı yorgunluk verse de- komşularla
beraber Isparta’daki köyüne gitmiştik. Ortağı Adem bey de oradaydı. Ali
bey, seksenini aşkın ADEM amcanın dokuz çocuğunun son çocuğudur. Adem
amca bize çok çocuk yapma konusunda iyi bir örnektir. Son evladının da
okuduğunu, işini, eşini, torunlarını görmüştür.
Ali bey ve değerli eşi
öğretmen Hatice Hanım, babasının vefatından yıllar sonra iki çocuk daha
yaptılar. Şu an Allah bağışlasın iki kız, iki erkek dört çocuğu var.
Yıllar sonra –sanırım
2008- çocuklar büyüyünce geniş bir ev aldılar. Bize yakına (6km) taşındılar
ama giderken Ali Bey’e sarılmış ağlamıştım. Ali bey, yeni evinde bu kez
LİGTV ye internetten abone oldu. Arada şifreyi bana verirdi. Oturduğum yerde
laptop’tan Fenerbahçe maçını izlerdim. Allah razı olsun.
Ali bey çok
yardımseverdir. Yaptığı
yardımlardan bahsetmez fakat öyle bir şey yaşamış ki, yakın dostu olarak bana
anlattı. Böylece gizli yaptığı yardımı öğrenmiş oldum. Ali bey bizim siteye
taşınmazdan evvel Kırıkkale’de oturuyormuş. Birkaç yıl önce duymuş. Oradaki komşusu vefat edince karısı üç çocuğuyla
kalakalmış. Kadın verasetle ilgili mahkemesi için Ali Bey’den yardım
istemiş. Ali bey de evin parasını ödeyip icradan kurtarmış.
Kadın
telefonda uzun uzun, içten dualar etmiş. Ali bey, o gün akşam huzurla arabasıyla bürodan eve dönerken trafik
her zamanki gibi hızlı ve çok kalabalıkmış. Ali Beyin önünde giden üç araba zincirleme olarak birbirine girince Ali
bey birden frene asılmış, 20-25 cm kala çarpmadan durabilmiş. Bu sırada
Ali beyin arkasından takip eden araba da ani frenle Ali beye çarpmadan durmuş.
Fakat arkasındaki iki araç ona çarpmış.
Ali bey şaşkınlığı
attıktan sonra inip bakıyor ki, önünde zincirleme üç araç birbirine girmiş ve
arkasındaki üç araçta aynen birbirine girmiş. Ali bey aradan çıkmış ve evine
gitmiş. Ali bey, bu kazayı hasarsız atlatmayı gündüz aldığı dualara bağlıyor.
Peygamberimiz SAV
diyor ya: “Sadaka başa gelmiş olanı da, gelecek olan belayı da def eder.”
İnşallah sizlere güzel bir örnek olsun diye anlattım.
Emekli olduğum zaman,
altı ay emekli maaşı alamadım. Ali bey benim için SGK ya çok gitti, uğraştı. Sonunda
problemin kaynağını çözdü. Hatta düzeltilen yanlışlık sayesinde, benle beraber
diğer çalışanlara da 120 şer gün yatan primleri yeniden SSK’ya eklendi.
Ali bey, bu süreçte o
kadar çok SGK ya gidip araştırıyor ki, hatta benim avukatım sanmışlar. Ali bey,
‘Ben bu işi, engelli birine hem dostum, hem komşum olarak, Allah rızası için
yapıyorum, demiş. Bu problemi halledince beş gün içinde maaşım bağlandı. Ali
bey, benim için çok koşturdu. Allah razı olsun.
Biz Sincan-Fatih’te, Ali
bey ise Eryaman’da oturuyor. Arada eski mahallesine geliyor ve bana uğramadan
gitmez sağolsun. Ben her Cuma Efkan Hocam, Aydın Bey ve Ali Beyi mutlaka ararım. Ali bey bazen yoğun olsa da
her zaman içten gür sesle “DOSTUUM HAYIRLI CUMALAR” diye telefonu açar Sevinirim.
Allah, Ali beye
sevdikleri ile birlikte sağlıklı, hayırlı, bereketli uzun ömür versin. Bizleri,
hep beraber Firdevs cennetinde Efendimize SAV komşu etsin.
Celal Çelik Ankara
( Konya-Ereğli )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder