20 Mart 2013 Çarşamba

Dost içten olmalı


Dost içten olmalı

 

Geçenki Trabzonlular yazımda: “Allah bana 2002 de hidayet vermişti. Yıllar önce radyoda dinlediğim bir sohbette rahmetli bir alim, Efendimizin SAV bir hadisinden bahsetti. Allah kime iman verirse ona salih dostlarda nasip eder, demişti. İşte ALLAH’ın bana nasip ettiği salih dostlardan biri Efkan Vural hocamdır” demiştim.

 

Yıllarca kirada oturduktan sonra hamdolsun 1998 de kendi evimize taşındık. Yeni taşındığımız sitemizde, Efkan hocamdan başka Allah’ın nasip ettiği salih dostlarımdan biri de avukat Ali Kırmızıgül’dür. Bütün komşularımız çok iyilerdir fakat beni gerçek anlayabilen hem dost, hem komşum Efkan hocam ve Ali bey’dir.

 

Efkan hocam ile aynı apartmandayız. Fakat Ali bey yan apartmanda oturuyordu. Ali bey de benim gibi Fenerbahçe’lidir. Ali bey digiturk’e abone olmuştu. Maçları izleyebilmem için bazen dekoderi bize getirir ve annem çay ve kısır yapar, maçı beraber izlerdik. Allah razı olsun.

 

Ali bey içten, samimi dosttur. O da Efkan hocam gibi herhafta gelir sohbet ederdik. Ali bey ve ben birbirimizden habersiz, 1991 gibi Konya’da Selçuk Üniversitesinde, hemen hemen aynı dönemlerde okumuşuz. Ben iki yıllık elektronik bölümünde okurken Ali bey Hukuk fakültesinde okuyormuş. Birbirimizle karşılaşmadık fakat bazen aynı mekanlara gidermişiz.

 

Mesela, Kuru Fasulyeci Kazım Usta’ya herhafta sonu uğrar kuru fasulye yermişiz. Belki de karşılaştık ama hatırlamıyoruz. Fakat, Allah kaderde yıllar sonra bizi komşu yaptı.

 

Ali bey, -baştaki hadiste belirtildiği gibi- ergenliğinden beri her zaman imanlı olduğu için, ALLAH ona hep salih dostlar nasip etmiş. Şu anda on sekiz yıldır avukatlık bürosu UYUM HUKUK BÜROSU’nda sınıf arkadaşı ortağı ADEM ADIGÜZEL (Ali beyin babasının adı da Adem’dir) bey ile beraber çalışmaya devam etmektedirler. Allah bozmasın, nazardan korusun bu uyumlu ortaklığı…

 

Ali bey, Allah’ın bana nasip ettiği salih dostlardan olduğu gibi, inşallah ben de Ali Bey’e salih dost olmuşumdur. Ali bey’in her zaman işleri rast gitmiştir. Ben bunu baba duasına bağlıyorum. Çünkü Resulullah “sallallahu aleyhi ve sellem”, (Ana babanın evladına duası, peygamberin ümmetine duası gibidir, reddolmaz) buyuruyor.


Ali beyin babası Adem amca, arada memleketinden ziyarete gelirdi. Bir defasında açılan bir konuda babamla konuşurken şöyle demiş: “Ali’mden çok memnunum. Ali’m namaza da başladı, artık ölsem gözüm arkada kalmaz”

 

Peygamberimiz S.A.V. şöyle buyurur. "Anne veya babası vefat ettiğinde evlatlarından memnun olarak ölürse o evlatlar cennetliktir." Ali Bey'in babası oğlundan çok memnundu.

 

Ali beyin babası vefat ettiğinde, (2006) -yolculuk bana aşırı yorgunluk verse de- komşularla beraber Isparta’daki köyüne gitmiştik. Ortağı Adem bey de oradaydı. Ali bey, seksenini aşkın ADEM amcanın dokuz çocuğunun son çocuğudur. Adem amca bize çok çocuk yapma konusunda iyi bir örnektir. Son evladının da okuduğunu, işini, eşini, torunlarını görmüştür.

 

Ali bey ve değerli eşi öğretmen Hatice Hanım, babasının vefatından yıllar sonra iki çocuk daha yaptılar. Şu an Allah bağışlasın iki kız, iki erkek dört çocuğu var.

 

Yıllar sonra –sanırım 2008- çocuklar büyüyünce geniş bir ev aldılar. Bize yakına (6km) taşındılar ama giderken Ali Bey’e sarılmış ağlamıştım. Ali bey, yeni evinde bu kez LİGTV ye internetten abone oldu. Arada şifreyi bana verirdi. Oturduğum yerde laptop’tan Fenerbahçe maçını izlerdim. Allah razı olsun.


Ali bey çok yardımseverdir. Yaptığı yardımlardan bahsetmez fakat öyle bir şey yaşamış ki, yakın dostu olarak bana anlattı. Böylece gizli yaptığı yardımı öğrenmiş oldum. Ali bey bizim siteye taşınmazdan evvel Kırıkkale’de oturuyormuş. Birkaç yıl önce duymuş. Oradaki komşusu vefat edince karısı üç çocuğuyla kalakalmış. Kadın verasetle ilgili mahkemesi için Ali Bey’den yardım istemiş. Ali bey de evin parasını ödeyip icradan kurtarmış.

 

Kadın telefonda uzun uzun, içten dualar etmiş. Ali bey, o gün akşam huzurla arabasıyla bürodan eve dönerken trafik her zamanki gibi hızlı ve çok kalabalıkmış. Ali Beyin önünde giden üç  araba zincirleme olarak birbirine girince Ali bey birden frene asılmış, 20-25 cm kala çarpmadan durabilmiş. Bu sırada Ali beyin arkasından takip eden araba da ani frenle Ali beye çarpmadan durmuş. Fakat arkasındaki iki araç ona çarpmış.

 

Ali bey şaşkınlığı attıktan sonra inip bakıyor ki, önünde zincirleme üç araç birbirine girmiş ve arkasındaki üç araçta aynen birbirine girmiş. Ali bey aradan çıkmış ve evine gitmiş. Ali bey, bu kazayı hasarsız atlatmayı gündüz aldığı dualara bağlıyor.

 

Peygamberimiz SAV diyor ya: “Sadaka başa gelmiş olanı da, gelecek olan belayı da def eder.” İnşallah sizlere güzel bir örnek olsun diye anlattım.

 

Emekli olduğum zaman, altı ay emekli maaşı alamadım. Ali bey benim için SGK ya çok gitti, uğraştı. Sonunda problemin kaynağını çözdü. Hatta düzeltilen yanlışlık sayesinde, benle beraber diğer çalışanlara da 120 şer gün yatan primleri yeniden SSK’ya eklendi.

 

Ali bey, bu süreçte o kadar çok SGK ya gidip araştırıyor ki, hatta benim avukatım sanmışlar. Ali bey, ‘Ben bu işi, engelli birine hem dostum, hem komşum olarak, Allah rızası için yapıyorum, demiş. Bu problemi halledince beş gün içinde maaşım bağlandı. Ali bey, benim için çok koşturdu. Allah razı olsun.

 

Biz Sincan-Fatih’te, Ali bey ise Eryaman’da oturuyor. Arada eski mahallesine geliyor ve bana uğramadan gitmez sağolsun. Ben her Cuma Efkan Hocam, Aydın Bey ve Ali Beyi  mutlaka ararım. Ali bey bazen yoğun olsa da her zaman içten gür sesle “DOSTUUM HAYIRLI CUMALAR” diye telefonu açar Sevinirim.

 

Allah, Ali beye sevdikleri ile birlikte sağlıklı, hayırlı, bereketli uzun ömür versin. Bizleri, hep beraber Firdevs cennetinde Efendimize SAV komşu etsin.

 

Celal Çelik              Ankara  ( Konya-Ereğli )

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder