6 Mart 2013 Çarşamba

Trabzonlular genelde pozitif insanlardır


Trabzonlular genelde pozitif insanlardır

 

Hastalığım ilerleyince beşinci kata çıkamaz oldum. Babam birikimiyle, işe yakın diye aynı mahallede giriş kat bir daire alabildi. Yıllarca kirada oturduktan sonra hamdolsun 1998 de kendi evimize taşındık. Ev alma, komşu al diye bir atasözümüz var, bilirsiniz.

 

Allah, -kaderde- bizi öyle güzel insanlarla komşu yaptıki, sonsuz şükürler olsun. Efkan Vural hocamgil –kızı Nihal’in deyimiyle- en iyi komşularımızdandır. Efkan hocam Trabzon Of’ludur. Benim önceden hiç Karadenizli arkadaşım yoktu. Efkan hocamı tanıdıkça Trabzonlulara sempatim arttı.

 

2002 yılında Allah bana hidayet verdi. Radyoda dinlediğim bir sohbette rahmetli bir alim, Efendimizin SAV bir hadisinden bahsetti. Allah kime iman verirse ona salih dostlarda nasip eder, demişti. İşte ALLAH’ın bana nasip ettiği salih dost Efkan Vural hocamdır. Kendisi  Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi öğretmeni olup, Sincan’da bir lisede müdür başyardımcısıdır.  

 

Efkan hocam haftada mutlaka en az birgün bize gelir, sohbet ederiz. Hocam güler yüzü ve hoş sohbetiyle bana moral verir. Her konuda fikir danıştığım gerçek bir dosttur. Beni yazmaya ve sayfa açmaya ısrarla teşvik eden Efkan hocam’dır. Hidayetimden sonra 2005 te namaza başlamayı çok arzu ettim. Babam abdest aldırmakta zorlanıyor, bense namazın verdiği huzuru tatmıştım. Efkan hocam teyemmüm ile ve sandalyede nasıl namaz kılacağımı öğretti.

 


Ramazanlarda eşi Hatice hanım evinde hazırladığı yemekleri ben çıkamadığım için bize indirir. Beraber iftar yaparız. Yaz akşamları balkonda çay sefası yaparız. Beraber çok pikniğe gittik. Günümüzde güzel bir dostluk ve komşuluk örneği Efkan hocamgildir. Allah onlardan ebediyen razı olsun.

 

Efkan hocamın üç çocuğu var. Bazen hocamı üzseler bile hiç kızmaz. Çünkü Efkan hocam beş yaşında babasını kaybettiği için onlara hiç kıyamaz.

 

Karşısındaki dairedeki komşusunu bile tanımayanların yaşadığı Ankara gibi bir büyükşehirde, Çamlık sitesinde küçük bir kasaba gibi komşuluklarımız… Her zaman ziyaretler ve hal hatır sormalar, bayanların altın günleri… Bir ay kadar önce ameliyatımdan dolayı sandalyeye oturamadığım için beni ambulansla hastaneye götürmek için dört-beş komşu babama yardıma koştu. Sedyeyi elleşerek beni evden ambulansa taşıdılar, hastanede yardım ettiler ve aynı şekilde eve getirdiler. Ben o gün tüm namazlarımda onlara dua ettim.

 

Altı-yedi yıl önce sokağımızda doğalgaz çukuru açıp kapattılar. Sokağımız yağmur yağınca çamur içindeydi. Efkan hocam, babam ve komşular elbirliğiyle sokağı baştan aşağı, tozunu toprağını süpürdüler ve yıkadılar. Efkan hocam apartman girişine bir engelli rampası ve balkondan sokağa uzanan demir köprü yaptırması için babamı ısrarla teşvik etti ve komşularla birlikte yapımına yardım etti. Allah cümlesinden razı olsun.

 

Geçtiğimiz aylarda minik bir ameliyat için üç gün hastanede yattık. Üçüncü gün beni gören hemşire asık suratla ‘sen hâlâ buradamısın!’, dedi. Üzüldüm. Öğleden sonra gelen hemşire güleryüzlü idi. Sabahki hemşire böyle dedi, deyince; genellikle senin ameliyatını olanlar birgün kalıyor, ondan öyle demiştir, dedi.

 

Hmm siz nerelisiniz diye sordum. Trabzonluyum, dedi. Efkan hocamdan ve iyiliklerinden bahsedince dedi ki: “Trabzonlular genelde pozitif insanlardır.”

 

Ben emekli olunca memleketimiz Konya Ereğli’de ev aldık. Yazları üç ay Ereğli’deyiz. Efkan hocam ailecek 2012 yazında bizi Ereğli’de ziyaret ettiler, çok mutlu olduk. Beraber piknik yaptık. Ereğli’deki Ulu Cami’de Cuma namazına gittik. Efkan hocam bana –samimiyetle söylüyorum- pek çok yakın akrabamdan daha yakındır.

 

Efkan hocam 2013 sömestr tatilinde (20 gün önce) umreye gitti. Bana Mekke’den telefon açtı, sözle vekalet aldı. Benim yerime de umre yaptı. Allah razı olsun.

 TRABZON - OF İLÇESİNDEN BİR GÖRÜNÜM
 

GEÇENLERDE BİR YAZI OKUMUŞTUM. TRABZONLULAR İYİ İNSANLAR …

İŞTE O YAZI:

 

***

 

"Ben Ardahan'ın bir dağ köyünde doğdum, çocukluğum orada geçti." diye başlıyor Nevin öğretmen, fukaralık yüzünden ailelerin, kızlarını ortaokul veya lisede okutamadığını anlatıyor.

 

"Fakir olmamıza rağmen babam okumamı çok istedi; diğer şehirlerdeki akrabalarımı yokladıysa da kimse yanaşmadı beni yanlarına alıp okutmaya. Yakın bir ildeki parasız yatılı imtihanlarını kazanmama o yüzden benden çok sevindi babam. İzinlerde geldiğim köyümüzden okullar açılırken ayrılırdım.

 

Böylece 6 sene her tatilde Ardahan'a gelir, köyde anneme yardım ederdim. Okullar açıldığında ise babamla birlikte sabaha karşı 3'te kalkıp yürüyerek

köyden 1,5 km uzaktaki ana yola inerdik. Hele yarıyıl dönüşlerinde

kar o kadar çok yağmış olurdu ki, babam beni sırtına almak zorunda kalırdı. O yıllarda babamın bineceğim arabayı seçmek için bazen saatler harcaması bana o günlerde çok anlamsız geliyordu, ta ki gerçeği öğrenene kadar...

 

Bizim oralarda komşu ile dolmuş olmadığı için babam beni genellikle yük kamyonlarına bindirirdi ama ben köydeki insanların benimle ilgili dedikodularını duyar, geceleri gizli gizli ağlardım. Babam beni, yani öz kızını satıyormuş! Köylüler öyle diyordu. Çocuk aklımla babamın beni, hikâyelerde okuduğu köleler gibi satacağını düşünürdüm. Babam yoldan geçen her kamyonu durdurur, şöförleriyle kısa bir konuşma yaptıktan sonra bineceğim

kamyonla ilgili bir karar verirdi. Uzaktan bunu görenler, demek ki babamın şöförlerle pazarlık yaptığını düşünüyordu.

 

Bindiğim kamyonların şoförleri -babamın kimbilir ne zahmetle kazanıp bir kısmını avcuma sıkıştırdığı- paramı harcatmazlar, yedikleri lokantada kendi yediklerinden fazlasını ısmarlar, yan koltukta uyuduğumda paltolarını üstüme örter, bazen de çaktırmadan cebime harçlık koyarlardı.

 

Ben babamın ne yaptığını, neden o şehre giden her arabaya beni bindirmediğini çok sonradan öğrendim; öğrendikten sonra da köylülerin bizi suçladığı şeyle ilgili üzüntüm daha da arttı. Yıllar böyle geçti. Okudum, öğretmen oldum. Evlendim, üç çocuk yetiştirdim. Beni yoksulluğa ve iftiraya rağmen okutan babam artık yaşamıyor, Allah mekânını cennet etsin sevgili babamın...

 

O kadar erkenden kalkıp saatlerce kış kıyamette araba beklerken babam şoförlere nereli olduklarını soruyordu; 'Trabzonluyum' cevabını alana kadar beni hiçbir kamyoncuya teslim etmiyordu.

 

'Niçin?' diye sordum, 'Kızım' dedi, 'Trabzonlular güvenilir ve ahlâklı insanlardır. Seni onlara teslim ettiğimde gözüm arkada kalmıyor!'

 

***

 

EFKAN HOCAMDAN BİLİYORUM Kİ YAZIDA ANLATILAN DOĞRUDUR. TRABZONLULAR GERÇEKTEN İYİ İNSANLAR...

 

Allah bizi dünyada da, ahirette de ayırmasın EFKAN Hocam. Firdevs cennetinde Efendimize SAV komşu eylesin.

Seni çok seviyorum Efkan Vural hocam . . .

 

BU YAZIDA EFKAN HOCAMI ANLATTIM BİTİRDİM SANMAYIN. YAZIYI KISA TUTTUM.. İNŞALLAH İLERLEYEN AYLARDA ALLAH NASİP EDERSE, EFKAN HOCAMLA İLGİLİ BİR KAÇ YAZI DAHA YAZACAĞIM...

 

Celal Çelik              Ankara  ( Konya-Ereğli )

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder