Trabzonlular genelde
pozitif insanlardır
Hastalığım ilerleyince
beşinci kata çıkamaz oldum. Babam birikimiyle, işe yakın diye aynı mahallede
giriş kat bir daire alabildi. Yıllarca kirada oturduktan sonra hamdolsun 1998
de kendi evimize taşındık. Ev alma, komşu al diye bir atasözümüz var,
bilirsiniz.
Allah, -kaderde-
bizi öyle güzel insanlarla komşu yaptıki, sonsuz şükürler olsun. Efkan
Vural hocamgil –kızı Nihal’in deyimiyle- en iyi komşularımızdandır.
Efkan hocam Trabzon Of’ludur. Benim
önceden hiç Karadenizli arkadaşım yoktu. Efkan hocamı tanıdıkça Trabzonlulara
sempatim arttı.
2002 yılında Allah bana
hidayet verdi. Radyoda dinlediğim bir sohbette rahmetli bir alim, Efendimizin
SAV bir hadisinden bahsetti. Allah kime iman verirse ona salih dostlarda nasip
eder, demişti. İşte ALLAH’ın bana nasip ettiği salih dost Efkan Vural
hocamdır. Kendisi Din Kültürü ve Ahlak
Bilgisi dersi öğretmeni olup, Sincan’da bir lisede müdür başyardımcısıdır.
Efkan hocam haftada
mutlaka en az birgün bize gelir, sohbet ederiz. Hocam güler yüzü ve hoş
sohbetiyle bana moral verir. Her konuda fikir danıştığım gerçek bir
dosttur. Beni yazmaya ve sayfa açmaya ısrarla teşvik eden Efkan hocam’dır. Hidayetimden sonra 2005 te
namaza başlamayı çok arzu ettim. Babam abdest aldırmakta zorlanıyor, bense namazın
verdiği huzuru tatmıştım. Efkan hocam teyemmüm ile ve sandalyede
nasıl namaz kılacağımı öğretti.
Ramazanlarda eşi
Hatice hanım evinde hazırladığı yemekleri ben çıkamadığım için bize
indirir. Beraber iftar yaparız. Yaz akşamları balkonda çay sefası
yaparız. Beraber çok pikniğe gittik. Günümüzde güzel bir dostluk ve komşuluk
örneği Efkan hocamgildir. Allah onlardan ebediyen razı olsun.
Efkan hocamın üç çocuğu
var. Bazen
hocamı üzseler bile hiç kızmaz. Çünkü Efkan hocam beş yaşında babasını kaybettiği
için onlara hiç kıyamaz.
Karşısındaki
dairedeki komşusunu bile tanımayanların yaşadığı Ankara gibi bir büyükşehirde, Çamlık
sitesinde küçük bir kasaba gibi komşuluklarımız… Her zaman ziyaretler ve hal hatır sormalar, bayanların altın
günleri… Bir ay kadar önce ameliyatımdan dolayı sandalyeye oturamadığım için
beni ambulansla hastaneye götürmek için dört-beş komşu babama yardıma koştu. Sedyeyi
elleşerek beni evden ambulansa taşıdılar, hastanede yardım ettiler ve aynı
şekilde eve getirdiler. Ben o gün tüm namazlarımda onlara dua ettim.
Altı-yedi yıl önce
sokağımızda doğalgaz çukuru açıp kapattılar. Sokağımız yağmur yağınca çamur
içindeydi. Efkan hocam, babam ve komşular elbirliğiyle sokağı baştan aşağı, tozunu
toprağını süpürdüler ve yıkadılar. Efkan hocam apartman girişine bir engelli
rampası ve balkondan sokağa uzanan demir köprü yaptırması için babamı ısrarla
teşvik etti ve komşularla birlikte yapımına yardım etti. Allah cümlesinden razı
olsun.
Geçtiğimiz aylarda minik
bir ameliyat için üç gün hastanede yattık. Üçüncü gün beni gören hemşire asık
suratla ‘sen hâlâ buradamısın!’, dedi. Üzüldüm. Öğleden sonra gelen hemşire güleryüzlü
idi. Sabahki hemşire böyle dedi, deyince; genellikle senin ameliyatını olanlar
birgün kalıyor, ondan öyle demiştir, dedi.
Hmm siz nerelisiniz diye
sordum. Trabzonluyum, dedi. Efkan hocamdan ve iyiliklerinden bahsedince dedi
ki: “Trabzonlular genelde pozitif insanlardır.”
Ben emekli olunca
memleketimiz Konya Ereğli’de ev aldık. Yazları üç ay Ereğli’deyiz. Efkan hocam
ailecek 2012 yazında bizi Ereğli’de ziyaret ettiler, çok mutlu olduk. Beraber
piknik yaptık. Ereğli’deki Ulu Cami’de Cuma namazına gittik. Efkan hocam bana –samimiyetle
söylüyorum- pek çok yakın akrabamdan daha yakındır.
Efkan hocam 2013 sömestr
tatilinde (20 gün önce) umreye gitti. Bana Mekke’den telefon açtı, sözle
vekalet aldı. Benim yerime de umre yaptı. Allah razı olsun.
GEÇENLERDE BİR YAZI
OKUMUŞTUM. TRABZONLULAR İYİ İNSANLAR …
İŞTE O YAZI:
***
"Ben
Ardahan'ın bir dağ köyünde doğdum, çocukluğum orada geçti." diye başlıyor
Nevin öğretmen, fukaralık yüzünden ailelerin, kızlarını ortaokul veya lisede
okutamadığını anlatıyor.
"Fakir
olmamıza rağmen babam okumamı çok istedi; diğer şehirlerdeki akrabalarımı
yokladıysa da kimse yanaşmadı beni yanlarına alıp okutmaya. Yakın bir ildeki
parasız yatılı imtihanlarını kazanmama o yüzden benden çok sevindi babam.
İzinlerde geldiğim köyümüzden okullar açılırken ayrılırdım.
Böylece 6 sene her
tatilde Ardahan'a gelir, köyde anneme yardım ederdim. Okullar açıldığında ise
babamla birlikte sabaha karşı 3'te kalkıp yürüyerek
köyden 1,5 km
uzaktaki ana yola inerdik. Hele yarıyıl dönüşlerinde
kar o kadar çok
yağmış olurdu ki, babam beni sırtına almak zorunda kalırdı. O yıllarda babamın
bineceğim arabayı seçmek için bazen saatler harcaması bana o günlerde çok
anlamsız geliyordu, ta ki gerçeği öğrenene kadar...
Bizim oralarda
komşu ile dolmuş olmadığı için babam beni genellikle yük kamyonlarına
bindirirdi ama ben köydeki insanların benimle ilgili dedikodularını duyar,
geceleri gizli gizli ağlardım. Babam beni, yani öz kızını satıyormuş! Köylüler
öyle diyordu. Çocuk aklımla babamın beni, hikâyelerde okuduğu köleler gibi satacağını
düşünürdüm. Babam yoldan geçen her kamyonu durdurur, şöförleriyle kısa bir konuşma
yaptıktan sonra bineceğim
kamyonla ilgili
bir karar verirdi. Uzaktan bunu görenler, demek ki babamın şöförlerle pazarlık
yaptığını düşünüyordu.
Bindiğim
kamyonların şoförleri -babamın kimbilir ne zahmetle kazanıp bir kısmını avcuma
sıkıştırdığı- paramı harcatmazlar, yedikleri lokantada kendi yediklerinden
fazlasını ısmarlar, yan koltukta uyuduğumda paltolarını üstüme örter, bazen de çaktırmadan
cebime harçlık koyarlardı.
Ben babamın ne
yaptığını, neden o şehre giden her arabaya beni bindirmediğini çok sonradan
öğrendim; öğrendikten sonra da köylülerin bizi suçladığı şeyle ilgili üzüntüm
daha da arttı. Yıllar böyle geçti. Okudum, öğretmen oldum. Evlendim, üç çocuk yetiştirdim.
Beni yoksulluğa ve iftiraya rağmen okutan babam artık yaşamıyor, Allah mekânını
cennet etsin sevgili babamın...
O kadar
erkenden kalkıp saatlerce kış kıyamette araba beklerken babam şoförlere nereli
olduklarını soruyordu; 'Trabzonluyum' cevabını alana kadar beni hiçbir
kamyoncuya teslim etmiyordu.
'Niçin?' diye
sordum, 'Kızım' dedi, 'Trabzonlular güvenilir ve ahlâklı insanlardır. Seni
onlara teslim ettiğimde gözüm arkada kalmıyor!'
***
EFKAN HOCAMDAN BİLİYORUM
Kİ YAZIDA ANLATILAN DOĞRUDUR. TRABZONLULAR GERÇEKTEN İYİ İNSANLAR...
Allah bizi dünyada
da, ahirette de ayırmasın EFKAN Hocam. Firdevs cennetinde Efendimize SAV komşu
eylesin.
Seni çok seviyorum
Efkan Vural hocam . . .
BU YAZIDA EFKAN HOCAMI
ANLATTIM BİTİRDİM SANMAYIN. YAZIYI KISA TUTTUM.. İNŞALLAH İLERLEYEN AYLARDA
ALLAH NASİP EDERSE, EFKAN HOCAMLA İLGİLİ BİR KAÇ YAZI DAHA YAZACAĞIM...
Celal Çelik Ankara
( Konya-Ereğli )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder