Hutbe gerçek oldu
Çoğunuz
biliyorsunuzdur, ben 2010 da emekli oldum. Allah nasip etti hamdolsun
memleketimiz Konya – Ereğli’den ev aldık. Şu an yazları Ereğli’deyiz. Ankara’dan
komşumuz Efkan Vural hocamgil (Hocam diyorum kendisi lisede Müdür Başyrd.) sağolsunlar ramazan öncesi (2012)
Ereğli’ye bizi ziyarete geldiler. Beraber Ereğli’nin gezilecek yerlerini
gezdik. Efkan hocam Ereğli’yi çok beğendi. Hem havası hem suyu güzel şehir.
Efkan
hocamgil Ankara’ya dönmeden bir gün önce Cumaya rastladı. Ereğli’de Selçukluların
yaptırdığı 567 yıllık Ulu Camii var. (1445 yılında Karamanoğlu Mehmet
bey yaptırmış. -İstanbul fethinden sekiz yıl önce- ) Efkan hocam ve oğlu
Fatihle birlikte tabi babamla beraber Ulu Camiye gittik. Ben akülü sandalyemde
olduğumdan babamla cami avlusunda kıldık. Efkan hocam ve Fatih camiye girdiler.
Bilirsiniz,
Cuma namazlarında farzdan önce hutbe okunur. Ereğli’de Ulu Camimizde Hasan
Çınar hoca var. Çok iyi bir hatip. Ayetlerle ve hadislerle ve verdiği
örneklerle hatırda kalacak çok güzel bir hutbe irşat etti. Uzun uzun
hutbeyi anlatmayacam yalnızca bir kaç başlığını özetleyeceğim.
Hasan
hoca, hiç bir günahı küçümsemeyelim. Yaptığımız küçük günahlar kalpte bir siyah
nokta bırakır... Damlaya damlaya göl olur, imanımız gider Allah muhafaza, dedi.
Hasan hocam küçük günahlara örnekler verdi.
Mesela
dedikodu, gıybet, küsmek, eşek şakası, küfür, surat asmak, ... daha çok uzar
gider... Hocam birçok misal verdi. Birinde dedi ki: Bir kazan kuru fasulye
pişirdiniz. İçine bir -afedersiniz- fare düştü. Tiksindiniz değil
mi?
Fare
küçücük nolcak ki canım demez, koca bir kazan yemeği dökersiniz. İşte küçük
gördüğümüz günahlar da böyledir. Fare örneğini verince naptın hocam mı
dediniz, diyerek şu ayete bağladı.
Cenabı
Hak buyuruyor ki: Hucurat suresi / 12. ayet :
"Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan kaçının.
Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz
diğerini arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten
hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah,
tevbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir."
Cumadan
çıkınca, Efkan hocam hutbeyi çok beğendiğini söyledi. Verdiği örnekler çok
isabetli dedi. Ertesi gün Efkan hocamgili Ankaraya uğurladık.
Yolda
giderlerken Efkan hocamı vardınız mı diye aradım. Celal hutbe gerçek oldu,
dedi. Ankara’dan ertesi gün yazdığı mailin o kısmını kopyalıyorum:
******
Sevgili
Celal
Ankaraya
dönerken Aksaray'a 35 km uzaklıktaki IHLARA Vadisine gittik, Oradan da
ÜRGÜP-(NEVŞEHİR)'e gidecektik. Hava çok sıcaktı vazgeçtik. Ihlara Vadisinde
dinlenmek üzere çay demledik. Ihlara da unutulmaz bir an yaşadık, Celal Burada
çok ilginç bir şey oldu:
TAM
ÇAY İÇERKEN FATİH'İN BARDAĞINA SİNEK
DÜŞTÜ. İLK BARDAĞI İDİ, MİS GİBİ İÇEÇEKTİ, ÇAYI DÖKTÜ, YENİSİNİ DOLDURDU.
Fatih’e dedim ki, oğlum dün Cuma
Hutbesini hatırladın mı, hutbede verilen örnek burada gerçek oldu. İşte
gördün sinek yüzünden çaydan vazgeçtin, Çayı döktük, çünkü midemiz almadı. Bunun
gibi günahlar, haramlar da böyle hayatımızı ,ibadetimizi Allah korusun
imanımızı yok edebilir.
İşte
Celal, Allah'ın hikmeti Cuma Hutbesinde anlatılan gerçek oldu. Tabiiki etkili oldu. İnşallah Fatih
meseleyi anlamıştır.
Tekrar
Her Şey için teşekkürler Allah Razı olsun.
EFKAN
VURAL
******
Allah
son nefesimize kadar imandan ayırmasın.
Sevgilerimle ...
Celal Çelik Ankara
( Konya-Ereğli )
Allah inşaAllah derin iman nasip etsin kardeşim.
YanıtlaSilAmin çok teşekkür ederiz Ahmet bey n
YanıtlaSilAmin çok teşekkür ederiz Ahmet bey n
YanıtlaSil