Hepsi Kuran’dan Uzaklaştırmak
İçin Mi?
Merhabalar Sevgili gönül dostlarımız,
Allah’a
binlerce hamdolsun, sağlık nedenlerim dolayısıyla sadece Pazartesi ve Perşembe
oruç tutabilsem de ramazanı yaşamak çok güzel… Bugün ben
de orucum.
Ramazan
dışında da Peygamberimiz SAV her hafta pazartesi perşembe oruç tutarmış..
Bunun
sebebini bir hadisi şerifte şöyle açıklamıştır:
"Kulların
iyi ve kötü bütün amelleri Allah'a pazartesi ve perşembe günleri arzedilir.
Amellerim arzedilirken oruçlu olmayı istiyorum."
(Değerli
bir hoca, Kulun amelleri arzolunurken yani yaptığı ibadet ve günahların
haftalık raporları sunulurken Allah sorarsa, peki kulum şimdi napıyor, melekler
oruçlu desinler, diye dedi.)
Ramazan
dışında sadece Perşembe günleri oruç tutuyorum fakat zorlansamda ramazanda iki
gün tutuyorum. Allah oruçlarımızı kabul etsin.
Efendim
Perşembe yazılarına ara vermiştik ama bugünü boş geçmek istemedik:
Efendim Hepimiz
Çanakkale Savaşını kazandığımızı biliyoruz, ama ister istemez akla şu soru
geliyor, ve acizane bu sorunun cevabını araştırarak bulmaya çalıştık:
SORU: "İyi de birkaç yıl sonra 1918’de düşmanlar Çanakkale’yi
geçip İstanbul’a girdiler. 250 bin şehit boşuna mı öldü?"
CEVAP: İngilizler İstanbul’a, Osmanlı 1. Dünya savaşını kaybedince mütareke,
yani anlaşma ile girdiler. Yoksa bugün İstanbul’da hiç tarihi cami bulamazdık,
hepsini yıkarlardı.
Çanakkale’de
büyük moral bulan Türk milleti ve askeri, Mustafa Kemal Paşa’nın komutasında
İstiklal Savaşı’na başlamıştı, Müttefik güçlerin Rusyası da yıkılmıştı.
Mustafa
Kemal Paşa ve silah arkadaşlarının komutasındaki kahraman Mehmetçikler,
ALLAH’IN İZNİ VE İNAYETİYLE vatanımızı bir bir, il il, belde belde düşman
işgalinden kurtardı.
Anadolu
tamamen işgalden kurtarılınca büyük kayba ugrayan müttefik güçler, Türklerin bu
imanından gelen güce karşı tutunamayacaklarını anladılar, kurtuluş savaşı
sonundaki Lozan antlaşmasıyla İstanbul’u terketmek zorunda kaldılar.
Sonuçta düşman bu iman kalesini topla ve tüfekle yıkamayacağını
anladı ve çekildi gitti...
FAKAT, Çanakkale’den döndükten sonra İngiliz Lordlar kamarasında
bir toplantı yapmışlar. O dönemin bir ingiliz gazetesinin yazdığına göre
ingiliz komutan demiş ki:
(Elindeki Kuran'ı havaya kaldırarak) “Beyler! Biz bu Kuran'ı yok etmeliyiz. Buna gücümüz yetmezse
onları bu kitaptan soğutup ahlakını bozmalıyız... Türkleri ancak ondan sonra
yenebiliriz."
Acaba söylenenler olmuş mu? Artık bu çağda maddi kılıç kınına
girmiştir. Şimdi en büyük ve tehlikeli silah: TELEVİZYON
Şu an
televizyon insanı öyle bir esir alıp bağlıyor ki. Ancak nefsimizi yenip kapatma
düğmesine tıklayınca sadece o anlık kurtulabiliyoruz.
AKLIMA TAKILDI
Şimdi
ramazanda kanallara göz atınca aklıma şunlar takıldı:
* Neden bütün
kanallar ramazan oldu diye ara vermiyorlar da dizilerin yeni bölümlerini
yayınlıyorlar?
* Neden
Maçların saatini hep teravih namazına denk getiriyorlar?
* Bendeniz
en çok Türk Sanat Müziği dinlemeyi seviyorum. Hergün olmayan sevilen TSM
şarkıları neden hep teravih vakti yayınlanıyor?
Neyseki
çok sevsemde ben hemen televizyonu kapatıp yattığım yerde teravih kılıyorum.
* Fakat, Pekçok
tanıdığım teravih namazından gelince hemen Survivor denen programı açıyor, VE
ADETA oruçla namazla çok sevap kazandık, birazda gözlerimizle harama bakarak
günah kazanalım, diyorlar malesef…
Evet o
komutanın isteği oluyor, Acaba TV yöneticileri insanları Kuran’dan ve namazdan
uzaklaştırmak için bilerek mi yapıyorlar. Hepsi Kuran’dan uzaklaştırmak İÇİN mi
sizce?
Evet KURAN’DAN
UZAKLAŞTIRAN ve AHLAKIMIZI BOZAN en büyük silah TELEVİZYON!
KEŞKE TÜM SENE
RAMAZAN OLSA
Sevgili
ilahiyatçı yazar sevgili Osman Nuri Topbaş Hocaefendi derki:
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Cennet seneden seneye Ramazan için süslenerek şöyle der: Allâh’ım!
Bizim için bu ayda kullarından bizde kalacak insanlar kıl!..” (Taberânî)
Allâh rızâsına uygun düşmeyen bir hayat, çöllerdeki seraplara benzer.
Hakîkatten nasîbsiz bir hayâlden ibârettir.
Allâh’ın sonsuz kereminden umulur
ki, mübârek Ramazan ayları, Hz. Peygamber (sav)’in buyruklarına riâyetle
onun kıymetini biraz daha fazla bilmemize, ona daha fazla değer verip daha
fazla sevap işlememize ve daha az günâha girmemize sebep olur.
Hadîs-i şerîfte buyurulur:
“Eğer insanlar, Ramazan-ı Şerîf’in ne olduğunu lâyıkıyla bilselerdi,
senenin tamamının Ramazan olmasını arzu ederlerdi.”
(İbn-i Huzeyme, Sahîh, III, 190)
Yazımızı Son
Mesnevihan sevgili Hayat Nur Artıran Hanımefendinin geçenlerde attığı bir Tweet’indeki
sözle bitirmek istiyoruz:
“Oruçlunun
gülüşü oruçsuz kişinin secdedeki halinden iyidir !” (Hz.Mevlânâ)
ALLAH
ORUÇLARIMIZI KABUL ETSİN.
Celalin Penceresinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder