26 Haziran 2017 Pazartesi

Duada ısrarlı olmalıyız ki kabul olsun


Duada ısrarlı olmalıyız ki kabul olsun

 
Günaydın sevgili gönül dostlarımız,

Bugün RAMAZAN bayramının ikinci günü. (26.6.2017)


Tekrar bayramınızı kutluyor, sevdiklerinizle birlikte nice mutlu huzurlu bayramlar diliyoruz.


Annem, kardeşim Faik ve yeğenim İsa 25.6.2017



Bugünkü yazımızın konusu, duada ısrarcı olmak. On gün itikafta aynı şeyleri dua ettim. Bakalım duada ısrar etmek gerekir mi yazıyı okuyalım inşallah...
 

DUA Nedir?

 

Dua Arapça bir kelime olup çağırmak, birisine mesaj vermek, onunla irtibat kurmak manalarına gelir. Özel kullanımı esas alındığında ise, kulun Allah'a yalvarması, halini arzetmesi, içini dökmesi, ihtiyaçlarını dile getirmesi demektir.

 

Dua günümüzde sadece beş vakit namazın veya belli bir kısım ibadetlerin sonuna sıkıştırılarak küçültülmüştür. Öncelikle dua, imanın en önemli göstergelerinden birisidir. Duâ, Allah ile kul arasında kuvvetli bir bağdır. Başka bir ifade ile, kulun düşüncesinin Rabb'e arz edilmesi şeklidir duâ.

 

Kul erişemeyeceği ve iktidarıyla elde edemeyeceği her şeyini, mutlak iktidar sahibi olan Kadîr-i Mutlak'tan ister; işte bu isteğin adıdır duâ. O, helezonlar hâlinde kuldan Rabb'e yücelen tatlı bir nağmedir...

 

Duâ imanın en berrak bir göstergesi olduğu gibi aynı zamanda kulluktur, ibadettir. Hatta Peygamber Efendimizin (asm) beyanıyla ibadetin özüdür o. Duâ Rabb'e dönüş ve yönelişin adıdır. Yine duâ, kuldan Rabb'e yükselen kulluk nişanı, Rab'den kula inen rahmet simgesidir.

 

Daha doğrusu o, Allah'la kul arasında olan münasebetin tam odak noktasıdır. Kulluktan bahsedilen bir yerde, duâdan bahsetmemek mümkün değildir.

 


Dua kulluğun simgesi ve başlı başına bir ibadet olduğuna göre sadece insana has bir olgu değildir. Bu yönüyle kainattaki bütün mahlukat onunla ilgilidir. Toprağın bağrına atılan bir tohum, çatlamak, başını topraktan çıkarmak ve güneşe doğru filizlenmek için dua eder.

 

Ama biz onun dilini anlamayız. Yumurtaları üzerinde yatan kuş, yavruları için dua eder. Ama kendi lisanında. Ağaçlar, mevsimi geldiğinde meyve vermek için dua ederler. Ama insan bunun farkında değildir.

 

İşte müminin kainata bakışı budur. Kur'an-ı Kerim'de buyrulur ki

 

"Kainatta hiçbir şey yoktur ki hamd ile Allah'ı tesbih etmesin, Onu anmasın, Ona dua etmesin. Fakat siz onların bu tesbihlerini, zikirlerini, dualarını anlamazsınız." (İsra suresi, 44. ayet)

 

Duanın önemi hakkında söylenmesi gereken en önemli şey şu ayet olmalıdır:

 

"Habibim, insanlara de ki, ‘Duanız olmasaydı, Allah katında ne ehemmiyetiniz vardı.’ "

(Furkan suresi, 77. ayet)

 

YAŞAMAM HAYIRLI İSE YAŞAT

 

Bazen umutsuzluğa kapılırız duam kabul olmuyor diye. Ve duayı bırakırız.

Dua etmek yorucu bir iş değildir, yürekten gelen hislerin dile dökülmesidir.
Evet Allah için imkansız diye bişey yoktur. Rabbimiz buyuruyor ki:

 

“O (Allah), bir şey irade ettiği (dilediği) zaman O’nun emri, sadece ona: “Ol!” demektir. O, hemen olur.”   (Yasin suresi 82.ayet)

 

Ben namaza başladığımdan beri 11 yıldır iki şey için dua ettim ve hala ediyorum.

 

“Ey yüceler yücesi büyük Allah’ım, ben sana teslim oldum, yaşamam hayırlı oldukça yaşat, ölümüm hayırlı olduğu zaman ise, benim dünya sürgünümü uzatma Rabbim!”

 

Evet 2011’deki Şeker komasında Allah öldürmedi, gözlere veya böbreklere zarar verebilirmiş, verdirmedi. Bir kitap, 411 yazı, binlerce faydalı mail nasip etti, çok şükür. Demek duam kabul olmuş, yaşamam hayırlısı imiş,

 
Şubat 2017



Yıllardır şifam için baklavalı dualar ediyorum. Biliyorum Allah dilerse ol der, olur. Aslında duam Allah’ın dilemesi için. Ol derse, bir sebep yaratır, belki ilacı bulunur.

 

Bazen umutsuzluğa kapıldığımda oluyor, o zaman, ya nasip, der kabul olan dualarımı ve bu hikayeyi hatırlarım, ümit tazelerim:

 

TAŞ USTASI

 

Çaresiz kaldığım zamanlarda gider, bir taş ustası bulur seyrederim.

 

Adam belki yüz kere vurur taşa......

 

Ama değil kırmak, küçücük bir çatlak bile oluşturamaz...

 

Sonra birden, yüzbirinci vuruşta taş ikiye ayrılıverir...

 

İşte o zaman anlarım ki;

 

Taşı ikiye bölen, o son vuruş değil, ondan öncekilerdir...”

 

***

 

“O (Allah), bir şey irade ettiği (dilediği) zaman O’nun emri, sadece ona: “Ol!” demektir. O, hemen olur.”   (Yasin suresi 82.ayet)

 

Duada ısrar edin

 

1.”Allah buyuruyor ki; Eğer kulum, bana ellerini kaldırır da dua ederse, ben o elleri boş olarak geri çevirmekten hayâ ederim."  (Hadisi Şerif)

 

2. “Ben, kulumun zannı üzereyim. Artık dilediği gibi düşünsün!.." (Hadisi Şerif)

 

Yani dua ederken, o duamızın kesinlikle kabul göreceğini düşünürsek, bilmeliyiz ki mutlaka isteğimiz meydana gelecektir!..

 

3." Bir şeyi istemek, ona nâil olmak demektir; Zirâ Allâhu Teâlâ kabul etmeyeceği duayı kuluna ettirmez." (Hadisi Şerif)

 

DUA’nın ısrarla devamına müsaade olunması, o duaya icabet edileceğinin de göstergesidir. Zirâ, Allâh, kabul etmeyeceği DUA’ya ısrarla devam şansı tanımaz.

 

Kişi, bir konudaki DUAsında ısrarlı değilse, o DUA'nın yerine gelme şansı da son derece düşüktür.

 


DUA'da en önemli yardımcı faktörlerden biri de istenilen şey hususunda ısrarlı olmaktır.

 

Herhangi bir konuda bir iki defa dua edip arkasını bırakmak son derece yanlıştır.

 

"Aman canım niye dua edeyim, nasıl olsa kaderde varsa olur!"

 

DUA etsem de etmesem de iş olacağına varır, ne diye DUA edeyim ."

 

Ve, böylece, DUA etmekten vazgeçip; en güçlü SİLAH olan DUAdan mahrum kalıyoruz.

 


DUA'dan mahrum kalmak, DUA etmemek suretiyle de nelerden mahrum kaldığımızı asla hayâl bile edemeyiz.

 

İşte bu yüzdendir ki, Hazret-i Rasûlullah aleyhi's-selâm bakın bize ne tavsiye ediyor:

 

"Nalınınızın tasmasına, (ayakkabınızın bağcığı) koyununuzun otuna kadar her şeyi Allâh'tan isteyiniz.."

 

"Allâh'ın fazlı kereminden isteyiniz, çünki istenilmesinden hoşlanır.”

 

"Şüphesiz ki Allâh, ısrarla DUA eden kullarını çok sever.”

 


"Hassas olduğunuz saatlerde DUA etmeyi ganimet biliniz. Çünkü bu hâl rahmet saatinin hâlidir "

 

 

Celalin Penceresinden

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder