Duada ısrarlı olmalıyız ki
kabul olsun
Annem, kardeşim Faik ve yeğenim İsa 25.6.2017 |
DUA Nedir?
Dua Arapça bir kelime olup çağırmak, birisine
mesaj vermek, onunla irtibat kurmak manalarına gelir. Özel kullanımı esas
alındığında ise, kulun Allah'a yalvarması, halini arzetmesi, içini dökmesi, ihtiyaçlarını
dile getirmesi demektir.
Dua günümüzde sadece beş vakit namazın veya
belli bir kısım ibadetlerin sonuna sıkıştırılarak küçültülmüştür. Öncelikle
dua, imanın en önemli göstergelerinden birisidir. Duâ, Allah ile kul arasında
kuvvetli bir bağdır. Başka bir ifade ile, kulun düşüncesinin Rabb'e arz
edilmesi şeklidir duâ.
Kul erişemeyeceği ve iktidarıyla elde
edemeyeceği her şeyini, mutlak iktidar sahibi olan Kadîr-i Mutlak'tan ister;
işte bu isteğin adıdır duâ. O, helezonlar hâlinde kuldan Rabb'e yücelen tatlı
bir nağmedir...
Duâ imanın en berrak bir göstergesi olduğu
gibi aynı zamanda kulluktur, ibadettir. Hatta Peygamber Efendimizin (asm)
beyanıyla ibadetin özüdür o. Duâ Rabb'e dönüş ve yönelişin adıdır. Yine duâ,
kuldan Rabb'e yükselen kulluk nişanı, Rab'den kula inen rahmet simgesidir.
Daha doğrusu o, Allah'la kul arasında olan
münasebetin tam odak noktasıdır. Kulluktan bahsedilen bir yerde, duâdan
bahsetmemek mümkün değildir.
Dua kulluğun simgesi ve başlı başına bir
ibadet olduğuna göre sadece insana has bir olgu değildir. Bu yönüyle kainattaki
bütün mahlukat onunla ilgilidir. Toprağın bağrına atılan bir tohum, çatlamak,
başını topraktan çıkarmak ve güneşe doğru filizlenmek için dua eder.
Ama biz onun dilini anlamayız. Yumurtaları
üzerinde yatan kuş, yavruları için dua eder. Ama kendi lisanında. Ağaçlar,
mevsimi geldiğinde meyve vermek için dua ederler. Ama insan bunun farkında
değildir.
İşte müminin kainata bakışı budur. Kur'an-ı
Kerim'de buyrulur ki
"Kainatta hiçbir şey yoktur ki hamd ile Allah'ı
tesbih etmesin, Onu anmasın, Ona dua etmesin. Fakat siz onların bu
tesbihlerini, zikirlerini, dualarını anlamazsınız." (İsra suresi, 44.
ayet)
Duanın önemi hakkında söylenmesi gereken en
önemli şey şu ayet olmalıdır:
"Habibim, insanlara de ki, ‘Duanız
olmasaydı, Allah katında ne ehemmiyetiniz vardı.’ "
(Furkan suresi, 77. ayet)
YAŞAMAM HAYIRLI İSE YAŞAT
Bazen
umutsuzluğa kapılırız duam kabul olmuyor diye. Ve duayı bırakırız.
Dua etmek yorucu bir iş değildir, yürekten gelen hislerin dile
dökülmesidir.
Evet Allah
için imkansız diye bişey yoktur. Rabbimiz buyuruyor ki:
“O
(Allah), bir şey irade ettiği (dilediği) zaman O’nun emri, sadece ona: “Ol!”
demektir. O, hemen olur.” (Yasin suresi 82.ayet)
Ben namaza
başladığımdan beri 11 yıldır iki şey için dua ettim ve hala ediyorum.
“Ey
yüceler yücesi büyük Allah’ım, ben sana teslim oldum, yaşamam hayırlı oldukça
yaşat, ölümüm hayırlı olduğu zaman ise, benim dünya sürgünümü uzatma Rabbim!”
Evet
2011’deki Şeker komasında Allah öldürmedi, gözlere veya böbreklere zarar
verebilirmiş, verdirmedi. Bir kitap, 411 yazı, binlerce faydalı mail nasip
etti, çok şükür. Demek duam kabul olmuş, yaşamam hayırlısı imiş,
Şubat 2017 |
Yıllardır
şifam için baklavalı dualar ediyorum. Biliyorum Allah dilerse ol der, olur.
Aslında duam Allah’ın dilemesi için. Ol derse, bir sebep yaratır, belki ilacı
bulunur.
Bazen
umutsuzluğa kapıldığımda oluyor, o zaman, ya nasip, der kabul olan dualarımı ve
bu hikayeyi hatırlarım, ümit tazelerim:
TAŞ USTASI
Çaresiz
kaldığım zamanlarda gider, bir taş ustası bulur seyrederim.
Adam belki
yüz kere vurur taşa......
Ama değil
kırmak, küçücük bir çatlak bile oluşturamaz...
Sonra
birden, yüzbirinci vuruşta taş ikiye ayrılıverir...
İşte o
zaman anlarım ki;
Taşı ikiye
bölen, o son vuruş değil, ondan öncekilerdir...”
***
“O
(Allah), bir şey irade ettiği (dilediği) zaman O’nun emri, sadece ona: “Ol!”
demektir. O, hemen olur.” (Yasin suresi 82.ayet)
Duada ısrar edin
1.”Allah
buyuruyor ki; Eğer kulum, bana ellerini kaldırır da dua ederse, ben o elleri
boş olarak geri çevirmekten hayâ ederim."
(Hadisi
Şerif)
2. “Ben,
kulumun zannı üzereyim. Artık dilediği gibi düşünsün!.." (Hadisi Şerif)
Yani dua
ederken, o duamızın kesinlikle kabul göreceğini düşünürsek, bilmeliyiz ki
mutlaka isteğimiz meydana gelecektir!..
3."
Bir şeyi istemek, ona nâil olmak demektir; Zirâ Allâhu Teâlâ kabul etmeyeceği
duayı kuluna ettirmez." (Hadisi Şerif)
DUA’nın ısrarla
devamına müsaade olunması, o duaya icabet edileceğinin de göstergesidir. Zirâ,
Allâh, kabul etmeyeceği DUA’ya ısrarla devam şansı tanımaz.
Kişi, bir
konudaki DUAsında ısrarlı değilse, o DUA'nın yerine gelme şansı da son derece
düşüktür.
DUA'da en önemli
yardımcı faktörlerden biri de istenilen şey hususunda ısrarlı olmaktır.
Herhangi
bir konuda bir iki defa dua edip arkasını bırakmak son derece yanlıştır.
"Aman
canım niye dua edeyim, nasıl olsa kaderde varsa olur!"
DUA etsem
de etmesem de iş olacağına varır, ne diye DUA edeyim ."
Ve,
böylece, DUA etmekten vazgeçip; en güçlü SİLAH olan DUAdan mahrum kalıyoruz.
DUA'dan
mahrum kalmak, DUA etmemek suretiyle de nelerden mahrum kaldığımızı asla hayâl
bile edemeyiz.
İşte bu
yüzdendir ki, Hazret-i Rasûlullah aleyhi's-selâm bakın bize ne tavsiye ediyor:
"Nalınınızın
tasmasına, (ayakkabınızın
bağcığı)
koyununuzun otuna kadar her şeyi Allâh'tan isteyiniz.."
"Allâh'ın
fazlı kereminden isteyiniz, çünki istenilmesinden hoşlanır.”
"Şüphesiz
ki Allâh, ısrarla DUA eden kullarını çok sever.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder