Gizli Şirk’e Dikkat Edelim
"Bir gece
uyuyamadım. Çünkü kahve uyutmadı" …
Bir ilim
taşıyıcı olarak bu hafta çok önemli olan şirk konusunda yazmak istiyoruz. Şirk ve kahveyi nasıl mı bağlıyorum, yazıyı okuyun inşallah.
BİR HADİS
Ahmed ve
Taberi, Ebu Musa el Eşari radiyallahu anh’den şöyle rivayet ettiler:
Ebu Musa
el Eşari radiyallahu anh dedi ki:
"Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem bize vaazetti ve şöyle dedi:
"Ey
insanlar! Şu şirkten sakının! Muhakkak ki o, karıncanın sessiz ve yumuşak
yürüyüşünden daha gizlidir."
Bunun
akabinde, Allah’ın dilediği bir kimse Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e
şöyle sordu:
"Karıncanın
sessiz yürüyüşünden daha gizli olan bu şirkten nasıl sakınacağız?"
Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle cevap verdi:
"Şöyle deyin: Ey Allah’ım! Muhakkak ki biz, bildiğimiz şeylerde şirk koşmaktan sana sığınıyoruz ve bilmediğimiz şeylerde senin affını istiyoruz."
"Şöyle deyin: Ey Allah’ım! Muhakkak ki biz, bildiğimiz şeylerde şirk koşmaktan sana sığınıyoruz ve bilmediğimiz şeylerde senin affını istiyoruz."
Hudaybi,
bu hadisi delil alarak şöyle dedi :
"İşte! Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bu hadiste bize, şirkin iki çeşit olduğunu bildiriyor:
"İşte! Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bu hadiste bize, şirkin iki çeşit olduğunu bildiriyor:
Birincisi:
Bildiğimiz şirktir.
İkincisi ise: Bizim tarafımızdan bilinmeyen ve bize gizli olan şirktir.
İkincisi ise: Bizim tarafımızdan bilinmeyen ve bize gizli olan şirktir.
Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem, bizim tarafımızdan bilinmeyen ve bize gizli olan
şirki işlediğimiz zaman, bundan sorumlu olmamamız için Allah-u Teâlâ'dan af
dilememizi emretti. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ancak Allah’ın
bağışlayacağı suçlardan dolayı Allah-u Teâlâ'dan af dilememizi emreder. Bu
gösteriyor ki, kulun bilmediği şirk; Allah-u Teâlâ’ın şu ayette zikrettiği ve
affetmeyeceğini bildirdiği şirk değildir:
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor :
"Allah kendisine eş koşulmasını asla bağışlamaz. Bundan başka dilediğini bağışlar."
ŞİRK HAKKINDA BİLGİ
Dinde şirk
Cenab-ı Allah’a ve tasarrufunda ortaklık tanımaktır.
Şirk,
küfür yani Allah’ı inkar etmek değildir. Şirk, alemlerin sahibi olan Allah’a
inanmakla beraber faaliyetlerinde bazı şeyleri Allah’a ortak kılmaktır, eş
tutmaktır.
Firavunlar,
Ebu Cehiller ve şeytan elbette Allah’a inanıyorlardı. Şeytan büyüklük tasladı,
Firavun kendini tanrı ilan etti. Ebu Cehil putlara Allah’a yaklaştırsın diye
taptı.
Arap
Müşrikleri, putlardan bir şeyler beklemişlerdi, onlara kurbanlar kesmişler,
onlara dualar etmişlerdi, onların önünde eğilmişlerdi.
Bazıları
Allah’la beraber ateşe, aya, güneşe, yıldızlara tapmışlardı.
Günümüzde
bile insanımız Allah’a inandığını söylüyor ama nefsini, makamı, parayı, maddeyi
hatta karşı cinsi putlaştırmak gibi felaketlerden kendini kurtaramıyor.
Şirk,
Cenab-ı Allah’ın sıfatlarını başkasında görmektir. Şirk, Allah’a yapılanı
başkasına yapmaktır, Allah’tan beklenileni başkasından beklemektir.
Allah’ı
başka bir varlığa, Allah’ın yarattığını da Allah’a benzetmektir. Allah’tan
başkasını tanrı edinmektir. Allah’tan başkasına dua etmek, ibadet etmektir.
SÜT İÇTİM DE O YÜZDEN KARNIM AĞRIDI
Evliyadan
biri Bayezid-i Bestami hazretlerini rüyasında gördü ve sordu:
“Allah
seni nasıl hesaba çekti?”
Bayezid-i
Bestami Hazretleri:
Allah’ım
bana sordu:
“Ey Bayezid,
bana ne getirdin?”
Bayezid-i
Bestami Hazretleri:
“Ya Rabbi
nesne getirmedim, şirk te getirmedim”.
Cenab-ı
Hak buyurdu:
“Süt
içtiğin gece şirk etmedin mi?”
Bayezid-i
Bestami Hazretleri:
“Meğer bir
gece süt içtim de karnım ağrımıştı. Aklıma geldi ki, keşke süt içmeyeydim,
karnım ağrımazdı.
Hak Teala
Hazretleri:
“Karnının
ağrıdığını benden değil sütten bildin, şirke girdin Ey Bayezid” buyurdu.
***
ŞİRK SÖZÜME AF DİLEDİM
Kahve
hastalığıma iyi gelmediği için nadiren içiyorum. Geçenlerde gelen bir misafirle
birlikte annem bana da kahve yapmış, bende ver madem yaptın içeyim, dedim ve içtim. Erken kalkmama rağmen o gece uyku tutmadı. Bir
türlü uyuyamadım.
Gece 3
oldu ama içimden hala, o kahveyi içmeyecektim, diyorum. Babam kalktı,
tuvaletimi ördekle yaptırırken, kahve içtim ondan uyuyamadım, dedim.
Babam
gidince birden Şirk’e düştüğüm aklıma geldi. Kahve beni uyutmadı dedim, sanki
kahvenin bir gücü vardı.
Allah’tan
af diledim. Başladım içimden “TEVBE ESTAĞFİRULLAH” demeye… Beş dakika mı geçti
hatırlamıyorum, hemen uykuya dalmışım.
Yazıyı
yazarken şimdi hatırladım: Bir kış çok ağır bir grip geçirmiştim. Bir hafta
ateşim düşmemişti. Dört hafta sonra tamamen iyileştim. Hemen ertesi akşam
tekrar ateşlendim.
Ben
haftalarca çektiğim için yeniden hastalanmak istemiyordum. Elimi açtım,
gözyaşıyla şöyle dua ettim:
“Merhametlilerin
en merhametlisi Ey büyük Allah’ım!
Yarabbim
daha yeni iyileştim. Allah’ım Sen Ol dersin olur, Olma dersin olmaz, herşey
Sen’in elinde. Allah’ım nolur tekrar bana ateş verme. Allah’ım hastalığı
sevmediğim için değil, Sen içimi biliyorsun, anne ve babama tekrar eziyet
vermek istemiyorum… Lütfen …”
Gözyaşıyla
ettiğim bu duadan beş dakika sonra ateşim normale düştü elhamdülillah.
19 şubat 2017 Sincan'daki evimizde kahvaltı (diyetteyim: şekersiz çay, ekmeksiz peynir ve zeytin) |
Hani şu
ilaç bana şifa verdi diyerek Şirk kokan cümle kuruyoruz ya, ondan anlattım.
Geçenlerde
Mutasavvuf-Yazar Cemalnur Sargut’un bir sohbetinde şunu dinlemiştim:
Peygamber
Efendimiz SAV Cenab-ı Allah’ın şöyle buyurduğunu aktarmış:
“Bir
hastalık
(mikrobu) bir
insanın bedenine girse, Ben ona izin vermedikçe hastalık yapmaz.”
Evet, Yüce
Rabbimiz biz kullarından tam bir teslimiyet ve tevekkül bekliyor.
ŞİRK’E ÖRNEK
Çok basit
bir örnekle Şirk’i anlatmak istiyorum, ki akılda kalıcı olsun:
Annen
mutfakta çok özenip leziz bir börek yapıyor. Birisiyle odamıza gönderiyor. Biz
ise odamıza getirene teşekkür üstüne teşekkür edip annemizi unutsak annemiz
darılmaz mı?
Şirk’te
aynen bu misal gibidir. Sebepleri yaratanı unutuyoruz. Bu ilacı iç iyileşirsin,
kahve uyutmadı, Arda oynasaydı yenerdik, süt karnımı ağrıtttı, vs…
Yazının
başında iki şirkten bahsedilmişti. Normal şirk, bir insanın Allah’ı inkar
etmemekle beraber bir nesneyi ilah edinmesi, bir puta tapıcılıktır.
Eğer insan
buna tövbe etmeden ölürse, müşriği Allah asla affetmiyor. (Nisa suresi,48)
Gizli şirk
ise, farketmeden, bilmeden yapılan fiil ve söylenen sözlerdir.
Yatsı
namazı sonrası camide imamlar Amenerrasülü diye bilinen Bakara suresinin son
iki ayetini okur. Bakara suresi 286. Ayette Rabbimiz şöyle dua etmemizi
istiyor:
"Ey
Rabbimiz, unuttuk, yahut yanıldıysak bizi tutup sorguya çekme.”
Bende
hergece yatsı sonrası Amenerrasulü okurum.
Ya Rabbel
Alemin! Bu duayı bilmeden düştüğümüz gizli şirk için de kabul et inşallah.
İnsan sözle de, davranış olarak da, düşünce ve inanış
ile de şirke düşebilir. İnsan ciddi de olsa, şaka da olsa, bilse de, bilmese de
şirke düşebilir.
Sık sık “Estağfirullah” diyerek Allah’tan af
dilemeliyiz, ki Allah bunu seviyor.
Allah’ın
her saniye bizimle olduğumuzu bilerek yaptığımız hareket ve söylediğimiz
sözlere çok dikkat edelim inşallah.
Celalin Penceresinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder