2 Mayıs 2016 Pazartesi

Mü’min’in Miracı Namaz


Mü’min’in Miracı Namaz

 

Yarın, Salı’yı Çarşamba’ya bağlayan gece mübarek Miraç Kandilidir. (3 Mayıs 2016)

 

Bu yazıda, Cenab-ı Hakk’ın bizlere Miraç hediyesi NAMAZ’dan Celalin Penceresinden bakarak bahsedeceğiz inşallah.

 

Miraç yolculuğu nasıl oldu, Efendimiz SAV neler yaşadı, bunları anlatmak haddim değildir.

 

Sevgili Efkan Vural Hocamın bir hadisten işaretle fakire dediği gibi bir ilim taşıyıcısıyım inşallah.

 


Efendim acizane bendeniz on yıldır beş vakit namaz kılıyorum elhamdülillah. Namazdan önceki zamanlarımda ne yapsam hep bir doyumsuzluk, huzursuzluk, tatminsizlik vardı. 

 

Son Mesnevihan sevgili Hayat Nur Artıran hanımefendi’den bir TV’de dinlemiştim.

Bu anlatacaklarım Nur hocamızın sözleri değil, fakirin anladıkları ve yorumlarımdır.

 

RUH NEFS AKIL

 

İnsan üç şeyden teşekkül etmiştir. İnsanda nefis ve ruh vardır. Bunların ortasında terazinin zembili gibi akıl bulunmaktadır.

 

Eşkenarın üçgenin tepesinde akıl’ı düşünebiliriz. İnsanın amelinin nihayi kararını akıl verir. Akıl, nefs ve ruh kanallarından sürekli telkinler alır.

 

Eğer, gıdalarla nefsimizi beslediğimiz gibi, ruhumuzun gıdasını da vermez aç bırakırsak; ruhumuzun sesi cılız kalır, ve artık insan, sesi gür çıkan nefsani arzuların adeta esiri olur.

 

Tasavvufta insan ruhunun sembolü Hz İsa’dır; İnsanın nefsi ise eşektir. Onun için nefsimiz sürekli yemek, uyumak, gezmek, şehvet ister. Ruhumuz ise ibadet ve iyilik yapmak ister.

 

Evet,, nefsin gıdaları yiyecekler ve nefsani şeylerdir. Ruhumuzun gıdaları ise başta namaz olmak üzere, içimize huzur, sevinç veren hayırlı işlerin tümüdür.

 

Şimdiki gençler adeta yükü Hz. İsa’ya taşıtıyor, eşeği çayıra salmışlar.

 


Bu yüzden nefsani istekleri yapmamalıyız. Nasrettin hocanın eşeğe ters binmesi de aslında bize böyle bir mesajdır: Nefsin isteklerinin tersini yapın mesajı…

 

“O (Allah'a yönele) nler, iman eden ve Allah'ı anmakla kalpleri huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur.” (Ra’d suresi, 28. ayet)

 

İşte bendeniz on yıldır ruhumu beş vakit namaz ile doyurup huzur buluyorum.

 

Böylece sürekli güçlenen ruhum aklıma sürekli güzel şeyler telkin ediyor. Ve samimiyetle, ihlasla kıldığım namazlar ile pekçok duam kabul oluyor.  

 

Şimdi bu hikaye ile konuyu daha iyi anlarız:

 

Ben hangisini daha iyi beslersem!

Yaşlı Kızılderili reisi kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki köpeği izliyorlardı.

Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve oniki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı.

Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri köpekti bunlar....

Çocuk, kulübeyi korumak için biri yeterli gözükürken niye ötekinin de olduğunu, hem niye renklerinin illa da siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık. O merakla sordu dedesine.

Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazladı.

"Onlar" dedi, "benim için iki simgedir evlat."

"Neyin simgesi" diye sordu çocuk.

"İyilik ile kötülüğün simgesi.

Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur.

Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları."




Çocuk, sözün burasında, mücadele varsa, kazananı da olmalı diye düşündü ve her çocuğa has bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi:

"Peki, sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?"

Bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa:

 "Hangisi mi evlat? Ben hangisini daha iyi beslersem!"

 

***

 

Bendeniz, içimdeki kötülüğü emreden nefsimi güçlendirmemek için az yiyor, haramdan gözümü koruyorum.
Namaz ile ve güzel yazılar okuyarak sürekli ruhumu besliyorum.

 

Ve namazla Allah’ın sevgisini kazandığımı hergün yakından hissediyorum.

 

Allah’ın namazı emretmesinin pekçok nedenlerinden dört tanesi:

 

* Beden sağlığı için faydalıdır. Rabbimiz bizi seviyor, hasta olmamızı istemiyor.

* Ruh sağlığı için ilaçtır. Huşuyla namaz kılmaya devam eden, antidepresana ihtiyaç duymaz.

* Hakkıyla beş vakit namaz kılan, güzel ahlaklı bir insan olur.

* Sonuçta böyle güzel ahlaklı bir insanı Allah’ta sever, kul da…  

 

Verdiği sayamayacağımız nimetler için Allah’a teşekkür etmenin ve Allah’ı hoşnut etmenin en iyi yolu NAMAZ kılmaktır.

 

“O (Allah'a yönele) nler, iman eden ve Allah'ı anmakla kalpleri huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur.” (Ra’d suresi, 28. ayet)

 

Namaz kılarken Allah’ı sıkça anmış olup, Allah’a karşı şükretmiş oluruz.

 

Evet, Kandil geceleri fırsattır, Allah’ın tövbeleri çokca kabul ettiği özel gecelerdir.  

 

İnsanlık tarihinin en muazzam buluşması olan bu Miraç gecesinde Efendimize (s.a.v.) üç büyük nimet verilmiştir.

 

Bunlar, peygamberliğin ilk gününden beri kılınan namazın, beş vakit olarak sabitlenmesi; Âmenerresûlü ismiyle bilinen Bakara Sûre’sinin son iki ayeti; ve ümmetinden Allah’a şirk koşmayanların affedile­ceği nimetleridir.

 

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde, “Namaz mü’minin miracıdır” buyurarak, namazın bir anlamda Cenab-ı Hak ile buluşmak, görüşmek ve konuşmak olduğuna işaret etmiştir.

 


Miraç kandilinizi tebrik eder, HAYIRLARA VESİLE OLMASINI DİLERİZ.

 

Son olarak Miraç’ta bizzat Cenabı Hakk’ın Efendimize SAV bildirdiği Âmenerresûlü ismiyle bilinen Bakara Sûre’sinin son iki ayeti  Türkçe meali ile yazımızı bitiriyoruz.

 

Amene'r-Resulü Diyanet Meali:

 

Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler).

Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.”

Şöyle de dediler: “İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.” (Bakara 285 )


Allah bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar.

Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır.

(Şöyle diyerek dua ediniz):

“Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma!

Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme.

Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme!

Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın.

Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” (Bakara 286. )

 

 

Celalin Penceresinden

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder