Engelli olmak bana ilahi bir hediyedir
Bu başlığın nedenini anlatmadan önce kısaca kendimi
tanıtayım:
Konya Ereğli doğumluyum.
Selçuk Üniv. MYO Elektronik bölümü mezunuyum. 1993'te Friedreich
Ataksisi (FA) teşhisi kondu. Özel bir şirketten engelli kadrosundan 2010'da
emekli oldum. Yazları, Konya
Ereğli'de kışları ise Ankara'da oturmaktayız.
1993’te MYO son sınıftayken yirmi yaşında hastalığım ortaya çıktı. Sarhoş gibi dengesiz
yürümeyle başlayan hastalığım, o günden bugüne sürekli ilerlemekte...
1998’ten beri onbeş
yıldır tekerlekli sandalyedeyim. Hastalığımın ilk zamanlarında
kabullenememe ve benzer nedenlerle çok stresli dönemler yaşadım
Önceden engellileri görürdüm fakat görmezden gelir
geçerdim. Bu hastalığın bana verdiği derslerden biri de “Empati” yapmasını öğrenmemdir.
Hani Nasreddin hoca damdan düştüğünde başına toplananlar hekimi çağıralım deyince, “bana damdan düşen birini çağırın”
dediği gibi ben de şimdi tekerlekli sandalyedekilerin hislerini ve hallerini,
sıkıntılarını anlıyorum. (Empati)
Ben engelli biriyle karşılaştığımda onun tuvaletini nasıl
yaptığını, tekerlekli sandalyeden yatağa nasıl geçtiğini düşünürüm.
Hayatta en büyük nimetim, annem ve babamdır. Benim belden aşağısı, hiç çalışmıyor. Hareket ettirilmem, bu yüzden çok zor. Ama, babam -Allah
razı olsun- klozet üzerine bir vinç
sistemi icat edince rahat ettik.
Merak edenler buradan babamın beni yataktan tuvalete
götürüşünü ve vinçle klozet üzerinde nasıl kaldırdığını izleyebilirler:
Engelliler işe yaramaz insanlar değillerdir. 1993’te
hastalığımın teşhisini koyan doktor babama bu çocuk çalışamaz, götür evine
yatsın, demiş.
Babam, o doktoru dinlemedi. Rabbim nasip etti, işe girdim. Bilgisayarda tasarımcı olarak
babamın yardımıyla 16 yıl çalıştım ve emekli oldum.
Trilyonlarca gezegenleri yaratan ve dünya dahil hepsini
basket topu gibi döndüren Allah’ın
elbette her şeye gücü yeter.
Engelli olmak haşa! Bir
yaratılış hatası değil, dünyadaki bu imtihanın zor sorularından birisidir.
Gece olmasa gündüzün, soğuk olmasa sıcağın… vs değerini
anlamayacağımız gibi hastalıklar da
sıhhatin kıymetini anlamamızı sağlar.
Sağlıklı insanlar engellilere bakıp şükretmeliler. Ama, çok
şükür deyip kulak memelerini çekmek değil de, ibadet ederek Allah’a teşekkür etmeliler.
İnsan, her koşulda kendisine, ailesine, yaşadığı topluma
fayda sağlayan etkinlikler yapabilir. Ben engelliyim napalım kaderim böyleymiş
dememeli…
Ben, ne
yapabilirim sorusu ile bir dostumun teşvikiyle yazı yazmaya başladım. Hayatımı
anlattığım bir kitap yazdım ve blog sayfası açarak hayata dair yazılar
yazıyorum.
İsterseniz hayatımı anlattığım kitabı inceleyebilirsiniz:
Engelliler, sağlıklı insanlara şükretmeleri için
vesiledir evet ama aynı zamanda engelli
insan sağlıklı insanlara ibretlik örnek olmalıdır.
Namaz kılan bir engelliyi gören veya evde oturmak yerine çalışan bir engelliyi gören boş oturup
vakit öldüren sağlıklı insanlar, hallerini gözden geçirmeliler.
Büyük bir İslam alimi olan Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin “Hastalar Risalesi” adlı yirmibeş devadan oluşan küçük bir kitabı
var.
Orada İMANın 6
esasına inanan ehl-i iman için hastalığın kazanımlarını anlatıyor.
Birkaçını yazacağım ve başlığın sebebini anlayacaksınız inşallah:
- Hastalık ömür dakikalarını birer saat ibadet hükmüne
getirebilir.
- Hastalık ölümü ve ahireti düşündürür, dünya onu
aldatamaz.
- Hastalık sabun gibi günah kirlerini yıkar, temizler.
- Sabreden engelli, takvalı insanın on yılda elde
ettiği kârı iki yılda
alabilir.
- Eğer hastalığın mânâsı güzel
birşey olmasaydı, Allah, başta Hazret-i Eyyub A.S hastalık vermezdi.
- Hastalık kalbi yumuşatır,
şefkat ve empati hislerini artırır.
- Hastanın duası makbuldur.
Hastaları ziyaret edip duasını alınız.
- Hasta insan çocukluğundaki
gibi aile ve akrabasından sevgi, ilgi görür.
- Engelli insan gaflete ve
nefsin arzularına düşmez. ….
Vs.
İşte hastalık bu açıdan
iyi bir nasihatçı ve ikaz edicidir. Ondan şikayet değil, belki bu cihette ona
teşekkür etmek, eğer fazla ağır gelse sabır istemek gerektir.
Engelli olmak bana ilahi bir
hediyedir.
Celal
Çelik Ankara
( Konya-Ereğli )
*****************************************
Yukarıdaki
bu yazım üniversite öğrencilerinin kurduğu, internet üzerinden yayın yapan,
aylık ESKİCİ DERGİSİ’nin engelliler
özel sayısında yayınlandı. Bu özel sayıyı buradan okuyabilirsiniz:
Eskici
Dergisinin websayfası:
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder