18 Eylül 2013 Çarşamba

Engelli olmak bana ilahi bir hediyedir


Engelli olmak bana ilahi bir hediyedir 

 

Bu başlığın nedenini anlatmadan önce kısaca kendimi tanıtayım:

 


Konya Ereğli doğumluyum. Selçuk Üniv. MYO Elektronik bölümü mezunuyum.  1993'te Friedreich Ataksisi (FA) teşhisi kondu. Özel bir şirketten engelli kadrosundan 2010'da emekli oldum. Yazları, Konya Ereğli'de kışları ise Ankara'da oturmaktayız.

 

1993’te MYO son sınıftayken yirmi yaşında hastalığım ortaya çıktı. Sarhoş gibi dengesiz yürümeyle başlayan hastalığım, o günden bugüne sürekli ilerlemekte...

 

1998’ten beri onbeş yıldır tekerlekli sandalyedeyim. Hastalığımın ilk zamanlarında kabullenememe ve benzer nedenlerle çok stresli dönemler yaşadım

 

Önceden engellileri görürdüm fakat görmezden gelir geçerdim. Bu hastalığın bana verdiği derslerden biri de “Empati” yapmasını öğrenmemdir.

 

Hani Nasreddin hoca damdan düştüğünde başına toplananlar hekimi çağıralım deyince, “bana damdan düşen birini çağırın” dediği gibi ben de şimdi tekerlekli sandalyedekilerin hislerini ve hallerini, sıkıntılarını anlıyorum. (Empati)

 

Ben engelli biriyle karşılaştığımda onun tuvaletini nasıl yaptığını, tekerlekli sandalyeden yatağa nasıl geçtiğini düşünürüm.

 

Hayatta en büyük nimetim, annem ve babamdır. Benim belden aşağısı, hiç çalışmıyor.  Hareket ettirilmem, bu yüzden çok zor.  Ama, babam -Allah razı olsun- klozet üzerine bir vinç sistemi icat edince rahat ettik.

 

Merak edenler buradan babamın beni yataktan tuvalete götürüşünü ve vinçle klozet üzerinde nasıl kaldırdığını izleyebilirler:


 

Engelliler işe yaramaz insanlar değillerdir. 1993’te hastalığımın teşhisini koyan doktor babama bu çocuk çalışamaz, götür evine yatsın, demiş.

 

Babam, o doktoru dinlemedi. Rabbim nasip etti, işe girdim. Bilgisayarda tasarımcı olarak babamın yardımıyla 16 yıl çalıştım ve emekli oldum.

 

Trilyonlarca gezegenleri yaratan ve dünya dahil hepsini basket topu gibi döndüren Allah’ın elbette her şeye gücü yeter.

 

Engelli olmak haşa! Bir yaratılış hatası değil, dünyadaki bu imtihanın zor sorularından birisidir.

 

Gece olmasa gündüzün, soğuk olmasa sıcağın… vs değerini anlamayacağımız gibi hastalıklar da sıhhatin kıymetini anlamamızı sağlar.

 

Sağlıklı insanlar engellilere bakıp şükretmeliler. Ama, çok şükür deyip kulak memelerini çekmek değil de, ibadet ederek Allah’a teşekkür etmeliler.

 

İnsan, her koşulda kendisine, ailesine, yaşadığı topluma fayda sağlayan etkinlikler yapabilir. Ben engelliyim napalım kaderim böyleymiş dememeli…

 

Ben, ne yapabilirim sorusu ile bir dostumun teşvikiyle yazı yazmaya başladım. Hayatımı anlattığım bir kitap yazdım ve blog sayfası açarak hayata dair yazılar yazıyorum.

 

İsterseniz hayatımı anlattığım kitabı inceleyebilirsiniz:


 

Engelliler, sağlıklı insanlara şükretmeleri için vesiledir evet ama aynı zamanda engelli insan sağlıklı insanlara ibretlik örnek olmalıdır.

 

Namaz kılan bir engelliyi gören veya evde oturmak yerine çalışan bir engelliyi gören boş oturup vakit öldüren sağlıklı insanlar, hallerini gözden geçirmeliler.

 


Büyük bir İslam alimi olan Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin “Hastalar Risalesi” adlı yirmibeş devadan oluşan küçük bir kitabı var.

 

Orada İMANın 6 esasına inanan ehl-i iman için hastalığın kazanımlarını anlatıyor. Birkaçını yazacağım ve başlığın sebebini anlayacaksınız inşallah:

 

  • Hastalık ömür dakikalarını birer saat ibadet hükmüne getirebilir.
  • Hastalık ölümü ve ahireti düşündürür, dünya onu aldatamaz.
  • Hastalık sabun gibi günah kirlerini yıkar, temizler.
  • Sabreden engelli, takvalı insanın on yılda elde ettiği kârı iki yılda alabilir.
  • Eğer hastalığın mânâsı güzel birşey olmasaydı, Allah, başta Hazret-i Eyyub A.S hastalık vermezdi.
  • Hastalık kalbi yumuşatır, şefkat ve empati hislerini artırır.
  • Hastanın duası makbuldur. Hastaları ziyaret edip duasını alınız.
  • Hasta insan çocukluğundaki gibi aile ve akrabasından sevgi, ilgi görür.
  • Engelli insan gaflete ve nefsin arzularına düşmez.   ….  Vs.

 

İşte hastalık bu açıdan iyi bir nasihatçı ve ikaz edicidir. Ondan şikayet değil, belki bu cihette ona teşekkür etmek, eğer fazla ağır gelse sabır istemek gerektir.

 

Engelli olmak bana ilahi bir hediyedir. 

 

Celal Çelik                  Ankara  ( Konya-Ereğli )

 

*****************************************

 

Yukarıdaki bu yazım üniversite öğrencilerinin kurduğu, internet üzerinden yayın yapan, aylık ESKİCİ DERGİSİ’nin engelliler özel sayısında yayınlandı. Bu özel sayıyı buradan okuyabilirsiniz:

 


 

Eskici Dergisinin websayfası:


 

***

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder