Mesnevi Okumaları – 33 – Allah İzin Vermese Dua Edemeyiz
Merhaba
sevgili gönül dostlarımız,
Yüce
Allah’tan hayırlarla dolu güzel bir HAFTA geçirmenizi niyaz ederiz.
Allah'ın,
Resulünün SAV ve de sevdiklerinin selam ve bereketi üzerinize olsun.
Efendim bu hafta yine Hz Mevlana’nın asırlardır
Hak aşıklarının gönlüne ılık meltemler estiren Hikmet pınarı bir Kuran tefsiri
olan eşsiz eseri Mesnevi’den alıntılara devam ediyoruz.
Şimdi yine sözü çok uzatmadan 33. Mesnevi
yazısına başlamak istiyoruz:
ŞEYTANIN İŞİ
ALDATMAK
Duâ eden kişinin "Allah"
demesinin Hakk'ın
"Lebbeyk" demesi ile aynı olduğunun açıklanması.
© Birisi, bir gece Cenâb-ı Hakk'ı zikrederek
dilini, dudağını manen tatlılaştırmak için; "Allah, Allah!" diyordu.
© Şeytan ona dedi ki: "Senin 'Allah, Allah!'
deyişine karşılık; 'Lebbeyit!' (=Ne istiyorsun kulum?) sesi nerede? Ey bu sözü
çok söyleyen kişi! Ne vakte kadar böyle söyleneceksin?
© Cenâb-ı Hakk'tan sana bir cevap gelmiyor, sen
bu sıkılmaz, bu utanmaz yüzünle daha ne zamana kadar 'Allah' deyip duracaksın?"
© Adamın neşesi kaçtı, gönlü kırıldı. Zikri
bırakıp başını yastığa koydu ve uyudu. Rüyasında yemyeşil, çayırlık çimenlik
bir yerde Hz. Hızır'ı gördü. :
© Hızır (a.s.) o şaşkına dedi ki: "Ne diye
zikirden geri kaldın? Allah'ın ismini anmaktan ne diye pişman oldun?"
@ Adam; "Ettiğim zikir karşılığında bana bir
'Lebbeyk' (=Buyur kulum!) diye bir cevap gelmiyor." dedi. "Allah'ın
kapısından kovulacağım diye korkup durmadayım."
HIZIR AS İŞİN
HAKİKATINI ANLATTI
© Hızır dedi ki: "Senin 'Allah' deyişin,
bizim 'Buyur!' dememizdir. Senin o yalvarışın, yanıp yakılman da, bizim
habercimizdir. Çünkü zikretmek arzusunu sana biz verdik.
© Senin; 'İşim çok, zamanım yok, çok da
yorgunum!' demen, hilelere başvurman, 'Allah'ı gereği gibi zikredemiyorum.'
diye düşünmen, çâreler araman, bizim seni kendimize çekmemizden, ayağındaki
dünya sevgisi bağını çözmemizdendir.
® Senin korkun, aşkın, bizim lûtfumuzun
kemendidir. Senin her 'Yâ Rabbî!' deyişin altında 'Lebbeyk' (=Buyur) deyişler
vardır.
® Hakk bilgisinden haberi olmayan kişinin canı,
bu duadan uzaktır. Çünkü onun, 'Ya Rabbî!' demesine izin yoktur; ona zikir
zevki.verilmemiştir.
® Bir zarara, bir sıkıntıya uğradığı vakit,
inleyip de Allah'a yalvarmaması için, onun ağzına da, gönlüne de manevî
kilitler vurulmuştur."
® Cenâb-ı Hakk, Firavun'a yüzlerce mülk, mal
verdi de, o ululuk, büyüklük dâvasına kalkıştı ve halka; "Ben sizin
rabbinizim!" demeye başladı.
® O kötü yaratılışlı, mayası bozuk Firavun'un,
Allah'a yalvarmasın, sızlanmasın diye, bütün ömründe bir defa olsun başı
ağrımadı.
© Allah, Firavun'a şu dünyanın bütün mülkünü,
saltanatını verdi de, ona dert, ağrı, sızı, gam, keder vermedi.
ALLAH’A YALVARTAN
DERT DÜNYA SALTANATINDAN İYİDİR
® Şunu iyi bil ki, sana Allah'ı hatırlatan, seni
inciten, gizlice Allah'a yalvartan dert; dünya mülkünden, saltanatından daha
iyidir.28
© Dertsiz yapılan duâ; soğuktur, bir işe yaramaz.
Fakat dertli iken, acı çekerken edilen duâ; gönülden kopar gelir.29
Mesnevi’nin
Farsçadan dilimize çevrilmiş en güzel tercümesi olan bu kitapta Sertarik
Mesnevihan Hz. Şefik Can (1909-2005) dedemiz bu beyitle ilgili sayfanın altına şu dipnotu
yazmış:
28-29 Bir. hadîs-i şerif meali şöyledir: "Allah bir
kulunu severse, onu belâya uğratır. O kul, o belâya sabrederse, Cenâb-ı Hakk da onu seçilmiş kullarından eder." Sapasağlam bir adamın duası ile dertli bir kimsenin
inleyerek yalvarışı
arasında çok fark vardır.
Dertsiz adam usûlüne göre ellerini kaldırır, bir kaç kelime mırıldanır, kalkar gider. Fakat bir
hasta; türlü ızdırap içinde kıvranır, aldığı ilaçlar tesir göstermez, doktorların ve ilaçların tedavisinden ümidini keser.
Olanca ümidini Allah'a hasreder. Böylece bütün kalbi ile; "Aman
Allahım!" diye canından yalvarır. Elbette bu duâ, başka türlü bir duadır.
® O dudak altından sesi çıkarman, o gizli
niyazın, o geldiğin ve gideceğin ezel âlemi, rûh âlemini düşünmen yok mu?
© îşte samîmi, saf ve hüzünlü bir sesle; "Ey
feryadıma erişen Allahım, ey tek yardımcım olan Allahım!" demen gerçek
duadır.
KÖPEĞİN GÖREVİ
OLMASAYDI ALLAH AŞKINDAN DAĞLARA DÜŞERDİ
® Kainatta her şey O'nun sevgisinin esiri olduğu
için köpeğin sızlanması bile Hakk'ın cezbesi, yâni O'nun çekişi iledir. Çünkü
herhangi bir şeye rağbet edenin, ona yönelenin karşısında bir yol vurucu, bir
engel vardır. Yâni, köpeğin vazifesi evi korumak, sürüyü beklemektir. Köpeğe bu
vazifeleri engel olmasaydı, köpekler de Hakk'ın cezbesi ile dağlara düşerler,
birer Mecnûn-ı ilahî olurlardı.
© Ashâb-ı Kehfin köpeği gibi ki, o cezbe
sayesinde leş yemekten kurtuldu da, pâdişâhlar pâdişâhının sofrası başına
oturdu.
© O köpek, Ashâb-ı Kehfin dostluğunu seçtiği,
onlarla beraber bulunmanın zevkine vardığı için, mağaranın kapısı önünde
kıyamete kadar ça-naksız çömleksiz, rahmet suyunu içip merhamet yemeğini yer
durur.
® Köpek postuna bürünmüş, yâni görünüşte hor ve
hakir, adı sanı olmayan nice kişiler vardır ki, perde arkasında, Ashâb-ı Kehfin
köpeğine verilen sevgi kadehinden içer dururlar.
© Oğlum, o kadehi elde etmek için can ver!
Nefisle savaşa girişmeden, başına gelen belâlara sabretmeden hiç üstünlük elde
edilebilir mi?
© Bu sevgi kadehinden içmek için sabretmek,
sıkıntılar çekmek, pek dayanılmaz bir mihnet ve meşakkat de sayılmaz. Sen de
sabret ve sıkıntılara katlan ki, sabır; ferah ve neşenin anahtarıdır.
® Dünya pususundan, yâni bedene ait arzu ve
isteklerden sabretmeden, acılara katlanmadan, ihtiyatla hareket etmeden hiç
kimse kurtulamadı. Çünkü sabır, ihtiyatın eli ayağı gibidir.
® Sen ihtiyatlı davran da, bu nefsanî istekler
otundan yeme! Çünkü bu ot zehirlidir. İhtiyatla hareket etmek, peygamberlerin
nuru, peygamberlerin gücü ve kuvvetidir.
DÜŞÜNCELER
Hz. Mevlanamız, Mesnevi’nin
3. Cildinin bu bölümünde dua etmenin Allah’ın izniyle olduğunu ve dua etmenin
zevkini alıyorsak bu Allah’ın lütfu olduğunu belirtti, Allah ondan razı olsun.
Şefik Can dedemizin tercümesinden alıntılar yapmama izin veren,
Rahmetli Şefik Can Hocamızın talebesi, yaşayan son Mesnevihan sevgili Hayat Nur
Artıran Hanımefendiye çok teşekkür ederiz.
Bu yazıdan tek gayemiz Allah rızası için faydalı olmak inşallah.
Cenabı Allah Mesnevi’yi okuyup anlamayı ve uygulamayı cümlemize
nasip etsin.
Celalin Penceresinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder