17 Eylül 2018 Pazartesi

Mesnevi Okumaları – 34 – Ruhun Esas Gıdası Nedir?


Mesnevi Okumaları – 34 – Ruhun Esas Gıdası Nedir?


Merhaba sevgili gönül dostlarımız,

Yüce Allah’tan hayırlarla dolu güzel bir HAFTA geçirmenizi niyaz ederiz.


Allah'ın, Resulünün SAV ve de sevdiklerinin selam ve bereketi üzerinize olsun.




Efendim bu hafta yine Hz Mevlana’nın asırlardır Hak aşıklarının gönlüne ılık meltemler estiren Hikmet pınarı bir Kuran tefsiri olan eşsiz eseri Mesnevi’den alıntılara devam ediyoruz.


Şimdi yine sözü çok uzatmadan 34. Mesnevi yazısına başlamak istiyoruz:



RUHUN GIDASI ALLAH’LA BULUŞMAKTIR


Sen, ötelerden, rûh âleminden gelen ruhu beden zindanında hapsetmişsin.


© Sen, bir Cebrail gibi olan ruhu, bir direğe, yâni bir bedene bağlamışsın; kanatlarını da yüz yerinden yaralamışsın. İşlediğin günahlarla, ruhun yükselme kabiliyetini elinden almışsın.


© Ona gereken gıdayı veremiyorsun. Bazen onun önüne kebap olmuş dana eti koyuyorsun, bazen de onu alıyor, içinde hayvanların yiyeceği bulunan samanlığa götürüyorsun.


© Ona diyorsun ki: "İşte, bizim gıdamız budur!" Hâlbuki behey gafil! Onun gıdası samanlıkta değildir, onun gıdası gökyüzündedir. Onun Allah'la buluşmaktan başka gıdası yoktur.


© O belâlara uğramış da, bu işkenceden, bu imtihanlardan ötürü seni Allah'a şikâyet ediyor:


® "Allahım!" diyor. "Bu kocamış kurttan sana sığınırım. Bunun elinden beni kurtar!" Cenâb-ı Hakk kuluna "Sabret!" diye buyurur. "Nerde ise vakit geldi çattı.


® Seni anlamayan, senden habersiz olan nefisten senin hakkını alacağım, seni kurtaracağım. Âdil olan Allah'tan başka kim adalet gösterebilir?"



İÇİMİZDEKİ BİTMEYEN ÖZLEM NEDİR?


® Rûh der ki: "Yâ Rabbi! Senin yüzünü görmeyeli sabrım tükendi, yok oldu.


© Ben, bu beden zindanında Yahudilerin elinde âciz kalmış bir Ahmed, Semûd kavminin hapishanesine düşmüş bir Salih'im.


© Ey peygamberlerin canlarına saadet bağışlayan Allah! Yâ beni öldür, yahut beni yanına çağır, yahut lütfet, tenezzül et, sen gönlüme gel!


© Kâfirler bile senin ayrılığına dayanamıyor da 'Ne olurdu, ben de toprak olaydım!' der.40


40 Nebe Sûresi'nin 41. âyetine işaret var.


© İmansızlar tarafında bulunan bir kâfir bile senden ayrı düşmeye dayanamaz iken, sana inananların, sana bağlananların senden ayrı düşünce hâli nice olur?"


® Cenab-ı Hakk buyurdu ki: "Ey pâk ve nezih olan rûh, evet öyledir! Sen bana âşıksın ve beden hapishanesinde mahbussun. Fakat bu sözleri dinle, sabırlı ol, saati gelince seni azâd ederim.


© Sabah yakındır sus, coşkunluk etme! Ben, senin için çalışıp durmadayım, sen çalışma!"





Aşağıdaki kısım konu dışında farklı bir bölümdedir. Yazı kısa oldu diye ekliyorum.


ŞEYTANIN VESVESESİNİ DİNLEMEYİN


Doğan kuşunun, kazları dere kenarından ovaya çağırması.


® Doğan kuşu, kaza; "Sudan çık da ovaların şekerler yağdırdığını, yâni nimetler verdiğini gör." dedi.


® Akıllı kaz da, ona dedi ki: "Ey doğan kuşu, sen bizden uzaklaş. Su, bizim kalemizdir, eman yurdumuzdur. Neşemiz, sevincimizdir."


® Şeytân da doğan gibidir. Ey kazlar, sakın ha, su kalesinden, yâni iman kalesinden, imanlı kişilerin yanından pek az dışarı çıkın.


® Doğana, yâni şeytana da deyin ki; "Dön geri, dön. Elini başımızdan çek, ey aşağılık varlık.52


52 Burada kaz, din deresinde yüzen iman ehlini göstermektedir. Doğan kuşu; imanlı kişileri din nehrinden dışarı çıkarıp sapıklık ovasına götürmek isteyen şeytandır.


® Biz senin davetini istemiyoruz. Davetin senin olsun. Ey kâfir, biz sana inanmayız. Senin sözüne kanmayız.


® Kale bizim olsun, şeker kamışlığı da senin olsun. Armağanını da istemiyoruz. Sen al, o senin olsun.


® Can tende bulundukça, rızık eksik olmaz. Ordu, oldukça elbette bayrak da bulunur."



DÜŞÜNCELER


Hz. Mevlanamız, Mesnevi’nin 3. Cildinin bu bölümünde, benim 2017’de Egemen Yayınlarından çıkan “İçimdeki Bitmeyen Özlem” kitabında anlattığım özlemin, Rabbimizin Cemal’ine olduğunu çok veciz şekilde anlattı, Allah ondan razı olsun.




Şefik Can dedemizin tercümesinden alıntılar yapmama izin veren, Rahmetli Şefik Can Hocamızın talebesi, yaşayan son Mesnevihan sevgili Hayat Nur Artıran Hanımefendiye çok teşekkür ederiz.


Bu yazıdan tek gayemiz Allah rızası için faydalı olmak inşallah.

Cenabı Allah Mesnevi’yi okuyup anlamayı ve uygulamayı cümlemize nasip etsin.



Celalin Penceresinden


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder