Mesnevi Okumaları – 32 – Fil Yavrusu Yiyenlerin Hikayesi
Merhaba
sevgili gönül dostlarımız,
Yüce
Allah’tan hayırlarla dolu güzel bir HAFTA geçirmenizi niyaz ederiz.
Allah'ın,
Resulünün SAV ve de sevdiklerinin selam ve bereketi üzerinize olsun.
Efendim bu hafta yine Hz Mevlana’nın asırlardır
Hak aşıklarının gönlüne ılık meltemler estiren Hikmet pınarı bir Kuran tefsiri
olan eşsiz eseri Mesnevi’den alıntılara devam ediyoruz.
Şimdi yine sözü çok uzatmadan 32. Mesnevi
yazısına başlamak istiyoruz:
ARİFİN VERDİĞİ ÖĞÜTLER
Hırs ve tama'lan yüzünden fil yavrusunu
yiyenlerin ve "Yemeyin." diye öğüt verenin öğüdünü dinlemeyenlerin hikâyesi.
• Belki işitmişsindir; Hindistan'da bir arif,
dostlarından beş on kişinin,
® Uzun bir yolculuktan aç, çıplak olarak
geldiğini gördü.
® Arifin merhameti ve sevgisi coştu, onlara hoşça
bir selâm verdi. Onlara gül gibi güldü, açıldı.
® Ve dedi ki: "Herhalde mideniz bomboştur.
Açsınız, sizler açlık kerbelâsında bir çok zahmetlere, meşakkatlere,
sıkıntılara düştünüz.
® Fakat ne olursa olsun dostlar; Allah aşkına
olsun, sakın fil yavrusu yemeyiniz.
® Şimdi gideceğiniz bu tarafta bir fil yavrusu
vardır. Benim öğüdümü candan, gönülden dinleyin de, o fil yavrusuna dokunmayın.
® Zaten gideceğiniz bölgede yolunuza fil
yavruları çıkacaktır. Onları avlamayı gönlünüz pek ister.
• Çünkü onlar çok körpedir, çok sevimlidir, çok
semizdir. Fakat anaları pusuya yatmış, onları gözetmektedir.
® Her ana gibi, ana fil de yavrusuna çok
düşkündür. Gereğince yavrusunun arkasına düşer, inleyerek? ah ederek yüz fersah
yol alır.
® Onun hortumundan ateşler çıkar, dumanlar tüter.
Bu sebeple onun yavrusunu yemekten sakının."
® Onlara öğüt veren kişi; "Öğüdümü dinleyin
de gönlünüz ve canınız mihnetlere, zorluklara düşmesin." dedi.
® "Otları, yaprakları yeter bulun da, fil
yavrularını avlamaya pek varmayın.
® Ben vazifemi yaptım; öğüt verme borcumu ödedim.
Öğüt dinlemenin sonu ancak selâmettir.
® Ben sizi pişman olmaktan kurtarmak için elçi
olarak geldim ve aldığım haberleri size ulaştırdım.
® Sakın ki, tama' sizin yolunuzu kesmesin; azık
hırsı sizi kökünüzden söküp atmasın."
ARİFİN VERDİĞİ
ÖĞÜTLERİ DİNLEMEDİLER
• Öğüt veren kişi bunları söyledikten sonra
"Allah hayırlar versin!" diyerek gitti ve o uzun yolda yolcular
kıtlığa düştüler, fena hâlde acıktılar.
® Ansızın, yolda yeni doğmuş, semiz bir fil
yavrusu gördüler.
® O fil yavrusunun üstüne azgın kurtlar gibi üşüştüler..
Onu kestiler, pişirdiler; tamamıyla yiyip ellerini yıkadılar.
® Yol arkadaşlarından birisi, fil yavrusunun
etinden yemedi. Onlara da yememeleri için öğüt verdi. Çünkü, yolda kendilerine
öğüt veren kişinin sözleri onun hatırında idi.
® O söz, adamın fil yavrusunu kebap edip yemesine
engel oldu. Eski ve tecrübeli bir akıl, sana yeni bir taht bağışlar.
® Fil yavrusunu yiyenlerin hepsi uzanıp yattılar,
uykuya daldılar. O aç adam ise, sürüyü bekleyen çoban gibi uyanıktı.
• O, birdenbire korkunç bir filin geldiğini
gördü. Fil, önce o uyumayan bekçiye doğru koştu.
® Onun ağzını üç defa kokladı; ağzından filin
yavrusunun kokusu gelmiyordu.
® Bir kaç kere etrafında döndü, dolaştı sonra
gitti. Böylece o kocaman, korkunç fil, ona ziyan vermedi, onu incitmedi.
® Sonra, uyuyanların hepsinin de ayn ayrı
ağızlarını kokladı. Onların ağızlarından yavrusunun kokusu geliyordu.
® Çünkü onlar, filin yavrusunu kızartıp
yemişlerdi. Fil de hemen onları paraladı, öldürdü.
© Böylece bir bir hepsini öldürdü. Onlardan
ürkmüyor, korkmuyordu.
® Yavrusunun intikamını almak için onlann her
birini havaya kaldırıp yere vurdu, param parça etti.
® Ey halkın basma geçip, kanını içen zâlim! Bu
işten vazgeç de, halkın kanı seni savaşa düşürmesin, senden intikam almasın.
• Halkın malı, onların kanı gibidir. Bunu iyi bil
ki, mal beden kuvveti ile elde edilir.
ANA FİLLER İNTİKAM
ALIR (Nebi ve Veliler intikam alır)
• Fil yavrularının anaları kin güderler; bu
yüzdendir ki, fil, yavrusunu yiyenlerden intikam alır.11
• Ey rüşvet yiyen kişi! Sen, fil yavrusu
yiyorsun. Sana düşman olan fil kökünü kazır, seni mahveder.
© Ağzındaki haram lokma kokusu, hileciyi rezil
eder. Çünkü fil, kendi yavrusunun kokusunu bilir.
® Yemen'deki ilahî kokuyu Medine'de hisseden azîz
Peygamberimiz, bendeki bâtıl kokuyu nasıl olur da duymaz?
• Hz. Mustafa (s.a.v.) Efendimiz, Yemen ile
Medine arası gibi uzak bir mesafeden rahmânî nefesi duyar da, bizim ağzımızdaki
onu bunu çekiş tirmeyi, onda bunda kusur görmeyi ve şâir kötülüklerimizin, kötü
huylanmızın kokusunu duymaz mı?
® Duyar, duyar ama bizden gizler; yüzümüze
vurmaz. Çünkü bizim ağzımızdaki iyi kokular da, kötü kokular da göklere
yükselmektedir.12
Mesnevi’nin
Farsçadan dilimize çevrilmiş en güzel tercümesi olan bu kitapta Sertarik
Mesnevihan Hz. Şefik Can (1909-2005) dedemiz bu beyitle ilgili sayfanın altına şu dipnotu
yazmış:
12 Bu beyitte Fâtır Sûreşi'nin şu mealde olan 10. âyet-i kerimesine işaret vardır: "Güzel sözler, Allah'ın kabul dergâhına yükselir. Allah, iyi amelleri
mükâfatlandırma maka mına yükseltir, yahut iyi amel; güzel sözleri, duaları, zikirleri yücelere götürür." Allah'ı anmak, duâ etmek, Kıtr'ân okumak gibi bütün güzel sözler, hadîsler, velîlerin ilahî sözleri Allah'a manen yükselir.
DÜŞÜNCELER
Hz. Mevlanamız, Mesnevi’nin
3. Cildinin bu hikayesinde bize şu dersleri vermektedir: Allah ondan razı
olsun.
Öğüt dinlemenin gerektiğini, yapılan
kötülüklerin, işlenen günahların kokusunun çıkacağını, yâni belli olacağını
haber vermektedir. Bu hikâye münâsebeti ile Hz. Mevlâna'nm ifâde buyurduğu bazı
nükteli sözler, hakikatlar 159. beyitten sonra gelecek beyitlerde görülecektir.
Bu hikâyedeki fil analarından maksat, velîler ve
nebilerdir. Yavruları ise, onların manevî evlâdı demek olan gerçek
müslümanlardır. Bu yüzden o müslümanlara zulüm etmek, hattâ etlerini yemek gibi
sayılan gıybetlerinde bulunmak, velîlerin intikamına uğramakla neticelenir.
Şefik Can dedemizin tercümesinden alıntılar yapmama izin veren,
Rahmetli Şefik Can Hocamızın talebesi, yaşayan son Mesnevihan sevgili Hayat Nur
Artıran Hanımefendiye çok teşekkür ederiz.
Bu yazıdan tek gayemiz Allah rızası için faydalı olmak inşallah.
Cenabı Allah Mesnevi’yi okuyup anlamayı ve uygulamayı cümlemize
nasip etsin.
Celalin Penceresinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder