Hepimiz Trabzonlu
Kamyoncularız inşallah
Merhaba
sevgili gönül dostlarımız, Güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle…
Bu hafta
hangi konuda yazsak diye 2016 Ocak’ta internette yayınladığımız 41 bölümlük hayat
öykümüzü anlattığımız naçiz kitabımızın word dosyasına bakarken, aşağıdaki 16.
Bölümdeki yazıları okuyunca duygulandık.
Şimdi eski
komşumuz ilahiyatçı Efkan Vural hocamla ilgili bu yazıyı kısaltarak tekrar
paylaşmak istiyoruz, yazının sonundaki gerçek hikayeyi okuyunca yazının
başlığını anlayacaksınız inşallah:
İşe başlamıştım. İlacı üç ay düzenli kullandıktan sonra, artık
düzeldim diye bıraktım.
Moralimde düzelmişti. Zaten benim hastalık morale bağlıymış. Küçük
üzüntüler bile hastalığımı ilerletiyordu.
Yaşadığım bunalımlar ve ağır ilaçlar hastalığımı ilerletmişti.
Babam büyük uğraşlar sonunda SSK’dan bir tekerlekli sandalye aldı. Zor da olsa
çaresiz kabullenmiştim.
Oturduğumuz evimiz beşinci kattaydı. Merdiven korkuluğundan tutarak
yavaş yavaş iner çıkardım. Yine kiracıydık. Hastalığım ilerleyince tekerlekli
sandalye kullanmaya başladım.
Artık bir elim merdiven korkuluğunda öbür elim babamın omuzunda
beşinci kata güçlükle çıkabiliyordum. Babam ev aramaya başladı. Ama paramız
yoktu.
Sekiz yıl önce ev yaptırmak için bir kooperatife üye olmuştu.
Bitmesine çok az kalmıştı. Ama Ankara’nın öbür ucundaydı. İşyerime elli km idi.
Babam o evi sattı. Ve oturduğumuz mahalleden giriş kat bir daire
aldı. Hamdolsun ilk defa 1998 yazında kendi evimize taşındık. Hala bu evdeyiz. (Ankara Sincan-Fatih)
Efkan hocamgille burada komşu olduk. Bir yazıda şöyle anlatmıştım:
Hastalığım ilerleyince
beşinci kata çıkamaz oldum. Babam birikimiyle, işe yakın diye aynı mahallede
giriş kat bir daire alabildi. Yıllarca kirada oturduktan sonra hamdolsun 1998
de kendi evimize taşındık. Ev alma,
komşu al diye bir atasözümüz var, bilirsiniz.
Allah, -kaderde- bizi öyle güzel insanlarla
komşu yaptıki, sonsuz şükürler olsun. Efkan
Vural hocamgil –kızı Nihal’in
deyimiyle- en iyi komşularımızdandır. Efkan
hocam Trabzon Of’ludur.
Benim önceden hiç
Karadenizli arkadaşım yoktu. Efkan hocamı tanıdıkça Trabzonlulara sempatim
arttı.
2003 yılında Allah bana
hidayet verdi. Radyoda dinlediğim bir sohbette rahmetli bir alim, Efendimizin
SAV bir hadisinden bahsetti. Allah kime
iman verirse ona salih dostlarda nasip eder, demişti.
İşte ALLAH’ın bana nasip
ettiği salih dostların birincisi Efkan Vural hocamdır. Kendisi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi öğretmeni
olup, Sincan’da bir lisede müdür
başyardımcısıdır.
Efkan hocam haftada mutlaka
en az birgün bize gelir, sohbet ederiz. Hocam güler yüzü ve hoş sohbetiyle bana moral verir. Her konuda fikir
danıştığım gerçek bir dosttur.
Beni yazmaya ve sayfa
açmaya ısrarla teşvik eden Efkan hocam’dır. Hidayetimden sonra 2006’da namaza
başlamayı çok arzu ettim. Babam abdest aldırmakta zorlanıyor, bense namazın verdiği huzuru tatmıştım. Efkan
hocam teyemmüm ile ve sandalyede
nasıl namaz kılacağımı öğretti.
Ramazanlarda eşi Hatice hanım evinde hazırladığı
yemekleri ben çıkamadığım için bize indirir. Beraber iftar yaparız. Yaz akşamları balkonda çay sefası yaparız.
Beraber çok pikniğe
gittik. Günümüzde güzel bir dostluk ve komşuluk örneği Efkan hocamgildir. Allah
onlardan ebediyen razı olsun.
Efkan hocamın üç çocuğu
var. Bazen hocamı üzseler bile hiç kızmaz. Çünkü Efkan
hocam beş yaşında babasını kaybettiği için onlara hiç kıyamaz.
Karşısındaki
dairedeki komşusunu bile tanımayanların yaşadığı Ankara gibi bir büyükşehirde,
Çamlık sitesinde küçük bir kasaba gibi komşuluklarımız… Her zaman ziyaretler ve
hal hatır sormalar, bayanların altın günleri…
EFKAN VURAL HOCAM YERİME
UMRE YAPTI
2012’de kıl dönmesi
ameliyatımdan dolayı sandalyeye oturamadığım için beni ambulansla hastaneye
götürmek için dört-beş komşu babama yardıma koştu.
Sedyeyi elleşerek beni
evden ambulansa taşıdılar, hastaneye gelerek orada da yardım ettiler ve aynı
şekilde eve getirdiler. Ben o gün tüm namazlarımda onlara dua ettim.
2003’te de sokağımızda
doğalgaz çukuru açıp kapattılar. Sokağımız yağmur yağınca çamur içindeydi.
Efkan hocam, babam ve komşular elbirliğiyle sokağı baştan aşağı, tozunu
toprağını süpürdüler ve hortumla yıkadılar.
Efkan hocam apartman
girişine bir engelli rampası ve balkondan sokağa uzanan demir köprü yaptırması
için babamı ısrarla teşvik etti ve komşularla birlikte yapımına yardım etti.
Allah cümlesinden razı olsun.
2012’de kıl dönmesi ameliyatı için, babamla üç
gün hastanede yattık. Üçüncü gün beni gören hemşire asık suratla ‘sen hâlâ
buradamısın!’, dedi. Üzüldüm.
Öğleden sonra gelen hemşire
güleryüzlü idi. Sabahki hemşire
böyle dedi, deyince; genellikle senin ameliyatını olanlar birgün kalıyor, ondan
öyle demiştir, dedi.
Hmm siz nerelisiniz diye
sordum. Trabzonluyum, dedi. Efkan hocamdan ve iyiliklerinden bahsedince dedi
ki: “Trabzonlular genelde pozitif
insanlardır.”
Ben emekli olunca
memleketimiz Konya Ereğli’den ev aldık. Yazları üç-dört ay Ereğli’deyiz. Efkan
hocam ailecek 2013 yazında bizi Ereğli’de
ziyaret ettiler, çok mutlu olduk.
Beraber piknik yaptık.
Ereğli’deki Ulu Cami’de Cuma namazına gittik. Efkan hocam bana –samimiyetle söylüyorum- pek çok yakın
akrabamdan daha yakındır.
Efkan hocam 2013 sömestr
tatilinde de umreye gitti. Bana
Mekke’den telefon açtı, sözle vekalet aldı. Benim yerime de umre yaptı. Allah razı olsun.
Trabzonlular hakkında internetten şöyle bir yazı
okumuş ve ağlamıştım.
"Ben Ardahan'ın bir dağ köyünde doğdum,
çocukluğum orada geçti." diye başlıyor Nevin öğretmen, fukaralık yüzünden
ailelerin, kızlarını ortaokul veya lisede okutamadığını anlatıyor.
"Fakir olmamıza rağmen babam okumamı çok
istedi; diğer şehirlerdeki akrabalarımı yokladıysa da kimse yanaşmadı beni
yanlarına alıp okutmaya. Yakın bir ildeki parasız yatılı imtihanlarını
kazanmama o yüzden benden çok sevindi babam. İzinlerde geldiğim köyümüzden
okullar açılırken ayrılırdım.
Böylece 6 sene her tatilde Ardahan'a gelir,
köyde anneme yardım ederdim. Okullar açıldığında ise babamla birlikte sabaha
karşı 3'te kalkıp yürüyerek köyden 1,5 km uzaktaki ana yola inerdik. Hele
yarıyıl dönüşlerinde kar o kadar çok yağmış olurdu ki, babam beni sırtına almak
zorunda kalırdı. O yıllarda babamın bineceğim arabayı seçmek için bazen saatler
harcaması bana o günlerde çok anlamsız geliyordu, ta ki gerçeği öğrenene
kadar...
Bizim oralarda komşu ile dolmuş olmadığı için
babam beni genellikle yük kamyonlarına bindirirdi ama ben köydeki insanların
benimle ilgili dedikodularını duyar, geceleri gizli gizli ağlardım. Babam beni,
yani öz kızını satıyormuş! Köylüler öyle diyordu.
Çocuk aklımla babamın beni, hikâyelerde
okuduğu köleler gibi satacağını düşünürdüm. Babam yoldan geçen her kamyonu
durdurur, şöförleriyle kısa bir konuşma yaptıktan sonra bineceğim kamyonla
ilgili bir karar verirdi. Uzaktan bunu görenler, demek ki babamın şöförlerle
pazarlık yaptığını düşünüyordu.
Bindiğim kamyonların şoförleri -babamın
kimbilir ne zahmetle kazanıp bir kısmını avcuma sıkıştırdığı- paramı
harcatmazlar, yedikleri lokantada kendi yediklerinden fazlasını ısmarlar, yan
koltukta uyuduğumda paltolarını üstüme örter, bazen de çaktırmadan cebime
harçlık koyarlardı.
Ben babamın ne yaptığını, neden o şehre giden
her arabaya beni bindirmediğini çok sonradan öğrendim; öğrendikten sonra da
köylülerin bizi suçladığı şeyle ilgili üzüntüm daha da arttı.
Yıllar böyle geçti. Okudum, öğretmen oldum.
Evlendim, üç çocuk yetiştirdim. Beni yoksulluğa ve iftiraya rağmen okutan babam
artık yaşamıyor, Allah mekânını cennet etsin sevgili babamın...
O kadar erkenden kalkıp saatlerce kış
kıyamette araba beklerken babam şoförlere nereli olduklarını soruyordu;
'Trabzonluyum' cevabını alana kadar beni hiçbir kamyoncuya teslim etmiyordu.
'Niçin?' diye sordum, 'Kızım' dedi,
'Trabzonlular güvenilir ve ahlâklı insanlardır. Seni onlara teslim ettiğimde
gözüm arkada kalmıyor!'
(Harun Çelik – Kuzeyli Yazılar kitabından)
***
EFKAN HOCAMDAN BİLİYORUM
Kİ YAZIDA ANLATILAN DOĞRUDUR. TRABZONLULAR GERÇEKTEN İYİ İNSANLAR...
2014
yılında sevgili Efkan Vural hocamgil 3-4 km uzakta yeni evlerine taşındılar ama
Allah razı olsun hocam sık sık ziyaretimize gelir.
Sevgili eski komşumuz Efkan Vural hocam bizi unutmadı, ziyaretimize geldi, Allah razı olsun. (27 Eylül 2017 Çarşamba) |
Allah bizi dünyada da, ahirette de ayırmasın
EFKAN Hocam. Firdevs cennetinde sevdiklerimizle birlikte Efendimize SAV komşu
eylesin.
Seni çok seviyorum Efkan Vural hocam . . .
Celalin Penceresinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder