Sessizliğin Adı Neydi?
Günaydın
sevgili gönül dostlarımız, güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle…
Efendim, başlıktaki
sorunun cevabı aşağıdaki yazıda geçiyor. Bu yazıyı yazan yıllar önce TV’de
namazla ilgili anlatımlarını ilgiyle dinlediğim iyi kalpli engelli Gülseren
Mirici.
Mayıs 2015’te
sevgili Efkan Vural hocam ve üç öğrencisi Engelliler Haftası dolayısıyla
ziyaretime gelmişlerdi. Ben onlara Gülseren Mirici’den esinlendiğim şu şeyi
uygulamıştım.
Gençler
lütfen bir ayağa kalkar mısınız, şimdi oturun, dedim. Kaç saniye tuttu. Ben
yirmi yıldır hasretim buna ve beni saldalyeden ayağa kaldırıp klozete oturtmak
için babam belime kemer bağlayıp kendi icadı vinç sistemi ile kaldırıyor.
Babamın
belime kemer bağlayıp vinçle kaldırma videosu: (1.5 dk - 2012’de kiloluymuşum)
Halinize
ne kadar şükretseniz azdır, çok çok şükredin, dedim.
Şimdi bu
güzel yazıyı okuyalım, sonrasında Gülseren Mirici hakkında bilgi vereceğiz:
SessİzlİĞİn Adı - Gülseren MİRİCİ
Oturduğum koltuktan evim de
dolaşan insanı seyrederim bazen. Sadece dolaptan bir bardak almak için bedenin
kaç şekle girdiğini seyrederim. Dolabın kapağını açmak için kaç kas harekete
geçiyor. Ete kemiğe bürünen insanş ufacık bir kıpırdayışında kaç kasın hareket
ettiğinin farkında bile olmuyor. Aklından geçeni yapıyor ya, oluveriyor ya
herşey o an... Herşey oluveriyor ya...
Hareketsiz bedenimi harekete
geçiren akülü bir arabam var. Bana uzağı yakınlaştıran yakını uzaklaştıran,
dört tekeri bir motoru olan akülü arabam var. Çocukluğumda evimize alamazdık
akülü arabamı. Evimizin merdivenleri beni bir nebze engelsizleştiren arabamın
evimize girmesine engeldi. Her çocuk gibi ben de geceleri bir hırsızın eve
girmesinden korkardım.. Hayır hayır, eve girmesinden değil, hırsızın bodrum
katına gitmesinden korkardım. Elim ayağım bodrum katındaydı Hırsız arabamı
çalmaz değil mi Allah'ım, diye sorardım sessizce.
Büyüdüm, kaç araba eskidi
bozuldu , kaç araba yeniledim.. Bir gün işten çıktıktan sonra aileme uğramaya
karar verdim. Ailemin kapısına gelince elim ayağım olan akülü arabamı kapının
önüne park edip kardeşimin yardımıyla eve girdim. Biraz muhabbetten sonra
kardeşime arabama binmem de bana yardımcı olması için rica ettim.
Kardeşim her zamanki gibi önce
arabamı hazır hale getirmek için arabamın yanına gitti. Telaşla yanıma gelip
yine bir çocuğun arabamla oynayıp ayarlarını karıştırdığını söyledi. Bir değil,
iki değil, üç değildi artık... Arabama oturup ayarlarını düzelttikten sonra, bu
sefer bu çocuğu bulmalıyım" diyerek mahalleyi gezmeye başladım.
Evin biraz ilerisinde oynayan
çocuklar gördüm. Yanlarına gidip onlarla oynadıkları oyun hakkında sohbet
etmeye başladım. Birbirimizle birazcık kaynaşıp samimi olduktan sonra size bir
şey sorabilir miyim dedim. Soru sormama izin verdiler. Arabam ilerdeki kapının
önünde duruyordu bir çocuk arabamın ayarlarıyla oynamış. Arabamla oynayan
çocuğu gördünüz mü" dedim. Sessizlik... Aralarındaki bir kız çocuğu
merakla "ne yapacaksın abla?" diye sordu.
"Ona çikolata
vereceğim" dedim. Erkek çocuk parmağını kaldırdı, ben oynadım dedi. Çocuğa
baktım. Ona ben oynadım dedirten neydi? Arabamla oynamasına karşılık olarak
alacağını sandığı çikolata mı? Oyuncak araba sandın bu arabayı değil mi, diye
sordum.
Kız çocuğu cevap vermekte ondan
daha aceleciydi. Hayır abla o hep oynuyor senin arabanla, istersen babasına
söyle dedi. Erkek çocuk sessiz kaldı. "Annen nerede?" dedim. "Annem yok" dedİ. SessİzLİğİnİn adı belkİ
de annesİzlİktİ. Yutkundum.
"Yanıma yaklaşır
mısın" dedim. Yaklaştı. Ona baktım, gözlerine... Yanından uzaklaştım biraz
ve "beni yanına çağırır mısın" dedim. Çocuk şaşkın şaşkın baktı
yüzüme. "Yanıma gelir misin abla" dedi. Bacaklarımı değil, arabamın
direksiyonunu hareket ettirerek yaklaştım.
Saniyelere bir dua sığdırdım.
Rabbime dilimi çözmesi, göğsümü genişletmesi ve beni bu çocuğa anlaşılır
kılması için dua ettim. Senin yanına sadece bu arabayla yaklaşabiliyorum,
ailemi sadece bu arabayla ziyaret edebiliyorum, sadece bu arabayla
yürüyebiliyorum ve sadece ben bu arabanın ayarlarını biliyorum. Senin
ayaklarınla da sadece sen yürüyebiliyorsun.
Arabamın akülü oyuncak araba
olmadığını bilseydin arabamın ayarlarıyla oynamazdın değil mi? Şimdi öğrendin.
Bir daha oynamazsın değil mi? "Oynamam abla; söz" dedi. Çocuğun
yanından ayrıldım. Annemin evine hızla döndüm ve evden bir paket çikolata
aldım. Söz vermiştim ya... Arabamla oynayana çikolata verecektim. Çikolata ile
çocuğun yanına gittim, "Al bu senin, ama arabam´la oynadığın için değil,
arabamla bir daha oynamayacağına söz verdiğin için sana çikolata
veriyorum" dedim ve ordan ayrıldım.
Ertesi hafta yine ailemi
ziyarete gittiğimde çocuk bahçede oturuyordu. Ona selam verdim. Çocuk sevinerek
"Abla sen merak etme ben burda arabanın bekçisi olurum kimseyi
dokundurmam" dedi. O günden sonra ailemi her ziyarete gittiğim de çantama
bir paket çikolata alıyorum.
******
GÜLSEREN GÜMÜŞ
VEFAT ETTİ
Gülseren
Mirici benle aynı yaşıt. 1973 doğumlu. Gülseren kardeşim engelleri aşmış bir
insan. Aşık olmuş, sonuna kadar bakacağına söz veren sağlıklı gençle evlenmişler.
Sonra
boşanmışlar ve kızlık soyadını alarak Gülseren Gümüş olmuş.
Gülseren
kardeşimin eşiyle tanışmasını yıllar önce bir gazetenin internet sayfasından
kopyalamıştım. Sevdiğim yazılar bloğumda yayınladım. Müsait vakit
okuyabilirsiniz:
Evet
sessizliğin adı annesizlikti. İyi kalpli Gülseren kardeşim Afrika’da ve
yaşadığı şehir Duisburg’da yetimler yararına pekçok kurs ve kermesler
düzenlemiş.
Almanya'nın
Duisburg kentinde bedensel engelli olmasına rağmen Güldeste Derneğini kurarak
pekçok hayırlı işlere imza atan, üç kitap yazan Gülseren Gümüş 2013’de
Almanya’da vefat etti ve memleketi Trabzon’da toprağa verildi. Allah rahmet
eylesin.
Anneciğim ve Babacığım torunları Nuriye İrem (15) , İsa (10) , Ceren (9) , Azra (6) , Kaan (bir aylık) ile birlikte Çorum Sungurlu'da. 14 Ekim 2017 |
Yeğenlerim İsa, Azra, Ceren |
Celalin Penceresinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder