16 Ekim 2017 Pazartesi

Sessizliğin Adı Neydi?


Sessizliğin Adı Neydi?

 

Günaydın sevgili gönül dostlarımız, güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle…  

 

Efendim, başlıktaki sorunun cevabı aşağıdaki yazıda geçiyor. Bu yazıyı yazan yıllar önce TV’de namazla ilgili anlatımlarını ilgiyle dinlediğim iyi kalpli engelli Gülseren Mirici.

 

Mayıs 2015’te sevgili Efkan Vural hocam ve üç öğrencisi Engelliler Haftası dolayısıyla ziyaretime gelmişlerdi. Ben onlara Gülseren Mirici’den esinlendiğim şu şeyi uygulamıştım.

 

Gençler lütfen bir ayağa kalkar mısınız, şimdi oturun, dedim. Kaç saniye tuttu. Ben yirmi yıldır hasretim buna ve beni saldalyeden ayağa kaldırıp klozete oturtmak için babam belime kemer bağlayıp kendi icadı vinç sistemi ile kaldırıyor.

 


Babamın belime kemer bağlayıp vinçle kaldırma videosu: (1.5 dk - 2012’de kiloluymuşum)


 

Halinize ne kadar şükretseniz azdır, çok çok şükredin, dedim.

 

Şimdi bu güzel yazıyı okuyalım, sonrasında Gülseren Mirici hakkında bilgi vereceğiz:

 

SessİzlİĞİn Adı - Gülseren MİRİCİ

 

Oturduğum koltuktan evim de dolaşan insanı seyrederim bazen. Sadece dolaptan bir bardak almak için bedenin kaç şekle girdiğini seyrederim. Dolabın kapağını açmak için kaç kas harekete geçiyor. Ete kemiğe bürünen insanş ufacık bir kıpırdayışında kaç kasın hareket ettiğinin farkında bile olmuyor. Aklından geçeni yapıyor ya, oluveriyor ya herşey o an... Herşey oluveriyor ya...

 

Hareketsiz bedenimi harekete geçiren akülü bir arabam var. Bana uzağı yakınlaştıran yakını uzaklaştıran, dört tekeri bir motoru olan akülü arabam var. Çocukluğumda evimize alamazdık akülü arabamı. Evimizin merdivenleri beni bir nebze engelsizleştiren arabamın evimize girmesine engeldi. Her çocuk gibi ben de geceleri bir hırsızın eve girmesinden korkardım.. Hayır hayır, eve girmesinden değil, hırsızın bodrum katına gitmesinden korkardım. Elim ayağım bodrum katındaydı Hırsız arabamı çalmaz değil mi Allah'ım, diye sorardım sessizce.

 

Büyüdüm, kaç araba eskidi bozuldu , kaç araba yeniledim.. Bir gün işten çıktıktan sonra aileme uğramaya karar verdim. Ailemin kapısına gelince elim ayağım olan akülü arabamı kapının önüne park edip kardeşimin yardımıyla eve girdim. Biraz muhabbetten sonra kardeşime arabama binmem de bana yardımcı olması için rica ettim.

 


Kardeşim her zamanki gibi önce arabamı hazır hale getirmek için arabamın yanına gitti. Telaşla yanıma gelip yine bir çocuğun arabamla oynayıp ayarlarını karıştırdığını söyledi. Bir değil, iki değil, üç değildi artık... Arabama oturup ayarlarını düzelttikten sonra, bu sefer bu çocuğu bulmalıyım" diyerek mahalleyi gezmeye başladım.

 

Evin biraz ilerisinde oynayan çocuklar gördüm. Yanlarına gidip onlarla oynadıkları oyun hakkında sohbet etmeye başladım. Birbirimizle birazcık kaynaşıp samimi olduktan sonra size bir şey sorabilir miyim dedim. Soru sormama izin verdiler. Arabam ilerdeki kapının önünde duruyordu bir çocuk arabamın ayarlarıyla oynamış. Arabamla oynayan çocuğu gördünüz mü" dedim. Sessizlik... Aralarındaki bir kız çocuğu merakla "ne yapacaksın abla?" diye sordu.

 

"Ona çikolata vereceğim" dedim. Erkek çocuk parmağını kaldırdı, ben oynadım dedi. Çocuğa baktım. Ona ben oynadım dedirten neydi? Arabamla oynamasına karşılık olarak alacağını sandığı çikolata mı? Oyuncak araba sandın bu arabayı değil mi, diye sordum.

 

Kız çocuğu cevap vermekte ondan daha aceleciydi. Hayır abla o hep oynuyor senin arabanla, istersen babasına söyle dedi. Erkek çocuk sessiz kaldı. "Annen nerede?" dedim. "Annem yok" dedİ. SessİzLİğİnİn adı belkİ de annesİzlİktİ. Yutkundum.

 

"Yanıma yaklaşır mısın" dedim. Yaklaştı. Ona baktım, gözlerine... Yanından uzaklaştım biraz ve "beni yanına çağırır mısın" dedim. Çocuk şaşkın şaşkın baktı yüzüme. "Yanıma gelir misin abla" dedi. Bacaklarımı değil, arabamın direksiyonunu hareket ettirerek yaklaştım.

 

Saniyelere bir dua sığdırdım. Rabbime dilimi çözmesi, göğsümü genişletmesi ve beni bu çocuğa anlaşılır kılması için dua ettim. Senin yanına sadece bu arabayla yaklaşabiliyorum, ailemi sadece bu arabayla ziyaret edebiliyorum, sadece bu arabayla yürüyebiliyorum ve sadece ben bu arabanın ayarlarını biliyorum. Senin ayaklarınla da sadece sen yürüyebiliyorsun.

 

Arabamın akülü oyuncak araba olmadığını bilseydin arabamın ayarlarıyla oynamazdın değil mi? Şimdi öğrendin. Bir daha oynamazsın değil mi? "Oynamam abla; söz" dedi. Çocuğun yanından ayrıldım. Annemin evine hızla döndüm ve evden bir paket çikolata aldım. Söz vermiştim ya... Arabamla oynayana çikolata verecektim. Çikolata ile çocuğun yanına gittim, "Al bu senin, ama arabam´la oynadığın için değil, arabamla bir daha oynamayacağına söz verdiğin için sana çikolata veriyorum" dedim ve ordan ayrıldım.

 

Ertesi hafta yine ailemi ziyarete gittiğimde çocuk bahçede oturuyordu. Ona selam verdim. Çocuk sevinerek "Abla sen merak etme ben burda arabanın bekçisi olurum kimseyi dokundurmam" dedi. O günden sonra ailemi her ziyarete gittiğim de çantama bir paket çikolata alıyorum.

 

******

 

GÜLSEREN GÜMÜŞ VEFAT ETTİ

 

Gülseren Mirici benle aynı yaşıt. 1973 doğumlu. Gülseren kardeşim engelleri aşmış bir insan. Aşık olmuş, sonuna kadar bakacağına söz veren sağlıklı gençle evlenmişler.

 


Sonra boşanmışlar ve kızlık soyadını alarak Gülseren Gümüş olmuş.

 

Gülseren kardeşimin eşiyle tanışmasını yıllar önce bir gazetenin internet sayfasından kopyalamıştım. Sevdiğim yazılar bloğumda yayınladım. Müsait vakit okuyabilirsiniz:

 


 

Evet sessizliğin adı annesizlikti. İyi kalpli Gülseren kardeşim Afrika’da ve yaşadığı şehir Duisburg’da yetimler yararına pekçok kurs ve kermesler düzenlemiş.

 


Almanya'nın Duisburg kentinde bedensel engelli olmasına rağmen Güldeste Derneğini kurarak pekçok hayırlı işlere imza atan, üç kitap yazan Gülseren Gümüş 2013’de Almanya’da vefat etti ve memleketi Trabzon’da toprağa verildi. Allah rahmet eylesin.

Anneciğim ve Babacığım torunları Nuriye İrem (15) , İsa (10) , Ceren (9) , Azra (6) , Kaan (bir aylık) ile birlikte Çorum Sungurlu'da. 14 Ekim 2017

Yeğenlerim İsa, Azra, Ceren
 


Kızkardeşim 12 Eylül 2017 günü doğum yaptı. Bu haftasonu kardeşim Faik annemi ve babamı Çorum'a bebek görmeye götürdü. Sevgili can dostum Aydın Kaynarca bey haftasonu benimle kaldı, ihtiyaçlarımı karşıladı, ve güzel vakit geçirdik. Allah razı olsun dostum iyi ki varsın. (13-15 Ekim 2017)

Maçlar, filmler izledik. Dostum Aydın beyden Allah yüzbin kere razı olsun, yemek, çay, yatağa oturtma, gibi her tür ihtiyacımı karşıladı, annemi aratmadı. Annem ve babam için tatil gibi oldu. Özellikle yeni doğum yapan ve babama çok düşkün olan kızkardeşim Berrin bayram yaptı.

Cumartesi gece komşularımız Tolunay bey, Cihat bey ve Efkan Vural hocam oturmaya geldiler. Beş erkek güzelce sohbet ettik, çay ve çiğköfte ile güzel vakit geçirdik. Sohbet baldan tatlıdır.


Allah hepimize hayırlı bereketli ömürler versin inşallah.

 

 

Celalin Penceresinden

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder