19 Ocak 2017 Perşembe

Mesnevi Okumaları - 2


Mesnevi Okumaları - 2

 

Mesnevi yazılarının ikincisi ile devam ediyoruz.
Bu yazıları fakire nasip eden Rabbimize sonsuz hamdolsun.
 
 

Geçenki yazımızda, ABD’de en çok okunan kitap Mesnevi imiş. Neden ben de hiç okumadım, dedim. Anadolu’muzun öz değeri Hz. Mevlana’mızın eşsiz eseri Mesnevi’yi 2017’de okumaya karar verdik inşallah, diye yazmıştık.

 

Rahmetli Şefik Can dedemizin (1909-2005) Mesnevi tercümesinde Hz. Mevlana Mesnevi 1. Cilt Önsöz’ünde şöyle demiştir:

 
Şefik Can (1909-2005)

"Bu kitap, Mesnevi kitabıdır. Mesnevi, hakîkate ulaşmak ve Allah'ın sırlarına agâh olmak, akıl erdirmek isteyenler için bir yoldur. Mesnevi, din asıllarının asıllarının asıllarıdır. Allah'ın en büyük şaşmaz şerîati, hakîkate giden nurlu yoludur. Mesnevi, içinde kandil bulunan kandilliğe benzer. Sabahlardan daha nurlu bir surette parlar. Hakîkati arayan gönüller için bir cennettir. Mesnevî'nin pınarları var, dalları var, budaklan var, bu pınarlardan bir tanesine "Selsebîl" derler. Burası makam sahiplerince, kalpleri uyanık insanlarca en hayırlı duraktır. En güzel dinlenme yeridir. Hayırlı insanlar, iyi kimseler, orada yerler, içerler, neşelenirler, ferahlanırlar.

 

Mesnevi imanlılara şifâ, imansızlara hasrettir. Nitekim, Hakk: "Kur'ân-ı Kerîm ile çoğunun yolunu azıtır, çoğunun yolunu doğrultur. Hidâyete eriştirir." demişlerdir. Şüphe yok ki Mesnevi, temizlenmiş kişiler için gönüllere şifâdır. Hüzünleri giderir. Kur'ân'ı açıkça anlamaya yardım eder. Huyları güzelleştirir. Gönülleri temiz-insanlardan, hakîkati sevenlerden başkalarının Mesnevî'ye dokunmalarına müsâade yoktur.

 

Mesnevi âlemlerin Rabbi'nden gönüle inmiş hakîkatleri ihtiva eder. Gerçekten de Mesnevi Rabbü'l-âlemîn tarafından ilham olunmuş bir kitaptır. Bâtıl, onun ne önünden ge-lebilir, ne de ardından. Allah onu korur."

 

Yani Hz Mevlana, Mesnevi’yi anlamayı Allah herkese nasip etmiyor. Onu anlamak için nefsani arzulardan arınmış temiz bir gönül lazım, aşk ile yanmış bir gönül gerek, diyor.

 


Yeryüzünde şu an yaşayan son Mesnevihan (Hz. Mevlana’nın eseri Mesnevi’yi her yönüyle en iyi bilen kişi) sevgili Hayat Nur Artıran Hanımefendi’den dinlemiştim:

 

Mesnevi’de 260’dan fazla hikaye anlatılmıştır. Hz. Mevlana her hikayede ayrı bir hikmet bildirir. Mesela 1. Padişah ve Cariye hikayesindeki hikmet şudur: (Geçenki yazıda vardı.)

 

Padişah, insan ruhunu temsil eder. Cariye ise nefsimizi… Cariyenin aşık olduğu kuyumcu ise dünya sevgisini sembolize etmektedir.

 

Bu hikmetleri anlayabilmek içinse Mesnevi’yi roman gibi değil, yavaş yavaş, tekrar tekrar düşünerek acele etmeden okumalıyız.

 

Bir de Mesnevi okurken çok etkilendiğimiz birşey okuduk, hemen onu paylaşmalıyız. Bizi anlayabilecek biriyle hemen paylaşmalıyız. Telefon veya whatsup’la, vs…

 

Ben şimdi Mesnevi’de şöyle bir beyit okudum, deyip karşılıklı fikir alışverişi yapmalıyız. Zaten Fakir’de Twitter’da etkilendiğimiz sözleri paylaşıyorum, dedi Nur Hocamız.

 

Evet bendenizde acizane bunun için bu yazıları yazmaktayız. Sevgili Hayat Nur Artıran Hanıma dostluğu için müteşekkiriz. Onun gibi gerçek bir Hak aşığı alim ile fakiri dost eyleyen Rabbimize binlerce hamdolsun.

 


Nur Hanımın bu tavsiyesi üzerine yavaş yavaş okuyoruz. Onbeş gün oldu fakat düşüne düşüne okuduğumuz için henüz ellinci sayfadayız.

 

3. HİKAYE: KİNDAR YAHUDİ PADİŞAHIN HİLEKAR VEZİRİ

 

Hz. Mevlana bu hikayede, İsa AS devrinde, güya Musa AS dinini korumak isteyen, İsa düşmanı zalim ve gaddar bir yahudi padişahın hilekar oyuncu düzenbaz vezirinin, masum Hristiyanları nasıl fitneye düşürdüğünü açıklıyor.

 

O vezir öyle bir plan kuruyorki, önce insanlara İsa aşıkı Hristiyan olarak kendini sevdiriyor. Yani herkes onun gerçek yüzünü bilmeden öl dese ölecek hale geliyor.

 

Hatta öyle hilekar ki, en son kendini öldürüyor ki, kendisinden sonra baş olma kavgasından yüzbinlerce Hıristiyan ölüyor.

 


Hz. Mevlana hikaye içinde pekçok hikmet pınarı mesajlar verir. Bazıları:

 

“Padişah gibi vezir de cahil ve gafildi. Varlığı vacip olan Kadim Tanrı ile pençeleşiyordu. Öyle kudretli bir Tanrı ile pençeleşiyordu ki bir anda yoktan bu gibi yüz tanesini var eder.”

 

“Senin gözüne kendini görmek hassasını verince nazarında alem gibi yüzlerce alem meydana getirir. Her ne kadar dünya senin yanında azametli ve nihayetsizse de bil ki kudrete karşı bir zerre bile değildir. Zaten bu alem sizin canlarınızın hapishanesidir; uyanın, o tarafa gidin! Zira o taraf sizin sahranız, mesire yerinizdir.”

 

“Bu alemin hududu vardır, o alem ise esasen hadsizdir. Nakış ve suret, o manaya settir,maniadır.”

 

“Firavun’un yüz binlerce mızrağını tek bir Musa’nın bir tanecik asası ile kırdı. Yüz binlerce Calinus’un yüz binlerce hekimlik hünerleri vardı; İsa’nın ve nefesinin yanında batıl oldu.”

 

“Yüz binlerce şiir defterleri vardı, bir tek Ümmi’nin kitabına karşı ayıp ve ar haline geldi.”

 

“Ey hayırsız evlat! Nihayet sen Ademoğlusun, ne vakte dek alçaklığı şeref sayarsın. Niceye dek “ben alemi zaptedeyim, bu cihanı kendi varlığımla doldurayım” dersin? Dünyayı baştan başa kar kaplasa güneşin harareti, bir görünüşte onu eritir.”

 

“O vezirin vebalini de, daha onun gibi yüz binlercesinin vebalini de Tanrı bir kıvılcımla yok eder. O, aslı olmayan hayelleri, tamamı ile hikmet yapar; o, zehirli suyu şerbet haline getirir. O zan ve şüphe doğuran sözleri, hakikat ve yakin haline getirir. Kin ve adavet sebeblerinden dostluk ve muhabbet belirtir.”

 

“İbrahim’i ateş içinde besler; korkuyu, ruhun emniyeti ve selameti yapar. Onun sebep yakıcılığına hayranım. Onun hayallerinde Sofestai gibiyim.”

 

“Mutlaka ben bunu açar, anlatırdım, fakat bir fikir bile sürçmesin, (bundan) korkarım. Nükteler keskin bir çelik kılıç gibidir. Eğer kalkanın yoksa gerisin geriye kaç! Kalkansız bu elmasın karşısına gelme. Çünkü kılıca kesmekten usanç gelmez. Ben bu sebepten kılıcı kına koydum; Ters okuyan birisi, aykırı mana vermesin.”

 

(Hz. Mevlana Mesnevi’de yazan beyitleri düz manasıyla anlamamızın inkara kadar gidebileceğini belirtiyor, ve kalkansız gelme diyor. Yani kanaatimce önyargısız, önce bir Kuran bilgisiyle okumalıyız.)

 

***

 

Bu yazıdan tek gayemiz Allah rızası için faydalı olmak.

Allah Mesnevi’yi okuyup anlamayı ve uygulamayı cümlemize nasip etsin.

 

 

Celalin Penceresinden

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder