(Birkaç ay
önce yaptığım diyetten bahsedeceğim, demiştim. İşte şimdi sırası geldi. Aslında
geçen hafta yayınlayacaktım ama geçen haftasonu kardeşimgile gitmiştik, orda yemeği
biraz kaçırmıştım. Onun için bir hafta daha uygulayayım, dedim. )
Bendeniz
engelli olmama, 7/24 yatmama rağmen, fazla kilolu değilim. Aslında nedeni çok
basit; Az yiyorum. Ama az yemekle nasıl doyuyorum, anlatayım.
Az yemenin
faydaları hakkında Peygamber Efendimiz SAV “Az yiyerek maddi manevi hastalıklarınızı
tedavi ediniz” , “Az yiyiniz, sıhhat bulunuz” , “Nefsinizi aç bırakın ki,
kalbinize irfan nuru doğsun” diye buyurmuştur.
İlahi aşk
yolunda yürümenin ilk düsturu şu üç şeye uyulmasıdır. Killet-i taam, killet-i
menam, killet-i kelam. Yani, az yemek, az uyumak, az konuşmak.
Az yemek
az uyumaya, az uyumak az konuşmaya, az konuşmakta dinlemeye vesile olur.
Bilindiği
üzere ruhumuzu beslemenin diğer bir şartı da dinlemektir. O nedenle, Kuran
okumak sünnet, dinlemek farzdır. Aynı sebep dolayısıyla
Hz. Mevlana da Mesnevi’sine “Dinle” diye başlamıştır.
Hatırlarsanız sigarayı bırakınca çok kilo
aldığımdan ve 2003-2004 gibi komşumuz, dostum avukat Ali Kırmızıgül beyle
beraber uyguladığımız diyetle zayıfladığımdan bahsetmiştim.
O zaman hareket etmeden on-ondört kilo vermiştim.
Uzun yıllar dikkat ettim. 2011’deki şeker komasından sonra sık sık yemeğe
başladım ve çok kilo aldım, çünkü şekerim düşüyordu.
Fakat iki
yıldır kilom normal gidiyor. Şimdi neden kilo almadığımı anlayabilmeniz için, şu
prensipleri yıllardır nasıl uyguladığımı yazmak istiyorum:
Öncelikle,
Peygamber Efendimizin SAV tavsiyeleri uyarınca şu üç şeyi prensip edindim:
* Acıkmadan yemek yemem.
Annem sorunca daha acıkmadım, akşam namazından sonra hazırla anneciğim, derim
mesela.
* Tam doymadan yemeyi bırakırım.
Nefsime, biz dünyaya yemek yemeye gelmedik, sabret, inşallah cennette tonlarca
kebap, baklava yiyeceksin Celal, bu kadar yeter, ölmezsin, derim.
* Günde iki ana öğün yemek
yeter. Sabah ve akşam…
Şimdi
şeker hastasısın, iki öğünle nasıl yetiniyorsun, dediniz. Anlatayım.
Ve o prensipleri şu iki şeyi yaparak
uyguluyorum:
1. İnsan, her öğün protein almazsa beynine doyduğuna dair
sinyal gitmiyor. Her öğün az protein alırım. Tavuk, kıyma, yumurta, balık,
peynir, mantar, vs.
Bir de bildiğimiz
ekmeği kesinlikle yemem, her öğün bir-iki dilim kepekli veya tam buğday ekmeği
yerim.
Gençken bir
tencere makarna yerdim ama hala açlık hissederdim. Şimdi bir tabak makarnayla
doyuyorum çünkü makarnaya annem kıyma katıyor. Yani protein…
2. Ben yemek yerken ve de yedikten sonra, bir-bir buçuk
saat hiç su içmiyorum.
İnsanın
midesi aynen bir tencere gibidir. Yediğimiz gıda ve yemeklerin hepsi bu
tencerede tekrar pişirilir, hücrelere gönderilir. Fakat çok su içince neye benzer biliyor musunuz?
Mesela
yemek pişirirken üzerine su boşaltırsanız nolur, yemeğin besleyici özelliği
kalmaz, tadı bozulur. Atasözünü bilirsiniz; “Pişmiş aşa su katmak”
Yemekten hemen sonra su içersek aynen bunun gibi
dağılır, besleyici özelliği kalmaz ve çabuk acıkırız.
Yemek
yerken içtiğimiz su ise, ocakta pişirirken yemeğe koyduğumuz gibi bir-iki
bardak civarı olmalıdır.
Ben doymadan yemeyi bırakıyorum, fakat az yediğim bu
yemeği, mide tencerem pişirinceye kadar sabrediyorum.
Yemekten bir-iki saat sonra istediğim kadar su
içiyorum.
Tabi bunlar
ana öğünler. Sabah ve akşam arasında, minik ara öğünlerim oluyor. Bisküvi,
hurma, meyve, yağsız kuruyemiş, vs…
Bir de ben ayrıca şu üç şeyi sürekli
yaparım:
Annem her
sabah bir limon sıkar ve sıcak suyla şekersiz limonata yapar, yağlarımı
eritiyor. İkincisi, kahvaltıda ve arada günde bir bağ maydanoz yiyorum.
Üçüncüsü,
bol bol litrelerce su içerim. Yemeklerden iki saat sonra…
***
Bütün
bunları, yıllardır okuduğum kitap ve yazılar, dinlediğim sohbetlerden
uygulayarak yıllardır tecrübe ettim. Evet işe yarıyorki, kilo almıyorum.
YALNIZ
ŞUNU DA BELİRTMELİYİM Kİ, KENDİME ARADA ÖDÜL VERİRİM. Ereğli’de HER CUMA NAMAZ
SONRASI ETLİEKMEK YERİM MESELA…
Efendimiz
SAV döneminde doktora ihtiyaç duyan çok az kişi varmış.
Peygamber
Efendimiz SAV, az hastalanmanın sebebinin, 'Ashabın iyice acıkmadıkça yemek
yememesi ve yemekten tam doymadan kalkması' olduğunu söylemiş.
Günümüzde
bu sünnetlere az riayet edildiğinden olsa gerek, herkes soluğu ya
diyetisyenlerde ya da çeşitli sağlık problemleri yüzünden doktorlarda alıyor.
Uzmanlar
telefonlarınızın bataryası iyice bitmeden şarja takmayın, diyorlar.
Laptop
bilgisayarımın bataryasının ömrü iki yılda bitmişti. En son, on dakikada şarjı
bitiyordu. Değiştirirken sebebini sorduk; sürekli şarj kablosu takılı kullanmamızmış.
Evet, bu bir ilahi kanun mudur bilemiyorum ama
acıkmadan, yemek üstüne yemek de Allah bilir, ömrümüzü kısaltabilir. Zaten
hastalıkların kaynağı çok yemektir.
Celalin Penceresinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder