Aklın nuru
Kuran’dır
Öncelikle Manisa Soma’daki maden faciasında hayatını
kaybeden tüm madencilerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Günlerdir haberlerde
gördüğümüz kafasında fenerli baret olan
madenci resmi, fakirinize bu yazı için fikir sağladı.
Allah, biz insanları
dünyaya, nefis ve şeytanla mücadele
ederek hangimizin daha güzel işler yapacağımızı sınamak için göndermiştir.
“İnsanların hangisinin daha güzel amel yaptığını deneyelim diye şüphesiz biz yeryüzündeki şeyleri ona bir zinet yaptık.” (Kehf Suresi, 7. Ayet)
“Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz.” (Enbiyâ Suresi, 35. Ayet)
Allah bize akıl ve vicdan denen iki alet vermiştir. Onları doğru şekilde çalıştırırsak
imtihanı kazanabiliriz. Çünkü akıl, iyi
ile kötüyü birbirinden ayırmaya yarayan bir cihazdır.
Akıl doğuştan her insana
boş verilir. Fakat yıllar içinde öğrenerek ve çalıştırarak geliştiririz. Sıfır
arabanın motoru kullanıldıkça açılıyorsa, aklımızda
çalıştırdıkça gelişir.
Allah’ın yapmamızı
emrettiği bütün ibadetler, aslında biz insanlara hem bedenen, hem ruhen çok
faydalıdır. Peygamberimiz SAV onun için “Allah katında bir saat tefekkür, bir
sene nafile ibadetten hayırlıdır.” buyurmuştur ki aklımızı çalıştırıp
geliştirelim.
Vicdan
ise, hem iyiyi kötüden ayırabilen, hem de iyilik etmekten
lezzet alan ve kötülükten elem duyan manevî histir. Vicdan: İnsan ruhunun en ileri bilgi kaynağıdır.
O, bir şeye “evet”
dedi mi, onu ne akıl yalanlayabilir,
ne de duyu organları... Vicdanın diğer
adı kalptir. Bazen kötü insanlar için kara vicdanlı veya kalpsiz deriz...
Midemizin, gözümüzün ve kulağımızı gıdası ayrı
ayrıdır. Gözün gıdası güzel manzaralar, kulağın ise seslerdir. Aynen öyle de aklın gıdası ile kalbin gıdası
da farklıdır.
Aklın
gıdası
ilim, mantık, bilim ve fenlerdir. Kalbin gıdası ise sahibini bulmak onu
tanımaktır; tesbihtir, NAMAZdır, DUAdır,
ibadettir. Biri eksik oldu mu, insan da eksik olur.
Kalbinin
gıdasını vermeyip aç bırakan, fakat aklının gıdasını tam veren birisi vicdanını zamanla öldürür. Ve Allah, o insan iradesini bu yönde
kullanmadığı için nihayet kalbini mühürler.
Mesela dahi bir bilgisayar mühendisi olabilir ama bu aklını internetten banka dolandırmakta kullanır. Veya uzman operatör doktor olur fakat organ mafyasına çalışır.
Akıl ne
kadar doğru beslenirse beslensin, Akılın önünü görebilmesi için ışık gerekir
ki, akıl öğrendiği ilimleri o ışık vasıtasıyla değerlendirip bir sonuca
ulaşabilsin.
İnsanın
kalbi vahiy kaynağından beslenmiyorsa gerçeği bulamaz. Akıl,
vicdanın emrindedir. Bu yüzden, Allah insanların aklını doğru kullanmaları
için kutsal kitapları indirmiştir.
Baştaki
benzetmeye gelirsek: Madenciler karanlıkta başlarında o ışıkla önlerini
görüyorlar. İnsan da şu karanlık
dünyada Kuran’ın nuruyla bakarsa ileriyi görebilir.
Yani
aklımızın ışığı Kuran’dır. Kuran’ı anlayarak okuyan insan geleceği görür, yani nereden
geldik, neciyiz, ne için yaşıyoruz, nereye gidiyoruz, ölüm yokluk mudur gibi
sorulardan kurtulur, emin olur.
Geçen yılki yazıda, Nöroloji uzmanı olan tıp doktorunun fakirinize neler dediğini
anlatmıştık:
Ondokuz yaşındayken, hayatımızın baharında
bendenize: “Sen asla çalışamazsın,
hiçbir iş yapamazsın, bu senin iyi günlerin, ilerde yatalak olacaksın... vs. ”,
dedi.
Allah bizi
bu dünyaya bir plan dahilinde göndermiştir. Allah her gün, bir karıncanın bile
rızkını verirken, yarattığı en üstün varlık olan biz insanı unutur mu? Hiç
kimse okulda öğrendiği bilgilerle, kesin hüküm vermemelidir.
İnsanlar önyargılı bilgilerle hemen karar veriyorlar. Allah’ın bizim
hakkımızda bir kader planı olduğunu unutuyorlar.
Allah bana çalışabilmem için her sebebi hazırlamıştı. Hastaneden
çıktıktan altı ay sonra 1994 te, tesadüf zannettiğim sebeplerle beni özel
şirketteki işime kavuşturdu. Toplam on altı sene çalıştım ve hamdolsun 2010 da
emekli oldum.
Babam o gün, o doktoru dinleseydi, ben bugün belki de hala evde yatıyor
olacaktım ve asla emekli olamayacaktım. Bana böylesine güzel bir kader çizen
Allah’a binlerce şükür olsun, hamdolsun.
Beni her gün arabayla işe götürüp getiren ve benim elim, ayağım, her
şeyim olan annem ve babamdan Allah ebediyen razı olsun.
Şu an emekliyim, Ankara’da evde annem babam ve ben yaşamaktayız.
Yaşamak her şeye rağmen çok güzel
Celalcelik@gmail.com
Ankara ( Konya-Ereğli )
http://celal1973.blogspot.com/
http://celal1973.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder