8 Haziran 2014 Pazar

Annesine verdiği sözü tuttu

Annesine verdiği sözü tuttu

 
Yaz geldi, mahallemizdeki emekliler yazlıklarına gitti. Birçok komşumuz ise yazın gidecekleri tatil merkezinden otel rezervasyonu yaptılar. Çünkü bir yıl çalıştılar, tatili hakettiler...

 

‘Hayatımı Anlattığım Kitabım’da ayrıntıları anlatmıştım. Allah’a binlerce hamdolsun, beni 2010’da emekliliğe ulaştırdı. 2011’de de memleketimiz Konya Ereğli’den bir ev nasip etti...

 


 

Babacım bana Ankara’daki gibi, Ereğli’de de klozet üzerine vinç sistemi kurdu. Tabi ben Ereğli’de de, Ankara’daki gibi, sadece Cuma günleri evden çıkıp Cuma namazına gidiyorum. Altı gün evde yazılarla çalışıyoruz.

 


Evet, hamdolsun biz de, yazın üç ay kalacağımız Ereğli’ye gitmek için 2 haziran pazartesi sabahı 9’da Ankara’dan arabamızla yola çıktık. Bu yazıda yolculuğumuzdan bahsedeceğiz.

 

Evden çıktıktan sonra, şehir dışına çıkmak için Eryaman’dan otobana girdik. On-onbeş kilometre gitmiştik ki, pat pat, pat pat pat diye durmadan sesler gelmeye başladı. Annem, babam ve ben üzerimizden alçaktan helikopter geçiyor sandık.

 

Babam sağa çekti. Annem indi baktı, sağ arka teker patlamış. Babacım, hemen kriko falan indirdi. Tam o anda arabamızın arkasına kamyonet tarzı bir araç durmuş, bir genç inmiş.

 

Amca yardım edeyim mi, bile demeden yardıma başlamış. Babamın hiç elini değdirmeden patlak lastiği çıkarıp yedek lastiği takmış. Babamın para teklifini reddetmiş. Babamın, sen karayolları görevlisi misin sorusuna, sayılır amca, demiş ve gitmiş.

 

Ben adamı görmedim, çünkü yolculuk boyunca arka koltukta yatıyordum.  Kanaatimce o kişi Hz Hızır’dır. Kimsenin olmadığı, arabaların vızır vızır geçtiği otobanda, bir dakika sonra hemen yardıma gelmesinden bu tahmini yaptım.

 


Eğer yardıma gelmeseydi, babam çok zorlanırdı, astım hastası olduğu için çok terler ve hasta olabilirdi. Babam çok iyi bir insan olduğu için, Allah Hz Hızır’ını yardıma gönderdi...

 

 

Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri Mektubat eserinde, Hızır (as)'ın hayatta olduğunu, fakat ikinci hayat mertebesinde bulunduğunu kaydeder.

 
 

Gölbaşı’na gelince lastiği tamir ettirip devam ettik. Kulu’ya gelince pazartesi günleri dua listemdekilere ettiğim bir saat baklavalı duaya başladım. Dua bittiğinde Konya’ya girmiştik.

 

Konya’da Musalla mezarlığına uğradık. Annem, annesinin mezarında yasin okudu. Yazının başlığında ‘ilim öğrenmenin yaşı yoktur’daki bahsettiğim kişi, annem Nuriye Çelik’tir.

 

Ekim 2013’teki bir yazıda anlatmıştık. Anneannem, annecim altı aylık bebekken Konya’daki bir hastanede ölmüştü. Sıcak ve vasıta olmadığı için köyümüze götürülememiş, Konya Musalla mezarlığına defnedilmişti. (1952)

 


 


O yazıda annem 61 yıl sonra annesine kavuştu, demiştik ve annemin mezar başında dua ederken resmini paylaşmıştık. Annem orada annesine şunu demiş:

 

“Anneciğim ben seni hiç görmedim. Sesini hiç duymadım. Ama seni çok özledim. Bazen hayat beni yorunca ‘of anam of’ diyorum. Biliyorum ki, o an sırtımı sıvazlıyorsun, çünkü rahatlıyorum. Annecim şimdi mezarında sadece 3 ihlas, 1 fatiha okudum ama sana söz veriyorum, Allah ömür verirse bir defaki gelişimde sana yasin okuyacağım...”

 

Annecim, Kasım, Aralık 2013’te Elifba kitabından Kuran öğrenmeye başladı ama anlatan birisi olmayınca fazla ilerleyemedi. Sonra bir komşumuz demiş ki, Nuriye abla birisi var, mahalledeki kadınlara Allah rızası için bedava Kuran öğretiyor, istersen sen de gel...  

 

Annecim kursa 2014 Ocak’ta başladı. Bana kahvaltı yaptırdıktan sonra, haftaiçi üç gün, o kursa gitti. Önceleri ben de yardımcı olup okutuyordum. Sonra annem beni geçti. Fakat, ben de annemi çalıştırırken Kuran okumayı epey hızlandırdım.

 

Annem 62 yaşında azmi ve hırsıyla Kuran’ı öğrendi. Her namazdan sonra birkaç sayfa okudu. Anneme Kuran öğreten hanımefendiye altın hediye gönderdik. Kesinlikle kabul etmemiş. Gelmeden birkaç gün önce mezun oldu.

 

Komşumuz dostum Din Kültürü Öğretmeni Efkan Vural hocam anneme tam not verdi. “Nuriye hanım maşallah, bu yaşta Kuran’ı, hem de tecvidli öğrendin, hepimize örneksin” dedi.

 

 

İlim öğrenmenin önemi ile ilgili çok güzel hadisler ve bilgiler için tıklayınız:


 
 

Annecim Musalla mezarlığında annesine verdiği sözü tuttu. Yasin suresini okudu, dua etti... 

 


Konya’da ayrıca bir başsağlığına uğradık. Babamla aynı işyerinden emekli olan, yıllarca beraber çalıştığı iş arkadaşı, birkaç ay önce vefat etmişti.

 

Ailesine uğrayıp taziyede bulunduk. Babam beni bırakıp cenazeye Konya’ya gidememişti. Ben arka koltukta yatarak babamları bekledim. Sonra bana arabaya çay da getirdiler...

 

Konya’dan Karaman’a ordanda köye uğradık. Köye getirdiğimiz eşyaları bıraktık. 12 saatlik yorucu bir yolculuğun ardından akşam 20 gibi Ereğli’deki evimize vardık hamdolsun...

 

Ereğli’de tatil yapacağız sanmayın. Cuma hariç altı gün yazı yazmaya devam edeceğiz. Ama Cuma günleri akülü sandalyemizle tarihi Ulu camimize gideceğiz ve memleket havası alacağız inşallah...

 

“Şu dârı dünya, meydanı imtihandır. Ve darı hizmettir. Lezzet ve ücret ve mükafât yeri değildir.” (Bediüzzaman Said Nursi)

 

 


 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder