Soma’daki
yangın Türkiye’yi yaktı
Her hafta iki yeni yazı
yayınlıyoruz biliyorsunuz. Bu haftaki yazım hazırdı fakat yıllar sonra
okuduğumuzda bu acıyı unutmayalım diye Soma’daki
faciayı yazmak istedik.
13
Mayıs 2014 Salı günü saat 15:00 sularında Manisa Soma’daki binlerce
madencimizin çalıştığı özel bir kömür madeni ocağında vardiya değişimi
sırasında elektrik trafosunun patlamasıyla yangın çıktı.
Yüzlerce
kişi yerin yaklaşık yediyüz metre altında yanan kömürlerden çıkan
karbonmonoksit gazından zehirlenerek hayatını
kaybetti. Yazıyı yazdığım şu an 284
ölü vardı. İnşallah hepsi şehit hükmündedir.
Bu olay hakkında haber
kanallarında, internette, sosyal medyada çok şeyler yazıldı, çizildi,
anlatıldı. O yüzden olayı acizane ‘celalin
penceresinden’ nasıl gördüğümüzü paylaşacağız.
Soma’daki yangın Türkiye’yi yaktı
Edirne’den Kars’a,
Sinop’tan Hatay’a tüm Türkiye duaya
durdu. İnsanımız, sağcı, solcu, engelli, sağlıklı, ateist, dindar, hemen herkesin kalbi ve kulağı Soma’dan gelecek sevindirici
bir haberdeydi.
Facebook ve Twitter’da
gün boyu herkes üzüntüsünü bildiren paylaşımlar yaptı. Türkiye’de üç gün yas ilan edildi. Facebook listemdeki yüzlerce
kişi profil resmine siyah kurdele koydu.
Ülkemiz
öyle kenetlendi ki, adeta Çanakkale Savaşındaki gönül beraberliği
oldu. Herkes kendince birşeyler
yapabilmenin çabasına düştü.
Bazı takımlarımız maç
hasılatını bağışladı. Bankalar ölenlerin kredi borçlarını sıfırladı. Taraftarı
olduğumuz Fenerbahçe klübümüz 100
yetim öğrenciye beş yıl boyunca eğitim bursu vermek için havuz oluşturdu.
Hatta A. Madrid’deki
temsilcimiz Arda Turan, Barcelona
ile yapacakları şampiyonluk maçına Soma yazılı tşörtlerle çıkmaları için
takımına teklif götürmüş ve kabul edilmiş.
Her nefeste şükür borçluyuz
Yüzlerce
kişi oksijensizlikten öldü. Hatta sabah internette okudum. Ocaktan kırk
arkadaşıyla beraber Allah’ın izniyle sağ kurtulan bir madenci, sürekli demirleri ısırdık ve bu sayede beynimize
oksijen gitti, dedi.
Empati yaparak düşününce bırakın sahip olduklarımızı, bir nefesin ne
kadar kıymetli olduğunu anlıyoruz. Acizane yatalak bir engelliyiz ama
rahatça nefes alıp veriyoruz hamdolsun...
Allah’a her nefes
için, gözümüz, kulağımız, dilimiz, sevgimiz, imanımız, evimiz, arabamız,
bilgisayarımız, yiyeceklerimiz ve saymaktan aciz olduğumuz nice şeyler için şükür borçluyuz.
Evet sözle sık sık “Elhamdü lillah” desekte, şükretmenin
en kapsamlı ve kolay yolu NAMAZ
kılmaktır. Sözümüzle yaptığımız şükrü ve Allah’ı
sevdiğimizi ispat etmenin yolu, NAMAZ kılmaktır.
Ölüme hazırlıklı olmalıyız
Sanırım orada ölenlerin pekçoğu ölümü herzaman
hissediyorlardı. Çünkü eskiden, Dervişler tasavvufta, ahlâkın tezkiyesi ve nefislerini
terbiye için, çilehane denen
karanlık yerlerde aylarca sadece
zikir, Kuran ve namazla meşgul olarak kalıyorlarmış.
.
Öyle
kapalı, karanlık yerlerde insan, dünyanın geçiciliğini daha iyi hissediyor. Fakiriniz
odamızda hep yattığımız yerde namaz ve yazmakla vakit geçiriyoruz. Bu yüzden de
hamdolsun kalbimiz hep saf kalabiliyor hamdolsun.
Yeryüzündeki
insanların dünyasındaki kirliliklerinden uzak kalan, ocaktan sağ kurtarılan
temiz yürekli, o saf yiğit anadolu gencinin
o sözü kalbinin yansımasıydı.
Soma'daki maden faciasından yaralı kurtulan bir
işçinin ambulansa bindirilirken hemşireye "çizmelerimi
çıkarayım mı, sedye kirlenmesin" diye sorması izleyenleri gözyaşlarına
boğdu.
Maddi, manevi yardım etmeliyiz
Bombalı saldırılar,
deprem felaketleri, yüzlerce terör şehitleri, trafik faciaları, vs... Unuttuğumuz
pekçok olay gibi bu acıyı da ders
almadan unutacağız ne yazık ki...
Zonguldak faciasının ardından
gündeme gelen ama kabul edilmeyen kaçış-yaşam odaları Soma faciasıyla tekrar
gündeme geldi.
3 yıl önce Zonguldak Kozlu’da
meydana gelen facianın ardından maden yönetmeliğinde zorunlu hale gelmesi istenen
ancak kabul görmeyen ‘kaçış-yaşam
odaları’ ‘Soma’yla yeniden gündeme geldi. 40 kişi kapasiteli bu
odaların fiyatı yaklaşık 250 bin dolar. Yani 5 milyon dolara 20 odayla tüm Soma
madencilerini kurtarmak içten bile değildi. (KAYNAK: http://gundem.bugun.com.tr/bunlar-yasanmayabilirdi-haberi/1104926
)
Yüzlerce çocuk yetim kaldı, yüzlerce eş dul kaldı. Hiçbir maddiyat bir çocuğun baba hasretini
söndüremez. O yangın ölene kadar sürer... Allah yardım etsin.
Empati yapalım, kendimizi
ölen babanın veya kalan yetimin yerine koyalım. Yetimlerin başını okşamanın bile çok sevap olduğunu bilerek yetimlere
maddi, manevi desteğimizi esirgemeyelim. Gün, yardımlaşma
ve paylaşma günüdür.
Keşke omzuna sarılsaydın
Belki bu yazacağım şey
yanlış anlaşılabilir. Sadece hislerimizdir.
Kömür ocağının önünde
pekçok insan gibi devlet protokolü de
ümit ve sabırla bekledi. Facebook’ta gördüğümüz Enerji Bakanımız Taner Yıldız’ın resmi fakire keşke dedirtti.
Resimde, ocaktan yaralı çıkartılan bir işçimiz, iki kişinin omzuna girmesiyle yürüyerek,
sanırım ambulansa doğru gidiyor. Fakat sayın
bakan ve yanındakiler önünden geçenleri sadece seyrediyor.
Koşup
hemen bir omzuna da bakan Taner Yıldız’ın el atmasını çok isterdim. Çünkü
hastalığımızın ilk yıllarında böyle iki kişinin yardımıyla yürürdük. Bazen
yanımızdan geçenler yardım lazım mı
diye bile sormazdı. Üzülürdük.
Fakat bir akşam işten
çıkarken bir omzuma kızkardeşim diğerine patronumuz
Yaman Tunaoğlu bey girdi, merdivenden indik. Sadece bendenizi değil, bunu
görmek çalışanları da mutlu etti.
Yazımızı internetten
kopyaladığımız anlamlı bir taziye mesajıyla bitiriyoruz:
"Ailelerinin rızkını
temin maksadıyla en zor şartlarda çalışıyor, en helal rızkı kan ter içinde
evlerine götürüyorlardı. Hiçbir söz onların firak (ayrılık) acısını
ifade edemez ve teselliye yetmez. Gözümüzde yaşlarla onların kederine ortak
olmak, dua dua yalvarmaktan başka elimizden bir şey gelmiyor.
Soma'da vefat eden madencilerimize Allah'tan rahmet ve mağfiret, yaralılara acil şifa, ailelerine sabrı cemil niyaz ederim. Halen mahsur kalanların bir an önce kurtarılması niyazıyla milletimize başsağlığı dilerim. Allah, başka musibetlerden muhafaza buyursun."
Soma'da vefat eden madencilerimize Allah'tan rahmet ve mağfiret, yaralılara acil şifa, ailelerine sabrı cemil niyaz ederim. Halen mahsur kalanların bir an önce kurtarılması niyazıyla milletimize başsağlığı dilerim. Allah, başka musibetlerden muhafaza buyursun."
Celalcelik@gmail.com
Ankara ( Konya-Ereğli )
http://celal1973.blogspot.com/
http://celal1973.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder