17 Mayıs 2014 Cumartesi

Soma’daki yangın Türkiye’yi yaktı


Soma’daki yangın Türkiye’yi yaktı


 

Her hafta iki yeni yazı yayınlıyoruz biliyorsunuz. Bu haftaki yazım hazırdı fakat yıllar sonra okuduğumuzda bu acıyı unutmayalım diye Soma’daki faciayı yazmak istedik.

 

13 Mayıs 2014 Salı günü saat 15:00 sularında Manisa Soma’daki binlerce madencimizin çalıştığı özel bir kömür madeni ocağında vardiya değişimi sırasında elektrik trafosunun patlamasıyla yangın çıktı.

 

Yüzlerce kişi yerin yaklaşık yediyüz metre altında yanan kömürlerden çıkan karbonmonoksit gazından zehirlenerek hayatını kaybetti. Yazıyı yazdığım şu an 284 ölü vardı.  İnşallah hepsi şehit hükmündedir.

 


Bu olay hakkında haber kanallarında, internette, sosyal medyada çok şeyler yazıldı, çizildi, anlatıldı. O yüzden olayı acizane ‘celalin penceresinden’ nasıl gördüğümüzü paylaşacağız.

 

Soma’daki yangın Türkiye’yi yaktı

 

Edirne’den Kars’a, Sinop’tan Hatay’a tüm Türkiye duaya durdu. İnsanımız, sağcı, solcu, engelli, sağlıklı, ateist, dindar, hemen herkesin kalbi ve kulağı Soma’dan gelecek sevindirici bir haberdeydi. 

 

Facebook ve Twitter’da gün boyu herkes üzüntüsünü bildiren paylaşımlar yaptı. Türkiye’de üç gün yas ilan edildi. Facebook listemdeki yüzlerce kişi profil resmine siyah kurdele koydu.

 


Ülkemiz öyle kenetlendi ki, adeta Çanakkale Savaşındaki gönül beraberliği oldu. Herkes kendince birşeyler yapabilmenin çabasına düştü.

 

Bazı takımlarımız maç hasılatını bağışladı. Bankalar ölenlerin kredi borçlarını sıfırladı. Taraftarı olduğumuz Fenerbahçe klübümüz 100 yetim öğrenciye beş yıl boyunca eğitim bursu vermek için havuz oluşturdu.  

 

Hatta A. Madrid’deki temsilcimiz Arda Turan, Barcelona ile yapacakları şampiyonluk maçına Soma yazılı tşörtlerle çıkmaları için takımına teklif götürmüş ve kabul edilmiş.

 

Her nefeste şükür borçluyuz

 

Yüzlerce kişi oksijensizlikten öldü. Hatta sabah internette okudum. Ocaktan kırk arkadaşıyla beraber Allah’ın izniyle sağ kurtulan bir madenci, sürekli demirleri ısırdık ve bu sayede beynimize oksijen gitti, dedi.

 


Empati yaparak düşününce bırakın sahip olduklarımızı, bir nefesin ne kadar kıymetli olduğunu anlıyoruz. Acizane yatalak bir engelliyiz ama rahatça nefes alıp veriyoruz hamdolsun...

 

Allah’a her nefes için, gözümüz, kulağımız, dilimiz, sevgimiz, imanımız, evimiz, arabamız, bilgisayarımız, yiyeceklerimiz ve saymaktan aciz olduğumuz nice şeyler için şükür borçluyuz.

 

Evet sözle sık sık “Elhamdü lillah” desekte, şükretmenin en kapsamlı ve kolay yolu NAMAZ kılmaktır. Sözümüzle yaptığımız şükrü ve Allah’ı sevdiğimizi ispat etmenin yolu, NAMAZ kılmaktır.
 
 

 

Ölüme hazırlıklı olmalıyız

 

Sanırım orada ölenlerin pekçoğu ölümü herzaman hissediyorlardı. Çünkü eskiden, Dervişler tasavvufta, ahlâkın tezkiyesi ve nefislerini terbiye için, çilehane denen karanlık yerlerde aylarca sadece zikir, Kuran ve namazla meşgul olarak kalıyorlarmış. .

 

Öyle kapalı, karanlık yerlerde insan, dünyanın geçiciliğini daha iyi hissediyor. Fakiriniz odamızda hep yattığımız yerde namaz ve yazmakla vakit geçiriyoruz. Bu yüzden de hamdolsun kalbimiz hep saf kalabiliyor hamdolsun.

 

Yeryüzündeki insanların dünyasındaki kirliliklerinden uzak kalan, ocaktan sağ kurtarılan temiz yürekli, o saf yiğit anadolu gencinin o sözü kalbinin yansımasıydı.

 

Soma'daki maden faciasından yaralı kurtulan bir işçinin ambulansa bindirilirken hemşireye "çizmelerimi çıkarayım mı, sedye kirlenmesin" diye sorması izleyenleri gözyaşlarına boğdu.
 

 

 

Maddi, manevi yardım etmeliyiz

 

Bombalı saldırılar, deprem felaketleri, yüzlerce terör şehitleri, trafik faciaları, vs... Unuttuğumuz pekçok olay gibi bu acıyı da ders almadan unutacağız ne yazık ki...  

 

 

Zonguldak faciasının ardından gündeme gelen ama kabul edilmeyen kaçış-yaşam odaları Soma faciasıyla tekrar gündeme geldi.

 

3 yıl önce Zonguldak Kozlu’da meydana gelen facianın ardından maden yönetmeliğinde zorunlu hale gelmesi istenen ancak kabul görmeyen ‘kaçış-yaşam odaları’ ‘Soma’yla yeniden gündeme geldi. 40 kişi kapasiteli bu odaların fiyatı yaklaşık 250 bin dolar. Yani 5 milyon dolara 20 odayla tüm Soma madencilerini kurtarmak içten bile değildi. (KAYNAK:  http://gundem.bugun.com.tr/bunlar-yasanmayabilirdi-haberi/1104926  )

 

 

Yüzlerce çocuk yetim kaldı, yüzlerce eş dul kaldı. Hiçbir maddiyat bir çocuğun baba hasretini söndüremez. O yangın ölene kadar sürer... Allah yardım etsin.

 


Empati yapalım, kendimizi ölen babanın veya kalan yetimin yerine koyalım. Yetimlerin başını okşamanın bile çok sevap olduğunu bilerek yetimlere maddi, manevi desteğimizi esirgemeyelim. Gün, yardımlaşma ve paylaşma günüdür.
 
 

 

Keşke omzuna sarılsaydın

 

Belki bu yazacağım şey yanlış anlaşılabilir. Sadece hislerimizdir.

 

Kömür ocağının önünde pekçok insan gibi devlet protokolü de ümit ve sabırla bekledi. Facebook’ta gördüğümüz Enerji Bakanımız Taner Yıldız’ın resmi fakire keşke dedirtti.

 

Resimde, ocaktan yaralı çıkartılan bir işçimiz, iki kişinin omzuna girmesiyle yürüyerek, sanırım ambulansa doğru gidiyor. Fakat sayın bakan ve yanındakiler önünden geçenleri sadece seyrediyor.

 


Koşup hemen bir omzuna da bakan Taner Yıldız’ın el atmasını çok isterdim. Çünkü hastalığımızın ilk yıllarında böyle iki kişinin yardımıyla yürürdük. Bazen yanımızdan geçenler yardım lazım mı diye bile sormazdı. Üzülürdük.

 

Fakat bir akşam işten çıkarken bir omzuma kızkardeşim diğerine patronumuz Yaman Tunaoğlu bey girdi, merdivenden indik. Sadece bendenizi değil, bunu görmek çalışanları da mutlu etti.

 


Yazımızı internetten kopyaladığımız anlamlı bir taziye mesajıyla bitiriyoruz:

 

"Ailelerinin rızkını temin maksadıyla en zor şartlarda çalışıyor, en helal rızkı kan ter içinde evlerine götürüyorlardı. Hiçbir söz onların firak (ayrılık) acısını ifade edemez ve teselliye yetmez. Gözümüzde yaşlarla onların kederine ortak olmak, dua dua yalvarmaktan başka elimizden bir şey gelmiyor.

Soma'da vefat eden madencilerimize Allah'tan rahmet ve mağfiret, yaralılara acil şifa, ailelerine sabrı cemil niyaz ederim. Halen mahsur kalanların bir an önce kurtarılması niyazıyla milletimize başsağlığı dilerim. Allah, başka musibetlerden muhafaza buyursun."

 

 


 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder