Keşke tüm
gençlerimiz böyle aşık olsa
Önceki yazılarda hergün
Radyo7’de dinlediğimiz Talha Bora Öge nam-ı
diğer Gölge’nin programından birkaç yazıda bahsetmiştik hatırlarsanız:
Bugün Radyo7’de
dinlediğimiz, Talha Bora Öge’nin
programınına telefonla bağlanan genç kız,
hayatının dönüm noktasını anlattı, bu yazıda bundan bahsetmek istiyoruz.
Bu anlatılanı dinleyince
keşke dedik, keşke böyle erkekler ve böyle kızlar çoğalsa, keşke tüm gençlerimiz
böyle aşık olsa ...
Programa Giresun’dan
bağlanan yirmidört yaşındaki genç kız şöyle dedi:
“Benim dönüm noktam on
yıl önce 2004’teydi. Okulda bir oğlana fena aşık oldum. ...
Bu öyle aşk ki, ona hiç
açılmadım, fakat ona benzemeye çalıştım. Seven, sevdiğinin sevdiklerini sever
misali, o namaz kılıyor diye beş vakit namaza başladım.
Önceleri öylesine
kılıyordum, sonra kıldıkça, Kuran okudukça imanım arttı, ki Kuran’ı da o okuyor diye öğrendim, sonra huşu ile
namaz kılmaya başladım.
Talha abi duyduğuma göre
o şimdi başka biriyle nişanlanmış. Önceden hep onunla evlenme hayalleri
kuruyordum ama şimdi inanın hiç üzülmüyorum, o beni Rabbimle buluşturdu.”
Talha bey ona moral
verdi: Sen hem ruhen, hem bedenen kendini muhafaza et. Allah seni sevmiş kardeşim.
Allah’a, hep hayırlısı için dua et.
Allah gönlüne göre, daha hayırlı ve salih bir eş nasip etsin kardeşim, diye dua
etti.
Bunu dinleyince
internette okuduğumuz eski bir hikayeyi hatırladık. Belki yüzyıllar önce
yaşanmış bu hikayenin günümüzde de yaşanabileceğine şahit olduk. Hikaye şu:
Eski
zamanlarda bir melikin oğlu bir gün çarşıda gezerken peçesi düşen bir kızın
yüzünü görmüş..
Kız o kadar
güzelmiş ki, aşık olmuş ve kızla evlenmek istemiş, o kızın babası da bir camide
imamlık eden bir şeyh imiş. Şeyhin yanına gidip kızını istemiş.
Şeyh melikin
oğluna, kızımı veririm ama 40 gün arkamda namaz kılarsan, Şartını koşmuş.
Melikin oğlu
40 gün kızın babasının arkasında namaz kılmış, ibadet etmiş her duasında kızı
istemiş.
Kızın adı
Visal'miş. Bana ViSaLi ((Allah-a Kavuşmak, Allah aşkı)) nasip et, beni ONA
KAVUŞTUR diye dua edermiş, ama ViSaL'in anlamının Allah-a kavuşma olduğunu
bilmezmiş.
41 gün geçmiş,
Melikin oğlu kızı almaya gelmemiş. Artık kız dayanamayarak camiye oğlanın
yanına gitmiş.
Sen benim için
bu Kadar zaman burada kaldın.. Şimdi 40 gün geçti beni almaya gelmedin. O kadar
da çok beni istemiştin. Şimdi ne oldu. diyor.
Melikin oğlu
da bunun üzerine şu cevabı veriyor:
Ya ViSaL, enti
sebebil ViSaL La tekuni, vela tekuni sebebi infisal.
( önceleri
seni istiyordum, ama daha sonra sen sebep oldun, ben daha büyük aşka kavuştum, şimdi nolur Rabbimle arama girme...)
Aşk en üstün duygudur. Aşk, bir sihirdir.
Etrafında dolaşan renkli yıldızlardan oluşmuş, gözle değil ancak gönülle
görülebilen bir sihirdir. Aşık olduğunda değişirsin. Asla yapmayacaklarını
yapabilir, her zaman yaptıklarından vazgeçebilirsin.
Daha önce birçok kez anlatmıştık. Acizane
bendenizin yaşadığı o mecazi aşk da, ilahi aşka dönüşmüştü. Hayatımı Anlattığım Kitabım’da şunları
anlatmıştık:
Onu ilk gördüğüm o an, hedefe kilitlenen bombalar gibi
gözlerimi ondan ayıramadım. O bana baktığı anda ise elektriği gözlerimi çarptı
ve başımı öne eğdim. O güzel gözler beni attı bu derin sevdaya. Onunla türk
filmlerindeki gibi bir bahaneyle konuştum ve tanıştık. İlahi aşkın filizi
gönlüme ekildi ve artık bundan sonra kiminle konuşsam hep ondan bahsederdim.
Her an onu düşünürdüm.
Onu
görmek için hayaller kurarak yaz tatilini beklerdim. Farklı şehirlerde olmamız
bu aşkı daha da güçlendirdi. Aşk özlemektir. Televizyonda bir türk aşk filmi
izlesem ağlardım. Onu düşünürken iki gün yemek yemesem açlık hissetmezdim. Hep
arabesk aşk şarkıları dinlerdim. Dünyayı toz pembe ve güzel görürdüm. Onun
sevdiği şeyleri ben de severdim.
Aşk fedakarlıkmış. O seviyor diye kırk derece
sıcak bir yaz günü üç km yürüyüp kasabadan köye çikolata getirmiştim. Hatta
erimesin diye çok uğraşmıştım. Ve kestirmeden tarlalardan hızlıca köye
yürümüştüm. Sezen Aksu’nun şarkısında söylediği gibi: “Aşk için ölmeli, aşk o
zaman aşk”
Ben
aşık olduğum kızı hiç ölmeyecek, hastalanmayacak, güzelliği hiç solmayacak,
beni hep sevip kollayacak sanmışım. Aslında ben o insanda bu özellikleri hayal
etmişim. Zamanla anladım ki, ben Baki olan bütün güzelliklerin gerçek sahibi
Rabbime aşık olmalıydım.
Bu hastalık beni kendime getirdi. Yaşadığım o
beşeri aşk, zamanla şimdi ilahi aşka dönüştü. Hakiki aşk, ilahi aşkmış. Şimdi
ise artık her konuştuğum kişiyle sözü İslam'a ve Peygamberimiz (Sallallahu
aleyhi ve sellem) 'e getiriyorum. Hep Allah'ı ve Peygamberimiz (Sallallahu
aleyhi ve sellem) 'i düşünüyorum.
Seven
sevdiğine itaat eder. Allah sevmiyor diye haramlardan kaçıyorum. Yani sevdiğimi
üzmemek için... Önceden de sevdiğim kız istemediği için bazı şeyleri
yapmıyordum.
Allah’ı seviyorum diyen ispat etmelidir. Allah’a
itaat, Allah’ı sevmenin neticesidir. Allah’ı razı etmek için namaz kılıyorum.
Allah’ın mektubu Kur’an-ı Kerim’i okuyorum ve üzerinde düşüncelere dalıyorum...
Efendim
sevmek duygusunu içimize Allah yerleştirmiştir. Sevmemek mümkün değildir.
Mutlaka bir şeyleri seveceğiz. Sevmek duygusuyla Allah'ı seveceğiz. Allah'ın
sevdiklerini ve Allah'ı sevenleri seveceğiz. Kadir, Leyla’nın aşkıyla çöllere
düşmüştü. Bu aşkı onu gerçek aşka götürüp Mecnun etmişti. Mecnun çöllerde ağlayıp
gezerken sonunda sevgilerin sahibi Mevla’yı bulmuştu.
Anlatılır: Yıllar sonra Leyla Mecnun’a gelir.
Mecnun sorar : “Sen kimsin?“ ; “Tanımadın mı, Ben Leyla” der. Mecnun son sözü
söyler : “Sen Leylaysan o zaman bendeki Leyla kim?”
Bir de şu
mesele bana çok zor geliyor. Ferhat Şirin’e olan aşkından dağı delmiş olamaz.
Ferhat yıllarca aşkla dağı delerek Yeşilırmak’ı Amasya’ya akıtmış. Evet bu iş
aşkla yapılır ama ilahi aşkla. Ferhat bence halkını suya kavuşturmak için
Rıza-yı ilahi için yaptı. Şirine olan aşkı işin bahanesiydi.
Benim yaşadığım mecazi aşk ise, hakiki aşk
merdiveninin ilk basamağıymış. Bu çok uzun bir merdiven. Ben ilk basamağı
geçmiş ve şu an ikinci basamaktayımdır inşallah...
Kanaat tükenmez bir hazinedir !! |
Liseli, üniversiteli kız olsun, erkek olsun tüm
gençlerimize acizane deriz ki:
Karşı cinsi görüp beğendiğinizde içinizde oluşan
duygu aşk değildir. O, nefsani bir geçici istektir. Geçicidir çünkü daha
güzel/yakışıklı birini görünce hemen unuturuz.
Bu alışverişteki çocuğun durumuna benzer. Önce
dondurma alın der, birkaç dükkan geçince şekeri görür, onu ister...
ALLAH TÜM GENÇLERİMİZE, BEDENEN,
RUHEN İFFETLİ KALMAYI NASİP ETSİN.
KENDİLERİNE
SADECE KISACIK BU DÜNYADA DEĞİL, SONSUZA KADAR HAYAT ARKADAŞI OLACAK SALİH/A
EŞLERLE KARŞILAŞTIRSIN.
Celalcelik@gmail.com
Ankara ( Konya-Ereğli )
http://celal1973.blogspot.com/
http://celal1973.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder