17 Kasım 2013 Pazar

“Keşke Babam da bu zamanda yaşasaydı”


“Keşke Babam da bu zamanda yaşasaydı”

 

Halamın kızı Güler, evli ve Keçiören’de oturuyor. Geçen ay ikinci bebeği oldu. Geçen hafta Güler’in annesi Dursun halam ve babası Mehmet Ali Yalman eniştem Hatay Dörtyol’dan bebeği görmeye geldiler.

 

Dün (5 Kasım 2013 Salı) eniştem sağolsun, Keçiören’den bizi ziyarete Sincan’a geldi. Bu sabah kahvaltıdan sonra odamda sohbet ederken kapı çaldı. Gelen aile hekimimiz Doktor Gülcan Alaşahin idi. Çarşambaları saha çalışması olarak hastalarını evlerinde muayeneye gider. Bu hafta sıra bana gelmişti.

 

Hatırlarsınız geçenlerde -Ocak 2013’te- Dr. Gülcan hanımın samimi ilgisi ve mütevaziliği ile ilgili Aile hekimi böyle olmalı isimli bir yazı yazmıştım:

 


 

Mehmet Ali eniştem doktor Gülcan hanımın bana tansiyon, boğaz, akciğer dinleme gibi muayeneleri yaptığını görünce çok şaşırdı. Babam aile hekimimiz ayda gelir, hastasını yoklar, demiş.

 

Gülcan hanım gittikten sonra eniştem tekrar odama geldi ve ağlamaya başladı. “Keşke babam da bu zamanda yaşasaydı ve devletin bu hizmetlerinden faydalansaydı“, dedi.

 

Bildiğim kadarıyla eniştemin babası Kadir amca (Biz Kadir emmi deriz) dokuz yıl felç yattı ve 1985 başında öldü. Birkez bayramda on - onbir yaşımdayken Faik dedemle ziyarete gidip yatakta elini öpmüştüm, onu hatırlıyorum.

 

Enişteme, Kadir Emmi’yi anlatır mısın, neler yaşadı, diye sordum. Aslında hep merak ediyordum. Peki Celal sen sor, ben anlatayım, dedi ve anlattı. Şimdi kısaca özetliyorum:

 

Kadir emmigil memleketimiz Konya Ereğli’nin fakir dağ köylerinin birinde fakir bir çiftçiymiş. Son derece dürüst, merhametli olan Kadir emmi namazını kılan, ağzı dualı, çok sabırlı bir insanmış.

 

1973 yılında büyük oğlu Mehmet Ali (eniştem) askere gidince, o da fakirlik sebebiyle köyden Ereğli merkezine taşınmış. Çünkü toplam üç erkek, iki kız çocuğu varmış.

 

Köyden sattıkları ev ve tarlanın parası ile Ereğlinin kenar mahallerinin birinde bir bahçe almış. Bahçenin kenarına kerpiçten bir ev inşa etmiş. Mehmet Ali eniştem askerden dönünce halamla evlenmiş ve İskenderun Demir Çelik’e işe girmiş ve halamla oraya taşınmışlar.

 

Kadir emminin belirli bir işi ve sigortası yokmuş. İki at ve bir at arabası almış. Şehir içinde yük taşımacılığına başlamış. İşte bu at arabası, hayatının dönüm noktası olmuş.

 

Birgün bir müşteri gelmiş ve oduncudan aldığı bir ton odunu evine götürmesi için at arabasını tutmuş. Oduncu ve Kadir emmi beraber odunları at arabasına yükleyip iple sıkıca bağlamışlar.

 

Kadir emmi verilen adrese odunları götürmüş. Atların dizginlerini yere atmış. Daha at arabasından inmeden, atlar birşeyden ürkmüşler ve tepinmeye başlamışlar.

 


Kadir emmi arabanın üzerindeyken yere eğilip hızla dizginleri almaya çalışmış. O sırada atların şahlanmasıyla iki atın arasına düşmüş. Atlar hala şahlanıp tepinmekte ve at arabasında da bir ton odun yüklü... Hepsi saniyelerle olan olaylar...

 

Atlar huysuzluk yaptıkça at arabası ileri geri gitmeye başlamış. O yükü ile at arabasının tahtadan ve demir kaplı tekerleri Kadir emminin vücudunun üzerinde gezmiş. Bacak, kaburga, bel ve bir çok kemikleri kırılmış. Belden aşağısı felç olmuş.

 

İşte 1975 yılındaki o kazadan sonra Kadir emmi büyük ızdıraplar içinde dokuz yıl yaşamış. Eniştemin anlattıklarını dinlerken kendi hayatımı düşündüm de, benim yaşadıklarım dert değilmiş. Güvendiğimiz sağlığımızı, malımızı saniyeler içinde kaybedebiliriz...

 


Kadir emmi geceleri sabaha kadar ızdıraptan bağırırmış. Vücudu felç olduğu için yemek, banyo, tuvalet işini karısı Ayşe teyze ve küçük oğlu Mustafa abi beraber yapmışlar. Allah onlardan razı olsun. Namazlarımda onlara da dua ediyorum.

 

Çünkü teyzenin tekbaşına gücü yetmezmiş. Bazen Mustafa abi işe gidince, Kadir emmi ızdırap içinde, oğlunun eve dönmesini ve onu yatakta çevirmesini beklermiş. İğnelerini ise hep küçük kızı yapmış.

 

Eniştem dedi ki, Anam yatağa uzanıp hiç uyumadı. Hep yatağın başında diz çökmüş beklerdi. Çünkü anam, babamı ızdıraptan sabaha kadar bir o yana, bir bu yana döndürürdü. Sırtında sürekli yatmaktan kapanmaz derin yaralar açılmıştı. Anam bazen yatağa başını koyar, uyuyakalırdı. Eniştem anlatırken, ben de şimdi yazarken ağlıyorum.

 

Bacakları dokuz senede öyle kurumuş ki, adete kupkuru odun gibi olmuş. Yapılan iğneler son zamanlarında geri çıkıyormuş. Ve öyle kurumuş ki, kan dolaşımı olmuyormuş, Kalp vücuda kan pompalayınca bacaklara gitmeyen kan geri tepiyormuş. O da büyük bir acı veriyormuş.

 

Rahmetli Fahri amcam Ereğli SSK hastanesi müdürüydü.Doktorlarla konuşup ambulans göndererek ameliyat narkozu ve morfin yaptırmış. Kadir emminin son zamanlarında biraz dinlenmesini sağlamış. Hayır duasını almış. Allah razı olsun.

 

Eniştem daha çok şey anlattı; ben burada kısaca özetledim. Eniştem Hatay’daydı. Kimbilir bu dokuz yılda, Kadir emmiyle beraber yaşayan oğulları ve kızları neler yaşadılar?

 

Kadir emminin emekli maaşı veya sakatlık maaşı gibi geliri yokmuş. Şimdi devlet hem engelliye hem de velisine evde bakım parası veriyor. Oğulları çalışmış, aileyi geçindirmiş.

 

Bazen ilaç alacak para bulamamışlar, bazen de ilacı bulamamışlar. O yıllarda felçli bir insanı hastaneye götürüp muayene ettirmek çok zormuş, 112 ambulansta yokmuş.

 

Kadir emmi 7 Ocak 1985 karlı bir kış günü vefat etmiş. Eşi Ayşe teyze de yedi yıl sonra 1992’de böbrek kanserinden ölmüş. Biliyorsunuz amansız hastalıktan ölen inançlı müminler de şehittirler. Allah rahmet eylesin, onları cennette ayırmasın.

 




Kadir emminin çektiği acıları düşününce kendimle kıyaslıyorum da içim şükür duyguları ile doluyor. Ağrım, sızım yok. Annem ve babam benim bir dediğimi iki etmiyor. Engelli bir kişi olduğumu bana hissettirmiyorlar. Yemeğimi, çayımı kendim yiyebiliyorum. Evimde aile hekimimiz muayeneye geliyor. Emekli maaşım var. Hamdolsun bugünüme...

 

Allah bizleri cennette buluştursun inşallah. Yaşadıklarını Kadir emminin ağzından dinlemek isterim. Bu yazıyı okuyanlardan bir ricam var. Lütfen rahmetli Kadir emmi ve eşi için Besmele çekip ruhuna bir Fatiha gönderelim.

 

Celal Çelik                  Ankara  ( Konya-Ereğli )

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder